Milli sporcu Mikail Özerler: Kavgadaki saygıya aşık oldum

Milli sporcu Mikail Özerler, 2019 Avrupa Oyunları'nda altın madalya kazandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü bünyesinde spor yaşamını sürdüren Özerler, judoyla olan serüvenini Gazete Duvar'a anlattı: “Karşılaşmalarda sporcuların birbirine duyduğu saygıya aşık oldum.”

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Milli judocu Mikail Özerler, 7 yaşında judoyla tanışmış. İlk okul birinci sınıfta gittiği spor salonunda “tuhaf kıyafetli kadın”ın ne yaptığı onun için merak konusu olmuş. Buna savunma esnasında yaptıkları hareketler de eklenince bir de kendisi deneyimlemek istemiş. O gün bugündür tam 18 yıldır tutkuyla bağlı judoya Slovenya doğumlu sporcu. O ise bu deneyimi şöyle anlatıyor: “İlk başta benim için sadece eğlenceliydi ama ondan sonra kazanmaya aşık oldum.”

İstanbul Büyükşehir Belediye Spor Kulübü bünyesinde spor yaşamını sürdüren sporcu Minsk'te düzenlenen İkinci Avrupa Oyunları'nda Türkiye'yi temsil etti. İsrailli rakibi Li Kochman'ı yenen Mikail altın madalyanın sahibi oldu. Bu onun Türkiye organizasyon tarihindeki ilk judo altını oldu. İlk hedefini bu yıl dünya şampiyonu olmak olarak belirleyen judoka, “Türkiye adına Tokyo 2020 Olimpiyatları'nda şampiyon olmak istiyorum” diyor. Milli sporcu olarak verdiği ilk röportaj için sözü kendisine bırakalım...

Mikail Özerler

Judoyla tanışmanız nasıl ve ne zaman oldu?

Judo’ya 7 yaşındayken başladım. 2001 yılıydı. İlkokul birinci sınıftaydım. Her hafta arkadaşlarımın spor salonuna girdiğini gördüm ve o zamanlar bilmediğim tuhaf spor kıyafetleri olan bir kadın vardı. Onları antrenman esnasında gördüm, savunma esnasındaki hareketler çok ilgimi çekti ve ben de denemek istedim. İlk başta benim için sadece eğlenceliydi ama ondan sonra kazanmaya aşık oldum ve kaybetmekten nefret ediyordum. Madalya toplamaya başladığımda, rekabet için farklı ülkeleri ziyaret edip yeni arkadaşlar edindiğimde bu spora daha da aşık oldum. Şimdi 18 yıl oldu ve ben yine aynı hissediyorum.

'KAVGA EDERKEN GÖSTERİLEN SAYGIYA AŞIK OLDUM'

Dövüş sporları içinden neden judoyu seçtiniz? Hangi özellikleriyle size cazip geldi?

İlk olarak bu sporu seçmemin sebebi diğer dövüş sporlarından farklı olarak savunma sporu olması. Karşılaşmalarda sporcuların birbirine duyduğu saygıya aşık oldum. Bir diğer sebep ise yumruklu dövüş sanatlarının profesyonel bir sporcu ve insan sağlığı için çok zararlı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle bu sporu yapmaya karar verdim.

Judo aynı zamanda bir felsefe öğretisi olduğundan eğitiminin yıllarca süreceği söyleniyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Judo kesinlikle hayatımı değiştirdi, bu kesinlikle spordan daha fazlası. Size zaferle egoist olmamayı ya da yenilgide ise daha çok çalışman gerektiğini öğretiyor. Hayata farklı bir yönden bakmanıza yardımcı olur ve bunları kariyerinizden sonra bile hayatınıza uygularsınız.

'AZMİ TÜM HAYATINA YAYMAK ÖNEMLİ'

İyi bir judocu olmak için gerekli şeyler neler?

Benim düşüncem başarılı judokayı diğerlerinden ayıran şey şampiyonluk hissidir. Büyük karşılaşmaları kazanmak için önemli olan sadece antrenmanda değil büyük şampiyonalarda da bunu göstermek. Tüm sporcuların göz ardı etmemesi gereken şey ise bu azmi tüm hayatına yaymak.

'KAYBETMEKTEN NEFRET EDİYORUM'

Sizin judoda avantajlı olduğunuz ve kendinizde gördüğünüz eksikler neler?

İnatçı biri olmam ve aklıma koyduğum her şeyi tamamlamam büyük bir avantaj. Tüm hayatım boyunca profesyonellerle, harika antrenörlerle olimpiyat şampiyonları ile tanıştım ve bu beni herkesten bir adım öne geçirdi. Eksik yönüm, kaybetmekten nefret etmek. Ya da belki bu da bir avantajdır (Gülüyor).

Judo hamleleri doğru seçmek adına satranca benzetilebilir mi?

Evet, judoda da satrançta olduğu gibi, rakiplerinizin hamlelerini öngörmeniz ve kendiniz için doğru olanları seçmeniz önemlidir. Bazen aynı rakiple birkaç kez karşılaşırsınız ve iki taraf da birbirinin favori hamlelerini bildiği için işler biraz karışır.

'İSTANBUL HARİKA BİR ŞEHİR'

Ülke değişimi sizi nasıl etkiledi?

İlk başta zordu ama insanlarla tanıştıkça ve biraz Türkçe öğrendikçe kolaylaştı. Ayrıca bana sadece eğitime odaklanmak ve daha iyi bir insan olma fırsatı verdi. Ancak İstanbul harika ve güzel bir şehir, bu yüzden burada olduğum için çok mutluyum.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde spor yaşamınızı sürdürüyorsunuz. Belediyeye bağlı bir sporcu olmak nasıl?

Benim için aynı anda hem bu harika şehir İstanbul hem de Türkiye'yi temsil etmek büyük bir onur. Burada kendimi iyi hissediyorum ve evim oldu, herkes beni destekliyor ve bu benim için çok şey ifade ediyor.

'HER ŞEYİN YOLUNDA GİDECEĞİNE İNANIYORUM'

Belediye değişiminin size etkileri oldu mu?

Sadece bir yıldır Türkiye'deyim, bu yüzden işlerin nasıl yürüdüğünü henüz bilmiyorum. Bunun belediye başkanı değişimiyle bir ilgisi var mı bilmiyorum ama kulübümüzden aylık olarak geç ödeme aldık ve bu beni biraz etkiledi. Çünkü ödemem gereken faturalarım var ve aileme evde para gönderiyorum. Ama ben bunu düzelteceklerini ve her şeyin yolunda gideceğine inanıyorum.

Nasıl bir iş disiplinine sahipsiniz?

Her hafta 6 gün boyunca günde iki veya bazen üç eğitimim var. Erken kalkarım ve sağlıklı beslenirim. Ayrıca çok okurum, mümkün olduğunca kendimi eğitiyorum ve daha üretken olmak için zamanımı yönetmeye çalışıyorum.

.

'ALTINI EV HALKINA GETİRMEK MUTLU ETTİ'

2019 Avrupa Oyunları'nda altın madalya elde ettiniz ve bu oldukça yankı uyandırdı. Bu madalyanın sizin için önemi nedir?

Türkiye'ye ilk madalyam Antalya büyük ödülündeydi ve altını ev halkına getirmekten çok mutlu oldum. Ancak bir Avrupa Şampiyonu olmak ve Avrupa Oyunları'nın galibiyetini Türkiye'ye getirmek çok daha özel bir şey. Türkiye büyük bir geçmişi olan büyük bir ülke ve onu temsil etmekten gurur duyuyorum.

2019 Avrupa Oyunları yarışınızda İsrailli Li Kochman ile karşılaştınız. Nasıl bir yarıştı?

Benim için finallere gelmesi biraz şaşırtıcıydı, maçın zor olacağını biliyordum ama bütün gün gerçekten iyi bir formda olduğumu hissettim ve bu fırsatın kaçmasına izin veremezdim. Maçın başında güçlüydü, ancak birkaç dakika sonra yoruldu, bu yüzden bu şansı kullandım ve sonunda daha da sert bir şekilde saldırdım ve yeterince aktif olmadığı için diskalifiye oldu.

Sonraki hedefleriniz neler?

İlk hedefim bu yıl dünya şampiyonu olmak. Daha sonra bir yıl boyunca hayatımda her zamankinden daha iyi bir hazırlık çalışmasına odaklanarak Türkiye adına Tokyo 2020 Olimpiyatları'nda şampiyon olmak istiyorum.