Muharrem Kızılkaya: Şiddete bulaşmamış herkesle görüşürüz

İYİ Parti'nin Almanya ve Avrupa'daki çalışmalarını, İYİ Parti Köln Kurucu Başkanı Muharrem Kızılkaya, Halkla İlişkiler ve Basın sorumlusu Necmi Kızak ve milletvekili adayı Ali Aker ile konuştuk. Örgütlenmemiş veya apolitik olan insanlara hitap ettiklerini söyleyen Muharrem Kızılkaya, "FETÖ ile ilişkisi olmayan herkesle görüşüyoruz. Bireysel olarak HDP'li arkadaşlarımızla da görüşüyoruz. Silaha, şiddete bulaşmamış herkesle görüşürüz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

KÖLN - İYİ Parti, Millet İttifakı'nın en yeni partisi. Almanya'da ve Avrupa'da onlar da seçim hazırlığı içerisindeler. Daha yeni kurulmuş bir parti ve daha henüz yapılanıyorken kendilerini bir anda seçim çalışmalarının içinde bulduklarını söylüyorlar.

Henüz bir merkezleri ve dernekleri olmadığından seçim çalışmalarını bir düğün salonunu kullanarak yürütüyorlar. İYİ Parti'nin Almanya ve Avrupa çalışmalarını İYİ Parti Köln Kurucu Başkanı Muharrem Kızılkaya, Halkla İlişkiler ve Basın sorumlusu Necmi Kızak ve aslında Almanya'da yaşayan ama İstanbul 2. Bölge milletvekili adayı gösterilen Ali Aker ile konuştuk.

Seçim çalışmalarınız hangi aşamada ne kadar insana ulaştınız?

Muharrem Kızılkaya: Seçim hazırlıkları ile ilgili bir birim oluşturduk. Sandık kurulunda yer alamadığımız için sadece gözlemci olarak yer alabiliyoruz. Ama bunlarla ilgili olarak neler yapabiliriz, nasıl bir katkı sağlayabiliriz diye CHP'li arkadaşlarla sürekli istişare halindeyiz. Tabii Saadet Partisi ile de görüşüyoruz.

Siz çok yeni bir partisiniz. Hemen tüm hazırlıklarınızı tamamlayabildiniz mi?

Muharrem Kızılkaya: Biz partinin kuruluşunu benim kurucu başkanlığım altında 7-8 ay önce başlatmıştık. Ama Türkiye'de şartlar çok hızlı gelişti. Burada parti teşkilatını açmayı planlarken bir anda kendimizi seçim hengamesinin içerisinde bulduk. Çok hızlı hareket etmemiz, kendimizi 24 Haziran'a kadar seçmene anlatmamız lazım. Şu ana kadar Köln'de beş kez toplantı yaptık. Değişik planlamalarla halkı toplayıp parti hakkında bilgilendirici toplantılar yaptık. Son olarak burada yine İYİ Parti kurucu MKYK'sında olan ilahiyatçı ve aynı zamanda Sözcü gazetesi yazarı Ayşe Sucu gelecek.

Necmi Kızak: Halkın ilgisini sandığa yönlendirmemiz lazım. Biz 24 Haziran'a kadar oy toplamak zorundayız. Bizler 24 Haziran'da cumhuriyetin devam edip etmeyeceğinin, Atatürk mirasının yaşayıp yaşamayacağının seçimi olacağı kanaatindeyiz. Halka diyoruz ki: 100 yıllık bir kazanımımız var. Parlamenter, demokratik kazanımlı bir sistemimiz var. Bunu elimizin tersiyle itmeyelim. İrademizi, yaşam alanlarımızı, düşüncemizi tek bir adama devretmeyelim. Kuvvetler ayrılığı dediğimiz birbirimiz denetleyebileceğimiz mekanizmadan vazgeçmeyelim. Halka bunları anlatmaya çalışıyoruz.

Halkın tepkisi size karşı nasıl oluyor?

Muharrem Kızılkaya: İşte "vatan hainleriyle", "birileri için Allahsız, kitapsız, dinsiz partilerle ittifak kurdunuz" gibi tepkiler de var.

Saadet Partisi var ama ittifakınızda.

Muharrem Kızılkaya: Onlar için Saadet de dinden, imandan çıktı onlar rotayı kaydırdılar. Dinin temsilcisini AKP olarak gösterdikleri için bir onlar gerçek Müslüman. Bizler için de FETÖ'cü, finansmanımızı FETÖ karşılıyor gibi dedikodular yaydılar. Ama tabii bu bir kesim sadece. Bize karşı büyük bir ilgi de var. En son yaptığımız toplantıda Ramazan olmasına, cumartesi olmasına rağmen muhteşem bir kalabalık oluştu. Halk tamam diyor, bıktık diyor. Halk dünyayla barışık yaşamak istiyor. Beraber yaşayabilen bir nesil istiyoruz. Kindar ve ötekileştiren bir nesil istemiyoruz. Biz bunu bir çalışma değil bir misyon olarak görüyoruz. Bunu yapmak zorundayız. Bunu başaramazsak Anadolu'da yaşayamayacağız. Bir hayal tacirinin, dünyaya "Eyyy!" çeken bir karton kahramanın eliyle ülkemiz elden gidiyor. Bizler farkında olduğumuz bu meseleyi halkımıza anlatmaya çalışıyoruz.

Türkiye'de çoğunlukla MHP'den ayrılan kadrolarla İYİ Parti çalışmalarını yürütüyor. Siz de MHP'den mi ayrıldınız?

Muharrem Kızılkaya: Ben hiçbir zaman MHP'li olmadım. Küçük çekirdek bir kadro MHP'den ayrılmış durumda. Ama artık MHP'li olmayanlarla büyüyoruz.

Necmi Kızak: Hiçbir toplum düşünen, sorgulayan insanı öyle kolay kolay hazmetmez. Ben 12 yaşından beri MHP'nin içerisindeydim. Sorguladığım için hep çektim. Çünkü ideolojik partilerde, dini partilerde, cemaatlerde sorgulama yoktur. Söylenene itaat vardır, biatçı toplumdur. MHP dediğimiz kurumun ülkücü kavramını çok eskilerden. Biz Türk milliyetçisiyiz. Türk milliyetçisi olmaktan hiçbir zaman utanmadım. Bir insanın milletini sevmesi kadar normal bir olay yoktur. Her toplum kendi milletini sevecektir. Bu menfii anlamda düşünülmemeli. Milliyetçilik müspet güzel tarafıyla ele alınmalı. Milletinin sosyal refah düzeyini yükseltmek için her alanda dünya milletler ailesi arasında seviyesini yükseltmek için mücadele eder. Milliyetçilik bu demek yoksa kana, ete, kemiğe, şekle dayalı bir milliyetçilik yok. O yüzden biz zaten fikir olarak kopmuştuk o dediğiniz mecralardan. Yeni bir pencere, yeni bir ufuk bekliyorduk.

MHP'nin savunduğu anlayışın günümüze hitap etmediğini mi söylüyorsunuz?

Muharrem Kızılkaya: Kesinlikle. Necmi arkadaşımın dediklerine ekleyecek olursam, zaten kendisini geliştirenler buradalar, bir arayış içerisindeler. Burada değilseler başka yerdeler. Belki at gözlükleriyle dünyaya bakanlar orada kalanlar artık.

İkiniz de Türk milliyetçisisiniz. MHP ile tam olarak aranızdaki fark ne?

Onlar Osmanlıcı bizler Atatürkçüyüz.

Bu süreçte hala oradan size doğru kopuşlar oluyor mu?

Muharrem Kızılkaya: Tabi oluyor. Biz onlarla hiçbir polemiğe girmiyoruz. Bize katılın falan demiyoruz. Rakip olarak da görmüyoruz. Önceki seçimleri veya referandum sonuçlarını analiz ettiğimizde zaten MHP'nin kendi oy oranının yüzde 6.5 olduğunu görüyoruz. 6.5 ile uğraşacağımıza, onlarla çatışmaya gireceğimize dışarıda yüzde 90 apolitik veya politik bir kitle var biz onları kazanmak istiyoruz. Evinde televizyon başında oturan ancak Türkiye'de olanlardan rahatsız olan, kuşkuyla bakan, kaygılanan, ne yapabilirim diyen örgütlenmemiş, teşkilatlanmamış büyük bir kitle var. Biz yaptığımız çalışmalarda onlara hitap ettik ve çok da doğru olduğumuzu gördük. Politik olmayan bir kitle bizim çalışmalarımıza, toplantılarımıza katılıyor. Örneğin Ayşe Sucu geldiğinde iki Alevi derneğinde program yapacağız. FETÖ ile ilişkisi olmayan herkesle görüşüyoruz. Bireysel olarak HDP'li arkadaşlarımızla da görüşüyoruz. Bunda bir mahsur da yok. Silaha, şiddete bulaşmamış herkesle görüşürüz.

Bu çalışmalarınız sadece Almanya ile mi sınırlı yoksa tüm Avrupa'da aynı şekilde çalışıyor musunuz?

Necmi Kızak: Muharrem başkanımızın öncülüğünde burada İYİ'ler Gönüllüler Hareketi adlı Avrupa genelinde bir toplantı yaptık. Katılım çok güzeldi. İYİ Parti genel merkezini de Köln'de kuracak. Burayı bir üst bölge olarak düşünüyoruz.

Muharrem Kızılkaya: Kimlere hitap edeceklerini o toplantıda da söyledik arkadaşlarımıza. Hem Türkiye'de hem burada parti çok yeni. Çok farklı insanlar bir araya geldiler. Ufak tefek fikir ayrılıkları oluyor bu da normal ama genel hatlarıyla çok iyi gidiyor şu anda her şey. Türkiye'deki siyasi baskı nedeniyle bizimle birlikte görünmekten çekiniyorlar bazen ama genel başkanımız Meral Akşener'in ifade ettiği gibi bir kırılma noktasını bekliyor bu süreç. Dipte oluşan bir dalga var. İnsanlar dıştan tepki gösterseler dahi evlerine gittiklerinde akşam başlarını yastığa koyduklarında bir şeyleri gözden geçiriyorlar buna eminim. Çünkü her toplantımızı kalabalıklaşarak, büyüyerek yaptık. 20-30 kişi ile başladık. Sonra 100 olduk. Sonra 200 bu şekilde devam ediyoruz.

Şu anda belli bir üye sayınız var mı?

Acilen seçimlere girdiğimiz için henüz bir dernek ve parti değiliz. Şu anda İYİ Parti gönüllüleri olarak çalışıyoruz, adımız da öyle. Seçimler nedeniyle toparlanamadık. Seçime 3-4 hafta kala yasal, hukuki düzenlemelerle, yapılanmayla uğraşsaydık seçime mesai harcayamayacaktık. Bu nedenle gönüllülük bazında tüm arkadaşlar her işe koşturuyorlar.

Necmi Kızak: Muharrem başkanımın söylediği gibi İYİ Parti bir dip dalga yakaladı. Biz halka ulaşmakta zorluk çekmiyoruz. Halk bizi arayıp buluyor da. Şu anda burada toplum, sosyal bir hakikati yaşıyor. Türkiye'de de öyle. Basında ve medyada yer verilmeyen bir İYİ Parti harekatı var. Neredeyse Tayyip Erdoğan'ın gördüğü rüyayı naklen veren basın, İYİ Parti'nin binlerce kişinin katıldığı mitingini es geçiyor. Şimdi buradaki bu kalabalığı neyle izah edeceğiz. Türkiye'de 1923'ten bu yana kurulan birimleriyle, yapısıyla kavgalı bir iktidar yapısı oluştu. Kavgacı, kutuplaştırıcı despot bir iklim oluştu. Halk bunu gördü. Halk yeter demek istiyor, korkuyor. Çünkü dünyada yalnızlaşan bir Türkiye söz konusu, iç dengeleriyle sosyal düzeni bozulan bir Türkiye söz konusu. Millet nüvemiz ve yapımız artık düşman katlara dönüşen bir hale geldi. İnsanların sağduyularına güvenmemiz lazım. İnsanlar ürkmeye başladı. Bu nedenle bir 'Tamam' kelimesi milyonlarca paylaşım bulabiliyor. Halk değişim istiyor bu nedenle halka en rahat ulaşan partiyiz. Daha fazla demokrasi, şeffaflık, daha fazla tolerans ve hoşgörü öneren bizi tercih ediyorlar. Özellikle söylüyorum başkanımızın kadın oluşundaki farkı görüyorlar. Kadındaki anaçlık duygusuyla bu toplumu düzeltebilecek bir anne eli gerekiyor. Bizim partide kadınların katkı payı had safhada. Bir siyasi hareket içerisinde kadın varsa o siyasi hareket mutlaka başarıya ulaşacaktır. Gümbür gümbür geliyoruz...

Millet İttifakı içerisinde yer almak sizi olumlu veya olumsuz etkiledi mi?

Muharrem Kızılkaya: Herkes kendi çerçevesinde çalışıyor. Herkes kendi seçmenine hitap ediyor. Ancak bizim ittifakımız toplumdaki gerginliği ve tansiyonu düşürdü. Bizim dünya görüşlerimiz çok farklı ama bu bir yarıştır olsun. Biz bu ülkenin insanlarıyız. Bu ülkenin iyiliği, refahı için çabalayan partileriz. Hiçbir siyasi parti ülkesine hainlik etmek için kurulmaz. Bunun ne dünyada ne de Türkiye'de örneği var. Tüm siyasi partiler ülkeye çalışmak için kurulurlar. Bizler Almanya'da bu toplumun saygı gören kişileriyiz. Ben 50 yıldır Almanya'da yaşıyorum. Birçok sivil toplum örgütünde görev yaptım, yapmadıklarımla da iyi ilişkiler kurdum. Bunu gören apolitik insanlar da bize teveccüh gösteriyorlar. Bizler herhangi bir çıkar için buralarda değiliz, ülkemiz için çabalıyoruz.

Meral Akşener ile ilgili Alman medyasında ara sıra yazılar çıktı. Erdoğan'ın iktidarına karşı yeni bir güç olarak yorumladılar. Siz Alman medyasının Akşener hakkındaki yorumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Necmi Kızak: Bu çok normal çünkü devletler, toplumlar kavgadan hoşlanmaz. Bugün bizim ülkemizin başındaki insan çok kavgacı, kabadayı bir tarzla uluslararası münasebetlere yakışmayacak bir tarzda, üslupta ilişki kuruyor. Bundan tabii ki medeni ülkeler rahatsızlık duyacak. Devletler arası ilişkilerde kabadayılığın yeri yok. Onun için de Meral hanımın varlığı Almanya basınında ve politikasında bir rahatlamanın emarelerini vermeye başladı. Bizde şöyle bir sahtekarlık var: Çok bağıran, çağıran o sahte kahramanlar toplum tarafından sanki devletini daha çok koruyor gibi algılanıyor. Oysa Batı onu öyle görmüyor. Mesela eski İngiltere Başbakanı Tony Blair anılarını yazdığı kitapta "Cumhuriyet döneminde en iyi anlaştığımız hükümet Recep Tayyip Erdoğan hükümetidir" diye yazdı. Dikkatinizi çekeyim daha birkaç hafta önce yine İngiltere'ye gitti. Sıkıştığı zaman icazet alma merkezine gitti. Dünyaya bağıran bir adam var ama bağırdığı mecralarla da çirkince işlere girişen bir adam var. Toplum bunu görüyor. Batı bu bağırıştan rahatsız. Halk rahatsız. Biz yıllardır burada yaşıyoruz burada da bir hukukumuz var bu bağrışların bedelini bizler ödüyoruz.

Türkiye'de MHP'lilerle İYİ Parti sıkıntılar yaşadı. Stantlara saldırılar oldu. Burada da böyle sorunlarla karşılaştınız mı?

Muharrem Kızılkaya: Biz onları hiç muhatap almıyoruz. Onlarla aynı yerlerde bulunmuyoruz. Onun içinde hiçbir sıkıntımız olmadı.

Konsolosluklarda aranızda bir problem çıkar mı? Sonuçta aynı çatı altında 13 gün boyunca bir arada olacaksınız. Onlar sizi tahrik ederler mi?

Necmi Kızak: Biz tahrik olmayız. Çünkü biz insan olma vasfıyla düşünen bir topluluğuz. Onlar gibi hislerimizle, güdülerimizle hareket etmiyoruz. Güdüleriyle davrananlara biz aklımızla cevap vereceğiz. Uzak duracağız. Ayrıca İYİ Parti mensupları olarak MHP ile bir alıp veremediğimiz yok. Bir zamanlar orada siyaset yaptık ve şartlarımız uymadı ayrıldık. Bizim için şu anda, bizim haricimizdeki partiler neyse MHP'de o. Bizimle çok uğraşırlarsa biz de Hıristiyan değiliz. Bir yanağımıza tokat atana ötekini çevirmeyiz. Bu nedenle herkes aklını başına alsın. Onlar Türk milliyetçisi olduklarını iddia ediyorlarsa siyaseten Almanya'da onlarla dövüşmek kadar rezalet bir şey olamaz. Milletini bu şekilde rezil etmek onlara yakışıyorsa yapsınlar, buyursunlar bizimle kavga etsinler. Bakın biz kimlerle ittifak yaptık: Saadet Partisi, CHP ve Demokrat Parti ile. Saadet Partisi, Erdoğan'ın içinden çıkıp geldiği partidir. Ortak noktamız ne biliyor musunuz, bayrak, vatan ve Atatürk. Atatürk, Türkiye'de değerlerin birleştiği mihenk noktasıdır. Bugün Karamollaoğlu dinci bir yapıda da görünse, "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Mustafa Kemal'de bizimle beraber birleşebiliyor. Önemli olan bu. Biz Mustafa Kemal'in felsefesinde, ideolojisinde birleşen bir grubuz.

Ali Aker: 38 yıldır Köln'de yaşıyorum. Daha önceden hiçbir siyasi partiyle ilgim olmadı. İYİ Parti'yi kendime yakın gördüm ve beni milletvekilliğine layık gördüler. İYİ Parti iktidara gelirse Batı Avrupa Türkleri bakanlığı kuracağız. Burada teşkilatımızı kuracağız. Halkımızdan ricamız oy vermeye gitsinler mutlaka sandığa.