'Sadece bir tek Dünya var'

Unutmayalım: Evrende milyarlarca galaksi var. Galaksimizde milyarlarca gezegen var. Ama sadece bir Dünya var.

Google Haberlere Abone ol

İzzet DOĞAN*     

Dünya Çevre Günü, İsveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansından itibaren her yıl değişik bir tema seçilerek 5 Haziran gününde, dünya çapında farkındalık yaratmak için kutlanıyor.

5 Haziran 2022 Çevre Günü teması; “Sadece Tek Bir Dünya” olarak seçilerek, gezegenimizi yenileme ve koruma için küresel ortaklaşa eylem çağrısı yapıldı.

Dünya Çevre günü nedeni ile bir açıklama yapan İ.T.Ü Öğretim Üyesi ve sürdürülebilir Üretim-Tüketim Derneği Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu:

“Çünkü tek bir Dünya var. Dünyamızı birlikte koruyabiliriz. Unutmayalım: Evrende milyarlarca galaksi var. Galaksimizde milyarlarca gezegen var. Ama sadece bir Dünya var.” diyerek bizi bir kez daha haklı olarak uyardı.

Her çevre gününde 1854 yılında Kızılderililerin reisi Seattle’nin, ABD Başkanı Franklin Pierce’a gönderdiği mesajını anımsarım:

“Washington’daki büyük şef topraklarımızı satın almak istediğini bildiren sözünü göndermiş. Beyaz adam anası dünyaya ve kardeşi gökyüzüne sanki satın alınabilen veya yağma edilebilen bir mal gibi davranır. Onun bu iştahı ve hırsı bir gün dünyayı yiyip bitirecek ve geriye sadece çorak bir çöl bırakacaktır” diyerek uygar dünyaya âdeta yaşam ve insanlık dersi vermiştir.

Bir de Aşık Veysel’in Kara Toprak adlı şiirinden dizileri okurum:

“Karnın yardım kazmayınan belinen/ Yüzün yırttım tırnağınan elinen/ Yine beni karşıladı gül ilen/...Havaya bakarsam hava alırım/ Toprağa bakarsam dua alırım/ Topraktan ayrılsam nerde kalırım/ Benim sadık yârim kara topraktır"

Anayasamızın 56. maddesi; “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile çevre hakkını yaşam hakkı ile bağlantı kurarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme yapılırken elbette ki öncelikle insan hakları göz önünde bulundurulmuştur.

Anayasamızın “sağlıklı ve dengeli çevre” ifadesini, dar değil çok geniş anlamda yorumlamalıyız.

56.Maddenin ikinci fıkrası “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.” şeklindedir. Görüldüğü gibi burada da “çevreyi geliştirme” derken gelecek için mevcudu korumanın yeterli olmayacağı vurgulandığı gibi ayrıca çevre sağlığını korumak ve çevre kirliliğini önlemek konusunda devleti ve vatandaş olarak bizleri görevlendirmiştir.

Çevre Kanunu ile de amaçlanan bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır.

Özellikle vatandaşların çevre sağlığını korumak ve çevre kirliliğini önlemek ödevlerini yerine getirebilmeleri için gerek ailede ve gerekse okulda çocuklara çevre bilincini geliştirme eğitimleri verilmelidir. 

Her yıl olduğu gibi bu yıl da çevre gününe büyük bir umutla yine yeniden başlamalıyız. Nazım Hikmetin dediği gibi yetmişinde bile bir ağaç dikebilir, kentlerimizi yeşillendirebilir, denizlerimizi, kıyılarımızı, sularımızı temizleyebilir, orman yangınlarını önleyebilir, elimize geçen her şeyi doğaya atmaktan ve doğayı kirletmekten vazgeçebiliriz. Sonuçta da başaracağımıza inanacağız.

“Sadece Tek Bir Dünyamız Var” ve bu dünyamızı sermayenin kazanma hırsına teslim edemeyiz. Çünkü o daha çok kazanma hırsı, gelecek kuşaklara yaşanabilecek bir dünya bırakmak endişesi taşımamaktadır.

Bu nedenle doğal kaynaklar talan edilmekte, ormanlar 2 B gibi uygulamalarla satışa çıkarılmakta, maden arama adı altında doğa tahrip edilmekte, sular kirletilmekte, kıyı Kanunu, Mera Kanunu ve zeytincilikle ilgili kanunlar ve bu kanunlara göre verilmiş bazı yargı kararları uygulanmamaktadır.

*Emekli İstanbul Hâkimi