Öztrak'tan 'Sancak' açıklaması: Eski Maocu, yeni çakma oligarkın sözleri yenilir yutulur gibi değil

CHP'li Öztrak, Ethem Sancak'ın sözleri için "Erdoğan’a ilahi aşkla bağlı eski Maocu, yeni çakma oligarkın, ‘AK Parti’yi ABD iktidara getirdi’ sözleri, yenilir yutulur gibi değil" ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Biz Amerika’nın desteğiyle iktidara geldik" sözleri nedeniyle AK Parti İstanbul İl Disiplin Kurulu’na sevk edildikten sonra partiden istifası için dilekçe veren iş insanı Ethem Sancak hakkında "AK Parti’de görev yapmış, Erdoğan’a ilahi aşkla bağlı eski Maocu, yeni çakma oligarkın, ‘AK Parti’yi ABD iktidara getirdi’ sözleri, yenilir yutulur gibi değil. Ama anlaşılan Saray bu itirafı da bir güzel, yiyip yutacak. İstifa söylenen sözlerin üstünü örtmez. Bu sözleri de kimse unutmaz" ifadelerini kullandı.  

Faik Öztrak, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı sonrası parti genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Öztrak açıklamasında kamuda iki ve daha fazla maaş alanları anımsatarak, "Bir Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı, 40 bin lira maaş alıyor. Yetmiyor, üstüne 67 bin lira TÜPRAŞ Yönetim Kurulu üyeliğinden alıyor. Aylık geliri 107 bin lirayı buluyor. Asgari ücretin 4 bin 253 lira olduğu yerde, bakan yardımcısı her ay 25 asgari ücretlinin maaşını alıp cebine koyuyor. Bunun hak, adalet neresinde?" sözleriyle eleştirdi. Öztrak iktidara, "Yahu yeter. Siz ‘yeter nedir’ bilir misiniz? Bu millet size daha hangi fedakârlığı yapsın? Milletin bir ciğerini sökmediğiniz kaldı. Daha ne yapacaksınız? Daha nasıl bir fedakârlık bekliyorsunuz? Artık fedakârlık sırası sizde ve şürekânızdadır. Önce siz saraylarınızdan, uçaklarınızdan, lüksünüzden, şatafatınızdan fedakârlık yapacaksınız. Şürekânız üçer beşer aldıkları ballı maaşlardan fedakârlık yapacak" diye seslendi.

Öztrak'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: 

YETMEDİ, ‘DIŞ GÜÇLER’ DEDİ: "Tek başına koltuğa oturdu, ondan sonra da kriz üstüne kriz çıkarttı. Her krizden sonra önce bakkalı, marketi, manavı terörist ilan etti. Soğan depolarını bastı. Yetmedi, ‘dış güçler’ dedi. Hep sorumluluktan kaçtı. Ama o gün, bugün milletimiz rahat yüzü görmedi.

ÜLKEYİ YÖNETEMEYEN KİM? RECEP TAYYİP ERDOĞAN: Milletin aşına işine göz diken kim?  Bugün, tarımın ana vatanı olan bu güzelim topraklarda, insanlar ekmek için, yağ için, ucuz kıyma için kuyruktaysa, markette şekerin satışına kişi başına 5 kilo sınır geldiyse bunun sorumlusu kim? Bu ülkede hükümet kim? Recep Tayyip Erdoğan. Bugün bu ülkede insanlar tostun, baklavanın boşuna mahkûm olduysa, etin dürümünü yiyemiyor, dumanına tutulmuş dürüm ekmeğiyle nefis köreltiyorsa, bunun sorumlusu hangi hükümet? Ülkeyi yönetemeyen kim? Recep Tayyip Erdoğan.

HEMŞERİM ÇOK SEVDİĞİ KURU ÜZÜMÜ ALIP YİYEMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR: Siz belediyenin bakraçla gönderdiği manda yoğurduna Medine hurmalarını doğrayıp, üstüne kestane balı döküp, yiyip yatarken şifa niyetine gövdeye indirirken yönetemeyip yangın yerine çevirdiğiniz bu güzelim ülkede Tekirdağ’da bir BAĞ-KUR emeklisi hemşerim çok sevdiği kuru üzümü alıp yiyemediğini söylüyor. 

SEYREDİYORLAR: Azdırdıkları hayat pahalılığını sadece seyrediyorlar. Sorumluluğunu üslenmediklerini hatalarını unutturmak için her işi bıraktılar şimdilerde Putin’le Zelensky arasında boğazda bir fotoğraf çektirmenin peşinde koşuyorlar. Bir de çıkıp ‘Memnuniyetlerinizi bize saraya, şikâyetlerinizi rahmetlik İsmet İnönü’ye muhalefet partilerine ve genel başkanlarına iletin’ demeyi de unutmuyorlar.

BİR TATLI YEMEK İÇİN KÜÇÜK BİR SERVET ÖDENİYOR: Ramazan ayındayız, ilk oruçlar tutuldu, ilk iftarlar açıldı. Mübarek Ramazan ayında edilen duaların, yapılan ibadetlerin kabul olmasını diliyoruz. Bir kere daha Ramazan’ın ülkemize huzur ve bereket getirmesini temenni ediyoruz. Ramazan öncesinde yeni bir zam yağmuruyla karşı karşıya kaldık. Gelen zamlarla şekerin tadı kaçtı. Şu Ramazan günü iftarda bir tatlı yemek için küçük bir servet ödemek gerekiyor. Et fiyatları zaten çok yüksekti artık iyice ulaşılmaz oldu. 

ALGIYI YÖNETİYORLAR: Ramazan’da peynirin yanına bir pide alacaksanız 2012’de 400 gramı 1,5 lira olan pide bugün hem 330 grama düştü hem de fiyatı 6 liraya çıktı. Gramajla oynayarak sanki çok çıkmamış gibi göstermeye çalışıyorlar. Algıyı yönetiyorlar.

ENAG’A GÖRE YILLIK ENFLASYON YÜZDE 143: Bugün mart ayına ait tüketici ve üretici enflasyonu açıklandı. TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla bile son bir yılda tüketici fiyatları yüzde 61, üretici fiyatları ise yüzde 115 arttı. Tüketici ve üretici fiyatları arasındaki fark 54 puan. Böyle makası daha önce hiç yaşamadık. Enflasyonda turpun büyüğü hâlâ heybede. Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise, mart ayı enflasyonu, TÜİK’in söylediğinin iki katından fazla. ENAG’a göre yıllık enflasyon yüzde 143.

YÜZDE 4,73 GIDA ENFLASYONUYMUŞ, SEVSİNLER: Tüketici enflasyonunda TÜİK’in yine makyajlı rakamlarıyla 2002 Ocak ayından, üretici enflasyonunda ise 1995 Mart ayından bu yana, en yüksek enflasyonu yaşıyoruz. 27-28 yaşlarındaki gençlerimiz ilk kez üç haneli enflasyonla tanıştı. İnsanlar marketlere gitmeye korkar oldu yüzde 4,73 gıda enflasyonuymuş, sevsinler.

EN YÜKSEK ENFLASYONU YAŞAYAN 10 ÜLKE ARASINA SOKTULAR: Türkiye tüketici enflasyonunda dünyada en yüksek enflasyona sahip 6’ncı ülke oldu. Türkiye’yi en büyük 10 ekonomi arasına sokacaklarını söylediler ama dünyada en yüksek enflasyonu yaşayan 10 ülke arasına soktular. Bunların sorumlusu kim? Bu ülkede kim hükümetin başında? Recep Tayyip Erdoğan.

BU YIL ENFLASYON YÜZDE 70’İ DE GEÇECEK: Bunlar daha iyi günlerimiz. Doğalgaza yapılan fahiş zamlar bu rakamlarda yok. Yine son bir yılda, kömür yüzde 221, mazot yüzde 210, LPG yüzde 193, benzin yüzde 161, tüp gaz yüzde 137 zam gördü. Bunlar iğneden ipliğe her şeyin girdisi. Artan maliyetler marketlerin raflarına, manavların, pazarcıların tezgâhlarına, kasapların vitrinlerine yansımaya devam edecek. Anlaşılan bu yıl enflasyon yüzde 70’i de geçecek. Bu zam dalgasının sorumlusu kim? Bu ülkenin 128 milyar dolarını yok yere heba edip, Merkez Bankası’nın bir kolunu kesen, ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ safsatasıyla Merkez Bankası’nın elindeki bağımsızca kullanacağı araçları elinden alan kim? Elbette Recep Tayyip Erdoğan.

BU MİLLETİN GENÇLERİNİ SARAY SOSYETESİ SANIYOR: Erdoğan şahsım rejimi elinde, ülkemizde kapanmayan bir başka yara da işsizlik. Gerçek işsizlerimizin sayısı, dünya üzerindeki 98 ülkenin nüfusundan fazla. Ucube saray yönetiminin iş başına gelmesinden bu yana, işsizlerin sayısı 2 milyon 902 bin kişi arttı. Ne bir işte çalışan ne de okuyan gençlerimizin sayısı 3 milyon. Bu hükümet her dört gençten birini ‘ev genci’ yapmış. Şimdi bunu sorumluluğundan da kaçıyor. Havaya bakıyor, ıslık çalıyor. Umudunu yitiren gençlere internet, sosyal medya ve benzeri alanlardan istifade etmeyi, demli bir çay veya güzel aromalı bir kahve eşliğinde, sosyalleşmeyi, dünyayı gezip görmeyi öneriyor. El insaf. Anlaşılan Erdoğan, bu milletin gençlerini saray sosyetesi sanıyor.

TELEFONUNU SATMAK ZORUNDA KALAN GENÇLER, İNTERNETTEN NASIL İSTİFADE EDECEK: İstanbul milletvekilimiz Özgür Karabat, Avrupa’ya 3 günlük gezinin maliyetini çıkardı. Pasaportundan uçak biletine, en ucuzundan bir otelde kalmak kaydıyla, konaklamasından biletine toplam masraf 12 bin 300 lira. Sarayın tavsiyesi üzerine, gençlerin üç gün yurt dışına çıkmasının asgari bedel olarak üç asgari ücreti gerektiriyor. Gençler bu parayı nereden bulacak? Kahramanmaraş’ta konuştuğum telefon satıcıları, artık doğru dürüst telefon alan kalmadığından aksesuar satarak ayakta kalmaya çalıştıklarını söylüyor. Akıllı telefon alamayan, hatta akıllı telefonunu satmak zorunda kalan gençler, internetten, sosyal medyadan, nasıl istifade edecek?

AYLIK GELİRİ 107 BİN LİRAYI BULUYOR: Zonguldak milletvekilimiz Deniz Yavuzyılmaz, ballı yönetim kurulu üyeliklerine getirilen bakan yardımcılarını, tek tek ortaya koyuyor. Bir Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı, 40 bin lira maaş alıyor. Yetmiyor, üstüne 67 bin lira TÜPRAŞ Yönetim Kurulu üyeliğinden alıyor. Aylık geliri 107 bin lirayı buluyor. Asgari ücretin 4 bin 253 lira olduğu yerde, bakan yardımcısı her ay 25 asgari ücretlinin maaşını alıp cebine koyuyor. Bunun hak, adalet neresinde?  

ÇİĞDEM TOKER’E AYAR VERİP, TEHDİT ETMEYE KALKIYOR: Bu, ‘Rabbena, hep bana’ düzeninin başı bellidir. Recep Tayyip Erdoğan. Ne yazık ki ülke devlet, devlet gibi değil, saray ve şürekâsı tarafından aile şirketi gibi yönetiliyor. Erdoğan’ın oğlunun bu devlette resmi bir görevi var mı? Yok. Ama devlet protokolünde ilk sırada. Damatlardan biri ülkenin 128 milyar dolarını hiç etti. ‘At izi it izine karıştı’ deyip, çekti gitti. Şimdi bir diğeri de bu ülkenin önde gelen gazetecilerinden Çiğdem Toker’e ayar verip, tehdit etmeye kalkıyor.

ESKİ MAOCU, YENİ ÇAKMA OLİGARK: Erdoğan için Amerikalılara, ‘Aman deliğe süpürmeyin, kullanın’ diyen, Erdoğan’ın danışmanlarını görmüştük. Ama AK Parti’de görev yapmış, Erdoğan’a ilahi aşkla bağlı eski Maocu, yeni çakma oligarkın, ‘AK Parti’yi ABD iktidara getirdi’ sözleri, yenilir yutulur gibi değil. Ama anlaşılan Saray bu itirafı da bir güzel, yiyip yutacak. Çünkü yiyip, yutmak bir de üstüne bir de unutturmaya çalışmak bunların en iyi bildiği iş. İstifa söylenen sözlerin üstünü örtmez. Bu sözleri de kimse unutmaz.

ÇALIŞANLARIN YÜZDE 60’I ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR: Fitre, yani bir kişinin bir günlük yemek parası bu yıl 40 lira olarak belirlendi. Dört kişilik ailenin fitresi günlük 160 lira, aylık 4 bin 800 lira. Yani asgari ücretin 550 lira üstünde. Bu ülkede çalışanların yüzde 60’ı asgari ücretle geçinmeye çalışıyor. Yapılan son anketlere göre toplumun yüzde 59’u, ‘Gelirim, giderimi karşılamıyor’ diyor. Bir tarafta kişi başına bin 250 liraya lüks otellerde iftar açanlar. Bir tarafta da iftarda, sahurda ekmeğinin yanına katık arayanlar.

PEKİ, BU YÜZDE 90 FAİZİ NASIL İZAH EDİYORSUNUZ?: Ülkenin döviz kasasını tamtakır ettiler. Mart ayının son haftası itibariyle, Merkez Bankası’nın döviz kasası net 46,5 milyar dolar açık veriyor. 1970’lerin Dövize Çevrilebilir Mevduatı’na, Erdoğan'ca isim verdiler. ‘Kur korumalı’ dedikleri mevduata 3 ayda vatandaşlarımızın sırtından 13,6 milyar lira ödediler. Bu mevduata hazineden ödenen faizin yıllığı yüzde 90’ı buluyor. Hani faiz Nas'tı? Faizi düşürmenin inancınız gereği olduğunu siz söylemediniz mi? Faiz bütün kötülüklerin anası, babası değil miydi? Peki, bu yüzde 90 faizi nasıl izah ediyorsunuz?

10 MİLYAR DOLARIN ÜSTÜNDE: ‘Kasamızdan 1 kuruş çıkmayacak’ dedikleri, geçilmeyen yollar, köprüler, uçulmayan havalimanları için son 5 yılda vatandaşın cebinden alıp, yandaş müteahhitlerin cebine koydukları para 10 milyar doların üstünde. 

SARAY SORUMLULUKTAN KAÇTI: Genel Başkanımız ve biz, buradan aylardır bağırıyoruz. ‘Büyük bir gıda krizi giderek yaklaşıyor. Derhal önlem alın’ diyoruz. Oralı bile olmuyorlar. Oysa günümüzde gıda güvenliği, artık bir milli güvenlik meselesi haline geldi. Özellikle pandemiden sonra gıda ve sağlıkta kendine yeterliliğin ne kadar önemli olduğunu bütün dünya gördü. Ama bir bizdeki hükümet görmedi. Gözlerini sımsıkı yumdu, kulaklarını kapadı, ‘Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir’ dedi. Saray yine en iyi bildiği işi yaptı. Sorumluluktan kaçtı.

SİZ ‘YETER NEDİR’ BİLİR MİSİNİZ?: Yahu yeter. Siz ‘yeter nedir’ bilir misiniz? Bu millet size daha hangi fedakârlığı yapsın? Milletin bir ciğerini sökmediğiniz kaldı. Daha ne yapacaksınız? Daha nasıl bir fedakârlık bekliyorsunuz? Artık fedakârlık sırası sizde ve şürekânızdadır. Önce siz saraylarınızdan, uçaklarınızdan, lüksünüzden, şatafatınızdan fedakârlık yapacaksınız. Şürekânız üçer beşer aldıkları ballı maaşlardan fedakârlık yapacak. Tahsildarlığını yaptığınız ‘beşli çete’niz memleket yansa da tıkır tıkır ödenen dolar, avro cinsinden geçiş, uçuş, yatış garantilerinden fedakârlık yapacak. Siz de tüm bunların üstüne son bir fedakârlık yapacaksınız. Ülkeyi artık yönetemediğinizi kabul edecek, vakit geçirmeden sandığı getireceksiniz. Vatandaş da size, bu hükümete, bu rejime sandıkta şamarı atacak.

ÜLKEMİZİN ZENGİNLİĞİNİ HAKÇA PAYLAŞACAĞIZ: Türkiye büyük bir ülkedir. Milletimiz ortaklarımızla beraber bize görevi verdiğinde, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, ülkemize adaleti getireceğiz. Birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz. Türkiye’yi üreten ve zenginleşen bir ülke yapacağız. Ülkemizin zenginliğini hakça paylaşacağız. Bizim iktidarımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bizim iktidarımızda derelerimiz, denizlerimiz, dağlarımız, rant uğruna yok edilmeyecek. Parasal ve mali dengeler siyasi rant uğruna heba edilmeyecek."

'BİZDE HER ŞEYDEN ÖNCE KARŞILIKLI SAYGI, SEVGİ VAR'

İYİ Parti yönetimdeki değişikliğe ilişkin yönetilen soruya Öztrak, "Öncelikle hayırlı olsun. Biz ortağımız da olsa başka partilerin iç işlerine karışmayız. Biz AK Parti, Cumhur İttifakı değiliz, Millet İttifakı’yız. Bizde her şeyden önce karşılıklı saygı, sevgi var. Diğer tarafta sadece biat var" dedi.

'HER ZAMANKİ GİBİ UCU BAŞI KESİLMİŞ BİR SORU'

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın dün partisinin Malatya İl Kongresi’nde, "Cesur olun, ürkek mesajlarla kuru değişim sözleriyle ağır sorunları çözemezseniz. Değişim istiyorsanız şimdi HDP zamanı" mesajı verdiğini ifade edilirken Öztrak şöyle yanıt verdi:

"Her zamanki gibi ucu başı kesilmiş bir soru. Sayın Sancar’ın sözlerini gördüm. Kendisi yaptığı çağrının bir barış çağrısı olduğunu söylüyor. Hem iktidardaki hem de diğer partilere bu çağrıyı yaptığını ifade ediyor. Bu soruyu soranların üstü kapalı bir şekilde yönlendirmeye çalıştığı yere çıkmaz. Ben bu sorunun sahiplerinin bu soruyu aynı zamanda Cumhur İttifakı’na da sormalarını bekliyorum."

'AK PARTİLİLER SORUMLULUKTAN KAÇMAK İÇİN İŞİ ARTIK DELİLİĞE VURMAYA KARAR VERDİLER'

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın 1915 Çanakkale Köprüsü’nün geçiş ücretinin AK Parti MYK’da gündeme geldiğini ifade ederek, "Bazı arkadaşlar ben dahil 195 TL yapalım dedik. Hani esnaf 9 TL 99 kuruş yapar ya algıyı yönetmek için" dediği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ise bunu kabul etmediğini söylediği aktarılırken, bunun üzerine Öztrak’a görüşleri soruldu. Öztrak şu yanıtı verdi:

“Biz hep söylüyoruz. Bunların dertleri ülkeyi yönetmek falan değil. Bezirganlar gibi algıyı yönetmek… Bu işi götürmeye çalışıyor. Algıyla olgu değiştirilemez. Yama ile de bu ekonomi hiç düzelmez. Vatandaş artık 200’e de 195’e de yaptığı her zulme de isyan ediyor. Bir de aynı programda grup başkanvekilleri geçenler para verdiği için geçmeyenler daha az para veriyor demiş. Bu nasıl bir açıklamadır. Sizin genel başkanınınız ‘milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak’ demedi mi? Şimdi geçmeyen neden para veriyor diyorsunuz? Neden geçmeyen para veriyor? Biz zaten bunu soruyoruz. Herhalde AK Partililer sorumluluktan kaçmak için işi artık deliliğe vurmaya karar verdiler. Sağlıklı bir kafadan bu sözler çıkmaz." (HABER MERKEZİ)