TMMOB MMO'nun 50. Olağan Genel Kurul'u başladı

Yeni dönem çalışma programının ana hatlarının belirleneceği ve seçimlerin yapılacağı TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nın olağan genel kurul toplantısı başladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - TMMOB Makina Mühendisleri Odasının (MMO) 50. Olağan Genel Kurulu Kocatepe Kültür Merkezi'nde başladı. Genel kurulun açılış konuşmaları MMO Başkanı Yunus Yener ve TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından yapıldı. 

MMO Başkanı Yunus Yener, yaptığı açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Genel kurulumuzda, dünyada ve ülkemizdeki gelişmeleri, bu gelişmelerin ülkemiz, halkımız, mesleğimiz, meslektaşlarımız üzerindeki etkilerini hep birlikte değerlendirecek, Şube genel kurulları ve Oda çalışmalarında dile getirilen görüşleri harmanlayacağız. Genel kurul ve seçimlerimiz, totaliter iktidara karşı Cumhuriyetçi, laik, demokratik, halkçı, kamucu/toplumcu bir yanıt olacaktır. 

Tarihimizin bütün usulsüzlüklerini, yolsuzluklarını, kayırmacılıklarını, borçlanma ve faiz ödeme düzeylerini, rant politikalarını, vergi adaletsizliklerini kat kat aşan, aynı zamanda halkı işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı ile güçten düşüren bir kötülükler iktidarı, felaketler iktidarı söz konusudur. Serbestleştirme–özelleştirmeler, üretim ile ihracatın ithal girdilere bağımlılığı ve emperyalizmin belirlediği uluslararası işbölümünün dayattığı fason üretim olguları ve iktidarın can simidi olan kuralsızlaştırma ve rant uygulamaları, ülkemizi sanayisizleştirmiş, tarım ürünlerinde kendimize yeterliliği bitirmiş, ithalata bağımlı kılmıştır. 

Yeni sömürgecilik ve bu iktidar, ülkemizi iliklerine kadar sömürmekte ve yoksullaştırmaktadır. Kamusal üretim, hizmet ve denetimin tasfiyesi, fason ve esnek üretimin yaygınlığı ile rant eksenli sermaye birikiminin hâkimiyeti; mühendislik hizmet ve uygulamaları ile meslek örgütlerimizi etkilemekte, mühendisliği değersizleştirmektedir. 

İktidarın, bırakalım bizlerin yıllardır dile getirdiğimiz önlem uyarılarını, kendi kurumlarının raporlarına da yansıyan depremlere karşı önlemsizliği ve 6 Şubat depremleri sonrası harekete geçmedeki kasdi yavaşlığı, açıklanan 50 bin kişiden çok daha fazla insanın ölümüne ve milyonlarca insanın sefalet koşullarında yaşamasına neden olmuş, halk gene desteksiz kalmıştır. Türkiye birçok uluslararası ölçüm endeksinde narkotrafik, kara para aklama, enflasyon gibi konularda başlarda; eğitim, sağlık gibi konularda ise çok gerilerde yer almaktadır. 

Bildiğimiz gibi söz konusu neoliberal ve gerici değişim-dönüşüm sürecine itiraz eden halk muhalefeti ve TMMOB’miz, mevzuat düzenlemeleri ve her türlü antidemokratik uygulama ile etkisiz hale getirilmeye çalışılmaktadır. Türkiye bu istibdat rejimine teslim olmayacaktır. Bizim yerimiz, safımız da burasıdır. Safımız, halk egemenliği, eşitlikçi, sömürüsüz, laik, bilimin aydınlattığı ve geliştirdiği, üreten, kamucu/toplumcu temelde kalkınan, barış ve kardeşlik içindeki bir Türkiye ve dünya safıdır. Bu noktada toplumsal muhalefetin bu rejime karşı çıkışının doğru bir içerikle ve doğru bir şekilde sağlanması oldukça önemlidir. 

TMMOB ve bağlı Odalarının toplumsal yaşamın bütününe yönelik yurtsever kamucu faaliyetleri, ülkemizdeki tüm olumsuzlukları sergilemiş ve pratikte doğrulanmıştır. Hemen her konu, TMMOB’nin ve diğer dost çevrelerin yıllardır yürüttüğü haklı, onurlu, özverili mücadeleyi sürekli olarak doğrulamıştır. Bu gerçekliğin farkında olarak, önümüzdeki dönemde örgütlü yapımızın toplumsal muhalefetin programatik bir çerçevede etkinleşmesi ve birleşik bir yapıya dönüştürülmesinde bir kaldıraç olarak devreye girmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bu nedenle yeni çalışma döneminde mesleki sorumluluklarımızı daha iyi bir şekilde yerine getirmeyi, örgütlülüğümüzü güçlendirmeyi, saldırılara karşı birlik içinde hazırlıklı olmayı, mesleki uygulama ve kamusal hizmet niteliğimizi yükseltmeyi sürekli olarak gündemimizde tutmalı; meslek alanlarımız üzerinden siyaset yapmaya cesaretle devam etmeliyiz. 

Odamızın ve TMMOB’mizin, siyasi iktidarların tasarruflarını bilimsel teknik ölçütler ve kamusal-toplumsal-mesleki yarar süzgecinden geçirerek, ülkenin en karanlık dönemlerinde bile gerçekleri açıklamaktan geri durmadığı gerçeği bizlere rehber olmalıdır. Bundan sonra da hiçbir siyasi gücün arka bahçesi olmayan bu bağımsız tutum ile örgütsel varlık ve ilkelerimizi koruyan duruşumuzu uyum içinde sürdürmekle yükümlüyüz. Genel kurulumuzun bu yöndeki irade beyanı son derece önemlidir.”

Yener’den sonra söz alan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise şöyle konuştu:

“Her yeni dönemde karşımıza daha zor koşullar, aşılması daha güç yollar getiriyor. Son yıllardaki her genel kurulumuzu, bir öncekinden çok daha kötü bir ülke tablosu içinde gerçekleştiriyoruz. ‘Bundan daha kötüsü olamaz’ diye düşündüğümüz her olayın daha kötüsü, kısa bir süre sonra başımıza geliyor” diyerek başladığı konuşmasında özetle şunları söyledi: “Ne yazık ki 100 yıl önce bin bir umutla kurulmuş Cumhuriyet, uzun bir süredir bir karanlığın içerisinde can çekişiyor. Bir asırlık tarihinin belki de en karanlık, en gerici dönemi bu. Açlık, yoksulluk, katliam, zam, zulüm, savaş, iş cinayetleri, faciaya dönüşen afetler…

Cumhuriyet kurumlarının ve birikimlerinin tek tek tasfiye edildiği, cumhuriyetin kurucu değerlerinin tamamen ters yüz edildiği, emperyalizme her alanda bağımlı, halk egemenliği yerine tek adam rejiminin, laikliğin yerine gericiliğin, sosyal devlet anlayışı yerine tarikat-cemaat ilişkilerinin ve parti devleti anlayışının egemen olduğu bir ülke haline getirildik. Tek adam rejiminin halk düşmanı politikaları yaşadığımız hayatı hepimize zehrediyor.

Ekonomiden siyasete, hukuk sisteminden eğitime, tarımdan sanayiye, kamu yönetiminden dış politikaya kadar her alanda derin krizler yaşıyoruz. Herkes gibi kendileri de biliyor ki, bugün tüm ülke tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birisi yaşanıyorsa, bunun nedeni yıllardır uyguladıkları neoliberal politikalardır. Uygulanan özelleştirme politikalarıdır. Üretim ve sanayileşme politikalarından uzaklaşarak ranta dayalı sektörlere yatırım yapılmasıdır. Kamu yararı taşımayan çılgın projelere ve saraylıların lüks yaşamına ayrılan kaynaklardır. Kamu kaynaklarının yandaşlara, 5’li çeteye, cemaatlere, tarikatlara, akraba vakıflarına aktarılmasıdır.

Bütçede bu denli gedik olunca, merkez bankasında bir kuruş para kalmayınca, dış ticaret açığı artınca ekonominin tüm yükü, emeğiyle geçinenlerin sırtına yüklenmiş durumda. Bakın şöyle bir etrafınıza, siyasi iktidar etrafında kümelenmiş bir avucun zenginliğini göreceksiniz. Bir grup sermayedar borçları silinerek, vergi afları getirilerek daha da zenginleşirken, emeği geçinenlerin boğazından geçen tek lokmaya bile göz koyuluyor. Ne için? AKP rejimi ayakta kalabilsin, düzen onların lehine devam edebilsin diye. 

Yaşanan bu kriz tüm toplumsal kesimler gibi biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının hayatlarını da çok olumsuz etkiliyor. Kamuda ve özel sektörde sistematik bir biçimde daraltılan iş alanlarımız nedeniyle işsizlik tehlikesi, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma biçimleri ortak kaderimiz haline geldi. Artan kiralar, kontrol altına alınamayan fiyatlar, temel tüketim maddelerinde yaşanan kıtlık, düşen alım gücü, açlık sınırına düşen ücretler ve giderek artan işsizlik bizlerin de yaşamını söndürüyor. Nitelikli bir eğitim alan, köklü üniversitelerden iyi derecelerle mezun olmuş birçok genç meslektaşımız, mesleki, maddi ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurt dışında arıyor.

Yerel seçim sonuçlarıyla bir kez daha gördük ki örgütlü bir mücadelenin, iradenin ve kararlılığın galibiyeti mutlaktır. 22 yıllık AKP iktidarı boyunca; Gezi’de yükselen ortak iradenin ardından, belki de  ilk kez ve somut olarak AKP rejimi ciddi anlamda geriletilmiştir. Mayıs seçimlerinin ardından ısrarla vurgulamıştık; seçimleri kazandılar ama bu ülkenin yarısının da rızasını alamadılar. Bu gerici, bu kötülük iktidarının ülkeyi yönetmesi artık mümkün değildir. 

Bizler, bu ülkenin mühendisleri, mimarları, şehir plancıları olarak; 100 yıldır ülkemizin her önemli dönemecinde yaptığımız gibi, mesleğimizin kamusal sorumluluğu ve tarihten öğrendiklerimizin gereği olarak, ezilenlerin, sömürülenlerin, yanında durmaya, üreten, sanayileşen, kalkınan ve hakça bölüşen bir ülke için mücadele etmeye devam edeceğiz.

İşte bu yüzden yerel seçim sonuçları bizler için oldukça önemlidir. Bu sonuçlar AKP rejiminde açılmış büyük bir gediktir. Direnerek, mücadele ederek elde edilen her kazanım, toplumun, emeğin ortak kazanımıdır. Ortak geleceğimiz, bu kazanımlarla şekillenecek ve güzelleşecektir. Emeğin güçlü kollarıyla kurulacak bir dünyada ne açlık olacak ne sefalet ne savaş olacak ne nefret ne emperyalist boyunduruk olacak ne kapitalist sömürü, ne gericilik olacak ne de cehalet! Emeğimizle kuracağımız dünyada demokrasi olacak, özgürlük olacak, barış olacak, bağımsızlık olacak, laiklik olacak, gönenç olacak, huzur olacak!”

MMO genel kurul sonuç bildirisi önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak.