'Semavi Eyice hocaların hocası'

Hayatını kaybeden sanat tarihçisi Semavi Eyice'nin öğrencileri, Eyice'nin Bizans sanatını Türkiye akademik dünyasına kazandırdığını belirttiler. Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, "Araştırıp engin bilgileri ile değerlendirdiği Bizans yapılarına ilişkin görüşleri, bugün nicelerimize eskimeyen bir kaynaktır" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nden emekli Prof. Dr. Semavi Eyice, 96 yaşında yaşamını yitirdi. Eyice'nin öğrencilerinden sanat tarihçisi Gül İrepoğlu, "Hepimizin hocası, hocaların hocası, çok değerli bir bilim insanı" derken; Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, "Sanat tarihi bölümlerinde Bizans sanatı ayrı bir dal olarak varsa, bunu ona borçluyuz" diye konuştu. Ömer Faruk Şerifoğlu da "Semavi Hoca’nın hikayesi insanlığın hikayesidir aslında" dedi.

İstanbul, Osmanlı, Bizans tarihi uzmanı olan Eyice, tedavi gördüğü Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde organ yetmezliği dolayısıyla yaşamını yitirdi. 2011 yılında sanat tarihi dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen Eyice’nin 400’ü aşkın makalesi ve kitabı bulunuyor.

'SAYISIZ ESERİ OLAN BİR HOCAMIZI KAYBETTİK'

Eyice’nin vefatının hem Türkiye için, hem dünya için önemli bir kayıp olduğunu ifade eden öğrencilerinden sanat tarihçisi Gül İrepoğlu, şunları söyledi:

"Hepimizin hocası, hocaların hocası, çok değerli bir bilim insanı. Bizans sanatını ve İstanbul’u sonuna kadar bilen, tanıtan, sayısız eseri olan bir hocamızı kaybettik. Muhakkak ki eserleriyle yaşayacak. Onu kaybetmek demek sadece fiziksel olarak kaybetmek demek, aslında eserleri ile hep yaşayacak. Ben ölmüş gözüyle bakmıyorum böyle insanlara. Çünkü arkalarında o kadar güzel şeyler bırakıyorlar ki onları kullanan herkesin yaptıklarında, onları kullanarak düşünenlerin yahut yazanların yapıtlarında yaşayacaklar."

Prof. Dr. Semavi Eyice vefat ettiProf. Dr. Semavi Eyice vefat etti

'BEN GİDİYORUM KİMDEN ÖĞRENECEKSİN SANAT TARİHİNİ?'

Hukuk fakültesini son sınıfta bırakıp sanat tarihi bölümüne geçen Ömer Faruk Şerifoğlu’nun bu kararı vermesinde Semavi Eyice etkili olmuş.

Şerifoğlu, "Semavi Hocayı yanlış hatırlamıyorsam 1988’de tanıdım. Mimar Sinan’ın ölümünün 400'üncü yılı vesilesiyle kapısını çalmış ve bir röportaj yapmıştım. Sonrasında da hocayla epey muhabbetimiz oldu, evine gidip geliyordum. Hukuk fakültesinde öğrenci idim ama Semavi Hoca'nın sanat tarihi bölümündeki derslerini kaçırmamaya çalışıyordum. Hukuk fakültesini son sınıfta bırakıp sanat tarihi okumaya karar verdiğimde, bu kararımda etkili olan kişilerden biriydi Semavi Hoca" dedi.

Sanat tarihi bölümüne geçtiği yıl Eyice'nin emekli olduğunu aktaran Şerifoğlu, şöyle devam etti:

"Ama Hoca o sene emekli oluyordu. 'Ben gidiyorum, kimden öğreneceksin sanat tarihini?' demişti. Sonraki yıllarda da giderek seyrekleşse de hukukumuz sürdü. Hemen her çalışmamda ilk kapısını çaldığım isimlerden biri olmuştur. Benim sanat tarihiyle ve İstanbul tarihiyle ilgili olmamda, çalışmalarımın çoğununda ilham kaynağı olan isimlerden biridir. Hoca gözlerini kaybettikten sonra biraz hayata küstü, eşi Kamuran Hanım'ın vefatı sonrasında da giderek zorlaşan bir yaşam sürdü. Çünkü göz görmüyor, birilerinin bakımına muhtaç. Son yıllarda biraz onun rahatsızlığından, biraz etrafındaki insanlardan dolayı uzaklaştık. Allah rahmet eylesin, üzüldüm, ama bir taraftan da kurtuldu diye düşünüyorum. Semavi Hoca’nın hikayesi insanlığın hikayesidir aslında… O da böylece tamamlanmış oldu. Semavi Eyice adı, kütüphanesiyle, kitaplarıyla yaşayacak. İstanbul var oldukça Semavi Eyice de var olacaktır. Mekanı cennet olsun."

'BİZANS SANATI AYRI BİR DAL OLARAK VARSA EYİCE'YE BORÇLUYUZ'

Eyice’nin 1970’lerin başında, İstanbul’dan Ankara’ya gelerek ders verdiği Hacettepe Üniversitesi’ndeki öğrencilerinden Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, hocası için "Bizans sanat tarihçisi olmamda rolü olan iki büyük kişiden birisidir" dedi.

"Bizans sanatı hakkındaki ilk bilgilerimi ona borçluyum" diyen Mercangöz, "Bizans’ın ünlü vaizlerine atfedilen 'Khrysostomos' Yunanca altın dudaklı, bizim deyişimizle 'ağzından bal damlayan' bir hocaydı: Yani akıcı ve güzel Türkçesi ile Bizans yapılarını sevmeye onunla başladım" diye konuştu.

Eyice'nin Bizans sanatını Türkiye'de akademik ortama kazandırdığını kaydeden Zeynep Mercangöz, "Kendisi büyük bir sanat tarihçisiydi ama onun asıl büyüklüğü Bizans sanatının Türkiye akademik ortamına kazandırılmasıdır. Bugün sanat tarihi bölümlerinde Bizans sanatı ayrı bir dal olarak varsa, bunu ona borçluyuz. Yurt dışındaki eğitiminin ardından Bizans’ın kendi topraklarında İstanbul’dan Trakya’ya, Batı Anadolu’dan Akdeniz’e değin araştırıp engin bilgileri ile değerlendirdiği Bizans yapılarına ilişkin görüşleri, bugün nicelerimize eskimeyen bir kaynaktır" dedi.