Murat Yetkin: Trump S-400 gerilimini suçu Obama’ya atarak düşürdü, Erdoğan’ın önünde “başka çözümler” var

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump'la yaptığı görüşmenin ardından, ekonomik yaptırımlar ve S-400'ler konusunda farklı senaryolar yeniden gündeme geldi. Murat Yetkin, Trump'ın Türkiye'yi 'başka çözümlere' zorladığını belirterek, "Buradan 'Madem Putin’le anlaşmanı bozamıyorsun, S-400’leri teslim alacaksın, bari kullanma' telkinini okumak mümkün. Ama yine de Kongre olmadan olmuyor, Trump’ın ima ettiği de bu" yorumunda bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - ABD Başkanı Trump'ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşmede, S-400'ler konusunda kendisinden önceki başkan Obama'yı eleştirmesi ve ılımlı mesajlar vermesi, Türkiye'ye olası yaptırımların şimdilik rafa kalktığı yorumlarına neden oldu. Gazeteci-yazar Murat Yetkin, yetkinreport.com'da söz konusu görüşmeyi ve olası gelişmeleri yazdı.

Murat Yetkin'in "Trump S-400 gerilimini suçu Obama’ya atarak düşürdü, Erdoğan’ın önünde 'başka çözümler' var" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

Doğrusu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile Japonya’daki G20 zirvesi çerçevesindeki görüşmesinde S-400/F-35 krizinde gerilimin düşeceğini bekleyen pek kimse yoktu.

...Ancak Trump, uyanık bir tüccar gibi NATO-Rusya ilişkilerinde stratejik önem taşıyan bu konuyu bir yönüyle ticaret, diğer yönüyle Amerikan iç siyaset meselesine çevirmeyi ve krizin yönünü değiştirip gerilimi düşürmeyi başardı. Erdoğan’ın “Önce Patriot almak istedik, siz satmayınca Ruslara gittik” sözünü tersine çevirip, NATO müttefiki Türkiye’ye silah satmayarak Amerikan işçisini işsiz bırakma suçunu kendisinden önceki Demokrat Başkan Barack Obama’ya yıktı. Tabii böylece S-400 krizinde ABD yönetiminin de sorumluluk payı olduğunu ilk defa Başkan düzeyinde kabul etmiş oldu; Türkiye’nin hava savunma sistemi ısrarını da haklı bularak üstelik.

Öyle ya da böyle, S-400 krizinde çözüm henüz bulunmasa da gerilimin düşmesi iyi. Bunda Erdoğan’ın ABD’den gelen Batı dünyasından dışlanma ve ekonomiyi “mahvetme” tehditlerine rağmen, Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin ile vardığı anlaşmadan dönmeyeceğini ilan etmesinin payı büyük. Türkiye’nin bir de Amerikan yaptırımları nedeniyle ekonomik krizin derinleşmesini atlatmış olması da önemli, iş dünyası bunu sevinçle karşıladı, ama şimdilik. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine eşlik eden gazetecilere `Trump yaptırım olmayacağını söyledi” demesine rağmen, Trump hem de ortak basın toplantılarında tam da öyle söylemedi: “Yaptırım işi karmaşık” dedi.

Bu, buzdağının görünen yüzü gibi, asıl cüssesi suyun altında kalıp görünmeyen bir ifade. Hem askeri, hem siyasi, hem ekonomik alt anlamları bulunuyor.

(Trump) Bir yandan da “başka çözümlere” zorluyor. Buradan “Madem Putin’le anlaşmanı bozamıyorsun, S-400’leri teslim alacaksın, bari kullanma” telkinini okumak mümkün. Ama yine de Kongre olmadan olmuyor, Trump’ın ima ettiği de bu.

Oysa Kongre’deki Türkiye karşıtı havanın tek nedeni S-400 değil: Dünya siyaseti üzerine zaten pek kafa yormayan çoğu Amerikan politikacısı için Türkiye hâlâ Erdoğan demek ve şu anda Erdoğan’a vurma havasındalar. Kongre’de dost kazanmak için Erdoğan ne yapabilir? Kurmaylarının birbirinin ayağını kaydırmaya çalışmaktan çok Türkiye’nin iyiliği için bu soruna yoğunlaşmalarında fayda var.

Özetle, Trump Türkiye’yi NATO’dan kaybetmemek, Rusya safına itmemek için gerilimi düşürdü, ekonomik krize ek dış etken şimdilik ortadan kalktı, ama sorun ortadan kalkmış değil.

MURAT YETKİNİN YAZISININ TAMAMI