'İnsanların içindeki zorbayı uyandırıyor'

Konser için İstanbul'a gelen Amerikalı müzisyen ve yazar Patti Smith, Trupm'ın 21. yüzyılın vasıflarını taşımadığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR -  Daha çok 'Punk’ın vaftiz annesi’ ya da ‘punk rock’ın kraliçesi’ olarak nitelendirilen Smith, bu yıl aralık ayında 70 yaşını dolduruyor. Şair, yazar, sanatçı, aktivist ve müzisyen kimliklerini bir arada buluşturan Smith, İstanbul'a ‘Horses’ albümünün 40. yılı turnesi kapsamında (23 Haziran 2016) uğradı. Zorlu PSM Ana Tiyatro sahnesinde imza günü öncesi basınla bir araya geldi ve tüm samimiyetiyle soruları yanıtladı.

Biz de ünlü sanatçının bu yanıtlarından bazılarını sizler için derledik:

'YAŞIYOR OLDUĞUMA MUTLUYUM'

"Hâlâ yaşıyor olduğuma memnunum. Bu çok basit bir cevap gibi görünebilir ama sevdiğim birçok insan, eşim, kardeşim, piyanistim, Robert Mapplethorpe, birçok sanatçı ve müzisyen artık hayatta değil. O yüzden hâlâ yaşadığım ve çalışabildiğim için mutluyum."

'İNSANLARIN İÇİNDEKİ ZORBAYI UYANDIRIYOR'

"Donald Trump... Şu ana kadar olan süreç bile ABD’ye yeterince zarar verdi. İnsanlarda nefret hissini uyandırmaya çalışan, dar kafalı bir adam. O bir ‘ünlü’, biz de bir ‘ünlüler’ dünyasında yaşıyoruz ve bu dünyada yaşamanın korkunç sonuçlarını yaşıyoruz. Ancak Donald Trump’ın karşısında tüm gücüyle çalışacak insanların da olduğunu biliyorum. Trump’ın en korkunç yanı, insanların içindeki zorbayı uyandırması. Trump kabadayılığı, milliyetçiliği körükleyen biri ve bunlar, bizim özellikle de 21’inci yüzyılda aradığımız vasıflar değiller."

'YORUMLARIM HEP ŞİİR İÇERİR'

"Hayatım boyunca şiir yazdım, performanslarım, kayıtlarım, ‘Horses’ hep şiirimden meydana çıktı. Hiçbir zaman müzisyen olmayı düşünmedim, bir şey çalamam, eğitimim yok. Ama bir yorumcuyum ve yorumlarım hep şiir içerir."

'BU SUNUM BANA ÇOK YABANCI'

"Rock’n roll’un doğumuna ve evrimine tanıklık ettim. EP’ler, single’lar, kasetler, CD’ler... Şu anda müziğin sunuluş biçimi bana çok yabancı. Streaming hiç kullanmıyorum, plak da çalmıyorum. Müzik endüstrisi o dönemin genç insanları nasıl istiyorsa o yönde ilerliyor kanımca. Örneğin Jimi Hendrix’in zamanında nasıl çaldığını duyabilmek için plaklara yöneldiler. Bu evrim sürecek."

'ASSANGE GERÇEĞİ SÖYLEDİĞİ İÇİN ESARETTE'

"Hükümetlerimiz, ne yaptıklarını bilmemizi istemiyor. Bu salt hükümetlerle de sınırlı değil; şirketler, silah tüccarları, tüm bu insanlar bize bir tür ‘bulut’ gibi kendilerini dayatıyor. Ama bu giderek sıklaşan bulutla, interneti kastetmiyorum. Ürettikleri korku taktikleriyle, ekonomileriyle... Bir nevi ‘pelerin’ bu. Bana kalırsa bizlerin yalnızca fedakârlıkla, gayretkeşlikle, doğrulukla değil, cinfikirlilikle de bu duruma karşı mücadele etmesi gerek. An gelir, bambaşka şeyleri, bambaşka yollarla da söyleyebilirsiniz; bir şarkı olur bu, bir şiir olur... Yani herkesin hayatı tehlike altında demek istemiyorum; Assange’a bakın: Gerçeği söylediği için halen esarette... Ben sizler gibiyim, bir yurttaşım; belli konulardan mustaribim ama bir açıdan da şanslıyım, söz gelimi Amerikalı olmak, 70’inde olmak ve içimden geleni söylemek gibi... Günümüz teknolojisi birçok biçimiyle bilgiyi aktarmamızı sağlıyor bugün. Benim de sizler gibi kafamda belli soru ve düşünceler var. Belli sorunların diğerlerine üstün olduğu gibi bir fikrim yok ve yalnızca, sizlerle dayanışma içinde eylemde bulunabilirim. Tıpkı ‘Wing’ parçamdaki gibi: 'Onlar bizi kodese tıkabilir; bizi durdurup baskı altına almaya girişebilir; ama bizler halen özgürüz. Bizler, bilincimizi özgür kılabilmek adına direnmeliyiz.”

'BUGÜN OLSA YİNE YAPARIM'

"Yaptığım hiçbir şeyi değiştirmeyi düşünmedim, istediğim kadar iyi çıkmayan işlerimde bile. ‘Horses’ta 26-27 yaşındaydım ve o sırada yapabileceğimin en iyisi buydu. Daha iyi bir şey yaratacak yeteneğim yoktu. Eğer daha iyisini yapacağımı, geliştireceğimi düşünürsem bunu şimdi yaparım, ama çıkardığım işlerin arkasındayım, gerekeni yaptılar. Mükemmel olduklarını düşündüğümden değil, o sırada yapabileceğimin en iyisi olduklarından arkasındayım işlerin."