İYİ Partili Burcu Akçaru: Seçime hazırız ve kuş uçurtmayacağız

Seçime sayılı günler kala partilerin seçime dair çalışmaları hızlandı. İYİ Parti'nin kurucuları arasında yer alan ve “İYİ Seçim Merkezi”nin koordinatörlüğünü üstlenen Genel İdare Kurulu Üyesi Burcu Akçaru ile seçim güvenliği üzerine konuştuk.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye 24 Haziran seçimlerine hazırlanıyor. YSK Başkanı Sadi Güven'in seçim güvenliği üzerine tartışmanın gerekli olmadığı şeklindeki açıklamasına karşın, muhalefet partilerinin seçim güvenliğine ilişkin çalışmaları devam ediyor.

2014 yılında bağımsız yapı "Ankara'nın Oyları Platformu"nda çalışan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in teklifinin ardından partinin kurucuları arasında yer alan GİK (Genel İdare Kurulu) Üyesi Burcu Akçaru ile İYİ Parti’nin seçim güvenliği çalışmalarını konuştuk. İYİ Seçim Merkezi Koordinatörlüğü görevini üstlenen Akçaru, partisinin seçim güvenliğine dair yürüttükleri çalışmaları anlattı.

'200 BİN KİŞİLİK ORGANİZASYON PLANLADIK'

İYİ Parti seçim güvenliği için nasıl bir hazırlık yapıyor?

Genel Başkanımızın daha kurulduğumuz gün, "Ben Tayyip Bey'i tanıyorsam 15 Temmuz gibi bir tarihi kaçırmaz" diye bir beyanatı vardı. Biz de bunu kendimize yol haritası alarak parti kurulur kurulmaz çalışmaya başladık. Hemen ertesi gün seçim olacakmış gibi İYİ Seçim Merkezi diye bir çalışma grubu oluşturduk. Seçim çalışması için bir yazılım yaptırdık. Bu yazılım hem üye sistemiyle entegre hem de il-ilçe yöneticilerimizin kullanıp uygulayabileceği bir yazılım. Bu sayede biz genel merkezden hangi sandıkta kim var, görevini yerine getirmiş mi getirmemiş mi görebiliyoruz. Sandık başındaki kişiler de telefonlarına indirecekleri aplikasyonlarla tutanaklarla ilgili, sandıkta gün boyu yaşanan sıkıntılarla ilgili her türlü bilgiyi iletebilecekler. Bu hazırlığı seçim tarihinin açıklanmasından önce yapmıştık. Bu eğitimleri vermek için il ve ilçelerimize teker teker gidiyorduk. Derken erken seçim çağrısı geldi. Şimdi onları Ankara'ya davet edip toplu bir iller, ilçeler eğitimi şeklinde yürüme kararı aldık. Bizim planlamamızda bir değişiklik olmadı, sadece hızlandırma oldu. Her şekilde hazırdık. Türkiye'de okul organizasyonları dahil 200 bin kişilik bir organizasyon planladık. Biz bu seçime hazırız ve kuş uçurtmayacağız.

'PARTİLER KAZANDIK, KAYBETTİK ONA BAKIYORLAR'

“Ankara'nın Oyları” ile çalışırken seçimlerde yaşanan sorunlara dair birçok deneyiminiz oldu. Bu tecrübelerinizi nasıl aktaracaksınız?

Ankara'nın oylarını 2014 yerel seçimlerinde bağımsız bir platform olarak kurduk. Şimdi herhangi bir bağım yok platformla. 2014 yılındaki yerel seçimde o dönemde 1.5 milyon oyluk kusur hesaplamıştık ama usuller yerine getirilmemişti. Süresinde il, ilçe seçim kurullarına başvurulmamıştı. Mansur Yavaş direkt YSK'ya gidip başvurusunu yaptı ama usulden dolayı itirazları reddedildi. Süreç bu şekilde işlediği için sandık başında durmanın, sandık sonuç tutanaklarını almanın ve gün içerisinde sandıkta yaşananlara müdahale etmenin önemi daha o zaman ortaya çıkmıştı. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015 genel seçimleri ve 2017'deki referandum... Hepsinin ayrı hikâyesi var. Siyasi partiler her sandığa görevlendirme yapamıyor, yaptıkları kişileri eğitmiyor. Kişiler, yapılan işlemin hangi usule aykırı olduğunu görmüyor. Seçim günü destek merkezleri oluşturup sahaya desteği sağlayamıyorlar. Kazandık, kaybettik ona bakıyorlar. Tutanakları incelemiyorlar. Halbuki seçim kazanılsa dahi sandık başındaki memurların görevlerini doğru yapıp yapmadığını denetleyen bir mekanizmanın olması gerekiyor. Bu edindiğim tecrübeyi partiye taşıdım ekibimle birlikte.

'AKŞENER 'YSK’NIN ÖNÜNE OTURURUM, BENİ ORADAN JİLETLE KAZIYAMAZLAR' DEDİ'

Kuruculuk teklifinde bulunan Sayın Akşener'e “Cumhuriyet'in bekası için sizi son umut olarak görüyorum. Seve seve gelip çalışırım ama merak ettiğim bir şey var” dedim. “Çalışır, koordine oluruz ama YSK son dakika açıklaması yaparsa ne yaparız” dedim. Döndü ve "Bir sandalyeyi alır YSK'nın önüne otururum, beni oradan jiletle kazıyamazlar" dedi. Öncelikle biz sandığımızı koruyacağız. Bilinçli kişiler olarak bütün itirazlarımızı yapacağız. İtiraz sürelerini bir güne indirdiler takvimde, bir gün içerisinde itirazımızı yapacağız gerek kalması halinde. Sonra il seçim kuruluna yapacağız. Daha sonra da halen sıkıntı çıkarsa Genel Başkanımız YSK önüne gitmek durumunda kalırsa bütün itiraz aşamaları yerine getirilmiş olduğu için gerekli adımlar atılacaktır.

Muhalefet partileri seçim güvenliği konusunda görüştüler ve ortak açıklamalar yaptılar. Diğer partilerle nasıl bir ortak çalışma yürütülecek?

Siyasi parti temsilcileri Genel Başkanımızı ziyaret etti. Genel Başkanımızın gittiği partiler oldu. Bunların hepsi seçim güvenliği konusunda hemfikir olduğunu söyledi. Birbirlerinin eksik kaldığı yerlerde bu partiler birbirlerini tamamlayacaktır.

'HER ŞEY ŞEFFAF OLSAYDI BUGÜN SEÇİM GÜVENLİĞİ KAVRAMI OLMAZDI'

YSK Başkanı Sadi Güven, seçim başlamadan seçim güvenliğini tartışmak doğru değil dedi.

Talihsiz bir açıklama bu. Eğer bir konu konuşuluyorsa bu vardır. Önceki seçimlerde hiç soru işareti bırakmasalardı, her şey şeffaf olsaydı, insanlar gerçekten kanuna göre her şeyin yürütüldüğünü düşünseydi bugün seçim güvenliği diye bir kavram olmazdı. Zaten yoktu Türkiye'de. Seçim sistemi vardı, seçim usulleri vardı, seçim güvenliği diye bir şey yoktu. Ama 2014 Yerel Seçimi döneminde kurulan platformlar, oy çalmanın sadece cebine iki tane zarf alıp gitmek olmadığını anladı. Gerekli tedbirleri almak için halk harekete geçti. Dolayısıyla da seçim güvenliği diye kavram ortaya çıktı. Bunu kabul etmek zorundalar. Ne zamanki seçimler şeffaf olur, biz usulsüz bir açıklamanın olmadığı, her şeyin güllük gülistanlık gittiği bir güne geliriz ancak o zaman seçim güvenliğini konuşmayız.

Sizin temas ettiğiniz insanlar YSK'yı bağımsız bir yapı olarak görüyorlar mı?

Şu anda zaten içerisinde hukuk hakim bulunan hiçbir yapının bağımsız olduğunu düşünmüyor insanlar. Bir telefonla bir kararın değiştiği, seçim sonucunun değişikliğe uğradığı seçim yaşadık. İYİ Parti'nin seçime girip girmemesini bile günlerce tartışan bir kurumdan bahsediyoruz. Siyasi Partiler Kanunu'nda hangi partinin seçime gireceği, hangisinin giremeyeceği bellidir. Bunun için karar almanın bu kadar uzun sürmesini gerektirecek bir husus yoktu. Bağımsız bir yapı olsa o metni önüne alıp ona göre karar vereceğini biliriz ama vatandaş bile İYİ Parti seçime girecek mi diye konuştu. Bir kurumun yapısına ve hukuka sonsuz uyacağına güven olsa bu konu konuşulur muydu?

'AKŞAMKİ SONUÇ SABAHA BAĞLI'

16 Nisan'da yaşanan mühürsüz oyların kabulü gibi bir sürpriz olursa ne yapacaksınız?

Mühürsüz oy geçerli diye bir kanun çıkmadı bakıldığında. İhmal dahilinde mühürsüz oy kullanılmışsa geçerli sayılacak diye bir madde var. Eğer sabahleyin sandık başında bilinçli kişiler olur, sandık sonuç tutanaklarının hepsini alır, bunların hepsinin uygun biçimde mühürlenmesini sağlar ve tutanak altına alırsa akşam geçersiz bir oy pusulasının geçerli sayılmasının önüne geçilmiş olur. Akşamki sonuç sabaha bağlı.

'HAYAL KIRIKLIĞIM 16 NİSAN’DA KİMSENİN SOKAĞA ÇIKMAMASIYDI'

16 Nisan'daki mühürsüz oylarla ilgili kararın ardından ne hissetmiştiniz?

Kendimi çok kötü hissettim. O zaman Ankara Barosu'nda görevliydim. Aslında bazı şeyler geliyorum diyor. Oy pusulalarının arkasının mühürsüz olduğuyla ilgili uyarılar bize sandık başından sabah itibariyle gelmeye başladı. Siyasi partileri, ilçe seçim kurulunu, YSK'yı defalarca aradık. Bakın sandık başına bilgilendirme yapın, bu saate kadar kaç oy kullanıldıysa tutanak altına alın, ondan sonrakileri mühürleyin dedik. Sayımdan sonra daha fazla mühürsüz çıkarsa dışarıdan gelmiş muamelesi yapın diye uyardık ama ciddiye alınmadık. YSK'nın açıklaması doğuda sayım başladığında geldi. Bu tip son dakika açıklamalarının pek çok etkisi var. Sandık sonuç tutanakları alınmadığı için sizin, bu uygulamanın kaç oyu etkilediğini görme imkânınız yok. Sandıkta hayır olduğunu gördük aslında biz. Herkes bir hayır dalgasıyla sandığa gitti. Buna rağmen sandıktan evet çıkmasının nedeni bu usulsüzlüğün sonucudur. İkinci hayal kırıklığım ise bu uygulamanın ardından kimsenin sokağa çıkmaması, buna tepki göstermemesiydi. Kuruculuk görüşmesini yaptığımda Sayın Akşener'e ilk sorum o nedenle buydu. Onun cevabı bana zaten hiç yorulmadan çalışma motivasyonu verdi. O sandalyeyi YSK'nın önüne koyacak genel başkanla da bu işler çok daha kolay.

'SANDIĞA GİDİN'

Seçmene bir çağrınız var mı?

Çağrımız: sandığa gidin. Kendinizi hangi siyasi partiye yakın hissediyorsanız ne yapıp edin sandığa gidin. Aynı zamanda sandık görevlisi de olun. Müşahit olmak için üyelik gerekmiyor. Siyasi partiye üye olmaktan imtina ediyorlarsa müşahit olabilirler. Sandık başında ne kadar bilinçli, ne kadar bu işin yürütülmesi gerektiğini bilen insan olursa bu iyidir. Bu hiçbir partiye karşı yürütülen bir çalışma değildir. Bu işlerin usulünce yürütülmesi için yapılan bir harekettir. Kanun, kural bileceksiniz, elinizdeki kitapçıkları okuyacaksınız, videoları izleyecek, yönlendirmelere dikkat edeceksiniz. Bunu yapmak için herkesi sandığa davet ediyoruz. Herkesin oy kullandığı sandığı izleme hakkı vardır. Tüm vatandaşları buna davet ediyoruz.