Temelli'den Kılıçdaroğlu'na: Edirne'ye gidebilirsiniz, Demirtaş'la göreşebilirsiniz

HDP Eş Başkanı Temelli, 'Dokunulmazlıkların kaldırılmasını HDP'lilere anlattık, kendi arkadaşlarımıza anlatamadık' diyen Kılıçdaroğlu'na seslendi. Temelli, "Ama hâlâ bir şansınız var, Edirne Cezaevi'ne gidebilirsiniz. Selahattin Demirtaş size tane tane bunu anlatır. Giderken Kandıra’ya uğramayı da unutmayın" diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Osmangazi Üniversitesi'nde yaşanan katliamı kınayan Temelli, Osmangazi rektörünü istifaya çağırdı. Bursa'da muhtarlara atış eğitimi verilmesini de eleştiren Temelli "Çünkü bu silahlanma yarışının nelere mal olduğunu geçen hafta gördük Eskişehir Üniversitesi’nde" ifadelerini kullandı.

HDP Eş Başkanı Temelli, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Gazete Duvar'da yayınlanan haberde yer alan dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin "HDP’lilere anlattık, arkadaşlarımıza anlatamadık" sözlerine değindi. 'Biz de fil hafızası var' diyen Temelli Kılıçdaroğlu'na "Ama hala bir şansınız var, Edirne Cezaevine gidebilirsiniz. Selahattin Demirtaş size tane tane bunu anlatır. Giderken Kandıra’ya uğramayı da unutmayın" önerisinde bulundu.

Kılıçdaroğlu: HDP’ye anlattık CHP’lilere anlatamadık!Kılıçdaroğlu: HDP’ye anlattık CHP’lilere anlatamadık!

'MEMLEKET CEZAEVİ OLDU!'

Temelli, cezaevlerindeki işkence ve kötü muamele iddialarının artarak devam ettiğini belirterek, buna karşın Adalet Bakanlığı’nı defalarca uyardıklarını ancak hiçbir önlem alınmadığı gibi herhangi bir soruşturmanın da açılmadığını ifade etti. Temelli, şöyle konuştu: “Cezaevlerindeki son duruma baktığımızda yaşananların AKP iktidarının cezaevi siyaseti olduğunu görürüz. AKP iktidara geldiğinde Türkiye’de cezaevlerinde 55 bin kişi varmış. Bugün 230 bin kişi var. AKP 16 yıl boyunca, sadece cezaevi nüfusunu artırmakla kalmamış. Adli kontrol denetiminde yaklaşık 490 bin kişi var. Ya imza atıyorlar ya da yurt dışına çıkış yasakları var. Bazen haftada bir bazen haftada iki . Yani memleket cezaevi olmuş durumda. Tam da bu noktada bakanlar açıklama yapıyor. Yatırım yapıyoruz diye. 38 tane cezaevi yapmakla övünüyorlar. Cezaevi yatırımıyla övünen iktidarlara faşist iktidar denir. Bugünkü de bunu yapıyor.”

PKK Lideri Abdullah Öcalan’la 5 Nisan 2015’ten bu yana görüşülmediğin anımsatan Temelli, “Türkiye kuşatma altında, tecrit koşullarında yaşanmaya zorlanmaktadır. Aslında bu tecrit, demokrasiye ve barışa yönelik bir tecrittir. Bugün yaşadığımız olaylar nerede başladı sorusunun yanıtını ararsak başladığı yer 5 Nisan 2015’ti. İmralı’ya tecrit uygulamak savaş politikasıdır. İmralı’ya tecrit uygulamak, faşizmin kurumsallaşmasıdır” dedi.

‘CEZAEVLERİNDE 70 BİN ÖĞRENCİ VAR’

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin de “barış” dediği için tutuklandığını ifade eden Temelli, “Bugün cezaevlerinde 70 bin öğrenci var. Bir çok ilçeden daha fazla bir nüfus. Bir çok üniversite nüfusundan daha fazla öğrenci cezaevinde. Ve bu 16 yıldır devam eden siyasetin, savaş politikasının baskı rejiminin sonucu buralara geldi. Öğrencilerin birçoğu 12 yıl, 16 yıl hüküm almış durumdalar. Bu anlamıyla da cezaevi politikası sistematik bir AKP politikasıdır. Bu politikaya karşı da mücadelemizi yükseltmek ve tüm tutsaklarımızın özgür kalmasını sağlayana kadar da mücadelemizi sürdürme kararlılığındayız” şeklinde konuştu.

‘İKTİDAR, SURİYE’DE ÇÖZÜME KAVUŞULMASI İÇİN ADIM ATMIYOR’

Suriye’de son günlerde yaşanan gelişmelere de değinen Temelli, “Dün gece, kimyasal silahla ilgili BMGK olağanüstü toplantısı oldu. ABD bir karar çıkarmaya çalışması, karar çıkmazsa bile Suriye’ye müdahale edeceğini  açıklaması. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın Trump ile konuşması ve kimyasal silah kullanılmışsa müdahale edilmesini istemesi... Tabi bu görüşmeyi yaparken araya da gümrük vergileri mevzusunu çıkarıyor. Suriye’de ölen insanların değeri açısından çok önemli bir not. Ya siz oraya, hassasiyetinizi belirtiyorsunuz, telefon açıyorsunuz, araya da çelik endürstriyle ilgili gümrük işi konuşuyorsunuz. Bu nasıl bir hassasiyet, sizin gözyaşlarınız timsah gözyaşları. Kaldı ki kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını bilmiyoruz. Ama daha önce kullanıldığını biliyoruz. Bu kimyasalların nereden gittiğini biliyoruz. Günü geldiğinde, bu belgelerle aslında bütün dünya aydınlanacak. Günü geldiğinde, bu kimyasalları oraya yollayanlar da yargılanacak. Bugünkü iktidar, Suriye’de çözüme kavuşulması için adım atmıyor. Tam tersine, savaşı yükselterek kendi iktidarını sürdürmeyi düşünüyor. İnsanlar kimyasalla ölmesin topla tüfekle ölsün mü. İnsanlar hava saldırısında ölünce meşru topla tüfekle ölünce meşru, kimyasalla ölünce mi meşru değil. Çocuklar ne kimyasalla ölsün, ne bombayla ölsün, ne kurşunla ölsün. Çocukla ne kimyasalla, ne bombayla ne de kurşunla ölsün! Afrin meselesi, en az Duma meselesi kadar önemlidir. Afrin’e yaklaşımınızla Duma’ya yaklaşımınız aslında sizin tüm zihniyetinizi ortaya koyuyor. Suriye’de, demokratik çözümden bahsedenler, ÖSO’nun talanını, yağmasını görmezden geliyor.

‘MECLİS’E DE KAYYIM ATANDI’

Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın geçtiğimiz hafta HDP’li Meclis Başkanvekili Mithat Sancar’ın yönetmesi gereken birleşimi kendisinin yönetmesi kararına da tepki gösteren Temelli, “Bu kayyumcular o kadar akıllarını kayyumla bozmuşlar ki Suriye’ye kayyum atıyorlar. Hızlarını alamıyorlar meclis başkanı bile kendini kayyum atıyor. Meclis’te bile Meclis Başkanı kendini kayyum olarak atıyor. Bu kayyumcu akılla her şeyi halledebileceklerini sanıyorlar. Halledemeyeceklerinin sonuçlarını da kısa sürede yaşıyorlar. Bakın bu üçlü. Yenikapı üçlüsü, ruhani geliyor Suriye üçlüsüdür” dedi.

ESKİŞEHİR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜNE İSTİFA ÇAĞRISI

Bursa’da emniyet tarafından muhtarlara silah eğimini verilmesini “Neyin hazırlığı” diye soran Temelli, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Muhtarlar Beştepe’de teorik eğitimi tamamladılar. Şimdi ellerinde silahla atış talimi yapıyorlar. Neyin hazırlığı bu? Yoksa 686 nolu KHK’deki şeyi muhtarlarla mı başlatıyorsunuz? Neyin hazırlığı bu diye ısrarla sormaya devam edeceğiz. Çünkü bu silahlanma yarışının nelere mal olduğunu geçen hafta gördük Eskişehir Üniversitesi’nde. Volkan Bayar: Bu katil 103 akademisyeni FETÖ’cü diye ihbar etmiş. Bu 103 akademisyeni mağdur etmiş. İlginç bir şey, Volkan Bayar belinde silahla Eskişehir’de dolaşırken, Eskişehir Emniyet Müdürü Ergin Dinç hiç oralı değil. Fakat Engin Dinç, Hrant Dink öldürülürken de hiç oralı değildi Trabzon istihbarat daire başkanı. Bu insan Hrant Dink davasından 22 yılla yargılanıyor. 22 yılla yargılanan insan Eskişehir’de emniyet müdürü. Volkan bayar 4 kişiyi katlediyor. Bu silahlanmanın da ötesinde, aslında nasıl bir yönetim anlayışının hakim kılındığını da teşhir ediyor. Volkan Bayar’dan şikayetçi olan akademisyenler var. Defalarca rektöre dilekçe veriyorlar. Bu konunun ele alınmasını, soruşturma açılmasını istiyorlar. Rektör de oralı değil. Çünkü üniversite rektörleri de kayyumdur. Seçilerek değil atanarak ora gelenlerdir. 4 akademisyenin cenazesini kaldırıp hiçbir şey olmamış gibi görevlerine devam etmişlerdir. Rektörü istifaya çağırıyoruz.”

‘HERKES ANLADI BİR TEK SİZ ANLAMADINIZ’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda “HDP’lilere anlattık, arkadaşlarımıza anlatamadık” sözlerine tepki gösteren Temelli, “Bizde fil hafızası var sayın Kılıçdaroğlu. Bak size bir şey hatırlatayım. Biz nezaketimizi kaybetmek istemiyoruz. İçlerine düştükleri üslup içine düşmek istemiyoruz. Tarih 7 Mart 2016 , dosya falan yok ortada. Kılıçdaroğlu diyor ki ‘ben dahil tüm dosyaları getirin’. 12 Nisan’da AKP getiriyor. Yeşil ışığı yaktınız. Biz iktidar olunca da böyle bir muhalefetin bize nasip ,olmasını istiyoruz. Yine bir Televizyon programında ‘Anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz.’ Şimdi de diyor ki biz ‘HDP’lilere anlattık.’ Biz böyle bir şeye ikna olmadık ki. Tam tersine, biz size çok anlattık. Ama siz bizi dinlemediniz. Şimdi bunun günahını böyle çıkaramazsınız. Biz size o tarihte dedik ki dokunulmazlık düzenlemesi sadece dokunulmazlıkların geçici olarak kaldırılması değildir. Tek adam rejimini kurmak, muhalefeti sindirmek için yapılmaktadır. Siz bunları dinleyeceğinize ‘evet’ dediniz. Anayasa mahkemesine de götürmediniz. Herkes anladı bir tek siz anlamadınız. Ama hala bir şansınız var, Edirne Cezaevine gidebilirsiniz. Selahattin Demirtaş size tane tane bunu anlatır. Giderken Kandıra’ya uğramayı da unutmayın” sözleriyle Kılıçdaroğlu’na seslendi. (Kaynak: MA)