Size kötü haberlerim var

Savaş, nükleer tehdit, salgın hastalık, pahalılık, enerji sıkıntısı, kıtlık, açlık tehdidi, geçim sıkıntısı, ücretlerin erimesi, gelecek kaygısı… Ve daha da kötüsü kapıda…

Google Haberlere Abone ol

Hayal edelim: Bir yıl önce bir Alman işçi (hiç fark etmez; Türk, İngiliz, Amerikalı, Koreli Estonyalı vs.) uykuya dalsa ve bugün uyansa… Muhakkak, “Lanet olsun, nasıl bir dünyaya uyandım, uykudayken görmediğim kâbus burada, keşke tatlı uyku devam etse” diyecek. Çünkü şu anda yeryüzünde kötü olan her şeyi yaşıyor olacak.

Muhtemelen şunları da diyecek:

“Tanrım, yıllar sonra yanı başımızda savaş var. İnanılır gibi değil; Putin nükleer silah kullanabiliriz diyor.”

“Koronavirüs de hala bitmemiş.”

“Her şeyin fiyatı bir anda nasıl böyle artmış, bir kilo biftek 25 euro olmuş, elma 3, ekmek 1.3, bir bira 1.2 euro…”

“Doğal gaz faturası 70 euro gelmiş, elektrik ve gaz fiyatları bir yılda ikiye katlanmış. Enerji şirketlerinin karları patlamış.

“Rusya gazı kesip duruyor, bu kış da kesecekmiş. Kimi emekli komşular hem soğuk olacağından hem de zamlardan dolayı kışı Türkiye’de geçirmeye hazırlanıyor.

“Gelir adaletsizliği artıyor, Almanya’da görülmemiş bir rakam; yoksul sayısı 16 milyona çıkmış. Aşevlerine başvuranların sayısında inanılmaz artış var.”

“Ücret artışları enflasyonun çok altında kaldı, bakalım sendikalar ne yapacak?”

VE DAHA DA KÖTÜSÜ KAPIDA…

Savaş, nükleer tehdit, salgın hastalık, pahalılık, enerji sıkıntısı, kıtlık, açlık tehdidi, geçim sıkıntısı, ücretlerin erimesi, gelecek kaygısı… Ve daha da kötüsü kapıda… Doğal gaz sıkıntısı, soğuk bir kış, artan enflasyonun yanında keskin bir ekonomik durgunluk, işten çıkarılma kaygısı vs…

Dünya ekonomisi çok kritik bir dönemeçten, tarihi bir sınavdan geçiyor. ABD kapitalizminin ekonomik gücüne ve büyük ölçüde finansallaşmaya dayalı küresel kapitalist sistemde fay hatları hareketlenmeye başladı.

Neler oluyor? Ana başlıklarla gözden geçirelim.

  • Ukrayna’daki savaş, beraberinde Batı'ya yönelik enerji kıskacı, başta enerji olmak üzere küresel fiyat artışları ve tedarik sıkıntıları görülmemiş sıkıntılara neden oluyor. Covid-19 pandemisi ekonomilerin durmasına neden olmuştu. 2021'de sürekliliği olmayan tepkisel büyüme dönemine rağmen, küresel tedarik sıkıntıları, artan işsizlik ve bütçe-ödemeler dengesi açıkları devam ediyordu. Ardından büyük şok dalgası geldi. Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş, küresel ekonominin iyice fren yapmasına neden oldu.
  • Büyük bir enerji, doğal kaynak ve gıda tedarikçisi olan Rusya'nın, Batı'nın desteklediği Ukrayna'yı işgali ve ardından gelen yaptırımlar, enerji, gıda, gübre, endüstriyel metaller ve diğer emtia ticaretini kesintiye uğrattı. Avrupa ve özellikle Almanya'da enerji krizine neden olurken, gıda arzında yaşanan sıkıntıyla beraber stagflasyonist bir döneme girildi.

KASVETLİ VE BELİRSİZ BİR DÖNEM

  • Hem büyüme hem de fiyat istikrarını sarsan şok dalgası gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ekonomileri çok sert vurdu. On yıllardır süren göreceli küresel ekonomik istikrar sona erdi. Dünya yeni bir döneme girdi. Veriler, dünya ekonomisinin iyice yavaşladığını ve ilerleyen aylarda resesyonun başlayacağını gösteriyor.
  • IMF “kasvetli ve daha belirsiz” bir döneme işaret ederek küresel ekonomide büyüme tahminini bu yıl yüzde 3.2, 2023’ü ise yüzde 2.9’a düşürdü. IMF, dünya ekonomisine yönelik tehditlerin artarak sürmesi durumunda, yoğun bir stagflasyon (enflasyon içinde durgunluk) döneminin ve 1970’ten bu yana en zayıf yıllardan birinin yaşanacağını bildirdi.
  • ABD ekonomisi resesyona girdi. Dünyanın en büyük ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0.9 daralarak, iki çeyrek yıl art arda küçüldü ve teknik olarak resesyon (durgunluk) başladı. Yılın ilk yarısında eksi büyüyen ABD ekonomisine ilişkin IMF'nin 2022 yılı tahmini yüzde 2.3. 2023’te ABD’nin sadece yüzde 1 büyümesi bekleniyor.
  • Avrupa’da durgunluk hızla yaklaşıyor. 2023'te euro bölgesi ekonomileri yüzde 1.2 büyüyecek. IMF'ye göre, gelecek yıl Birleşik Krallık sadece yüzde 0.5, İtalya yüzde 0.7 ve Almanya 0.8 büyüyecek.
  • Küresel ekonominin diğer büyüğü Çin ise, azalan küresel talep, içerde derinleşen emlak krizi, salgın ve karantinalar nedeniyle beklenmedik şekilde frene bastı. Çin'in bu yıl sadece yüzde 3.3 büyümesi bekleniyor. Çin 2021'de yüzde 8.3 büyümüştü.

ENFLASYONDA VENEZÜELA’DAN SONRA GELİYORUZ

  • Ekonomileri yavaşlama kadar enflasyon da meşgul ediyor. Enflasyonda Venezüela’nın yüzde 114'ünden sonra yüzde 80 ile Türkiye en yüksek ikinci ülke...
  • ABD'de gıda ve akaryakıt başta olmak üzere son 40 yılın en pahalı dönemi yaşanıyor. Ağustos’ta elektrik faturaları 1981’den beri en yükseği olan yıllık yüzde 15.8 artı. Son bir yılda yumurta fiyatları yüzde 40, kahve 19, tavuk eti yüzde 17 arttı.
  • ABD'de enflasyonu artıran en önemli neden olarak, 16 ay önce pandemi döneminde Başkan Biden'in imzaladığı yasa ile, tüketicilere destek amaçlı eyalet hükümetlerine ve diğer programlara 1.9 trilyon dolar gönderilmesi gösteriliyor. Bu para oluşturduğu yüksek talep ile fiyatların artmasına neden oldu. Kuşkusuz, arz sorunları nedeniyle enerji ve gıda fiyatlarındaki artış da önemli. ABD’de Ağustos itibarıyla yıllık enflasyon 8.3. enerji enflasyonu yüzde 23.8'e geriledi. Haziran'da sırasıyla yüzde 9.1 ve yüzde 41.6 ile zirvedeydi.
ALMANYA’DA YÜZDE 8 ENFLASYON TAMAMIYLA BİR YANILSAMA
  • Euro bölgesinde Ağustos enflasyonu yüzde 9.1'e çıktı. Temmuz’da yüzde 8.9, 2021 Ağustos’ta ise yüzde 3’tü. Enflasyon, Almanya'da yüzde 7.9, İspanya'da 10.5, Hollanda'da yüzde 12'ye ulaştı.
  • Almanya’da Ağustos’ta enerji enflasyonu yüzde 35.6, gıda enflasyonu yüzde 16.6 arttı. Yani yüzde 7.9 enflasyon bir yanılsama… İşin kötüsü Almanya Merkez Bankası, ülkeyi resesyonun ve çift basamaklı enflasyonun beklediğini açıkladı.
  • Avrupa'da uzun yıllardır görülmemiş oranlar yaşanıyor ve zirveye ulaştığını söylemek çok zor. Çünkü savaş nedeniyle enerji krizi bekleniyor ve fiyatları yukarı çeken en önemli unsur enerji maliyetleri...
RİSKLERİN EN KORKUTANI: ENERJİ ŞOKU

Ve ileriye yönelik risklere bakacak olursak:

  • Avrupa’yı enerji konusunda çok zorlu bir kış bekliyor. Rusya'dan Avrupa'ya gaz akışı aniden durabilir. Bu da milyonlarca haneyi soğukta bırakırken, ekonomilerin sert bir şekilde duraklamasına neden olabilir. Ciddi bir uyarı da Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı’ndan geldi. Fatih Birol, enerji krizinin Avrupa Birliğini parçalamakla tehdit ettiğini söyledi.
  • İşgücü piyasaları beklenenden daha fazla daralırsa veya enflasyon beklentileri sabitlenemezse enflasyonu düşürmek beklenenden daha zor olabilir. Bu durumda daha fazla faiz artırımlarıyla sıkılaşacak küresel finansal koşullar, gelişmekte olan ekonomilerde borç sıkıntısına neden olabilir.
  • Yenilenen Covid-19 salgınları ve karantinaların yanı sıra emlak sektörü krizinin daha da tırmanması Çin büyümesini daha da baskılayabilir.
  • Jeopolitik kutuplaşmanın artması küresel ticaret ve işbirliği ile arz zincirlerini daha fazla engelleyebilir.
SAVAŞ TAMTAMLARI YÜKSELİYOR
  • Sadece ekonomi cephesi değil, jeopolitik gerginlikler de kırılganlıkları artırıyor ve küresel bloklar ellerindeki kozları güçlendirmeye çalışıyor. Son günlerde yaşananlara göz atalım:
  • ABD Başkanı Biden, Çin’in saldırması halinde Amerikan askerlerinin Tayvan’ı savunacağını söylerken, bu Washington’un bugüne kadar Tayvan konusunda izlediği “stratejik muğlaklık” politikasına aykırı düşen en belirgin açıklama oldu.
  • Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, orduya savaşa hazır olmaya odaklanma talimatı verdi.
  • Rusya Devlet Başkanı Putin, ülkenin toprak bütünlüğüne yönelik bir tehdit durumunda mevcut tüm koruma araçlarının kullanılacağını söyledi. Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medyedev, “Rusya’ya katılan toprakları korumak için nükleer dahil her silah kullanılabilir” dedi.
  • Putin, ayrıca askeri kısmi seferberlik ilan etti. Kimi çevreler, “kısmi seferberlik” ilanının ardından, Ukrayna’daki savaşın en kritik döneminin yaşanacağını savunuyor.
  • Çin diğer yandan, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ülkeleriyle işbirliğini hızla geliştiriyor. ŞİÖ ülkelerinden ham petrol ithalatı yılın ilk 8 ayında yüzde 70, toplam ithalatı ise yüzde 26 arttı.
  • Avrupa ise, çıkarları için yön arayışında… Almanya Başbakanı Olaf Scholtz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kasım başında birer hafta arayla Pekin’e gidecekler. G20 zirvesinden önce Çin lideri Çin lideri Şi Cinping ile görüşecekler. Bu, Alman ve Fransız liderlerin son 3 yılda ilk Çin ziyareti olacak.
EKONOMİK VE FİNANSAL MİMARİNİN DEĞİŞİMİ EPEY SANCILI OLACAK

Sözün özü; küreselleşme ve Amerikan mali egemenliği ciddi yalpa yaparken, yerini neyin alacağı bilinmiyor. Dünyanın ekonomik ağırlık merkezi hızla Doğu’ya (Asya’ya) kayıyor. Doğal kaynak zengini ve üretici Üçüncü Dünya’nın yükselişi sürüyor.

Uzmanlara göre, Eski Dünya yavaş ama emin adımlarla ABD Doları'nın hâkim olduğu bir para birimi sisteminden çoklu para birimi ve çoklu kur fiyatlandırma modeline doğru geri dönülmez bir şekilde ilerliyor.

Ancak ekonomik ve finansal mimarinin değişimi epey sancılı olacak.

Süren Ukrayna savaşı, Çin-Tayvan gerginliği, ekonomik krizler, kıtlık tehdidi (son bir yılda mısır yüzde 28, buğday yüzde 23 arttı) bir savaşın habercisi mi? Üçüncü Dünya Savaşı kaçınılmaz mı?

Neyse, bu konular derin ve ayrıntılı… Devam ederiz…