Biryudumkitap kurucusu Alparslan Demir: 350 bin okur güne kitapla başlıyor

Biryudumkitap'ın kurucusu Alparslan Demir: Bugün 350 binden fazla okur güne kitapla başlıyor.

Google Haberlere Abone ol

Baran Erbeyi

DUVAR - Biryudumkitap, kurulduğu ilk günden beri okurların ilgiyle takip ettiği bir oluşum oldu. Her sabah, mail sistemiyle okurlara ulaşan platform gün geçtikçe kitlesini arttırdı. Son zamanlarda yayıncılık dünyasında Kutu Yayınları markasıyla varlık gösteren oluşumu kurucusu Alparslan Demir'le konuştuk. Demir, "Bütün girişimlerimizde çok satması gerektiğine inandığımız kitaplara yer vermeye çalışıyoruz. Bu noktada çok sert bir çizgimiz yok. Ancak kırmızı çizgi diyebileceğimiz şey şudur: Kitabın içeriğinin, yayıncısının ve yazarının toplumda infial uyandırmaması gerektiğine inanıyoruz. Mesela bir yayıncı; mütercimin, yazarın hakkını yemişse ve bu ayyuka çıkmışsa, ispatlanmışsa ve bu kabahat düzeltilmemişse, o yayıncıyla çalışmayız. Bir çizgimiz varsa, budur" dedi.

Bir fikir olarak Biryudumkitap olumlu tepkiler aldı. Bu olumlu tepkilerin gelmesindeki sırrınız nedir?

2015 yılı sonunda başlattık projeyi. Her sabah bir yudum kitap sloganı okuru etkiledi zannederim. İlk gün binlerce kişiye e-posta göndermiştik. Bugün 350 binden fazla okur güne kitapla başlıyor. Bunun bir sırrı olduğunu düşünmüyorum ama bir tılsım varsa, muhtemelen kitap okuma alışkanlıklarını dönüştürme isteğimizin samimiyetimizdir. Sevdiğimiz kitaplardan tadımlık bölümleri güzel bir günaydın mesajıyla iletmek, belki de içinden geçtiğimiz dönemde umut verici karşılanmıştır. Okur, buna benzer yorumlar yazıyor, seviyor ve paylaşıyor.

E-posta ile takipçilerinizle buluşma fikri bir hayli geri dönüş aldı. Pasajlarda ilgi çeken ya da ilgi çekmeyenlere dair neler söylersiniz? Takipçilerle bire bir ilişkide olmanın yararları ve zorlukları neler? 

İlginçtir ki genel olarak kıyıda köşede kalmış metinler ve öyküler daha çok ilgi çekiyor. Biz popüler kitapları fazla tercih etmedik, bunun nedeni Biryudumkitap'ın gelir odaklı değil sosyal fayda odaklı olmasıydı. Kaygımız yoksa, sevdiğimiz metinleri paylaşmalıydık. Daha sonra gördük ki okur da bunu istiyor. Yeni yazarlar tanımayı ve öykülerle tanışmayı... Yararı şu, binlerce insana dokunuyorsunuz. Gerçek, samimi ve içten bir iletişim kuruyorsunuz. O dönemde başka bir faaliyetimiz de yok, sadece kitap okunsun istiyoruz. Bunun zor yanı ise şu: Topluluk büyüdükçe teknik maliyetler de artıyor ve elbette metin seçmek zorlaşıyor. Yarın seçtiğiniz kitap on binlerce insanın e-posta kutusuna düşecek! Bu da daha seçici olmaya itiyor insanı.

'ÇOK SERT BİR ÇİZGİMİZ YOK'

Kutu'daki kitapları seçerken yayınevleriyle de ilişkilisiniz fakat bunun dışında etkili olan faktörler neler?

Bir Kutu Kitap, Biryudumkitap'ın içinden doğmuş fakat ayrı bir işletme. Orada yayıncılık sektörüne katkı sağlama fikri daha baskın. Çalışma modelimiz var olan sisteme aykırı. İadesiz ve piyasa koşullarına göre çok daha iyi bir metodumuz var. Okurdaki karşılığı da keşif. Yine iyi eserlerin peşindeyiz, normalde satın alma listelerinde olmayacak kitapları aramaya çalışıyoruz. Zaman zaman gündeme uymak zorunda kalmakla birlikte, okurlarımızın çoğu yeni kitaplarla tanışmak için tercih ediyor kulübümüzü. 

Kitap seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz? Kırmızı çizgileriniz nelerdir? 

Bütün girişimlerimizde çok satması gerektiğine inandığımız kitaplara yer vermeye çalışıyoruz. Bu noktada çok sert bir çizgimiz yok. Ancak kırmızı çizgi diyebileceğimiz şey şudur: Kitabın içeriğinin, yayıncısının ve yazarının toplumda infial uyandırmaması gerektiğine inanıyoruz. Mesela bir yayıncı; mütercimin, yazarın hakkını yemişse ve bu ayyuka çıkmışsa, ispatlanmışsa ve bu kabahat düzeltilmemişse, o yayıncıyla çalışmayız. Bir çizgimiz varsa, budur.

 'KÜÇÜK AMA ÇALIŞKAN BİR EKİBİZ'

Genç girişimci olarak birçok ödül aldınız. Tüm girişimlerde merak edilen bir diğer husus da yapının ekonomik boyutu... Bu konuda küçük bir ekiple çalıştığınızı söylüyorsunuz. Peki girişiminiz bugünün diliyle 'tuttu' mu? 

Evet, hem dünyadan hem Türkiye'den güzel ödüller aldık. Bu ekibimizin başarısıdır. Şu anda sürdürülebilir olma noktasına çok yakınız. Şimdi Biryudumkitap'ın bir mobil uygulaması yayında. Orada ücretli bir seçenek de var, sesli kitap özetleri ve öykülere yer veriyoruz. Buradan istediğimizi elde edersek yeni sosyal fayda odaklı projeleri hayata geçireceğiz. Küçük ama çalışkan bir ekibiz, yıllardır bu işin peşindeyiz ve tek amacımız kendi yağımızda kavrulmayı başararak, kitap okutmak. Bunun da tuttuğunu söyleyebiliriz elbette. Hepimizin hayatını idame ettirdiği başka işler var, benim asıl işim yazılım ve internet sektörü mesela. Bu yüzden bağımsızlık, sosyal fayda odaklı olma idealimiz canlı duruyor. Zira aksi durumda insan eve götüreceği ekmeği düşünmek zorunda kalırsa, şu zamanda bağımsız kalmak, ödün vermemek mümkün değildir.

Oluşumunuz bir yandan da yayınevi çatısı altında devam ediyor. Yeni dönemde programınızda neler var?

Evet, bir de Kutu Yayınları var. Aslında bunlar bir arada gözükse de, üç yapı da farklı işletmedir. Ama ekipler ortak... 2020'de Balkan edebiyatı ve Türk edebiyatı dizimiz genişliyor. Velibor Çoliç'in Bosnalılar'ı Esin Talû-Çelikkan çevirisi ile okurla buluşacak. Faruk Şehiç'in ödüllü öykü kitabı Baskı Altında ve romanı Una Nehri Sessiz Çağlar da aynı yıl içinde yayımlanacak. Yergoviç'in külliyatını da yavaş yavaş tamamlayacağız, bu yıl bir roman yetişecek. Türk edebiyatında da iki yeni isim Kutu'da. Hırvatistan, Sırbistan ve Makedonya'dan eserlerle de balkan kitaplığımız genişleyecek. Dünya edebiyatından da Amerika'dan bir öykü, İspanya'dan bir roman ile yılı noktalayacağız.