YAZARLAR

Sıkışıklıktan çıkış haritası

Sanat tarihi, dünya tarihi, mitoloji, doğal yaşam tarihi, tek tanrılı dinler, güncel olaylar ansiklopedisever Burak Dak’ın resimlerinde yer buluyor ve resimler aslında bugünü anlatıyor. Eski köye yeni adet gelsin, bir deli kuyuya taş atsın, bizim kuşak soramıyor ama çocuklar soru sormayı, sorgulamayı, özgüvenli olmayı öğrensin diyor Burak Dak.

90’larda ilkokula giden bir çocuk olarak çok iyi hatırlıyorum ansiklopedileri. Okuma-yazma bilmediğim dönemde açıp açıp resimlerine baktığım Walt Disney’in beyaz kalın kapaklı ince ansiklopedileri vardı. Adı “İlk Ansiklopedim”. Sonra ilkokulda sayfalarına baka baka ödev yaptığımız Temel Britannica. (Bugün düşününce, hepimizin ana bilgi kaynağının tek ve aynı ansiklopedi serileri olması ne acayip…) Ben kırmızı kapaklı ansiklopedilerime bakarak ödev yaparken, Burak Dak da o ansiklopedileri okumaktan acayip zevk alıyormuş. Heyecanla çevirirmiş sayfaları. Hatırlarsınız, o ince sayfalarda en fazla küçük boyutlu resimler olurdu, gerisi de bizim hayal gücümüze kalırdı. Bugün her şeyin önce görsellikle sunulduğu bu dünya, sanırım hayal gücümüzü kısıtlıyor gittikçe. O zamanlar, hayal gücümüze yer kalırdı çünkü… Burak Dak o hayalleri, resmini hiç görmediklerini çizmeye karar vermiş daha çocukken. Ansiklopedilerde okuyup cismini hiç göremediklerimizi, daha çocukken çizimlere aktarmış.

Böylece yola çıkan Burak Dak, liseden itibaren birçok farklı materyal denemiş. Heykeller, kağıtlardan heykeller, kurşun kalem çizimler… 2019 itibariyle bugünkü tarzında karar kılmış. Kurşun kalemle çizimlerini akrilik, guaj, toz pastel, kuru boya gibi farklı malzemelerle tamamlıyor. Bu demek değil ki, burada duruyor, sadece değişiminin içinde bugün bulunduğu yerdeyiz ve o yer de x-ist’teki Aşağılar Aşağısı sergisi ile karşımızda.

AŞAĞILARIN AŞAĞISI SERGİSİ

Burak Dak’ın eserlerini ilk kez yine aynı galerideki Kesişme VI sergisinde görmüş ve eserlerin hikayelerini bir define avı yapıyor gibi zevkle dinlemiştim. Çünkü Dak’ın resimlerinde ilk anda gözünüze çarpmayan herhangi bir materyalin, arka fondan bakan bir insanın da o resmin hikayesinde, anlatmak istediklerinde bir yeri oluyor. Sanat tarihi, dünya tarihi, mitoloji, doğal yaşam tarihi, tek tanrılı dinler, güncel olaylar ansiklopedisever Burak Dak’ın resimlerinde yer buluyor ve resimler aslında bugünü anlatıyor. Yaşadıklarımız, tarihin farklı alanları ve dönemlerinden karakter ve objelerin bir çizimde birleşmesiyle bize o kâğıt üzerinden gizli gizli geri dönüyorlar.

Basın bültenini biraz karışık bulup serginin konusunu tam olarak anlayamamıştım ama bugün ülkede karşımıza çıkan can sıkıcı olaylar, diye açıklıyor Burak Dak serginin konusunu kısaca. Genel olarak sanatçının kişisel olarak en çok takıldığı ve sanatında da işlediği konular, toplumumuzdaki soru soramama, sorgulayamama hali, geçmişe saplantılı bir şekilde takıntılı olup bugün yol almak için çaba sarf etmeme ve eşitsizlik, özellikle de kadınların maruz kaldığı eşitsizlik. Bahsettiğim tarihi konulardan imajlar, sevdiği güncel imajlar ve tüm bu konular birleşip kağıda aktarılıyor sanatçı tarafından.

Sanatçı gün içinde sürekli skeçler yaparken akademik resimler de yapıyor. Zıtlıkları, farklılıkları, çekişmeleri seviyorum diyorum. Zıtlaşmaları sorgulattıkları sürece sağlıklı buluyor. Örneğin bu sergide de daha da yoğun görülen, resimlerdeki ana çizimlerin “yetişkin” çizimlerin arka fonunda bir de çocuksu çizimler var. 2012’de Suriye savaş haberlerini dinlerken istemsiz başladığı bu çizimler, resimlerine gittikçe yayılmış, “kontrollü bir ilkellik” diyor sanatçı bu çizimlere.

NİETZSCHE TERÖR KUŞUNDA, PAN VE KOLONİ KRALİÇESİ BAŞROLLERDE

İllaki resimlerinin hikayelerini anlatmasını istiyorum sanatçıdan kısacık röportajımızda, sordukça soruyorum. Peki bu şişeler ne anlama geliyor, peki kadınların formu neden bozuk, peki bu aynadan bize bakan kim? Birçoğunu kendime saklayıp, size “Terör Kuşu” resminin hikayesini bırakıyorum sanatçının resimlerindeki simgesel detayları anlayabilmeniz için…

Burak Dak, geçen kış boyunca Friedrich Nietzsche’nin Böyle Söyledi Zerdüşt kitabını okumuş. Nietzsche’nin seksist olabildiğini, düşünürün her fikrine katılmadığını belirtmekle beraber farklı anlatımını sevdiğini ve aykırılık ve sıkışıklık konseptlerini resminde kullanmak istediğini söylüyor. Böylece Nietzsche’yi eskiden gerçekten de var olan ve aynı resimdeki gibi büyük boyutlara sahip bir terör kuşuna bindiriyor Burak Dak. Düşünürün resimde avladığı domuz, bize yarattığımız sahte dünya ve kavgalardan uzaklaşıp doğala, doğaya dönmemiz mesajını veriyor. Resimde karikatürize edilmiş seküler ve gelenekseller yan yana duruyor. (Burak Dak, tamamen ciddi ve sert mesajlar vermek yerine, biraz eğlenmeyi de tercih ediyor resimlerinde çünkü.) Bu ikisinin soğuk savaşı, sıkışmışlığımızı gösteriyor, arkada bir volkan fokurduyor. Patlamak üzere… Aynı yaşadıklarımız gibi.

Burak Dak

Resimlerdeki konular biraz karanlık ama sanki biz biraz şamar yemekten anlıyoruz gibi, diyor sanatçı. Bize tokat gibi çarpmayan, güzellikle anlatılan konuyu anlamamazlıktan geliyoruz toplum olarak sanki… O yüzden evet biraz karanlık, konular sert ama hep bir umut filizi var. Hem sanatçıda, hem eserlerinde. Eski köye yeni adet gelsin, bir deli kuyuya taş atsın, bizim kuşak soramıyor ama çocuklar soru sormayı, sorgulamayı, özgüvenli olmayı öğrensin diyor Burak Dak. Geçmişin ekmeğini yemeği bırakıp birbirimizle yapıcı tartışmalarla barışıp açık fikirlerle yolumuza devam edelim istiyor. Dünyayı sarmış siyasi, dini güçler ile geleneksel monarşi ve şatafattan doğan tekinsizlikten mitler ve folklar yardımıyla yeni bir çıkış yolu sunan sanatçının ilk kişisel sergisi 12 Kasım 2022’ye kadar x-ist’te görülebilir. Resimlere bakıp sorular sormanız dileğiyle!


Irmak Özer Kimdir?

Sabancı Üniversitesi Toplumsal ve Siyasal Bilimler bölümü mezunu olan Irmak Özer, lisans eğitiminin ardından Atina Üniversitesi'nde Güneydoğu Avrupa Çalışmaları (MA) alanında ve London School of Economics and Political Science'ta Karşılaştırmalı Politika (MSc) alanında iki adet yüksek lisans programını tamamlamıştır. Kültür-sanat alanında uzun zamandır çeşitli mecralara yazılarıyla katkıda bulunan Irmak Özer, hurriyet.com.tr, Art50, Milliyet Sanat, İstanbul Life gibi önemli basılı ve çevrimiçi yayınlarda sergi değerlendirmeleri ve söyleşiler ile katkı sağlamakta ve ilgili platformlarda konuşmalar yapmaktadır. Irmak Özer, kültür-sanat alanında uzmanlaşmak için İstanbul Üniversitesi Kültürel Miras ve Turizm bölümünü (AA) ve Koç Üniversitesi'nde Arkeolojik Varlıkların Korunması ve Kurtarılması sertifika programını tamamlamıştır. Irmak Özer İsviçre'de yaşamakta ve Uluslararası İlişkiler alanında çalışmaktadır.