Portekiz’de dünyanın en eski mumyaları bulunmuş olabilir

Portekiz'in Sado Vadisi'nde bulunan mezarlardan çıkan insan iskeletleri, mumyalama işleminin ilk defa 8 bin yıl önce bu bölgede yapılmış olabileceğini ortaya koydu.

Yeni bir kadavra ile bilinçli mumyalama işlemine tabi tutulan bir cesedin gömülmesini karşılaştıran bir örnek. Görsel: İsveç’teki Uppsala Üniversitesi ile Linnaeus Üniversitesi ve Portekiz’deki Lizbon Üniversitesi.
Google Haberlere Abone ol

Tibi Puiu

Arkeologlar, ilk defa 1960’lı yıllarda Portekiz’deki Sado Vadisi’nde keşfedilen bir mezardan çıkarılan çok eski insan iskeletlerinin fotoğraflarını yeniden gözden geçirdikten sonra, 8 bin yıllık bu kalıntıların defnedilmeden önce mumyalama işlemine maruz kaldığını belirlediler. Bu durum, kalıntıları Avrupa’da gerçekleştirilen Mezolitik mumyalama uygulamasının en eski kanıtları haline getirdi. Uzmanlar kalıntıların dünya genelindeki mumyalama uygulamasının en eski kanıtı olabileceğini ifade etti.

MISIR MUMYALARINDAN 3500 YIL DAHA ESKİ

Mumyalar söz konusu olduğunda dünyadaki en tanınmış bölge olan Mısır’da bilinçli şekilde yapılan mumyalamaya dair en eski kanıt, yaklaşık 5 bin 500 yıllık. Bununla beraber, araştırmacılar, mumyalama işleminin tarih öncesi dönemlerde çok daha yaygın ve aslında çok daha eski olabileceğini düşünüyorlar; ne var ki, mumyalanmış dokunun hassas yapısı yüzünden kanıtlara ulaşmak epey güç.

Yine de kullanılacak tekniklerle artık çürümüş olan kalıntıların başlangıçta mumyalanıp mumyalanmadığını söylemek mümkün olabilir ve bu durum, buna benzer mezar işlemlerinin zaman çizelgesini büyük oranda genişletebilir.

Portekiz’in güneyinde bulunan Sado Vadisi’nde yer alan Arapouco ve Poças de S. Bento bölgelerinde, 1958 ile 1964 yılları arasında gerçekleştirilen kazılarda 8 bin ila 7 bin yıl öncesinden kalan 100’ün üzerinde iskelet keşfedildi. Maalesef, fotoğraflar, kazı alanı planları ve çizimleri de dahil olmak üzere, bu buluntulara ilişkin asıl belgelerin büyük kısmı kayboldu; ta ki Lizbon’da bulunan Açık Üniversite’de arkeolog olarak görevini sürdüren João Luís Cardoso yerel bir arşiv üzerinde çalıştığı sırada üç adet film rulosuna rastlayana dek...

Bu teyit edilmiş fotoğraflar, Cardoso ve meslektaşlarının arkeotanatolojik* bir inceleme yaparak muhtemel mezar konumlarını yeniden oluşturmak amacıyla kullandıkları 1961 ve 1962’de keşfedilen 13 cesedi betimliyor. Doğal çürüme süreçleri bilgisini temel alan bu yöntem, insanların tarihsel bağlamda ölülerine nasıl davrandıklarını ayrıntılı biçimde yeniden yapılandırmayı mümkün kılıyor.

Adli antropolog Hayley Mickleburgh, Sado Vadisi’nde keşfedilen tarih öncesi kemiklerin alandaki dağılımına dair gözlemlere ek olarak, mumyalanmış olsun ya da olmasın, insan cesetlerinin farklı mezar konumlarında nasıl görünebileceklerini öngörmek amacıyla bazı çürüme deneyleri gerçekleştirdi.

Bu gözlemler, kalıntıların bir kısmının mumyalanmış olması gerektiğini ortaya koyuyor. Arkeologlar, geride yumuşak doku kalmamasına karşın, dizleri bükülerek göğse bastırılmış cesetlerin duruşu gibi dolaylı kanıtlardan sağlanan çıkarımlara, ayrıca kemiklerin çevresinde bir tortu dolgusu bulunmasına ve eklemlerin dağılmamasına dayanarak bu sonuca ulaştılar. Hiçbir hazırlık yapılmadan çürüyen bir bedende, gömülmenin ardından zayıf eklemler görece hızlı bir şekilde dağılır; buna karşın, mumyalanmış bedenler eklemleri korumayı sürdürür.

KEŞFEDİLEN CESETLER MUMYALANMIŞ

Yeni araştırmanın yazarları, gömülmeden önce, kuruyan bedenlerin iplerle kademeli biçimde bağlandığını, uzuvların yerine sabitlendiğini ve kalıntıların istenen konumda sıkıştırıldığını düşünüyor. Bu işlem, büyük ihtimalle cesedin mezara taşınmasını kolaylaştırmak ve gömüldükten sonraki yaşamda vücudun şeklini korumak amacıyla gerçekleştirilen kimi mumyalama belirtilerini izah edebilir.

Bütüne bakıldığında Portekizli araştırmacılar, doğrudan bir yumuşak doku kanıtı bulunmamasına karşın, tarih öncesi mumyalama uygulamasının dünya çapında önceden düşünülenden çok daha yaygın bir işlem olabileceğini düşünüyorlar. Hal böyleyken, tarih öncesi arkeolojik alanlarda arkeotanatolojik analiz yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen takip gözlemleri, tarih öncesi mezar hazırlıklarına dair yeni ve sağlam kanıtları ortaya çıkarmak bağlamında büyük önem taşıyor. Farklı şekilde söylersek, bu, aslında mumya arkeolojisinde yeni ve heyecan verici bir aşamanın başlangıcı olabilir.

Sado Vadisi’nde keşfedilen mezarların şu ana dek keşfedilen en eski mumyaları içerip içermediği henüz tartışmalı bir mesele. Dünya genelinde teyit edilmiş en eski mumyalar, Şili kıyılarında bulunan 7 bin yıllık ‘Chinchorro’ mumyaları. Buna karşın, insanlar büyük ihtimalle avcı-toplayıcı topluluklarda bile ölülerini bundan çok daha uzun zaman önce mumyalamışlardı.

*Arkeotanatoloji; arkeolojik kazılarda açığa çıkarılan gömütlerden, iskeletlerden, farklı analitik yöntemler kullanılarak üretilen veriler yardımıyla geçmişte yaşamış toplumların ölü gömme uygulamalarının belirlenmesi yöntemine verilen isimdir.


Yazının orijinali ZME SCİENCE sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)