Sinan Ateş cinayeti: 'Savcı iddianame yazımı aşamasına geldi'

Sinan Ateş cinayetini soruşturan savcının iddianameyi yazma aşamasına geldiği ancak bazı bilgilerin ve delillerin siyasi sebeplere işaret ettiği, dosyanın el değiştirebileceği ileri sürüldü.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Sinan Ateş'in öldürülmesinin üzerinden 8 ay geçti. Gözaltına alınan 23 kişi halen tutuklu. Kulislere yansıyan bilgilere göre, savcılığın ve polisin yürüttüğü soruşturmalar sonuçlanmak üzere. T24 yazarı Tolga Şardan, savcılığın topladığı deliller ve yaptığı görüşmeler sonucunda davaya hakim olduğunu ve iddianameyi hazırlamak üzere olduğunu ileri sürdü. Şardan, dosyadan dikkat çekici bir bilgiyi de paylaştı; Ateş’in Ülkü Ocakları Başkanı olduğu dönemde genel sekreterliğini yürüten Çağrı Ömer Özdemir'in, Ateş’in öldürüldüğü dönemde görev başındaki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın akrabası olduğunu belirtti. 

Soruşturmalar sonucu cinayetin organize bir yapı tarafından işlendiğine dair tespitlerin yapıldığını ifade eden Şardan, "Zaten soruşturmanın siyasetin gölgesinde kalmasının en önemli sebebi, ortaya çıkmasından endişe edilen işte bu organize yapı" diye yazdı. 

Tolga Şardan'ın "Sinan Ateş cinayeti soruşturması ne durumda?" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Aslına bakarsanız, soruşturma hakkında kulislere yansıyan çok daha fazla bilgi var. Fakat dosya üzerindeki gizlilik kararı, bu bilgilerin kamuoyuna aktarılmasına şimdilik engel maalesef.

Buna rağmen yine de kamuoyuna biraz bilgi vermekten geri kalmamak gerektiğini düşünüyorum.

EMNİYET MÜDÜRÜ İLE ÜLKÜ OCAKLARI GENEL SEKRETERİNİN AKRABALIĞI

Öncelikle şimdiye kadar pek gündeme gelmeyen bir konuyu aktarayım.

Kaderin garip tesadüfi mi demek gerekir doğrusu bilemiyorum; Ateş’in Ülkü Ocakları Başkanı olduğu dönemde genel sekreterliğini yürüten Çağrı Ömer Özdemir, Ateş’in öldürüldüğü dönemde görev başındaki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın akrabası.

Kaynaklarım, Özdemir ile Yılmaz’ın 'kuzen' olduğunu aktardı. Ülkücü camiaya ve MHP Genel Merkezi’ne yakınlığıyla bilinen Yılmaz, aynı zamanda Ateş’i bire bir tanıyan isim. Kimi zaman Ateş’le uzun sabah yürüyüşleri yapacak kadar yakın olduğu biliniyor.

Böylesi yakınlıkların tesis edildiği ortamda, Ateş gibi kendi camiasında etkili bir isme yönelik silahlı saldırının gerçekleştirilmesini planlayanların gözünün nasıl döndüğünün açıklaması ne şekilde olabilir?

ALMANYA’DAN İFADE VERMEYE ÇAĞRILDI

T24 muhabiri Asuman Aranca’nın yukarıda linkini bıraktığım haberinde aktardığı sürecin öncesinde dosyayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Durdu Özer’in bilgisine başvurduğu isimler arasında yine Ateş’e yakın olan ve Ülkücü camia içinde bilinen isimler yer aldı.

Ateş’in yakını olan Ömer Zengin, geçtiğimiz günlerde yaşadığı Almanya’dan gelerek gerek cinayet konusunda gerekse Ateş’in öldürülmeden önce yaşadıkları konusunda Başsavcı Vekili Özer’e bildiklerini aktardı.

Özer’in 'bilgi sahibi' sıfatıyla bilgi aldığı diğer bir isim ise, yine Ateş döneminde Mersin Ülkü Ocakları Başkanlığı’nı yürüten Çağrı Ünel.

Mersin’de kendisine yönelik saldırıda Ülkücü camiadan Emrullah Kaplan’ı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan ve yerel mahkemenin hapse mahkum ettiği Ünel, bulunduğu cezaevinden Başsavcı Vekili Özer’in sorularını yanıtladı.

Ünel, ifadesini SEGBİS üzerinden verdi. Ve bu ifade de diğerleri gibi dosyaya konuldu.

Ayrıca az önce okuduğunuz bölümde belirttiğim üzere, Ateş’in Ülkü Ocakları Genel Başkanı olduğu dönemde sağ kolu olan Genel Sekreter Çağrı Ömer Özdemir de, Zengin ve Ünel gibi Başsavcı Vekili Özer’in süreçle ilgili sorularını yanıtladı.

Dosyadaki gizlilik kararı sebebiyle ifadelerdeki anlatımları Büyüteç üzerinden aktarmanın yaratacağı hukuki sıkıntıyı göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu nedenle detaylara 'şimdilik' yer veremiyorum.

Ancak; alınan bazı ifadelerde ortaya konulan isimlerin ve anlatımların, savcılığın yaptığı soruşturmada ulaştığı kişiler ve süreçle örtüştüğü ipucunu verebilirim.

Ve asıl önemlisi, savcılık topladığı veri ve delillerle, sürecin tamamına hâkim konuma geldi. Aldığım bilgiye göre, savcılık iddianame yazımı aşamasına geldi.

Fakat dosyadaki kimi deliller ile bilgilerin 'güçlü' olması, bazı 'siyasi sebeplerin' devreye girmesine neden oldu. Buna bağlı, dosyanın el değiştirdiğini söylemek yanlış olmaz." (HABER MERKEZİ)