YAZARLAR

Suç ve Ceza Film Festivali başladı: Sinemada adalet aramak

Uzun metraj ve kısa metraj kurgu filmlerin yanında belgesellerin de gösterildiği 12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nde filmlerin önemli bir kısmı ya Türkiye’de ya da İstanbul’da ilk defa gösterilecek. Biletler de oldukça ulaşılabilir olmuşken, bu yıl kadın-erkek eşitliğine odaklanan festivalde öne çıkan filmlerden bir liste yaptım.

12. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, 18-24 Kasım arasında yapılıyor. Ülkedeki en uzun süreli tematik film festivali olan festival, adaleti gerçek hayatta bulmakta zorlandığımız bu zaman aralığında, filmlerde var olan adalet arayışının görsel dünyasını keşfetmek için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.

BİLETLER 15 TL

Artan hayat pahalılığından sonra burjuva olmayanların sinemayla festival ekseninde ilişki kurmaları her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Çoğu sinemasever artık sadece evlerinde film ‘keşfetmek’ zorunda kalıyorlar. Suç ve Ceza Film Festivali, uygun bilet fiyatlarıyla öteki festivallerden de ayrılıyor bu yıl. Ekim ayında yapılan Filmekimi’nde bilet fiyatlarının 50 lira olmasının yarattığı sarsıcı etkiden sonra Suç ve Ceza Film Festivali’nde tam biletler gündüz (11.30 – 13.30) seanslarında 10 TL, akşam (16.30 – 19.00 – 21.30) seanslarında 15 TL; öğrenciler içinse tüm seanslar için 7 TL olarak belirlenmiş.

Uzun metraj ve kısa metraj kurgu filmlerin yanında belgesellerin de gösterildiği festivalde filmlerin önemli bir kısmı ya Türkiye’de ya da İstanbul’da ilk defa gösterilecek. Adil olmak, eşitlik, vicdan muhasebesi gibi adalet temelli kavramlar aynı zamanda sinema için de oldukça önemli bir motivasyon unsuru taşıyorlar. Biletler de oldukça ulaşılabilir olmuşken, bu yıl kadın-erkek eşitliğine odaklanan festivalde öne çıkan filmlerden bir liste yaptım.

'KURAK GÜNLER' FESTİVALDE

Emin Alper’in ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapan yeni filmi "Kurak Günler", bu yılın en çok öne çıkan yapımlarının başında geliyor. Film, Antalya Altın Portakal ve Ankara film festivallerinde çok sayıda ödül almıştı. İstanbul’daki ilk gösteriminin yapılacağı festivalde de büyük bir ilgi göreceğine şüphe yok. Biletler tükenmeden acele etmekte fayda var.

Kurak Günler

TÜRK İŞİ BİLİM KURGU DENEMESİ

Serpil Altın’ın ilk gösterimini Adana Altın Koza Film Festivali’nde yaptığı bilim kurgu filmi "Bir Zamanlar Gelecek: 2121" filmi, Türkiye'de neredeyse hiç çekilmeyen bilim kurgu türünde bir çalışma olmasıyla ilgiyi hak ediyor. 21. yüzyılın sonlarında iklim krizi ve kıtlık sebebiyle yeryüzü yaşanılamaz hale geldiğinde olacaklara eğilen filmde, ayrıca nesil çatışmasına odaklanılıyor.

ŞİLİ'DEN KAZAKİSTAN'A DÜNYA SİNEMASI ÖRNEKLERİ

Berlin Uluslararası Film Festivali, Panorama İzleyici Ödülü alan Kazakistanlı yönetmen Askar Uzabayev’in "Mutluluk" filmi, küçük bir sınır kasabasında yaşanan aile içi şiddet döngüsünün izini sürüyor. Festivallerde az sayıda karşımıza çıkan Kazakistan sineması örneğinin yeni bir ürününü görmek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.

İranlı yönetmen Nader Saeivar yeni filmi "Sonu Yok"ta mülkiyet sorununa eğiliyor. Filmde, ev sahibi olmak için kayınvalidesiyle oturan Ayaz ve eşinin kendi evlerini almak için neler yapabileceklerinin sınırlarını göreceğiz. Nader Saeivar, İran’ın Tebrizli Türk yönetmenlerinden biri. Şu anda hapiste olan Cafer Penahi’nin de yakın çalışma arkadaşı. Bu filmin senaryosunu da birlikte yazmışlar. Daha önce Cafer Penahi’nin Cannes’da En İyi Senaryo Ödülü alan "3 Faces" filminin de senaristlerinden biriydi Saeivar. Önceki Filmi "Namo", 2020’de Suç ve Ceza Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü almıştı.

Miran Zupanič’in "Saraybosna Safari" filmi, Bosna Savaşı sırasında belgesellerden öğrendiğimiz bir trajedinin hikâyesini anlatıyor. Film, Bosna Sırp Ordusu’nun dünyanın farklı yerlerinden gelen zenginlerin para karşılığında Saraybosna sakinlerine uzaktan ateş ederek eğlendikleri bir caniliğin izlerini sürüyor.

Saraybosna Safari

Manuela Martelli’nin yönettiği "1976" isimli film, uzun yıllar Şili'yi dikta rejimi ile yöneten General Pinochet döneminde politik olmayan bir kadının bir kaçağı saklama hikâyesini anlatıyor. Bol ödüllü bu çarpıcı 70’ler filmi, benim gibi bu dönemin atmosferini sevenler için oldukça iyi bir örnek.

Şili’nin 70’lerinden Romanya’nın 70’lerine uzanırsak Alexandru Belc’in "Metronom" filmi karşımıza çıkacak. Romanya’da Çavuşesku döneminde korsan yayın yapan Özgür Avrupa Radyo’sunun müzik programı Metronom’a mektup yazan 17 yaşındaki Ana’nın yaşadıklarını anlatan film, bir dönem sıklıkla işlenen Romanya’nın geçmiş dönemini resmeden filmlerinden biri.

ÖDÜLLÜ KISA FİLMLER

Festivalde kısa filmler için de ayrı bir yarışma var. Bu yıl hem Türkiye’den hem de dünyanın farklı yerlerinden çarpıcı kısa filmler bir arada gösterilecek. İlk gösterimini Saraybosna Film Festivali’nde yapan ve gösterildiği festivallerde ödüller alan Kasım Ördek’in "Birlikte, Yalnız" isimli filmi öne çıkan filmlerden biri.

Ayrıca Yılmaz Özdil'in "Aforoz", İran’dan Mahtab Pishghadam’ın yönettiği idam edilecek genç bir kadının son isteğine odaklanan "Özel Gece", Nebojša Slijepčević’in "Benim Komşum Kurt" filmleri konularıyla merak uyandıran kısa filmlerden.


Rıza Oylum Kimdir?

1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, RadikalGenç, Birgün, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı, Sendika.org, ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri ve İran Sineması kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihâzırda bir vakıf üniversitesinde sinema tarihi dersleri veriyor. Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor.