Kırtasiye raflarındaki tehlike: 'Hiç denetlenmeden piyasa sürülen ürünlerle karşılaşabilirsiniz'

Okulların açılmasına sayılı günler kala kırtasiye ürünlerindeki tehlikeye dikkat çekiliyor. Vitrinleri süsleyen rengarenk ürünler çocukların sağlığını tehlikeye atabiliyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Öğrenciler ve veliler 6 Eylül Pazartesi günü başlayacak olan yeni eğitim öğretim yılı için son hazırlıklarını tamamlıyor. Uzmanlar, okul alışverişi yapılırken kırtasiye ve giyim malzemelerindeki kimyasallara karşı dikkatli olunması uyarısında bulunuyor.

Vitrinleri süsleyen rengarenk boyalar, kokulu silgiler, parlak kalem kutuları gibi severek kullanılan birçok ürün, içerdiği kimyasallar sebebiyle çocukların sağlığını tehdit edebiliyor. Uzmanlara göre maruziyet değerini aşan kimyasal katkılı ürünler için tetikte olunması gerekiyor.

Çok sayıda kırtasiye malzemesinde plastiğin sert ve kırılgan özelliğini yumuşatmak ya da renk ve kokuların kalıcı olmasını sağlamak için toksik kimyasallar kullanılıyor. Bu kimyasallardan azo boyar, fitalat, nikel gibi maddeler kısa, orta ve uzun vadede sağlık risklerini beraberinde getiriyor. Alerji, deride döküntü, egzama, akciğer kanseri ve hormonal bozukluklar nedeniyle görülen erken ergenlik ortaya çıkan sağlık sorunlarından bazıları.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası’ndan Sinem Özmen, kimyasal içeren ürünlerle ilgili 2 temel ayrımdan söz ediyor: Oyuncak ve kırtasiye.

“Oyuncak kategorisine giren ürünler 14 yaş altı çocukların oyun ve eğlence amacıyla kullandığı şeyler olarak tanımlanır. Bunlardaki yönetmelikler ve kurallar daha katıdır. Kanserojen, mutajen gibi tanımlaması olan maddeler, bu oyuncaklarda kullanılamaz. Kırtasiye kategorisindeki ürünler içinse böyle bir zaruret yok. Daha çok ürün bazlı bir değerlendirme söz konusu. Kısıtlamaları ürün özelinde veriyor.”

Türkiye’de ürün güvenliği 29 Haziran 2011 tarihinde kabul edilen 4703 Sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun”la düzenleniyor. Buna göre, üreticiler yalnızca güvenli ürünleri piyasaya sürebilir. Tüketiciye sunulan hizmetler; can ve mal güvenliği ile çevreye zarar vermemelidir. Teknik düzenlemelere uygun ürünlerin güvenli olduğu kabul edilir. Teknik düzenlemenin bulunmadığı hallerde, ulusal veya uluslararası standartlar dikkate alınır.

‘DENETİM, FİRMALARIN İNİSİYATİFİNE BIRAKILMIŞ DURUMDA’

Peki, pratikte durum nasıl? Kimya mühendisi Sinem Özmen, denetimin üretici firmalara bırakıldığını söylüyor. “Bir firma kendi başına on farklı ürün üretip testini yapmadan piyasaya sürebilir. Denetim tamamen firmanın inisiyatifine ve ürün güvenliği politikasına bırakılmış durumda. İsterse yaptırır istemezse yaptırmaz. Firmaların ürünlerini piyasaya sürmeden önce güvenlik raporlarını yüklediği bir sistem de yok mesela. Dolayısıyla piyasada hiç test edilmemiş ürünlerle karşı karşıya kalabilirsiniz.”

“Gümrükteki işleyiş işe gümrük kapısındaki denetçiye bağlı oluyor. Denetçi bu ürünü alıp teste karar verebiliyor ya da firmanın sunduğu raporu kabul edebiliyor. Bu yanıyla gümrük kısmı bir miktar daha güvenli kalabiliyor.”

Özmen, Bakanlığın en çok oyuncaklar için denetim yaptığını ancak bunların yetersiz kaldığını vurguluyor. Piyasada hiç test edilmemiş ürünlere karşı alarmda olunmasını tavsiye ediyor.  “Özellikle Uzakdoğu’dan gelen çok ucuz ürünler çok kötü sonuçlar doğurabiliyor. 3 TL’ye alınan bir pastel boyanın içerisinde gerçekten kötü şeyler olabiliyor. Ama tabii gelir düzeyinin bu kadar düştüğü bir ülkede böyle bir şey söylemek çok zor ve sorunlu. İnsanlar fiyat odaklı bakıyorlar haklı olarak.”

Bakanlık tarafından yapılan denetimlerinde ya da bireysel şikayetler sonucu tespit edilen güvensiz ürünler, analiz edilmek üzere laboratuvarlara gönderiliyor. Buradan çıkan sonuca göre sağlıksız ürünler toplatılıyor ve firmalara cezai yaptırım uygulanıyor. Ayrıca güvensiz ürünler, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Güvensiz Ürün Portalı’nda kamuoyuyla paylaşılıyor. 

Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar

TÜKETİCİ HAKLARI DERNEĞİ: YASAL BOŞLUK VAR

Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar ise ürün güvenliğiyle ilgili yasal boşluk olduğu görüşünde. Sağlıksız ürünlerin piyasaya sürülmesine engel olmak için yapılması gerekeni şöyle anlatıyor:

“Şirketleri koruyan politikadan halkın sağlığını önceleyen politikaya geçilmesi gerekiyor. Piyasada kimyasal madde kullanıldığı halde hiç uyarı bulunmayan ürünler bile var. Kalemler, silgiler, çantalar… Bunların içerisinde hangi maddelerin ne oranda bulunduğunu, tehlike derecelerinin ne olduğunu ve hangi riskleri içerdiklerini anlatan ifadelerin olması gerekiyor. Her bir ürün için teknik detay ve denetimleri anlatan raporların hazırlanması lazım. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bir yasal düzenleme yaparak, bu raporları üreticilerden istemelidir.”

Öte yandan güvenli ürünlerin yanlış kullanılması da çocukların sağlığını olumsuz etkiliyor. İçinde kimyasal katkılı madde bulunan bir kurşun kalem işlevi dışında kullanıldığında risk oluşturabiliyor. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası’ndan Sinem Özmen, bu durumu şöyle açıklıyor: “Çocuklar kırtasiye ürünlerini ağzına alabiliyor, yiyebiliyor. Bunlar çocuğun cildine, ağzına koymaması gereken şeyler. Ebeveynlerin bu ürünlerin nasıl kullanacağını çocuklara öğretmeleri gerekiyor. Ürünler her ne kadar sağlıklı da olsa çocuk bunu kemirdiğinde, ağzına aldığına toksik madde alma ihtimali var. Bunlar göz önünde bulundurulmalı.”

Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar ise, halkın büyük bir kısmının etiket okumadığını belirtiyor: “Ne yazık ki bizim halkımızın ambalaj üzerindeki etiketi okuma gibi bir alışkanlığı yok. O yüzden bu kendi başına pek bir şey ifade etmez. Mesela, ‘Çocuklara satılmaz’ ifadesi bulunan ürünlerin ne kadarı için bu uygulanıyor? 18 yaşın altındaki bir öğrenci solvent içeren bir tahta kalemi almaya kalksa kaç market görevlisi, ‘Bunu satamayız, tehlikeli’ diyecek?”

Ürün güvenliğinin Türkiye kamuoyunda yeterince tartışılmadığına dikkat çeken Çakar’a göre Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın televizyon başta olmak üzere çeşitli yayın platformlarında ürün güvenliği ile ilgili yayınlar yapması gerekiyor.

OKUL ALIŞVERİŞİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Okul alışverişinde dikkat edilmesi gerekenlerse şöyle özetleniyor: Etiketler çok iyi okunmalı. “Toksik madde içermez” gibi sözlü uyarılar dikkate alınmamalı. Ürün üzerinde TSE ve CE işaretlerinden en az biri bulunmalı. Üretim yeri, tarihi ve kullanım amacı mutlaka ambalajda yer almalı. Mataralar, şişeler ve beslenme çantalarının plastik olmamasına dikkat edilmeli. Kokulu, boyalı ürünlerden kaçınılmalı. Solvent bazlı kalemler yerine su veya alkol bazlı kalemler tercih edilmeli. İçeriğinde uçucu madde bulunan yapıştırıcılar satın alınmamalı.