Kılıçdaroğlu: Bu düzen dikiş tutmaz

CHP lider Kılıçdaroğlu, parti teşkilatına referandumda nasıl bir yol izleyeceklerini anlattı. Referandumda 'evet' çıkması durumunda bir partinin genel başkanının HSYK'ya Anayasa mahkemesi'ne ve Yargıtay'a üye atayacağını söyledi. Kılıçdaroğlu "Bu düzen dikiş tutmaz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde, partisinin il ve ilçe başkanları toplantısında konuştu. Referandum sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu,"Beni dikkatle dinlemenizi istiyorum" diye başladığı konuşmasında partililere şu mesajları verdi:

HEYECANIMIZI AKILLA DENGELEYECEĞİZ: Demokrasi oylanacak. Hepimizin sorumluluğu var. Sadece CHP'nin değil bütün partilerin sorumluluğu var. Partilere üye olmayan vatandaşların da sorumluluğu var. Aydınların da çiftçilerin de sorumluluğu var. Çünkü hepimiz bu topraklarda birlikte yaşamak istiyoruz. Yaşam tarzımız, fikirlerimiz farklı olabilir. O nedenle bu referandumun çok önemli bir değeri var. O nedenle heyecanımızı akılla dengeleyeceğiz. Nerede ne konuştuğumuzu çok iyi bileceğiz. Düşünerek vatandaşların sandığa gitmesini isteyeceğiz.

CUMHURBAŞKANININ TARAFSIZLIĞI: Soracağınız ilk soru şu olmalı: "Cumhurbaşkanı taraflı mı tarafsız mı olmalı?" Çünkü Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı demokrasinin sigortasıdır. Cumhurbaşkanı taraflı olduğunda yani bir partinin genel başkanı olduğunda cumhurun başkanı olamaz. Cumhurbaşkanı 80 Milyonu temsil eder. Peki biz ne yapıyoruz bu değişiklikle. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin Genel Başkanı olacak böyle olmaz, bunu vatandaşlarımıza anlatacağız. Cumhurbaşkanının tarafsız olmasının ne kadar değerli olduğunu anlatacaksınız. Tarafsızlık ilkesini fiilen kaldıracak ama tarafsız davranacağına dair yemin edecek.

PARTİ MESELESİ DEĞİL: Bir partinin genel başkanı tarafsız davranamaz. Bir partinin genel başkanı olarak anaysa mahkemesi üyelerinin 15'inden 12'sini kendisi atayacak. HSYK'ya AYM'ye Yargıtay'a hakim atayacaksın. Yargının bağımsız olması lazım. Bu düzen dikiş tutmaz. Hakimin tarafsızlığına gölge düşmüş olur. Oradan adalet beklenir mi? Tek kişi hükümdar olamaz. Demokrasilerde denge, adalet, insan sevgisi, düşünce özgürlüğü vardır.

Bu mesele bir parti meselesi değildir. Bu mesele bir demokrasi, adalet meselesidir.

EV EV GEZECEKSİNİZ: Yürüyüşler yapacağız... Buradan bir şey çıkmaz arkadaşlar... Ev ev gezeceksiniz. Herkese anlatacaksınız. Adalet mülkün temelidir. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Değerli arkadaşlarım vatandaşa şunu sorun,'Bir ülkenin başkanı sizin seçip meclise gönderdiğiniz vekillerin görev süresine bakmazsızın, 'ben bu meclisi feshediyorum diyebilir mi?' 1924'te Meclis'i feshetme etkisi verilmemişti.

BAŞBAKAN YOK, HÜKÜMET YOK: Cumhurbaşkanı'nın kaç yardımcısı olacak, bilen yok. Türkiye Cumhuriyeti bir maceraya teslim edilemez. Bu olay bir CHP, MHP, AKP, HDP olayı değildir. Bu olay bir Türkiye meselesidir. Vatandaşa sorun 'Hükümetin meclisten güven oyu istemesi doğru mudur?' Yeni getirilen modelde başbakan yok hükümet yok. Peki TBMM ne meclisi, bu vekiller neden burada toplandı. Bu meclis gazi bir meclis, şimdi bu meclis 2. sınıf bir meclis haline geliyor. Gensoru ve güvenoyu yoksa meclis niye var. Bu mesele bir vatan, bayrak ve demokrasi meselesidir. Hangisi doğru, milli iradeyi temsil eden bir kara mı doğru, yoksa bir kişinin aldığı karar mı doğru? Devletin işleyişini de bir kişi belirleyecek. Bu modelde seçimle gelmeyen Türkiye'yi yönetebilecek.

SURİYE ANAYASASININ AYNISI: Bu bir rejim değişikliği. Diyorlar 'Bu rejim değişikliği değil. Biz rejimi 1920'lerde kurduk. Cumhuriyeti ilan ettik, cumhuriyet değişmiyor'. Bu kanun kabul edilirse cumhuriyet değişiyor. İran, Suriye, Libya, Mısır cumhuriyet mi? Cumhuriyet. Onların cumhuriyeti bizim cumhuriyete benziyor mu? Benzemiyor. Yeni değişiklikle gelen anayasa, Suriye anayasasının aşağı yukarı aynısı. Biz düne kadar demiyor muyduk Suriye'de demokrasi yok. Şimdi kendi ülkemizde de demokrasiyi bitireceğiz. Güçlü parlamenter sistemden, güçlü tek adam rejimine geçiyor. Halkın seçtiği 550 kişinin ortak iradesini alıyoruz. Bir tek kişiye bütün yetkileri veriyoruz. Bu, tek adam rejimine geçmek demektir. Bir kişiye göre, bir ülkenin rejimi belirlenmez. Bir kişiye göre, bir ülkede rejim oluşmaz. Ortak akıl, birlikte, aklımızı kullanarak, demokrasi içinde çözerek, elin oğlu temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiyor.

TÜRKİYE'NİN HAYRINA DEĞİL: Biz demokratik parlamenter sistemden tek adam rejimine geçiyoruz. Aklımızı peynir ekmekle yemek gibi bir şey bu. Devletler macera olsun diye yönetilmez. Neden başkanlık sistemi, neden tek adam rejimi, bu anayasa değişikliği bu memleketin hangi sorununu çözecek? Bu soruları soracaksınız ve cevabını vatandaştan bekleyeceksiniz. Bir vicdan muhasebesi yapması lazım vatandaşın. Olayı A partisi, B partisi meselesi sakın kimse getirmesin. Bu iş parti meselesi değil. Birlikte yaşama meselesi. Vatan, bayrak, demokrasi meselesi bu mesele. Anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgesidir. Anayasa değişiklerinin yeteri kadar tartışılması lazım. Getirilen değişiklikler Türkiye'nin hayrına değil. O nedenle hayırlı, güzel bir sonuç bekliyorsak hayırlı bir iş yapmamız lazım. Bu işin sağı solu yok. Sağcısı, solcusu, Atatürkçüsü, milliyetçisi, ülkücüsü, mütedeyyini, dindar vatandaşı hepimizin sorumluluğu var. Biz özgürlüklerin, düşüncelerin sınırlandırılmasını istemiyoruz. Ortak aklın egemen kılınmasını, demokrasinin güçlenmesini istiyoruz"