Abdullah Öcalan: Türkiye'de masa iki ayaklı, siz üçüncü ayak olmalısınız

Abdullah Öcalan'ın dünkü görüşmede, HDP kongresine ilişkin, "Türkiye’de iki ayaklı bir masa var. Siz de bir ayak olmak zorundasınız. Orada güç olacaksınız. Masa üç ayaklı olursa düşmez. İki ayaklı masayı, sistem onu ne kadar korumaya çalışırsa da o sürekli yıkılmaya mahkumdur. Bu üçüncü ayağın oluşumu da büyüme ile olur" yorumunda bulunduğu belirtildi. Görüşmeyi anlatan Mehmet Öcalan, "‘Bana bilgi verdiler. Herhalde sende ateş var. Nezle olmuşsun’ dedi. Bu nedenle tokalaşmadık" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - PKK Lideri Abdullah Öcalan, 8 ay sonra dün kardeşi Mehmet Öcalan'la görüşme yapabildi. Mehmet Öcalan, İmralı'ya giderken ve İmralı'da 'aşağılayıcı ve insanlık dışı' olarak nitelendirdiği aramalara maruz bırakıldıklarını söyledi.

Her 15 günde bir avukatları aracılığıyla Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunduklarını ancak yanıt alamadıklarını belirten Mehmet Öcalan, adada çıkan yangından sonra görüş izni çıktığını ifade etti.

Mezopotamya Ajansı'nde yer alan habere göre Mehmet Öcalan, ağabeyi Abdullah Öcalan'la görüşmesine ilişkin şunları anlattı:

'YANGIN BİZİ ETKİLEMEDİ'

‘Niye geldin, hangi gerekçe ile geldin?’ diye sordu. Ben de ‘Burada yangın çıkmış. Halk ve kurumlar demokratik eylem yaptılar. Tahmin ediyorum ki bu gerekçe ile bizi görüştürdüler’ dedim. Bana, ‘Evet ama bizi etkilemedi’ dedi. Sonra ‘Sana bazı şeyleri soracağım. Onların özetlerini bana aktarırsın’ dedi. Kürt sorununun çözülmesi, Ortadoğu’daki sorunların çözülmesi için dışarıdan halkın ne düşündüğünü, kimin çözebileceğini düşündüklerini de sordu. Yorum yapmadan cevap vermemi istedi.

'GÜÇ OLMALISINIZ'

'Ortadoğu sorununun çözümü için bizim güçlü olmamız lazım’ dedi. Ondan sonra ayrıntılara girdi. Rojava için, Türkiye’deki demokratik kurumlar için ayrıntılara girdi. Yine ‘Herhalde HDP’nin de kongresi oldu’ dedi. Ben de ‘Evet kongre yaptılar. Kongrede katılım çok fazlaydı. Dışarıdan da çok fazla kişi gelmişti kongreye. Kongre çok iyi geçti’ dedim. Şunları özellikle söyledi: 'Şimdi şunu size izah ediyorum. Eğer bölgede siz bir güç olamazsanız, bak Türkiye’de iki ayaklı bir masa var. Sizin oluşumlarınızın içerisinde sol hareketler de var. Ağırlıklı olarak Kürtler var. Diğer halklar da var. Siz de bir ayak olmak zorundasınız. Orada güç olacaksınız. Masa üç ayaklı olursa düşmez. İki ayaklı masayı, sistem onu ne kadar korumaya çalışırsa da o sürekli yıkılmaya mahkumdur. Bunun için bizim oluşumumuz Kürtler, üçüncü ayaktır. Bu üçüncü ayağın oluşumu da büyüme ile olur. Sadece Kürtler için değil, burada birçok halk var. Bütün halklar birleşirse güç olursunuz. Çözüm de bu şekilde gelir. Kimse gelip size sorun çözmez.'

Abdullah Öcalan'ın Rojava'ya ilişkinse şunları söylediği aktarıldı: 'Rojava’daki güçlerin, Suriye’nin bütünlüğü içinde daha geniş bir şekilde güç olmaları gerekiyor. Bu Suriye’nin bütünlüğü için gereklidir. Rojava’daki oluşum Suriye’nin bütünlüğü içindir. Oradaki oluşumlar Kürtler, Araplar, Ermeniler, Hıristiyanlar güç olmazsa yarın Suriye’nin bütünlüğünü de sağlayamazlar. Suriye’deki strateji çok doğru.

SAĞLIK DURUMU İYİ

Abdullah Öcalan'ın sağlık durumunun iyi olduğunu söylediğini belirten Mehmet Öcalan "Ben de gördüğüm kadarıyla iyiydi. Sağlığı ve morali de yerindeydi" dedi.

'AŞAĞILAYICI ŞEKİLDE ARAMALAR YAPILDI'

Mehmet Öcalan görüşme öncesine ilişkin ise "Gemlik karakolunda aramadan geçtik. Normal değildi ama normal diyelim. Yani çok aşağılayıcı şekilde aramalar yapıldı" dedi ve Abdullah Öcalan'ın kendisiyle nezle olduğu için tokalaşmadığını anlattı. Mehmet Öcalan şunları söyledi:

"Biz adaya ayağımızı bastığımızda yapılan ikinci aramada, zannederim buraya ikinci irtibat bürosu diyorlar. Tahmin ettiğim kadarıyla jandarmanın elinde. Çok kötü bir arama yapıldı. İnsanın kabul edeceği bir durum değildir. İnsan kaldıramıyor. Ama mecburen kabul ettik. İkinci aramada herkes gelmişti oraya. Rütbeliler, siyah gözlüklü askerler ve hepsi silahlıydı. Olağan üstü hal ortamını andırıyordu. Hepsi oradaydı. Çok kötü bir aramadan geçirildik. Bu ekip biz gemiden indiğimiz anda bizimle birlikte ikinci arama noktasına kadar geldi. Her taraf asker ve gardiyan doluydu. Biz mecburiyetten bu aramayı kabul ettik. Yoksa onlar da biliyor ki kimse böyle bir aramayı kabul etmez. İnsanlık dışı bir arama.

'NEZLE OLMUŞSUN DEDİ, TOKALAŞMADIK'

"O aramadan da geçtik. Cezaevine girdik. Cezaevinde yoğun bir arama yapılmadı. Normal bir arama yaptılar. Önce iki arkadaşımızı götürdüler, beni ilk başta dışarıda tuttular. 10 dakika gibi bir süre bekledim. Ondan sonra beni çağırdılar. O arama noktasında x-ray cihazından kaç defa ‘git gel’ dediler. O bir bahaneydi. ‘100 defa da geçsem o çalacak’ dedim. Ondan sonra görüşmeye geçtik. İlk olarak beni görüşmeye aldılar. Gittim orada eski masamız vardı. Büyük bir masaydı. Bana ‘otur’ dediler oturmadım. Başkanın geleceğini biliyordum. Birkaç dakika bekledim. Onlar içeri girip çıkınca ben anladım başkanın geldiğini. Başkan içeri geldi ve tokalaşmadan ‘Bana bilgi verdiler. Herhalde sende ateş var. Nezle olmuşsun’ dedi. Bu nedenle tokalaşmadık. O masanın güney tarafında oturdu, ben masanın kuzey tarafında oturdum. Başkan gardiyana ‘Herhalde 1 buçuk saat görüşeceğiz. Değil mi?’ diye sordu. Ama o bir şey demedi. Artık bizde görüşmeye başladık."