Pandemi yüzünden okurla buluşamayan kitapçı: Hayyam Sahaf

İstanbul’dan Mardin’e dönen Mehmet Başçı, oğluyla Hayyam Sahaf’ı açarak kitapçı olmaya karar verdi. Salgının kitapçıları çok etkilediğini belirten Başçı, “Kimse sorunlarımızı dile getirmedi” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Mardin’de Sabancı Müzesi’nin bulunduğu sokakta Hayyam Şarap Evi var, bir iki dükkan ötede ise Hayyam Sahaf. Mardin’de bu kadar çok şarapçı olması yadırganacak bir durum değil çünkü son yıllarda Süryani şarabı revaçta bir içki türü oldu. Mardin’e uğrayıp da eşine dostuna şarap almadan dönen çok azdır herhalde.

Hayyam Şarap Evi’ni Mehmet Başçı, Hayyam Sahaf’ı ise Siyaset Bilimi okuduktan sonra doktora yapmaya hazırlanan oğlu işletiyor. Oğlu şehir dışında olduğu için baba Mehmet Başçı ile Hayyam Sahaf'ta sohbet ettik.

Başçı, 30 yıl İstanbul’da yaşamış. Beyoğlu’nda, benim de hatırladığım birkaç mekan işletmiş. İnsan 30 yıl yaşadığı ve iş kurduğu şehri terk eder mi?

Mehmet Başçı

Başçı bu soruya, “Eder” diye cevap veriyor: “Eder çünkü iktidar yanlısı belediye bize yaşam alanı bırakmadı” Beyoğlu Belediyesi'nin mekanlara müdahalesini, sokakları boşaltmasını, kimi mekanların “yandaşlara peşkeş çekilmesini” anlatıyor. Başçı, “Beyoğlu’nda birçok esnaf baskılara dayanamadı ve mekanını kapattı. Biz de memlekete döndük” diyor.

KOMŞU İKİ DÜKKAN: ŞARAP VE KİTAPÇI

Yukarıda da değindiğim gibi şarap, bıttım sabunu, telkâri gibi son yıllarda Mardin’in simgelerinden biri oldu. Evlerde üretilen şaraplar Süryani şarabı diye birçok dükkanda satılıyor ve bu şaraba daha çok şehir dışından gelen insanlar rağbet ediyor. Başçı da Mardin’e döndükten sonra bu işe el atmış. Oğlu ise bir kitap tutkunu. Hal böyle olunca baba oğul, komşu iki dükkan açtılar.

Mardin merkezde bildiğim kadarıyla birkaç kitapçı var. Mehmet Başçı, “Bizden başka bir sahaf daha var” diyor. Bilimsel başarılarından çok enteresan rektörleri, akademisyen ihraçları ve Kürdoloji bölümünü işlevsizleştirme harekatlarıyla konuşulan Artuklu Üniversitesi’ne rağmen kitapçı sayısının az olması dikkat çekiyor. Leylan Kafe ve benzeri kitap da satan mekanları saymıyorum elbette.

‘PANDEMİDEN ÇOK ETKİLENDİK’

Mehmet Başçı, “Sahafı açtık, pandemi dolayısıyla yasaklar başladı. Yani 17-18 ay oldu dükkanı açalı ama toplasan ancak 2 ay açık kaldı dükkan” diyor.

.

Aslında Hayyam Sahaf, Artuklu Üniversitesi’nin birkaç bölümünün bulunduğu muhitte. Yani yeri, bir kitapçı için oldukça uygun. Ancak Başçı, pandemi yüzünden okulların da doğru dürüst açılmadığını hatırlatarak şöyle diyor: “Müşteri profilimizi bile çıkaramadık. Okullar kapalı, sokağa çıkma yasağının uygulandığı günlerde dükkan da kapalı oluyor. Şimdi pandemi tehlikesinin geçmesini ve Eylül ayında öğrencilerin okula dönmesini bekliyoruz."

Pandemi yüzünden en çok olumsuz etkilenen sektörlerden birinin de kitapçılar olduğunu vurgulayan Başçı, “Kimse sorunlarımızı dile getirmedi” diye yakındı.

'KADRİ YILDIRIM EN ÇOK SATAN YAZARLARDAN'

Hayyam Sahaf açılalı kısa süre oldu ancak pandemiden diğer esnaflar kadar etkilendi. Bu koşullarda, okurun Kürt klasik edebiyatına da çok ilgi gösterdiğine dikkat çeken Başçı, şunları söyledi: “Aslında öyle çok ünlü olmayan Kürt yazarlara da bir ilgi olduğunu söyleyebilirim ama en çok klasik edebiyat ilgi görüyor diyebilirim. Görebildiğim kadarıyla Melayê Cizîrî, Ehmedê Xanî çok okunuyor.”

Başçı’nın “Öldükten sonra kıymeti daha çok arttı sanki” dediği yazar ise, yakın zamanda vefat eden Kadri Yıldırım oldu. Başçı, “Eskiden de kitapları satıyordu ancak öldükten sonra bize gelen kitapları hemen tükenmeye başladı. Keşke yaşarken de bu kadar çok okunsaydı kitapları” dedi.