Kışın yazı yaşayabileceğiniz on ülke

Türkiye, dört mevsimi yaşayan şanslı ülkelerden... Ama kış tatili sevmeyenler için deniz, kum ve güneşin tadını doyasıya çıkarabileceğiniz sıcak ülkeler de var...

Google Haberlere Abone ol

Kimisi kışı sevmiyor kimisi de kış günlerinde yaza özlem duyuyor. Türkiye’de soğuk ve karlı günler yaşanırken onların imdadına da bugünlerde yazı yaşayan ülkeler yetişiyor. Özellikle Ekvator’a yakın ülkeler, yılın hemen her dönemi sıcak iklim kuşağına sahip. Tek özellikleri de sıcak olmaları değil. Muhteşem sahilleri, turkuaz denizleri, egzotik doğası, tropik meyveleri, lüks ya da otantik tatil köyleriyle Türkiye’de kışken yazı yaşayan on ülkeyi sizin için seçtik.

TAYLAND

Türkiye’de son yıllarda en çok gidilmek istenen ülkelerin başında Tayland geliyor desek abartmış olmayız herhâlde. Özellikle de balayı için en çok tercih edilen ülkelerden biri. O nedenle listemizde ilk sırayı Taylan’da veriyoruz.

Bu ülkeye gitmek için pasaportunuzun olması yeterli. Umuma mahsus pasaport sahipleri, vize almadan otuz güne kadar tatilini yapabilir. Hizmet, diplomatik ve hususi pasaport sahibi kişiler ise doksan gün süreyle Tayland’a vizesiz seyahat edebilir.

Tayland - Ramayana Festivali

Yıl boyunca sıcaklık otuz derecenin altına düşmüyor. Favori destinasyon, denizin içinde küçük kulübeleri, tuk-tukları, tekne turları, sualtı sporlarıyla Phuket Adası... Adanın en kalabalık plajı batı kıyısında bulunan Patong. Diğer popüler plajları ise Karon ve Kata plajları.

Yine James Bond filmlerine ev sahipliği yapan ve adını da buradan alan James Bond Adası, turist akınına uğruyor.

Nereye giderseniz gidin manzaradan gözlerinizi alamayarak, nereye bakacağınızı şaşırabilirsiniz. Oldu da doğa turlarından sıkılırsanız da başkent Bangkok’ta ihtişamlı ve gösterişli tapınakları ziyaret edebilirsiniz.

KÜBA

Karayiplerde bir ada ülkesi olan Küba, birbirinden ilgi çekici sokakları, klasik otomobilleri, rengârenk evleriyle birçok insanın seyahat listesinde olan ülke.

Küba’da yıllık ortalama hava sıcaklığı yirmi altı derece. Mayıs-kasım arası yağmurlu olduğu için en ideal tatil zamanı kış ayları.

Diplomatik, hizmet ve hususi pasaportlar karşılıklı olarak vizeden muaf, umuma mahsus pasaportlar için vize gerekiyor. Ama vize süreci öyle Schengen Vizesi gibi çok da zor değil. 180 gün geçerli Küba vizesiyle otuz gün ülkede kalabilirsiniz.

Elbette Küba’yı insanların ziyaret etme sebeplerinin başında ülkenin kimliği geliyor. Devrimler ülkesi olması, komünizmle yönetilmesi, tarihinde Che ve Fidel gibi önderleri barındırması, dünyanın süper gücü Amerika’ya kafa tutması, turistleri bu ülkeye çekmek için yeterli nedenler. Devrim Müzesi, Havana’da; Che Guevara’nın anıt mezarı ise Santa Clara’da...

Küba’nın en güzel özelliklerinden biri de her sokağından yükselen müzik sesi ve özgürce, doyasıya dans eden insanları. Turkuaz denizinin güzelliğini anlatmaya ise kelimeler yetmeyebilir.

DOMİNİK CUMHURİYETİ

Türkiye’nin Survivor isimli yarışmayla televizyon ekranlarından sıkça gördüğü Dominik Cumhuriyeti, upuzun ve bembeyaz kumsallara, muhteşem renkli bir denize sahip.

Umuma mahsus pasaportunuz varsa havalimanında vize alabiliyorsunuz. Diplomatik ve resmi pasaportu olanlar ise vizeden muaf.

Haziran ve kasım ayları arasında fırtına ve kasırgalar yaşanabiliyor. Ekimden mayısa kadar kuzey kıyıları, mayıstan ekime kadar güney kıyıları yağmurlu oluyor.

Hispanyola Adası’nda yer alan ve adayı komşusu Haiti ile paylaşan ülke, Kristof Kolomb’un dünya keşfi yaparken ayak bastığı ilk yer. Dolayısıyla Avrupalıların Amerika kıtalarında ilk oluşturdukları yerleşim bölgesi.

Dünya Turizm Örgütü istatistiklerine göre Karayiplerin en popüler turizm yeri olan Dominik Cumhuriyeti’nin başkenti Santo Domingo, ülkenin de kültürel merkezi. Kristof Kolomb’un mezarı, önemli müzeler ve büyük kültür merkezleri başkentte bulunuyor. Bembeyaz kumsallar, turkuaz deniz, su sporları, eğlence merkezleri, muhteşem oteller, değişik kahve ve çikolatalar bu ülkede de karşınıza çıkıyor.

Punta Cana, Puerto Plata, Saona Adası, Cabarete, La Romana ve La Vega gibi turistik şehirlerinde hâlen İspanya kültürünün etkilerini görebilirsiniz.

GÜNEY AFRİKA

Afrika kıtasının en gelişmiş ve en çok ziyaret edilen ülkesi Güney Afrika Cumhuriyeti’nde yıl boyunca on üç-on beş derecelere inen sıcaklık, yazın otuz derecelere ulaşıyor.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, günlük turistik, resmî ve iş ziyaretleri kapsamında vizeden muaf. Dönüş biletinizi ve varsa davet mektubunuzu ibraz etmeniz gerekiyor. Güney Afrika’nın güzelliklerinden bahsedeceğiz ama Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesindeki şu uyarıyı da aynen aktaralım: “Yabancı turistlerin çoklukla tercih ettiği Güney Afrika Cumhuriyeti yeterli turizm altyapısına sahiptir. Diğer taraftan, ülkede yaygın olarak yaşanan gasp, silahlı soygun, cinayet ve ırza tecavüz gibi suçlara karşı vatandaşlarımızın müteyakkız olmaları gerekmektedir.”

Güney Afrika’da sadece Afrika değil, Avrupa’ya da dair esintiler hissedebilirsiniz. Bu da Cape Town’un Avrupa ülkeleri tarafından kolonileştirilmesinden kaynaklanıyor.

Afrika denince insanların aklına ilk olarak safari ve vahşi hayvanlar geliyor. Güney Afrika’dayken vahşi doğa turu yapma şansına sahipsiniz. Addo Elephant National Park’ta (Addo Ulusal Fil Parkı) heyecan verici bir safari gezisi yapabilirsiniz.

Güney Afrika Cumhuriyeti 300’den fazla memeli hayvan, 500’den fazla kuş türü, 100’den fazla sürüngen hayvanla birçok böcek ailesine ait hayvana ev sahipliği yapıyor. Afrika kıtasının beş büyük hayvanı olarak adlandırılan Afrika mandası, Afrika leoparı, aslan, Afrika fili ve kara gergedanı ülkede yaşıyor. Bunların haricinde impala, büyük kudu, gnu ve nyala gibi birçok antilop çeşidiyle birlikte zürafa, su aygırı, düğmeli domuz, bayağı zebra, çita, sırtlan ve Afrika yaban köpeği yaşıyor

Okyanus kıyısındaki plajlarda güneşin keyfini çıkarabileceğiniz gibi balina, köpekbalığı ve penguenleri gözlemleyebilirsiniz.

Masa Dağı, Lion’s Head, Chapman’s Peak ülkenin en çok çeken turist bölgelerinden birkaçı. Ayrıca Cape Town’da yat limanının, alışveriş merkezlerinin ve lüks restoranların bulunduğu Waterfront; eğlence bölgesi Long Street; renkli duvarlarıyla Bo-Kaap; yeme ve içme mekânlarının yer aldığı Bree ve Kloof Street, turistlerin en çok merak ettiği yerler.

MALDİVLER

Maldivler, herhâlde hiçbir zaman popülerliğini kaybetmeyecek bir tatil cenneti. Maldivler, otuz günden az turistik amaçlı ziyaretlerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize istemiyor.

Hint Okyanusu’nda irili ufaklı adalardan meydana gelen Maldivler de özellikle balayı çiftlerinin tercih ettiği bir yer. Turkuaz denizi, bembeyaz kumsalları, denizin ortasındaki evleriyle cazibesini artıran ülkede sualtı dünyası da hayranlık uyandırıcı güzellikte.

Bin 200 adanın sadece 281’inde insanlar yaşıyor. Yerleşim bulunan 281 adadan seksen altısı “otel ada” şeklinde kullanılıyor. Her resort genellikle adanın ismiyle anılıyor. Bunlar arasında en ünlüleri şöyle: One and Only Reethi Rah Resort, Huvafen Fushi Resort, Naladhu Resort, W Retreat Resort, Banyan Tree Resort, The Beach House at Manafaru Resort, Ayada Resort ve Sheraton Resort.

Her bir resortta iki tip konaklama imkânı var: Sahilde ya da deniz üzerindeki villalarda. Birçok resorta on iki yaş altı çocuk kabul edilmezken deniz üstü villalara güvenlik gerekçesiyle çocuklar kesinlikle alınmıyor.

Bu arada belirtelim; küresel iklim değişiklikleri yüzünden yüz yıl içerisinde Maldivler’in sular altında kalacağı öngörülüyor. Elinizi çabuk tutsanız iyi olur.

SEYŞELLER

Kış aylarında gidilecek sıcak ülkeler listesinin en sevilen yerlerinden biri de Seyşeller Cumhuriyeti.

Kumsallarının güzelliğiyle öne çıkan Seyşeller’e seyahat edecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, iş ve turizm amaçlı seyahatlerde doksan güne kadar vizeden muaf.

Hazirandan kasım ayına kadar ılık iklim devam ederken Mahé Adası’nda sıcaklık aşağı yukarı yirmi dört ila yirmi dokuz derece arasında değişiyor.

Afrika kıtasındaki Seyşeller, Hint Okyanusu’ndaki 115’ten fazla ada üzerinde kurulu bir ülke. Bu adaların en büyüğü 142 kilometrelik Mahé Adası. En yüksek nokta Mahé Adası’ndaki Morne Seychellors Tepesi (yaklaşık 900 metre). Diğer önemli adaları ise Praslin, La Digue, Silhouette, Destroches ve Aldabra.

Bu tropik tatil cenneti, kartpostallardaki güzellikte bir ülke. Bozulmamış bir doğası var. Beyaz kumlu plajları ve lüks tatil köyleriyle ön plana çıkıyor.

Deniz kaplumbağalarının yumurta bıraktığı dünyadaki nadir sahillere de ev sahipliği yapıyor. Dalış yapmak için de oldukça uygun bir bölge. Köpek balıkları ve dev kaplumbağaları arasında ilginç deneyimler yaşayabilirsiniz.

HAWAİİ

Büyük Okyanus’ta yer alan ve adalar zinciri olan Hawaii, Amerika Birleşik Devletleri’nin eyaletlerinden biri olduğu için bu listede gidilmesi en zor ülke. Çünkü bu ülkeyi ziyaret etmek için vize almanız gerekiyor.

Okyanusla kaplı ve kıtalardan uzak bu ülkede sıcaklık yıl boyunca fazla değişmiyor; genelde on altı ve yirmi yedi derece arasında. Ne zaman yağış alacağı pek kolay tahmin edilemiyor. Ama endişe etmeyin, gün içerisinde başlayan yağmur birkaç saat sonra yerini güneşe bırakabiliyor.

Hawaii’nin ilginç bir özelliği var. Su altı volkanlarından çıkan lavların katılaşıp kayalara dönüşmesiyle oluşmuş. Volkanlardan çıkan lavdan dolayı adaların alanı hep büyüyor.

Hawaii adalarının sekizi “ana adalar” olarak tanımlanıyor: Niihau, Kauai, Oahu, Molokai, Lanai, Kahoolawe, Maui ve Hawaii. Ancak bunların en büyüğü olan Hawaii Adası, takımada ismiyle aynı olduğu için Büyük Ada (Big Island) diye anılıyor.

Hawaii kültürü deyince insanın ilk aklına muhteşem sahilleri, yemyeşil ormanları, büyük dalgaları geliyor. Dünyanın en iyi sörfçülerinin Hawaii denizinin dalgalarından yetişmesi boşuna değil.

Tam bir yazlık mekânı... Bir şey yapmak için kimsenin acelesi yok ve herkes havalar gibi çok sıcak. Öyle uzun otoyollar, yüksek binalar ve fabrikalar da olmadığı için doğa genel olarak bozulmamış durumda.

AVUSTRALYA

Avustralya da maalesef Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize isteyen bir ülke. Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkeden gençler, bu ülkeyi özellikle üniversite ya da dil eğitimi almak için tercih ediyor.

Hint Okyanusu ve Büyük Okyanus arasında uzanan ülke, dünyada refah seviyesi en gelişmiş ülkeler sıralamasında her yıl kendine en üstlerde yer buluyor. Dünyanın en eski kültürüne sahip aborjinlerin ülkesi Avustralya’da inanılmaz bir maceraya hazır olun.

26 bin kilometrekareye yakın sahil şeridi var. Sidney, Melbourne ve Brisbane gibi şehirlerin her birinde güneşin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz. Tıpkı Hawaii gibi burada da sörf yapanları izlemeniz mümkün.

Suyun üstü kadar altı da ilgi çekici. Büyük Bariyer Resifi’nde şnorkelle yüzmenizi tavsiye ederiz. Burası UNESCO tarafından doğal yaşamın yedi harikasından biri olarak kabul ediliyor. Uzaydan bakıldığında gözle görülebilen resifte 450’den fazla mercan türü, bin 500’den fazla balık türü ve devasa istiridyeler bulunuyor.

Ülkenin doğal güzellikleri, gerçekten büyüleyici. Vahşi yaşamıyla tanınan Kanguru Adası’nı ziyaret ederek, eşsiz bir tecrübe yaşayabilirsiniz. Avustralya’nın ulusal sembolü olarak kabul edilen kanguruların sayısının yaklaşık 50 milyon olduğu tahmin ediliyor.

Yine Avustralya’nın şaraplık üzüm bağları da oldukça meşhur. Yaban hayatı görebileceğiniz Uluru-Kata Tjuta Milli Parkı, Kakadu Milli Parkı, Kings Kanyonları ve Flinders gözde turizm destinasyonları... Uluru Kayaları, UNESCO dünya mirası listesinde yer alıyor ve bu bölgede hâlen Aborjin kabileleri yaşamını sürdürüyor.

Dünyanın en büyük kum adası olan Fraser Adası da Avustralya’da. Bu arada yakınlarına yolunuz düşerse pembe renkli Hillier Gölü’nü de muhakkak ziyaret edin.

Öte yandan dünyanın en ölümcül hayvanlarına ev sahipliği de yaptığı için Avustralya seyahatinizde tedbiri elden bırakmamakta fayda var.

DUBAİ

Buraya kadar hep doğal güzellikleriyle öne çıkan ülkeleri anlattık ama listemize bir de “yapay güzellikleri” ile ön plana çıkan ülkesini ekleyelim istedik: Dubai.

Arap Yarımadası’nda Birleşik Arap Emirlikleri’ni oluşturan yedi emirlikten biri olan Dubai’ye gidecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hizmet, hususi ve diplomatik pasaport sahipleri, doksan gün geçerli olmak üzere vizeden muaf. Umuma mahsus pasaportunuz varsa vize almanız gerekiyor.

Sıcak çöl iklimine sahip ülkede neredeyse tüm günler yıl boyunca güneşli. Yaz sıcaklarının yanı sıra aşırı yüksek nem oranıyla da tanınan ülkede kışları sıcaklık ortalama yirmi üç derece.

Petrolün bulunmasından sonra geliri devamlı ve hızla yükselen emirlik, günümüzde ticaret, alışveriş ve turizm kenti... Dubai, Orta Doğu’nun alışveriş başkenti olarak tanımlanıyor. Sadece Dubai’de aralarında dünyanın en geniş alışveriş merkezi olan Dubai Mall’un da bulunduğu yetmişten fazla alışveriş merkezi bulunuyor. Bunlardan bir tanesinin, Emirates Alışveriş Merkezi’nin içinde suni kayak merkezi bulunuyor. Dışarıda her daim yaz mevsimi yaşanırken alışveriş merkezinin içindeki bu merkezde kış yaşanıyor.

Son zamanlarda geniş ölçekli inşaat projeleri ve sportif karşılaşmalarıyla dünyanın ilgisini çekiyor. Çöl toprakları üzerinde insan eliyle yaratılmış bir vaha desek abartmış olmayız. Lüks ve teknoloji konusunda oldukça iddialı bir yer.

Dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda gökdelenin yükseldiği emirlikteki Palmiye Adaları, ülkenin sembolü gibi. Palm Deyra, Palm Cumeyra ve Palm Cebel Ali olmak üzere üç ayrı adadan oluşan Palmiye Adaları’nın yapımında dünyanın etrafında üç metrelik duvar örebilecek kadar kaya ve kum kullanılmış.

Dünyanın yedi yıldızlı olarak derecelendirilen tek oteli Burj el Arap da Dubai’de. Yapay bir ada üzerindeki otele özel eğimli bir köprü üzerinden ulaşılıyor.

Yüzen lüks bir otel olarak kullanılması planlanan meşhur Cunard Line firmasının eski okyanus aşırı yolcu gemisi Kraliçe Elizabeth 2 gemisi, dünyanın en geniş çiçek bahçesi Dubai Mucize Bahçe de burada.

Dubai’nin bu modern caddelerinden araçla çöle ulaşmanız yaklaşık yirmi dakika sürüyor. Çöl safarisi, ATV turları, kum sörfü ve deveyle gezme gibi aktiviteler yapabilir; yıldızların altında yerel lezzetlerin tadına bakabilirsiniz. Bütün bunları ultra lüks şekilde yapabilecek tur şirketlerinin bulunması tabii ki şaşırtıcı değil.

Dubai’nin 130 kilometre uzağındaki Hatta da alternatif bir rota olabilir. Muhteşem manzaralı dağ kasabasında yürüyüş yapabilir, Hatta Gölü’nde kanoyla gezebilirsiniz. Burası aynı zamanda Asya’nın ilk su atlama parkı olan Hatta Drop-In’e de ev sahipliği yapıyor. Tabii yine lüks arıyorsanız burada da orman evi tarzı şık bir otel ve karavan parkları yer alıyor.