Temel Karamollaoğlu: Mutlaka bir ittifak yapacağız

Basın toplantısı düzenleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, seçim ittifakıyla ilgili açıklama yaptı. "Mutlaka bir ittifak yapacağız" diyen Karamollaoğlu, "Biz fitre parasına muhtaç hale getirilmiş 6 milyon asgari ücretliyle ittifak yapacağız. Yarı fiyatına satılan şeker fabrikası işçileriyle, pancar ve tütün üreticileriyle ittifak yapacağız. Biz milletimizle ittifak yapacağız" diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.

'KARGAŞADAN İSRAİL YARARLANIYOR'

ABD uçaklarının Afganistan'da bir hafızlık okulunu bombaladığını söyleyen Temel Karamollaoğlu, "Maalesef her basın toplantısına acı haberler başlıyoruz. ABD destekli uçaklar hafızlık eğitim gören çocukları bombaladı. Bunun tesadüfen olma imkanı yok. 100’e yakın çocuk en mutlu gününde hayatını kaybetti. Bunun acısı dinmeden, Doğu Guta’da çoğunluğun kadın ve çocuk olmak üzere 78 kişi hayatını kaybetti. Bu menfur saldırıyı lanetliyorum" dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki Doğu Guta görüşmelerine değinen Karamollaoğlu, "Görüşmeler trajedi komik bir hal aldı. ABD ile Rusya, Güvenlik Konseyi'ne önerge verdi. İki önerge de ret edildi. Birbirleri ile itibar yarışı yapıyorlar. Orta Doğu yaklaşık 20 senedir kaynıyor. Bu estirilen havanın sebebi, kim ne derse desin, hedef Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Büyük İsrail’i kurmaktır. Bu kargaşadan yaralanan tek İsrail’dir” diye konuştu.

'RUH HALİ BOZUK BİRİNE NEDEN RUHSAT VERİLDİ?'

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi Volkan Bayar'ın gerçekleştirdiği saldırıyı değerlendiren Karamollaoğlu, "Bu olayla ilgili onlarca soru işareti ortaya çıktı. Hemen ardından bu konunun gündeme getirilmesi engellendi, sansürlendi. Üniversite saldırganın aklı dengesi bozuktu psikolojik sorunları vardı diyor. Ruh hali bozuk birine silah ruhsatı nasıl verildi? Nasıl elinden alınmadı? Bu ruh hali bilinmesine rağmen meslekte nasıl tutuldu? Ve buna kimler göz yumdu?" dedi.

Bayar'ın şikayetleri nedeniyle ihraç edilen akademisyenler olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, "Bu kişinin şikayet ve iftiraları nedeniyle yüzlerce kişi hakkında işlem yapıldı. Bazıları ihraç edilmiş hatta bazıları uzun süre hapis yatmak durumunda kalmış. Akli dengesi bozuk birinin şikayet ve ihbarlarına nasıl ve neden itibar edildi?" ifadelerini kullandı.

'DEVLET DEĞİL AŞİRET BİLE YÖNETİLMEZ'

Saldırıyı "OHAL travması" olarak nitelendiren Karamollaoğlu, şunları söyledi:

"FETÖ ile mücadelenin sosyal ve psikolojik yönü hep göz ardı edilmiştir. Devlet kendi üzerine düşen görevi yerine getiremiyor. Başkasına iftira atacaklarını dikkate almıyorlar. Devlet değil, aşiret bile böyle yönetilmez. Bu yüzden binlerce kişi hapishanede, mağdur, işsiz durumunda yer alıyor. Delil yok ama işten alınması delil olarak kabul ediliyor. Bunlara ayrı bir madalya takmak lazım. Böyle hakimlik olmaz. Adalet hakimlerin dik durması ile olabilir. ‘Berlin’de hakimler var’ derler. Biz neden Ankara’da ve İstanbul’da hakimler var diyemiyoruz“ diye konuştu.

'MÜREKKEBİN AKMADIĞI YERDE KAN AKAR'

"Bu süreç bir cadı avına dönüşmüş, bir korku imparatorluğu oluşmuştur" diyen Temel Karamollaoğlu, "Bakanlar, dekanlar, gazeteciler, milletvekilleri, bürokratlar konuşamıyor. Konuşanların da ne hale düştüğünü de görüyoruz. Çok net söylüyorum: Fikirlerin, düşüncelerin, insanların konuşamadığı yerde silahlar konuşur. Mürekkebin akmadığı yerde kan akar” şeklinde konuştu.

'KİMSE FİKİRLERİNİ AÇIKLAMAKTAN MAHRUM BIRAKILAMAZ'

Furkan Vakfı’na bağlı yurtların kapatılmasına da değinen Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

“Furkan Vakfı'na mensup öğrencileri evleri mühürlendi. Kız öğrenciler eşyaları ile birlikte sınav dönemi sokağa atıldı. Üzülerek ifade ediyorum. Ama bazıları buna kızıyor, kınıyor. Ancak biz 28 Şubat’ta bu yaşadığımızı ters bir yönden yeniden yaşıyoruz. 28 Şubat’ta yüksek yargı, üst düzey askerler, gazeteler, patronlar katıldı. Ancak o dönemde mahkemelerde doğru karar çıkıyordu. Baskı ve yanlış karar veren vardı. Bu kadar kendisine az savunma hakkı verilmeyen bir dönem yoktu. 1980 darbesinde idam ile yargılandık. Ancak savunmamız engellenmedi. 5, 10, 15 sene geçecek ancak insanlar yaşadıklarını konuşacak. İnsanlar zulmü anlatılacak. Furkan Vakfı’na hiçbir zaman irtibatımız olmadı. Milli Görüş prensiplerine bağlı olduğu kanısında değiliz. Bizden değiller. Solcu sağcı olsun. Kanunları çiğnemediği sürece fikirlerini açıklamaktan mahrum bırakılamaz. Furkan Vakfı eğer AK Parti’ye karşı bir tavır sergilemeseydi böyle bir tavır görür müydü? Bu gidişattan ciddi endişe duyuyoruz."

'SAADET PARTİSİ'NİN YÜKSELİŞİNİ ENGELLEYEMEZLER'

“İnsanları susturarak medya kontrol altına almaya çalışıyorlar” diyen Karamollaoğlu, "Bütün bu baskılara rağmen Saadet Partisi’nin yükselişini, vatandaşın gönlünde taht kurmasını AK Parti’nin hiçbir çabası engelleyemez. Siz manşet övgüleri ile gerçeği ile gizleyemezsiniz" diye konuştu.

'SATMAYI BİLE BECEREMİYORLAR'

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin 2011'de de gündeme geldiğini söyleyen Karamollaoğlu, şunları kaydetti:

"Bilindiği gibi 2011 yılında Şeker fabrikaları yine satışa arz edilmişti. İşte 2011 yılındaki rakamlar dikkate alındığında; bugün 84 milyon dolara satılan Bor Şeker Fabrikası'nın 149 milyon dolara, 82 milyon dolara giden Kırşehir Şeker Fabrikası 141 milyon dolara, 132 milyon dolara satılan Çorum Şeker Fabrikası'nın 192 milyon dolara, 69 milyon dolara satılan Yozgat Şeker Fabrikası’nın ise 119 milyon dolara satılması gerekiyordu. Arada 211 milyon dolar fark var. Rakamlar gösteriyor ki, bu iktidarın fabrika yapmasından geçtik, yapılanı bile adam gibi satmayı beceremiyor. Sayın Cumhurbaşkanı 2011 yılındaki ihaleyi, kamu yararı gözetilmediği için iptal ettirmişti. Şimdi sadece 4 fabrikada 200 milyon doların üzerinde bir kamu zararı var. Bakalım Sayın Cumhurbaşkanı şimdi ne yapacak? Merakla bekliyoruz. Kendisini, ‘Ey Özleştirme idaresi, bu işi becermediniz’ diyecek mi? Yerli ve milli olmak bunu gerektirir."

'DEVLET İTHALATÇI MIDIR?'

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “Devlet fabrikatör değildir” sözünü eleştiren Karamollaoğlu, “Peki Sayın Bakan, Devlet ithalat firması mıdır? Neden Romanya’dan, Ukrayna’dan hatta Brezilya’dan hayvan ithal edip kendi besicinizin karşısına rakip olarak çıkıyorsunuz? Peki, devlet inşaat şirketi midir? Devlet fabrika yapmaz diyorsunuz da, neden inşaata gelince Türkiye’nin en büyük müteahhidi oluyorsunuz?” dedi.

'BİZ MUTLAKA BİR İTTİFAK YAPACAĞIZ'

Karamollaoğlu, kimle ittifak yapacaklarını açıklık getirerek, şunları, ifade etti:

"Bize soruyorlar, ittifak yapacak mısınız? Elbette biz mutlaka bir ittifak yapacağız. Çünkü ittifak yapmazsanız iktidar olamazsınız. Peki, kiminle ittifak yapacaksınız? İşte cevap veriyorum. Biz fitre parasına muhtaç hale getirilmiş 6 milyon asgari ücretliyle ittifak yapacağız. Biz yarı fiyatına satılan şeker fabrikası işçileriyle, pancar ve tütün üreticileriyle ittifak yapacağız. ByLock mağduru, zoka mağduru, mor beyin mağduru, KHK mağdurlarıyla ittifak yapacağız. Sizi taşeron köleliğinden kurtarıyoruz denilerek kandırılan 4C’lilerle ittifak yapacağız. Biz milletimizle ittifak yapacağız."