Medya Politik: Erdoğan’ın istismar açıklaması, Hande Fırat’ın kulisi

Çocuk istismarının ısrarlı takibini yaparken Adalet Bakanlığı’nın halkla ilişkiler faaliyetini de yapmak durumunda kalıveriyorsunuz. Adalet Bakanlığı 10 yıllık konuyu ‘duymamış’. Peki.

Google Haberlere Abone ol

Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin, 6 yaşından beri ‘evlilik’ adı altında istismara uğradığını söyleyerek yargıya başvurduğunun ortaya çıkması 10 gündür Türkiye’nin gündeminde. Olayın vahametinin yanı sıra gerek soruşturma aşamasında yaşanan hukuksuzluklar gerekse Aile Bakanlığı’nın konuyu iki yıldır bilmesine rağmen somut bir adım atmaması toplumda büyük tepkiye yol açtı. Bu tepki giderek büyüdü ve ‘bazılarına’ tutum değiştirtti.

İktidar destekçisi kesimlerin ve medyanın tutumu da genel olarak şu aşamalardan geçti: En başta görmezden gelme; ardından istismarın yaşandığı ailenin bazı üyelerinin de katılımıyla inkâr; daha sonra haberi yapan gazeteci Timur Soykan’ın ve bu korkunç olaya tepki gösterenlerin suçlanması; son olarak da –inkâr ile örtbasın mümkün olmadığı anlaşıldıktan sonra– suçun tarikat ilişkilerinden kaynaklanmadığı, ‘bireysel’ olduğu vurgusuyla İsmailağa Cemaati’nin korunması…

Bu yalpalama, iktidar tarafının genel olarak ‘zor’ bir duruma düştüğünü gösterir nitelikte. Nitekim siyasi sözcülerden de yeterince hazırlıklı izlenimi veren, eşgüdümlü açıklamalar geldiği söylenemez. Bir ‘dağınıklık’ yaşadıkları açık.

Böylesi anlarda ‘lider’in ortaya çıkması ve istikamet vermesi önem kazanıyor. Ama işte bazen lider de derhal tutum almıyor, belki de alamıyor. İstismar dehşeti 3 Aralık tarihli Birgün gazetesinin manşetiyle ortaya çıktı. Fakat Erdoğan tüm hararetli tartışmalara rağmen 9 gün sessiz kaldı ve nihayet dün, kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada konuya değindi.

Daha girişte “kamuoyunda haklı şekilde tepkiye yol açan” diye tarif etti durumu. Konuşmanın akışında “geçmişteki ihmaller ve eksikler” dedi; “bu konuda tepkisini gösteren her vatandaşımızın hassasiyetinin başımızın üzerinde yeri vardır” dedi… Tepki gösteren yurttaşlarla değil sadece Kılıçdaroğlu’yla zıtlaşmak istiyordu. “Şu ana kadar arkadaşlarım gereken gayretleri gösterdiler, ama bunları görmezden gelen bir muhalefet söz konusu” diyordu. Ve o da İsmailağa cemaatine doğrudan sahip çıktı: “Böyle bir hadiseyi milletimizin inancıyla ve o inancın temsilci kurumlarıyla irtibatlandırmak, en hafif ifadesiyle ahlaki olmayan bir çarpıtmadır.” İsmailağa grubunu “inancın temsilci kurumu” olarak tarif etti. Kalanında CHP ve ‘Bay Kemal’e yüklendi büyük oranda.

Tüm konuşmada en ‘ileri’ gittiği an ise “Günümüz şartlarında 13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik gibi bir durumu kabul edebilmemiz asla mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır” demesi oldu.

İstikametini belirlemek için Erdoğan’ın kamuoyu önündeki açıklamalarını bekleyen medya nasıl gördü peki bu açıklamaları? Gelin bakalım ama varacağımız sonucu baştan söyleyelim. Erdoğan’ın konuşmasının başka yönlerini öne çıkardılar ezici çoğunlukla. Bu sözler, “tepkisini gösteren vatandaşlarımız” için edilmişti belli ki ve iktidar medyası onu ‘çoğaltmaya’ gerek duymadı…

Yeni Şafak ve Takvim “Vizontele muhalefeti” başlığını attı. Akit ve Diriliş Postası CHP’ye yönelik “Riyakârlığa göz yummayız” sözlerini kullandı. Sabah, Türkiye, Posta ve Milat ‘ekonomik müjdeler’i öne çıkardı: 100 bin varil petrol üretimi, enflasyon hesabının yüzde 20’den yapılması, üniversite burslarının artırılması vs…

Aydınlık birinci sayfasında Erdoğan’ın sözlerine hiç yer vermedi.

Erdoğan’ın konuşmasındaki “Küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır” sözleri ise sadece üç gazetenin manşet başlığında yer aldı: Akşam, Milliyet ve Hürriyet. Bunlardan Hürriyet ve Milliyet’in Demirören Grubu gazeteleri olduğunu hatırlatmalı.

Erdoğan’ın sözlerini birinci sayfada manşetin yanında veren Hürriyet’in ana manşeti de bu konuyla ilgili. Hande Fırat’ın ‘kulis’ bilgileriyle yazdığı yazı “Bu duruşma bekleyemez” başlığıyla manşet yapılmış. Hande Fırat, Adalet Bakanlığı yetkililerine dayandırarak, H.K.G.’nin 6 yaşından itibaren istismar edilmesi nedeniyle yargılanacak annesi, babası ve istismarcının duruşma tarihinin öne çekileceğini aktarıyor. İlk duruşmanın 22 Mayıs gibi oldukça uzak bir tarihe atılması da büyük tepki doğurmuştu. Hande Fırat, duruşmanın öne çekileceği yönündeki kulisi aktarırken bir detay daha veriyor. Fırat’a konuşan Adalet Bakanlığı yetkilileri, Bakanlığın H.K.G.’nin 6 yaşında evlendirilmesi olayını “yeni duyduğunu” iddia etmiş.

Sezar’ın hakkı Sezar’a: Hande Fırat ilk andan itibaren bu konuyla ilgili dikkatli ve ısrarcı davranmaya çalışıyor. Zaten Hem Hürriyet hem de Milliyet’in benzer içeriklerle çıkması, Ankara temsilcisi Fırat’ın Demirören medyası üzerindeki etkisinin bir sonucu olsa gerek.

Ama işte oralarda gazeteci takipçiliğinin yolu da bir arpa boyu. Çocuk istismarının ısrarlı takibini yaparken Adalet Bakanlığı’nın halkla ilişkiler faaliyetini de yapmak durumunda kalıveriyorsunuz. Adalet Bakanlığı 10 yıllık konuyu ‘duymamış’. Peki.