Pandemi süreci ve sosyo-ekonomik yansımaları: 'Aynı gemide' miyiz?

Pandemi döneminde hayatın dışarıdan eve taşınması ile birlikte kalabalık evlerde yaşayan bireylerin mahremiyetlerinin ihlal edildiğine yönelik algılarının psikolojik iyi oluşları üzerinde bir rol oynamış olabileceğini düşündük. Öte yandan bir diğer demografik değişken olan yaşın ise psikolojik iyi oluşu yordamadığını gözlemledik.

Google Haberlere Abone ol

Betül Kanık* - Nevin Solak** - Özden Melis Uluğ***

2020 yılında tüm dünyaya yayılan ve uzun bir süre daha gündemde kalması beklenen yeni korona virüsü (Covid-19) sağlıktan ekonomiye kadar yaşamımızın pek çok alanını etkiledi. Pandemi söz konusu olduğunda her ne kadar sıklıkla “aynı gemide” olduğumuz ifade edilse de halihazırdaki ekonomik eşitsizliklerin yanı sıra pandemi sürecinde uygulanan karantinalar ve gelirlerde yaşanan düşüşler bunun aksini gösterdi. Pandemi, bireyleri sağlık alanında olduğu kadar ekonomik anlamda da oldukça zorladı ve zorlamaya da devam ediyor. Sosyo-ekonomik faktörlerin ve ekonomik kaygıların pandemi döneminde iyi oluş ile ilişkisini anlamak amacıyla Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Betül Kanık, TED Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Nevin Solak ve Clark Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Özden Melis Uluğ olmak üzere bir sosyal-psikolojik bir araştırma gerçekleştirdik.

ARAŞTIRMANIN AMACI

Korona virüsünün yarattığı olumsuz ekonomik atmosferi gözlemledikçe araştırmacılar olarak bunun psikolojideki yansımalarını görmek istedik. Bu amaçla, psikolojik sağlığın bir göstergesi olarak seçtiğimiz iyi oluş (well-being) kavramı bireyin yaşam doyumunun yüksek olmasını, olumlu duyguları çokça, olumsuz duyguları ise oldukça az deneyimlemesini ifade etmektedir. Buradan hareketle Türkiye’de sosyo-ekonomik faktörler ile bireylerin iyi oluşları arasındaki ilişkiyi ampirik olarak incelediğimiz bir çalışma yürüttük. Çalışmamızın sonuçları Pandemi Psikolojisi isimli kitapta bu ay yayınlandı. Çalışmada, pandemi sürecinde bireylerin sosyo-ekonomik düzeyleri ve ekonomik kaygılarının psikolojik iyi oluşları ile ilişkisini incelemeyi amaçladık. Çalışmanın verilerini sosyal medya aracılığıyla, Türkiye’de yaşayan ve yaşları 18 ile 74 arasında değişen 1210 katılımcıdan topladık. Araştırmamızda odaklandığımız değişkenleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

- Cinsiyet ve yaş gibi demografik değişkenler
- Bireylerin sosyal sınıflarının günlük deneyimlerine olan etkisine yönelik algıları
- Bireylerin kendilerini hangi ekonomik düzeye ait gördükleri
- Eğitim dereceleri
- Gelir düzeyi
- Bireylerin hanelerinde birlikte yaşadıkları kişi sayısı
- Bireyin kendi ekonomik durumuna yönelik kaygı düzeyi
- Bireyin Türkiye’nin ekonomik durumuna yönelik kaygı düzeyi

PANDEMİ KADINLARI VE KALABALIK EVDE YAŞAYANLARI ZORLADI

Sonuçlar ilk olarak pandemi döneminde kadınların erkekler ile karşılaştırıldığında daha düşük bir iyi oluş düzeyi belirttiklerini gösterdi. Farklı araştırmalarda İspanya, İtalya ve Çin gibi ülkelerde de gözlenen bu bulgunun olası sebeplerinden birinin halihazırda ev içi emeği erkeklere kıyasla daha çok üstlenen kadınların pandemi döneminde uygulanan karantinalarla yüklerinin artması olabileceğini düşündük. Ayrıca, bireylerin hanelerinde birlikte yaşadıkları kişi sayısının da psikolojik iyi oluş ile ilişkisi olduğu bulduk. Diğer bir deyişle hane halkı sayısı arttıkça, iyi oluşun azalması şeklinde bir ilişki gözlemledik. Yine pandemi döneminde hayatın dışarıdan eve taşınması ile birlikte kalabalık evlerde yaşayan bireylerin mahremiyetlerinin ihlal edildiğine yönelik algılarının psikolojik iyi oluşları üzerinde bir rol oynamış olabileceğini düşündük. Öte yandan bir diğer demografik değişken olan yaşın ise psikolojik iyi oluşu yordamadığını gözlemledik.

EĞİTİM VE GELİR DÜZEYİ ÖNEMLİ DEĞİLKEN ÖZNEL SOSYO-EKONOMİK DÜZEY ÖNEMLİ

Nesnel sosyo-ekonomik düzeyi ifade eden değişkenlerden eğitim ve gelir düzeyinin psikolojik iyi oluşla ilişkili olmadığını ancak öznel sosyo-ekonomik düzeyi ifade eden bireylerin kendilerini ait gördükleri sosyo-ekonomik durumun psikolojik iyi oluşu yordadığını bulduk. Diyebiliriz ki bireylerin nesnel yani dışarıdan algılanan sosyo-ekonomik faktörlerinden ziyade kendi algıladıkları sosyo-ekonomik durumları pandemi sürecindeki iyi oluşlarıyla yakından ilgili çıktı. Kendilerini düşük sosyo-ekonomik düzeyde gören katılımcıların iyi oluşları daha düşüktü. Pandemi sürecinde ünlüler, politikacılar gibi varlıklı kesimin korona virüsü karşısında gerek aldıkları önlemleri gerekse karşılaştıkları minimum zorlukları gördükçe insanların kendilerini ait gördükleri sosyo-ekonomik duruma ilişkin algılarının daha da belirgin hale gelmesi makul görünebilir.

SOSYAL SINIFIN GÜNLÜK DENEYİMLERİ ETKİLEME DÜZEYİ VE EKONOMİK KAYGILAR İYİ OLUŞTA ÖNEMLİ

Bireylerin sosyal sınıflarının günlük deneyimlerini etkileme düzeyinin yüksek olmasının da düşük psikolojik iyi oluşu yordadığını gördük. Ekonomik kaygılara baktığımızda ise bireylerin kendi ekonomik durumlarına yönelik kaygıları psikolojik iyi oluş ile ilişkiliyken, Türkiye’nin ekonomik durumuna yönelik kaygılar ile psikolojik iyi oluş arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki gözlemlemedik. Bu durumda, ekonomik kaygılar arasında bireyin pandemi döneminde yaşadığı olumsuzluklar sebebiyle kişisel kaygılarının öne çıktığını gördük. Çalışmamız pandemi sürecinin bireylerin ekonomik durumları için de kaygı yaşayabildiğini göstermektedir.

Söz konusu çalışmamızın bulgularından hareketle, korona virüsü döneminde halkın fiziksel sağlığının yanı sıra psikolojik sağlığını korumak için de koruyucu politikaların ve müdahale programlarının geliştirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Çalışmamızın sonuçları ışığında toplumumuza psikososyal destek sunmanın yanında ekonomik kaygıları azaltacak ve sosyo-ekonomik eşitsizlikleri iyileştirecek çözümler üretilmesinin de yerinde olacağı kanısındayız.

*Hacettepe Üniversitesi

**Dr., TED Üniversitesi

*** Dr., Clark Üniversitesi