İYİ Parti Beşiktaş teşkilatından Büyüksökmen: Seçimin sonucunu çok küçük farklar belirleyecek

İYİ Parti Beşiktaş İlçe Başkan Yardımcısı avukat Onur Burak Büyüksökmen'le seçim çalışmalarını, sandık güvenliğini, İYİ Parti'nin İstanbul'da nasıl karşılandığını konuştuk. Büyüksökmen, "Seçimin sonucunu çok küçük farklar belirleyecek" diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 24 Haziran erken seçimlerine sayılı günler kaldı. En çok merak edilen konulardan birisi 24 Haziran'da ilk kez seçime girecek olan İYİ Parti'nin ulaşacağı oy oranı. İYİ Parti'nin İstanbul'daki gençlere yönelik çalışmalarını yürüten ekipte yer alan Beşiktaş İlçe Başkan Yardımcısı avukat Onur Burak Büyüksökmen, gençlerin kendilerini ifade edecek alan bulamadıklarını söylüyor. "Kürt kökenli gençlerimizin problemlerini bugüne kadar siyasiler, oturdukları yerden konuştu ve problemleri böyle çözebileceklerini zannettiler" diye Onur Burak Büyüksökmen, yürüttükleri çalışmaları anlattı.

Seçim çalışmalarınızda nasıl bir yol haritası izliyorsunuz?

Beşiktaş teşkilatı olarak partimiz kurulduğu günden beri çok hızlı bir şekilde yapılandık. Mahallelerde seçmene kendimizi tanıtmaya yönelik faaliyetlerde bulunduk. Üzerimizde müthiş bir medya ambargosu var. Bu ambargoyu delmenin iki yolu var. Birincisi sosyal medya. İYİ Parti'nin İstanbul ilçe teşkilatları içinde belki de sosyal medyayı en etkili kullanan ilçe teşkilatıyız. İkincisi de sokaklarda halkla birebir temas kurmak ve sorunlarını dinlemek. Bu iki yolla bilinirliğimizi arttırdık. Bütün mahallelere dokunmak için çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. İnsanların sorunlarıyla ilgili anketler yapıyoruz. İnsanların dertleri ve mağduriyetleri üzerinden bir anket araştırması yaparken aynı zamanda belediyecilik hizmetlerinden de ne kadar memnun olup olmadıklarını soruyoruz. Beşiktaş genelinde araştırmalarımız devam ediyor. Ayrıca toplumun dezavantajlı kesimleriyle de yoğun iletişim halindeyiz. Maalesef günümüzde mağduriyetler had safhaya ulaştı. İYİ Parti'nin kuruluş amaçlarından bir tanesi de toplumda mağdur olan kesimleri ve ayrıcalıklı zümreleri ortadan kaldırmak.

'EN ÇOK ŞİKAYET HAYAT PAHALILIĞINDAN'

Görüştüğünüz insanlar size en çok nelerden yakınıyor?

Şu an Beşiktaş halkının genel sorunlarını araştırdığımızda, Beşiktaş halkı da toplumun geneli gibi ekonomik kriz, işsizlik, hayat pahalılığından şikayetçi. Beşiktaş ilçesine özgü sorunları araştırdığımızda ise ilk sırayı trafik, otopark sorunları alırken bunu alt yapı ve imar sorunları, yüksek emlak vergisi, Yeşil alan/park azlığı, çevre temizliği sorunu, öğrenciler için yurt sorunlar, Sokak çocukları/madde kullanıcıları ve sokak hayvanlarının korunması gibi sorunlar takip ediyor.

Sizin en çok şikayet aldığınız sorunlara ilişkin çözüm önerileriniz nedir, neler anlatıyorsunuz bu insanlara? 

Sayın Genel Başkanımızın yakın zamanda açıkladığı üzere 4 buçuk milyon borçlu insana dokunabilecek bir ekonomik projemiz var. Bu proje Güney Kore'de uygulanmış, hayata geçirilmiş ve başarı sağlanmış bir projedir. Bu projemizin ismi Türkiye Dayanışma Fonu. Bizler de bu projeye çok önem veriyoruz. Türkiye'de son 15 yılda hane halklarının toplam borçları 75 kat artarak 550 milyar liraya ulaştı. Bu borçların yarısı konut ve taşıt kredilerinin dışında tüketime yönelik ihtiyaç kredilerinden geliyor. Yani büyük alımlardan ziyade insanların hayatlarını idame ettirebilmesi adına ihtiyaç duydukları gereksinimler. Bunlara eş, dost ve akrabadan alınan borçlar dahil değil. Bu borçların ödenememesinden dolayı insanlar çok yoğun bir psikolojik baskıya maruz kalıyorlar. Görüştüğümüz insanların çoğu bu durumdan dolayı çok zor şartlarda yaşadıklarını beyan ediyorlar. Toplumun bu borcunun büyük bir kısmını bankalardan satın alacağız. Projenin ihtiyaç duyduğu bütçe 8 milyar lira civarında. Bu para 2018 yılının bütçe harcamalarının yaklaşık yüzde 1'ine denk geliyor. Yani Bakan Mehmet Şimşek'in taşıt ve hizmet binası kiralamaları için zamanında 'fındık fıstık parası' diye tabir ettiği paraya tekabül ediyor. Bu projemizle vatandaşlarımız hem borçlarından hem de bunların yarattığı psikolojik zorluklardan kurtulmuş olacaklar.

İYİ Parti İstanbul Beşiktaş İlçe Başkan Yardımcısı Avukat Onur Burak Büyüksökmen...

Seçim sürecinde en çok tartışılan konulardan bir tanesi de sandık güvenliği. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir, siz de sandık güvenliğinden endişe ediyor musunuz?

Toplumun büyük bir kesiminde sandıklara ve oylara sahip çıkılamayacağına dair endişeler var. Bu endişeler referandumdaki mühürsüz oyların, son dakikada YSK tarafından alınan kararla geçerli sayılmasından sonra giderek arttı. Partimizin kurulduğu ilk günden beri sandık güvenliği konusunu görev bildik. İttifak zemininin ortaya çıkmasıyla da bu hassasiyeti bizimle paylaşan diğer partilerle birlikte sandık güvenliği konusunda dayanışma içerisinde olacağız. Millet İttifakına dahil olan partilerin bu konudaki yetkili birimleri haftada bir kez toplanarak detaylı çalışmalara devam ediyor. Bu kapsamda seçim günü her sandıkta, bir sandık görevlisi, bir müşahit ve her okulda bir avukat olacak şekilde görevlendirme çalışmalarımız devam etmektedir. Türkiye emin olsun ki parti teşkilatlarımız ve vatandaşlarımız sandıklarına ilk kez bu kadar çok sahip çıkacak.

'VATANDAŞ 16 SENEDİR EKSİKLİĞİNİ HİSSETTİ'

Sizce İYİ Parti'nin İstanbul'da en çok oy alacağı bölgeler neresi olacak?

İYİ Parti İstanbul'un her tarafından oy alacak. Yaptırdığımız anketlerde görülüyor ki İstanbul'da oy alamayacağımız mahalle ve semt yok. Vatandaş 16 senedir siyasi bir lider eksikliğini hissetti. Bu yüzden bu düzenden sıkılmış herkes bize gözü gibi bakıyor. İstanbul'un her tarafına homojen bir şekilde dağılmış seçmen kitlemiz var.

'KADINLARIN YAKLAŞIMI ÇOK GÜZEL'

Yeni bir partisiniz, insanların kapılarını çaldığınızda nasıl tepkilerle karşılaşıyorsunuz?

Siyasetteki kaba dil ve üslup artık vatandaşları bıktırdı. Meral Akşener, Cumhurbaşkanı adayları arasındaki tek kadın aday. Bu sebeple özellikle kadınların partimize destekleri had safhada. Seçmenlerin kapılarına gittiğimizde çatışmalardan uzak olduğumuzu dile getiriyoruz. Bize yapılan saldırılar elbette ki var. Bu saldırılar ufak çaplı münferit saldırılar. Ancak biz provokasyona kapalıyız ve çizgimizi bozmadan çalışmalarımıza devam ediyoruz. Aynı binada yaşadığımız Kürt kardeşlerimiz, Türk kardeşlerimiz, milliyetçi, solcu, Alevi kardeşlerimiz var. Genel başkanımızın en büyük hayali bütün kardeşlerimizle birlikte bir bayram sofrasına oturabilmek. İşte o gün saçı uzun küpeli kardeşimiz de gelir, namaz kılan amcamız da o masaya oturur. Biz bunu sağlamak için mücadele ediyoruz.

'GENÇLERİN NEDEN BU KADAR ÜMİTSİZ OLDUĞUNU ARAŞTIRMAK GEREK'

Peki İstanbul'daki gençlerle görüştüğünüzde eksik gördüğünüz bir şey var mı? Gençler sizlere ne gibi sorunlarını anlatıyor?

Öncelikle gençlerin neden bu kadar ümitsiz olduğunu bakmak gerek. Öğrenciler açısından baktığımızda her yıl değişen ve adeta yap-boza dönen eğitim sistemini mi yoksa soruları çalınan ya da iptal edilen sınavları mı konuşalım, bu kadar zorluğa rağmen bir üniversite bitirip diplomalı işsizler ordusuna katılan milyonlarca genci mi konuşalım? Bunun yanında 16 yıllık AKP iktidarında gençler yapmak istedikleri, heveslendikleri her konuda engellerle karşılaştılar. Özgür düşünce ortamından uzaklaştık, fikirlerimizi beyan edemez olduk, sosyal medyada paylaşımlar yüzünden tutuklandık. Bu ortamda gençlerin ümitsizliğe kapılmaları çok doğal. Siyasi erk gençlerin yanında olmadığı müddetçe maalesef bu sorunlar kalıcı çözüme ulaşamaz. Bizler bu yola çıkarken gençlerin fikirlerini açıklayabilecekleri uygun ortamı sağlamak için gençlerle birlikte yola çıktık. Gençlerimizin solan ümitlerini yeniden yeşerteceğiz.

'BURADAN OTURARAK KONUŞTUK'

Türkiye'nin dört bir yanını gezdiğinizi söylüyorsunuz... Kürt gençlerin desteğini almak için ne yapacaksınız, bu konuda çalışmalarınız var mı?

Genel başkanımızın Doğu ve Güneydoğu’ya yaptığı gezilerde, özellikle kadın ve gençlerimizle, yaşadıkları sorunlar ve beklentileri ile ilgili birebir görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerde Kürt kökenli gençlerimizin en büyük sorunun işsizlik olduğu ortaya çıktı. Kürt kökenli gençlerimizin problemlerini bugüne kadar siyasiler, oturdukları yerden konuştu ve problemleri böyle çözebileceklerini zannettiler. Ama realitenin böyle olmadığını ve gençlerin çaresizliklerinin suistimal edildiğini gördük. İYİ Parti, bundan sonraki süreçte Kürt kökenli kardeşlerimizin sorunlarına daha fazla yoğunlaşıp, projeler ve istihdam alanları yaratarak Batıdaki gençlerin yararlandığı tüm imkanlardan onların da yararlanmasını sağlamayı görev bilmektedir.

.

'GERÇEKLER TELEVİZYONDAKİ GİBİ DEĞİL'

'Kürt seçmenlerin tercihi bu seçimde sonucu belirleyecek en önemli faktörlerden birisi olacak' şeklinde değerlendirmeler var. Sizde buna katılıyor musunuz sizce bu seçimi hangi seçmen kitlesi belirleyecek?

Son zamanlarda ülkemizdeki kamuoyu yoklamalarına göre toplumun büyük bir çoğunluğunun Cumhur İttifakını desteklemediği bilinen bir gerçek. Yine kamuoyu yoklamalarının da vurguladığı üzere Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalacak. Kan kaybeden Cumhur İttifakının karşısında Millet ittifakının oyu her geçen gün artmakta. Belki de seçimin sonucunu çok küçük farklar belirleyecek ve bu zamana kadar sömürülen, ihmal edilen ve seçimden seçime hatırlanan her birey bu seçimin belirleyicisi olacaktır. Bu nedenle İYİ Parti olarak her vatandaşımıza, her birinin oyunun çok kıymetli olduğunu, Türkiye'deki gerçekliğin televizyonlardaki gibi olmadığını, ekonomide, eğitimde bu hükümetin başarısız olduğunu anlatıyoruz ve yılmadan anlatmaya devam edeceğiz. Eğer bu bilinci arttırabilirsek hem Kürt Kökenli seçmenlerden hem de senelerdir AKP'ye oy vermiş seçmenlerden oy geçişleri sağlayabileceğimize inanıyoruz.

24 Haziran'dan sonra nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?

Enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğü, TL’nin değerinin, Gayri Safi Milli Hasıla’nın ve buna bağlı olarak insanların alım gücünün ve yaşam kalitelerinin arttığı, işsizliğin azaldığı bir ekonomik ortam hedefimiz var. İnsanların her gün davul gibi gerilmediği bütün komşularımızla iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz, sanata, kültüre, eğitime, üretmeye kendimizi adadığımız bir Türkiye ümit ediyoruz. Parlementer sisteme dönerek, çoğulcu demokrasi ve yargı bağımsızlığının eskisinden daha güçlü ve güven veren biçimde tesis edildiği, cumhuriyetin temel değerlerine sadık kalınarak, toplumsal huzur ve refahın sağlandığı, insanların her gün davul gibi gerilmediği ve daha fazla gülümsediği bir Türkiye hayalimiz var.