Srebrenitsa

1995 yılında Srebrenitsa’da yaşanan ve binlerce insanın ölümüyle neticelenen katliam da bizler için Maraş Katliamı gibi hafızalardan silinmiş değil. Sırbistan’da bir çok insan 'hafta sonu katili' diye biliniyordu. Hafta içi çalışıp hafta sonunu insan öldürmeye ayırırlardı. Maraş Katliamı'nda da öldürülenlerin tamamına yakını 23-24 Aralık Cumartesi-Pazar günleri öldürülmüştü. Hafta sonu devlet tatile çıkmıştı ya da devlet fazla mesai yapıyordu.

Google Haberlere Abone ol

Seyit Sönmez*

1990ların ortası, ortaokuldayız. 'Bosna’daki Müslüman Kardeşlerimiz' için para toplanıyor. Okul yönetimi kahverengi bir zarf veriyor, ailelerimize vereceğiz. Ailelerimiz para koyup geri gönderecek okula. Aslında bağıştı ama bir nevi zorunlu bir şeye dönüşmüştü. Zarfa para koyacak paramız var mıydı hatırlamıyorum.

Yer, Maraş, Yörükselim mahallesine yakın olan Ticaret Lisesi, 1978 Maraş Katliamı'nda bizim mahalle önce askeri kışlaya sığınıyor sonrada bir kaç gün ortaokulu, ve liseyi okuduğum bu binada kalıyorlar.

Maraş Katliamı'ndan 15 yıl sonra, ailemin ve komşularımın katliamdan kaçıp sığındığı okulda okuyorum ve faillerin önemli bir kısmının komşular olduğu başka bir katliam nedeniyle yardım parası topluyoruz. Maraş’ta Müslümanlık adına aleviler katledilmişti. Şimdi de Milliyetçilik adına müslümanlar katlediliyordu.

Maraş’ta yüzlerce kişi kürt-alevi kimliğinden dolayı katledildi. Anne rahminde öldürülen ceninler, kolu, bacağı kesilen çocuklar, gözleri oyulmuş yaşlı kadınlar, damlarda yakılıp aşağı atılarak öldürülen yaşlılar, tarlalarda kurşuna dizilenler, baltayla başından vurularak öldürülenler… ve daha nice öldürme şekillerine maruz kalmış insanlar.

1995 yılında Srebrenitsa’da yaşanan ve binlerce insanın ölümüyle neticelenen katliam da bizler için Maraş Katliamı gibi hafızalardan silinmiş değil. Yugoslav iç savaşı sırasında Birleşmiş milletler tarafından güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa’da binlerce insan, yine Birleşmiş Milletler’in ve tüm dünyanın gözü önünde Sırplar tarafından katledildi. Başta Birleşmiş Milletler Nato gücü olmak üzere (Hollanda askerlerinden oluşan birlik)Uluslararası kuruluşların bu katliama sadece seyirci kalmayıp Sırplara her türlü yardım ve desteği verdiği, kendilerine sığınan Boşnakları zorla Sırplara teslim ettikleri artık gizlenemez bir hakikat olarak bir köşede durmaktadır. Almanların 6 milyon Yahudiyi katletmesinden beri modern Avrupa’nn orta yerinde yaşanan bu en büyük katliam hala tam anlamıyla açıklığa kavuşturulmuş değildir. Çeşitli yargılamalar yapıldıysa da her katliam gibi gerçek ve bütün sorumlular cezalandırılmamıştır.

Bosna’da yaşananlar ile ilgili tanık anlatımlarının bazıları şöyleydi:

"Bütün korkunç olayları yaşadım. Dişlerimi çektiler.. Koridorlarda sürüklediler.. Gece olduğunda bana neler yapacaklarını tahmin edebiliyordum..." (Yıllar sonra konuşan bir kadın)

"Maruz kaldığım zulüm ve işkenceler yüzünde birçok kez beni öldürmeleri için yalvardım.” (Bosna'daki savaşın başında, ülkenin kuzeydoğusundaki Zvornik şehri yakınlarında Sırp askerlerce esir alınan ve 13 ay boyunca farklı toplama kamplarında türlü işkencelere maruz kalan Amir Efendiç)

Her iki katliamda da sanıkların büyük çoğunluğu katlettikleri insanları tanıyordu. Maraş’ta ölüm cezasına çarptırılan Güngör isimli katil judo öğretmeniydi, Sırp katil Tadiç te onun gibi karate öğretmeniydi, Güngör ve Tadiç gibi daha nice sıradan katil var her iki katliam davası tutanaklarında.

Sırbistan’da bir çok insan 'hafta sonu katili' diye biliniyordu. Hafta içi çalışıp hafta sonunu insan öldürmeye ayırırlardı. Maraş Katliamı'nda da öldürülenlerin tamamına yakını 23-24 Aralık Cumartesi-Pazar günleri öldürülmüştü. Hafta sonu devlet tatile çıkmıştı ya da devlet fazla mesai yapıyordu. Maraş’ta katillerin bir çoğu kurbanlarına, 'amca, abi' diye hitap ediyordu. Sırp bir kadın ise bir gece kapısında makinalı tüfekle gördüğü komşusu için “Daha dün birlikte kahve içmiştik diyordu.”

Amacım katliam karşılaştırması yapma değil elbet, ancak anlamaya, öğrenmeye çalışıyorum. Naziler, Ruanda, Sreprenisca, Endonezya, Kamboçya vs bir çok katliam, pogrom ve soykırımlar hakkında okumalarım oldu. Kendi katliamlarımızdan birisi diyebileceğim Maraş Katliamı'na yukarıda kısaca değindiğim, komşuluk ilişkileri, failllerin kurbanlarıyla ilişkisi gibi nedenlerden dolayı niteliksel olarak en yakınının Sreprenisca olduğunu düşünüyorum.

Fransız filozof Jean Baudrillard, bir makalesinde, Bosna Müslümanlarının maruz kaldığı zulmü "Yeni Avrupa düzeninin tekâmül sürecinde bir merhale" olarak tanımlamış ve şu tespitte bulunmuştu: "Etnik temizliğin' infazcısı olan Sırplar, yeni şekillenen bir Avrupa'nın öncülüğünü yapıyorlar" diye yazmıştı ki her katliam, pogrom, soykırımların sosyo-ekonomik nedenleri ve sonuçları vardır.

Maraş Katliamı'ndan sonra sıkıyönetim ilan edilmesi ve devamında gelen 12 Eylül darbesi sonucunda Türk-İslam sentezli bir ülke kurulması amaçlanması ve bunun başarılı olduğunun günümüze yansıması Baudrillard’ın tespitinin Maraş örneğinde Türkiye için de geçerli olduğunu göstermektedir.

Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Adalet Divanı, 2007'deki kararında, Srebrenitsa ve civarında yaşananları 'soykırım' olarak nitelendirmiştir.

Sırp komutan Ratko Mladic, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi (ICTY)'de Srebrenitsa soykırımının da bulunduğu birçok suçtan müebbet hapse mahkum edildi.

Aynı mahkeme, Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karadzic'e Srebrenitsa soykırımı dahil 10 ayrı suçtan 40 yıl hapis cezası verdi.

Mahkeme ayrıca, Srebrenitsa soykırımındaki suçları nedeniyle eski Sırp general Radislav Krstic'i 35 yıl, Vidoje Blagojevic'i 15 yıl, Vujadin Popovic ve Ljubisa Beara'yı ömür boyu, Drago Nikolic'i 35 yıl, Ljubomir Borovcanin'i 17 yıl, Vinko Pandurevic'i 13 yıl, Radivoje Miletic'i 19 yıl, Milan Gvero'yu 5 yıl hapse mahkum etti. Bosna Hersek Mahkemesinde görülen davada ise 13 Temmuz 1995'te bine yakın Boşnak sivilin öldürülmesiyle suçlanan Milorad Trbic, 30 yıl hapse mahkum edildi.

Farklı mahkemelerde görülen Srebrenitsa davalarında bugüne kadar 45 Sırp, toplam 699 yıl hapis cezası aldı.

Maraş Katliamı’nda bine yakın kişi yargılandı ancak hiçbir devlet görevlisi yargılanmadı, yaşananlar yargılama sürecine sağ-sol çatışması olarak yansıdı. Hiç bir uluslararası kurumda Maraş Katliamı tartışılmadı.

Not: Başka bir yazının konusu olabilecek Çorum katliamı da Sreprenisca gibi sıcak bir Temmuz ayında yapıldı, Çorum katliamı ile ilgili yargısal süreç Maraş Katliamından dahada geri ve eksikti, faiiller toplu bir şekilde yargılanmadı, ayrı ayrı onlarca dava münferit bir şekilde yürütülerek sıradan bir yargısal süreç işletildi.

*Avukat