SİT derecesi düşürülen Meryem Ana Tabiat Parkı'na jeotermal kuyu

İzmir ve Aydın'ın bir bölümünü kaplayan ormanlık alanda 4 adet jeotermal kuyu açılması için ÇED onayı verilmesine tepkiler sürüyor. Kuyuların üç tanesi, SİT derecesi düşürülen Meryem Ana Tabiat Parkı'nın da bir bölümünü kapsıyor. EGEÇEP Yöneticisi Ali Osman Karababa, jeotermal kuyuların doğaya ve tarım arazilerine zararlarının yıllardır Aydın ve Salihli'de görüldüğünü belirterek, bu bölgede açılacak kuyuların ekolojik ve tarihsel tahribat yaratacağı uyarısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - İzmir'in Selçuk ilçesi sınırları içerisinde yer alan ve Meryem Ana Tabiat Parkı'nın da bir bölümünü kapsayan 12. Grup Doğal SİT Alanları'nın koruma statüleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kararıyla geçen aylarda “nitelikli doğal koruma alanı" olarak değiştirilmiş, SİT dereceleri de düşürülmüştü. Söz konusu karar sonrası bölgede yapılaşmanın önünün açılacağı yönünde tartışmalar sürerken, Aydın'ın Germencik ilçesinin bir bölümü ile Selçuk'taki Meryem Ana Muhafaza Ormanı’nın 23 hektarlık bölümünü de kapsayan alanda 4 jeotermal kuyusu açılması için gerekli nihai ÇED onayı verildi, karar Çevre İl Müdürlüğünce ilan edildi.

Rama Enerji ve Bilgi Teknolojileri San. ve Tic. A.Ş. tarafından açılacak kuyuların, İzmir ve Aydın’da 3973 hektarlık alanda yer alacağı öğrenildi. Söz konusu araziler, İzmir ve Aydın Büyükşehir Belediyeleri'nin yaptığı imar planlarında tarım ve orman alanları içinde yer alıyor. Hazırlanan ve onaylanan ÇED raporuna göre bu kuyulardan 3’nün Selçuk, birinin de komşu ilçe Germencik’in Naipli Mahallesinde olduğu belirtiliyor. Hazırlanan ÇED raporunda Selçuk’ta yer alan kuyular ise Meryemana Muhafaza Ormanı’nın 23 hektarlık bölümünde bulunuyor.

'JEOTERMAL KUYULARIN ZARARINI GÖRMEK İÇİN AYDIN'A BAKIN'

Konuyla ilgili konuştuğumuz EGEÇEP Eş Sözcüsü Ali Osman Karababa, jeotermal kuyuların ve Jeotermal Enerji Santrallerinin (JES) doğaya ve tarım arazilerine zararlarının yıllardır Aydın ve Salihli'de önemli ölçüde görüldüğünün altını çizerek, ormanlık alanda yapılması planlanan bu projenin bölgede ciddi tahribat yaratacağını ifade etti. Karababa, "Jeotermallerin zararını en çok Aydın ve Salihli'de görüyoruz. Etkisini görmek istiyorsanız o bölgeye bakın. O bölgede çok sayıda jeotermal kuyusu ve jeotermal enerji santralleri var. Onların açıldıkları her yerde ekolojik anlamda ciddi bozulmalar söz konusu oluyor. Meryem Ana'nın çevresinde açılacak kuyular da oradaki doğalekolojik ögeleri yok edecek ve ciddi zarar verecek. Açıldığı zaman oradan çıkan su belli kimyasal içerikleri nedeniyle çevreye zarar veriyor, deşarj edildiğinde. Ayrıca sıcaklık etkisi var" dedi.

'HEM DİNSEL HEM EKOLOJİK AÇIDAN KORUNMALI'

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kararının ardından açtıkları davanın sürdüğünü de belirten Karababa, bahse konu alanın hem dinsel hem de ekolojik açıdan korunması gerektiğini vurguladı. Karababa son olarak şunları söyledi: "Biz bununla ilgili olarak şu an davacıyız. Selçuk'taki bireysel katılımcılar ve çevre örgütleriyle dava açtık. Oranın özgün bir alan olduğunu ve mutlaka korunması gerektiğini düşünüyoruz. Hem dinsel anlamda hem de ekosistem olarak özgün bir alan o nedenle o alana hiç dokunulmaması gerekiyor. Olduğu gibi ekolojik değerleri ve dinsel ögeleri ve tarihsel özelliği ile korunması gerekiyor. O nedenle de dava açmaya karar verdik. SOnuna kadar da bu davanın takipçisi olacağız."

STK'LAR VE YURTTAŞLAR DAVA AÇMIŞTI, YÜRÜTMEYİ DURDURMA İSTEMİ REDDEİLDİ

Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bu kararının ardından Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ile Efes Çevre ve Kültür Platformu (EFESÇEP) ve yörede yaşayan yurttaşlar Meryem Ana Tabiat Parkı’nın SİT derecesinin düşürülmesi ve bazı bölümlerin koruma kapsamı dışına çıkarılmasına karşı dava açmıştı. Meryem Ana Tabiat Parkı’nı içine alan bölgenin 1’inci Derece Doğal Sit Alanı statüsünde olduğu belirtilirken, yaşanan durumun hukuka aykırı olduğu belirtilmişti. Dava sürecini anlatan davanın avukatı Seçil Ege Değerli "Geçen günlerde yürütmeyi durdurma istemimiz reddedildi. Şimdi o ara karara karşı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne itirazda bulunacağız. Yargılama devam ediyor ve bu aşamada bilirkişilerle keşif yapılması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde onun tarihi de belli olur" dedi.

NE OLMUŞTU?

Meryemana Tabiat Parkı’nı içine alan bölge, 1’inci Derece Doğal Sit Alanı statüsündeyken 4 Mart’ta Cumhurbaşkanlığı tarafından bölgenin bir bölümünün tamamen doğal sit dışına çıkarılmasına, daha önce 1’inci Derece Doğal Sit Alanı statüsünde olan bölgelerin ise “nitelikli doğal koruma alanı” olarak yeniden belirlenmesine karar verilmişti. Kararın ardından bir çok çevre örgütü tepki gösterirken, TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi yaptığı açıklamada bölgenin, farklı koruma statüleriyle parçalanarak değerlendirilmesinin ve koruma derecesinin değiştirilmesinin telafisi mümkün olmayan tahribatlara yol açacağı uyarısında bulunuyor. Oda, hukuka aykırı olduğunu belirttiği kararın geri çekilmesini istiyor.