Aykut Erdoğdu: Krizden çıkmak için 'kemer sıkma' görevi Saray’dadır

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu ekonomideki son gelişmeleri düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi. Ekonomik krizin sorumluluğunun vatandaşa yüklenmemesi gerektiğini belirten Erdoğdu, “’Kemer Sıkma Politikaları’ altında yoksulluk ve geçim sıkıntısı içinde inleyen insanların nafakasını kesip ahını almayın” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, ekonomi ve siyasette yaşanan son gelişmeleri CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.

Son dönemki döviz artışı nedeniyle Türkiye ekonomisinde yaşanan daralmayı istatistiklerle paylaşan Erdoğdu, hükümetin alacağı kriz önlemlerine ilişkin, “Bu krizden çıkmak için ‘kemer sıkma’ görevi Saray’dadır. Krizi kim çıkardıysa faturayı o ödeyecek. Bu kriz rejim kaynaklıdır” diye konuştu.

'1 YIL İÇİNDE ÖDENECEK BORÇLARDA, KUR FARKI NEDENİYLE 556 MİLYAR TL ZARAR'

Türkiye’deki ekonomik krizin nedeninin siyasi olduğunu söyleyen Erdoğdu, “Milli paramız Amerikan Doları karşısında 1 Ocak 2018’den itibaren yaklaşık yüzde 40 değer kaybetti” dedi. Türkiye’nin güncel dış borcunun 466 Milyar Dolar olduğunu aktaran Erdoğdu, Türkiye’nin 1 yıldan kısa vadeli borcunun 179 Milyar Dolar olduğunu hatırlatarak, “Bir yıllık cari açığımızın 57 Milyar Dolar olduğunu düşündüğümüzde önümüzdeki 1yıl içerisinde 236 Milyar Dolar finansman ihtiyacımız vardır. Son 8 ayda milli paramızın düşmesi sonucu ülkemiz yaklaşık 556 milyar TL zarar etmiştir. Yani aynı miktar dış finansman için 556 Milyar TL daha fazla ödeyeceğiz” diye konuştu.

Türk Lirası’nın değerinin düşmesi nedeniyle milli gelirin 850 Milyar Dolar’dan 530 Milyar Dolar seviyesine gerilediğini hatırlatan Erdoğdu’nun açıklamasının satır başları şu şekilde sıralandı:

ŞİRKETLERİN HİSSE DEĞERİ DE ERİDİ: Türkiye ekonomisinde yaşanan kötüye gidiş ve belirsizlik Borsa endeksini de vurdu. 1 Ocak  2018’de 115 bin olan BIST endeksi bugün itibariyle 93 bin seviyesine geriledi. Son verilere göre 1 Ocak 2018’de BIST’te işlem gören şirketlerimizin hisse değeri 93 Milyar Dolar’dan 60 Milyar Dolara inmiştir. Borsa değerimiz 33 Milyar Dolar eridi.

SATICILAR MALLARI İÇİN FİYAT BELİRLEYEMİYOR: Döviz kurunda yaşanan aşırı oynaklık hem mal ticaretini hem de finans piyasalarını durma noktasına getirmiştir. Paramızın değer kaybı kadar önemli mesele belirsizliktir. Merkez Bankası da dahil hiçbir karar alıcı 1 ay ve 3 ay sonra döviz kuru için bir aralık verememektedir. Satıcılar mallar için fiyat verememekte, alıcılar borçlarını ödeyememekte, bankalar ihtiyaç sahiplerine kredi açamamaktadır. Ekonomide güven ortamı azalmakta ve zorunlu ihtiyaçlar dışında ticaret durma noktasına gelmiştir.

HÜKÜMET DOLARİZASYONDAN KURTULMAK İSTİYORSA YANDAŞLARININ HORTUMUNU KESMELİ: “İşler nasıl gidiyor” sorusuna cevap veren TİK tarafından ölçülen ekonomik güven endeksi Ağustos ayında 92’den 83’e inmiştir. Türkiye ekonomisine güven kaybolmaktadır. Türkiye ekonomisinde kaybolan güven milli paramıza olan güveni ortadan kaldırmış ve ekonomimiz “dolarizasyon” sürecine girmiştir. Yani artık ticari sözleşmeler dolar üzerinden yapılmaktadır. Milli paramızın itibarını arttırmanın yolu saygın bir demokrasi ve güvenilir güçlü bir ekonomidir. Hükümet dolarizasyondan kurtulmak istiyorsa ilk olarak yandaşlarıyla yaptığı milyarlarca dolarlık kamu sözleşmelerini TL’ye çevirmeli ve yaşanan krizden spekülatif kur kazancı elde eden yandaşlarının hortumlarını kesmelidir.

ÖZGÜRLÜKLERİ, TEMEL HAKLARI SAĞLAYARAK KEMER GEVŞELTİN: Hükümet bütün bu süreci “Dış güçlerle” açıklamaktadır. Evet, Trump bir tetikçi ama yalnızca bizle değil bütün dünyayla uğraşmaktadır. Neden bize vurduğunda yıkılır hale geldik? Bu süreçte krizi kim çıkardıysa faturayı da o ödeyecek. Bu kriz tam anlamıyla demokrasi, rejim kaynaklıdır. Hükümet kemer sıkmak değil kemer gevşeltmelidir. Önce özgürlükleri, temel hakları sağlayarak kemeri gevşeltin. Bu krizin faturasını sakın masum insanlara kesmeye kalkmayın. “Kemer Sıkma Politikaları” altında yoksulluk ve geçim sıkıntısı içinde inleyen insanların nafakasını kesip ahını almayın. Bu krizden çıkmak için “kemer sıkma” görevi Saray’dadır. Sarayın en yüksek masrafı, yapılan yolsuzluklarla ortaya çıkmaktadır. Bu yolsuzluklara engel olmak için derhal yolsuzluklara yol veren Kamu İhale Kurumu değiştirilmeli, yolsuzluk ve kayırmacılığı önleme görevi olan Sayıştay’ın elini kolunu bağlayan Sayıştay yasası değiştirilmelidir. Bütçe disiplini sağlanmalı lüks ve şatafata son verilmelidir.