Nasıl yapmalı

Bugünden tezi yok, kolları sıvayıp, birebir iletişim kanallarına geçerek, insanları muhalefetin olduğu demokrasi, insan hakları, adalet gibi kavramların tarafına yönlendirmek mümkün olabilir.

Google Haberlere Abone ol

Bahar Göçer*

Eskiden sol anlayış, mahallelerde örgütlenme çalışmaları yapardı. Çünkü bunu yapanlar iyi bilirdi: İnsanların fikirlerini değiştirmek için onların yakınında olmak ve hayatlarına dokunmak gerekir. Birinin düşüncesini değiştirmenin yolu, onunla zaman harcamak ve birebir iletişimle mümkündür. Medya da düşünce etkileme yöntemlerinden biridir. Bir fikri sürekli olarak dillendirirseniz, zamanla o fikir, doğru ya da yanlış olmasına bakılmaksızın kabul görmeye başlar. Dolayısıyla, medya kontrolünü elinde bulunduran kişiler, istedikleri şeylere inandırmak için büyük bir güce sahiptir. Sürekli ve tutarlı bir şekilde belirli bir fikir veya görüş sunmak, insanların o fikre maruz kaldıkça, kabul etmeye daha yatkın hale gelmelerini sağlar.

Geçmişte mahalle örgütlenmelerinde, devrimci gençler örgütleyecekleri bölgede yaşayarak doğrudan sakinlerle etkileşimde bulunurdu. Bu etkileşim sonucunda güven ve dayanışma kurulur ve dolayısıyla düşünce alışverişine açık bir ortam oluşurdu. Bu yakın ilişkilerde, devrimci gençler mahalle sakinlerinin sorunlarıyla ilgilenir, hayat mücadelelerinde destek olacak bir takım somut adımlar atarlardı. İnsanlar, kendilerine yardımcı olunan ve desteklendiklerini hissettikleri bir ortamda her türlü görüş ve öneriye açık hale gelirler. Bu noktada, farkındalık çalışmaları ve bilgi aktarımı daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebilir. Aynı yöntemler solcuların yanı sıra başka anlayışlar tarafından da zaman zaman kullanıldı. Her durumda insanlar duygusal bir bağ kurduktan sonra, doğru veya yanlış fark etmez, iletilen fikri daha kolay benimsiyorlar. Hatta duygusal bağın kurulduğu durumlarda, yanlış ve yanıltıcı söylemlerde bile bu fikirler kabul görüyor

Aynı yöntemleri AKP kendi örgütlenmelerinde de kullandı. Genel olarak, AKP'nin mahalle örgütlenmeleri ev ev dolaşarak ve insanlarla doğrudan iletişim kurarak gerçekleştirildi. Mahallenin sorunlarını dinlemenin yanı sıra, parti tanıtımlarını da yüz yüze yaptılar. Dolayısıyla, iletişim ve kişisel etkileşimin avantajını kullandılar. Diğer kullandıkları yöntemler arasında mahallede yapılan toplantılar ve seminerler var. Bu yöntemlerde sıcak temas olduğundan insanları etkilemede işe yarar yöntemlerdir. Ancak, AKP iktidar olduktan sonra bu yöntemlerden çok medyayı kullanmaya başladı. Sürekli takip edilen medya kaynakları, istenilen düşünceyi yaymak için oldukça etkili sistemlerdir.

İnsanların bir fikri veya düşünceyi değiştirmek ve yerine yeni bir düşünce koymak konusunda ne kadar dirençli olduklarını, iş güvenliği ile ilgili yaptığım çalışmalardan biliyorum. İlk defa etkileşimde olduğum insanlarda veya iş yerlerinde kesinlikle tepkiyle karşılanıyorum. Çalışanlar ve yöneticiler iş güvenliği tedbiri almamak konusunda bir sürü bahane uyduruyorlar. Bu bahaneler uzun süre dirençle korunuyor. Genellikle en az bir yıl boyunca iş güvenliği kavramını ve uygulamalarını reddediyorlar. Biz sürekli konuşup anlatıyoruz. Arada yüz yüze İSG eğitimi dediğimiz farkındalık eğitimlerini de yapıyoruz. Genellikle bir yıl sonra çalışanlar iş güvenliğini benimsemeye başlıyorlar. Değişim süreci her zaman zorludur, ancak sabırlı olmak ve sürekli iletişim kurmak önemlidir. Şayet pes etmeyip uğraşa devam edilirse, bir süreçten sonra şöyle şeyler gelişiyor. Bize iş güvenliği ile ilgili yeterli çalışmalar yapmadığımız, alınması gereken tedbirler konusunda gerekli uyarıları sunmadığımız gibi eleştiriler yapılmaya başlanıyor. Anlayacağınız, işler tersine dönüyor. İnsanlar genellikle alışkanlıklarını değiştirmekte veya yeni bir düşünceyi benimsemekte direnç gösterirler. Ancak bu düşünceyi benimsediklerinde ve içselleştirdiklerinde, o düşünceyi sahiplenip gereklerini yerine getirirler.

Aslında, yukarıda açıklamaya çalıştığım konu, seçim sonrası muhalefetin hezimetinin nasıl giderileceği üzerine bir içsel tartışmanın altyapısı. Muhalefet seçimi kazanmamış olsa da hiçbir zaman bitmiş sayılamaz. Çünkü süregelen dünyanın böyle bir son noktası yoktur. Bunun yerine, nerede hata yaptığımızı anlamak ve nasıl değişiklikler yapabileceğimizi düşünmek daha gerçekçi ve diyalektik bir yaklaşımdır. İnsanlık tarihi ve Türkiye solunun geçmişte kullandığı örgütlenme yöntemleri hakkında çok fazla deneyim bulunmaktadır ve belki de bu eski deneyimleri şu anda tekrar ele alarak, teknolojiden de yararlanarak yeni yöntemlere kazanç sağlayacaktır.

Gençlerin çoğu için, her ne kadar bu yöntemler klişe olsa da, insanlara bire bir temasla yapılan çalışmaların kalıcı olacağı ve içinde değişim barındıracağı düşüncesindeyim. Teknolojinin yaygın kullanımıyla birlikte, insanların haber alma kaynaklarının büyük bir kısmı dijital platformlardan gerçekleşmeye başladı. Ancak, burada çok fazla bilgi kirliliği ve hızlı tüketim olduğundan bireyin duygu ve belleğine ulaşması daha zor oluyor. Teknoloji önemlidir, ancak tartışmasız olarak daha etkili olan şey birebir iletişimdir.

Belki de bugünden tezi yok, kolları sıvayıp gençliğimiz var diyerek, birebir iletişim kanallarına geçerek, insanları muhalefetin olduğu demokrasi, insan hakları, adalet gibi kavramların tarafına yönlendirmek mümkün olabilir. Bunu yapmak için iki ataleti yenmek gerekiyor. Birincisi, "bitti, kaybettik" duygusunu silmek. Yukarıda da belirtildiği gibi, bu tür çalışmalarda maddenin doğası gereği bitme kavramı olmaz, ancak yöntem değiştirme ve iyi analiz etme gerekliliği ortaya çıkar. İkincisi ise eskiden kalan ve dünyada kullanılması zor olan, ancak çok emek isteyen birebir iletişim yöntemlerini kullanmak. Bu ataletler, muhalefet tarafından savrulup atılmazsa değişim ve dönüşüm mümkün olacaktır.

İnsanları toplayıp miting yapmak yeterli değildir. Kuşkusuz kitlesel mitingler önemlidir, ancak bir düşünceyi karşı tarafa aktarmak için süreklilik ve etkileşim gerekmektedir. Mitinglerin ardından, o mitinglerde ortaya çıkan duygu ve düşünceleri daha derinlemesine anlatmak, bakış açılarını aktarmak ve pekiştirmek için karşılıklı konuşma ve tartışma ortamlarına ihtiyaç vardır. Yakın etkileşimle, insanların birbirlerini anlama ve ortak bir amaca yönelme potansiyeli artar. Böylece düşünce ve değerlerin sürekliliği sağlanır.

Bir insana sürekli olarak "deli" dendiğinde, zamanla o kişi gerçekten deli olduğuna inandırılabilir. Benzer şekilde, gerçeklikle bağlantısı olmayan birçok düşünce, insanlara gerçekmiş gibi sunularak onların manipülasyonuna neden olabilir. Duygusal altyapının zayıf olması ve yetersiz bilgiye sahip olmak, bazı insanların bu manipülasyonları içselleştirmesine sebep olabilir.

Benim tanıdığım hükümete oy veren emekçiler arasında, dini söylemlere ve medyada yer alan haberlere sorgusuz bir şekilde inanma eğilimi olduğunu gözlemledim. Medyada tekrarlanan bilgiler, gerçekliklerinden bağımsız olarak insanların belleklerine kazınabilmektedir. Bu durumda, dini argümanlar ve gerçek olmayan düşünceler kabul edilip içselleştirilmektedir. Bu nedenle, eleştirel düşünme ve bilgi doğrulama becerilerinin geliştirilmesi ve farkındalık çalışmalarının etkili bir şekilde yapılması önemlidir. Manipülasyonlarla mücadele etmek için kritik düşünme yeteneği ve doğru bilgilere erişim sağlanmalıdır. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları, insanların eksik bilgilerini tamamlamalarına ve manipülasyonlara karşı daha dirençli olmalarına yardımcı olabilir. Bu yöntemler seçildiğinde, daha az manipülasyona maruz kalan ve yalnızca dini argümanlarla yönlendirilmeyen bir kitle oluşturmak mümkün hale gelebilir. Bu süreç zorlu ve zaman alıcı olacaktır, ancak kitlelere ulaşmakta en doğru yöntemdir.

Bütün bunlar için, ulaşılamayan ve muhalefetin kendini anlatamadığı her yerde somut işler yapılmalı ve insanların hayatlarına doğrudan dokunma koşulları yaratılmalıdır. Örneğin, Latin Amerika'dan Fikri Terzi'ye kadar benimsenip uygulanan mahalle komiteleri ve yerel dayanışma grupları oluşturulabilir. Bu platformlarda, yerel halkın ve yaşayanların sorunları doğrudan tespit edilerek bu sorunlara somut çözümler üretilebilir. Aynı zamanda, bu platformlar aracılığıyla insanlar kendi sorunlarının farkına varırken, dayanışma ve birlikte sorun çözme yöntemlerini de öğrenebilirler.

Mahalle komiteleri ve yerel dayanışma grupları, topluluk içindeki insanların ihtiyaçlarını belirlemek ve çözüm önerileri geliştirmek için bir platformdur. Mahallede kurulacak ve sakinlerin katılımı ile işleyecek bu platform, bölge ile ilgili karar verip sorun çözme yöntemleri geliştirecektir. Bu sayede, doğrudan etkilenilen sorunlara yerel düzeyde çözümler üretilecektir. Mahalle sakinlerinin aktif rol alması ve ihtiyaçların doğru bir şekilde belirlenmesi, bu inisiyatiflerin başarılı olması için önemlidir. Mahalle komiteleriyle birlikte düzenlenen seminerler, bilgilendirme çalışmaları ve bire bir sohbetler, bilgiye erişimi güçlendirmek ve insanların anlayışını artırmak için etkili bir yol olacaktır. Bu tür çalışmalar, kültürün yayılmasına ve sürdürülebilir değişimlere katkıda bulunarak toplumda olumlu etkiler yaratabilir.

Seminerler, belirli konular hakkında bilgi vermek, farkındalık oluşturmak ve insanların sorunlarına çözüm önerileri sunmak için faydalı olabilir. Bu seminerler, uzmanların konuşmacı olarak katıldığı, katılımcıların sorularını sorabileceği ve bilgi alışverişinde bulunabileceği etkileşimli bir ortam yaratacaktır.

Muhalefette yer alan herkesin bir araya gelerek önce kendi aralarında plan ve uyum sağlamaları ve sonrasında bu tarz örgütlemeleri tüm ülkeye yaymaları çok önemlidir. Herkesin sorumluluk alması ve belirlenen hedefe ulaşmak için karşılaşacakları zorlukları aşarak, durmadan ve yılmadan ilerlemesi gerekir. Özellikle bu işi en iyi bilen solun öncülüğünde hareket etmek ve yapılacak çalışmaları ayrıntılı planlamak, doğru ve etkili bir örgütlenme ağı kurmak için faydalı olacaktır. Bunun yanı sıra, teknolojiyi de sonuna kadar kullanmak, haber iletişim ve diğer iletişim kanallarını iyi bir şekilde kullanmak da önemlidir.

Bu komiteler, örgütlenme ve insanların hayatlarına dokunmakla ilgili geçmişte yaşanmış birçok güzel deneyim ve örnek barındırmaktadır. Bu örnekler olmasaydı, Türkiye'nin bir toplumsal muhalefet tarihi olmazdı ve dünya değişip dönüşemezdi. Hatta bu tarz örgütlenme yöntemleri olmasaydı, AKP ilk kazandığı seçimleri kazanamazdı. Sonuç olarak, "ne varsa eskilerde var" diyerek ve yüzümüzü bu yöntemlere dönerek çayımızı koyup kaldığımız yerden tekrar başlamak bir görevdir. Haydi, örgütlenmeyi planlamak için çayları komitelerde demlemeye.

*A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı