Soli Özel: Biden döneminde S-400 meselesinden kaçış yok

Akademisyen ve yazar Soli Özel, ABD'de 20 Ocak'ta başlayan Joe Biden dönemini ve bu dönemin Türkiye-ABD ilişkilerine yansımasını değerlendirdi. Yeniden tv’de Ayşegül Doğan ile konuşan Özel, Donald Trump’ın gidişiyle 'sağcı ve popülist liderlerin onun maddi ve manevi desteğinden mahrum kalacağını' söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Akademisyen ve yazar Soli Özel, ABD’de resmen başlayan Joe Biden dönemini, bu yeni dönemin Türkiye-ABD ilişkilerine yansımasını, Donald Trump’ın gidişinin dünyadaki sağ-otoriter yönetimlere nasıl etki edeceğini yeniden tv’de Ayşegül Doğan’a değerlendirdi. Özel, Trump’ın gidişiyle sağcı ve popülist liderlerin onun maddi ve manevi desteğinden mahrum kalacağına, ancak Trump gitti diye diğerlerinin gerileyeceğini zannetmenin yanılgı olacağına dikkat çekti.

'HOŞGÖRÜSÜNDEN PUTİN VE ERDOĞAN MAHRUM KALACAK'

Özel, şöyle konuştu: “Ancak, şurası muhakkak ki, Trump’ın sağladığı korumadan, verdiği maddi ve manevi destekten, örneğin Macaristan Başbakanı Orban mahrum kalacak, Polonya’dakiler mahrum kalacaklar, onun gösterdiği hoşgörüden Putin, Erdoğan, Duterte ve Bolsonaro gibi siyasetçiler mahrum kalacaklar. Ama bu onların kendi ülkelerindeki dinamiklerin aleyhlerine dönmesine yol açar mı, o kadarını şimdiden söyleyemiyorum ben kendi hesabıma.”

 

Özel’e göre Biden döneminin Türkiye-ABD ilişkilerine olası yansımasında esas belirleyen Rusya’dan alınan S-400 meselesi olacak, ama tek unsur bu da değil: “Büyük ölçüde Türkiye’nin NATO içinde daha uyumlu olması istenecektir. S-400 meselesi, gerek Kongre’nin iradesi olarak gerek bugünkü yeni başlayan Biden yönetiminin önemsediği bir mesele olarak, Türkiye-ABD ilişkilerinde birinci belirleyici olacaktır. S-400 meselesinden kaçış yok gibi gözüküyor. Kongre ‘bunlar Türkiye topraklarından dışarı çıkarılacak’ diyor. Çıkarılmadan bir çözüm bulunabilir mi, bence yeni yönetimle olan ilişkideki asıl soru bu olacak. Eğer ‘biz ikinci paketin de müzakerelerini yapıyoruz’ derseniz, belli ki, bu bir yerden kırılacak.

Bundan bir buçuk ay sonra New York’ta Halk Bank Davası başlayacak. Sonradan öğrendiğimize göre Trump pek çok kez müdahale ederek, bu davanın durdurulmasına muvaffak olmuş, Bidengillerin Halkbank Davası’nın kendi oluruna bırakılmaması için herhangi bir teşebbüste bulunacağını sanmıyorum. 

Türkiye açısından Amerikalıların PYD ile olan ilişkisi önemli. Bir de Ulusal Güvenlik Kurulu’na Türkiye’nin ‘istenmeyen adam’ ilan ettiği Brett McGurk’ün atanmış olması ilişkilere Suriye konusunda kafadan bir gerginlik unsuru olarak eklenecektir. Türkiye’nin Fethullah Gülen’in iadesi talebi var, bunda herhangi bir mesafe kaydedilemiyor. Bütün bunlar oldukları yerde duruyorlar. Bunları aşabilmek için her iki tarafın da yeni bir dil bulması gerekecek. Türkiye’nin işini zorlaştıran bir faktör de Kongre’de hemen hemen hiçbir müttefikinin kalmamış oluşu.”

'ABD'NİN ORTADOĞU'DA TEK MESELESİ KALDI, O DA İRAN'

Biden döneminde ABD’nin Suriye özelinde Ortadoğu politikası nasıl bir seyir izleyecek? Özel’in bu soruya yanıtı, ABD’nin geçmişte olduğu gibi Ortadoğu’ya enerji harcamayacağı yönünde: “ABD tutup da Ortadoğu’ya geçmişte olduğu kadar ilgi göstereceğini, enerji harcayacağını, kaynak harcayacağını sanmıyorum. ‘PYD’ye şu oldu, Suriye’de şöyle bir gelişme oldu’ vs. bunların ABD açısından öncelikli konular olmayacağını düşünüyorum, bütün beyanlar da bu yönde. 2003’te değiliz. ABD açısından Ortadoğu’yu dönüştürmek değil, ‘bir an önce pılımızı pırtımızı toplayıp Ortadoğu’dan çekip gitsen ne kadar güzel olur’ denilen bir dönemdeyiz. Bir tek meseleleri kaldı, o da İran.” (HABER MERKEZİ)