Kılıçdaroğlu: Devlet, adalet ile hükmedildiği zaman bir vasfa kavuşur

“Elmalılı Hamdi Yazır Konferansı”nda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu “Devletin dini adalettir. Devlet, işi ehline verenlerce yönetildiği ve adalet ile hükmedildiği zaman bir vasfa kavuşmuş olur” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Elmalı Belediyesi'nin İstanbul'da düzenlediği “Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Konferansı”na katıldı.

Konferansa Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Elmalı Belediye Başkanı Halil Öztürk, milletvekilleri ve çok sayıda ilahiyatçı katıldı.

Kılıçdaroğlu, Elmalılı Hamdi Yazır'ın Türkçe Kuran tesfirinin önemi üzerine, “Şüphesiz Elmalılı’nın bu başarısı klasik alim özellikleriyle çağdaş fikir adamı özelliklerini birleştirmeyi başarmış, bir şahsiyet olmasından kaynaklanmaktadır” diye konuştu.

Yazır'ın “Hak Dini Kur’an Dili” eserinde adalet vurgu yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Elmalılı’nın kadılık makamına tayin edilecek kişinin hür olması şartına ilişkin önemli bir değerlendirmesi vardır. Elmalılı’nın vurgusu, kadıların yani yargı makamında oturanların dış etkilere karşı koyacak niteliklere sahip olması şartını da kapsamaktadır. Bu haliyle yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile yargı dağıtanların bağımsızlığı ve tarafsızlığı toplumsal adalet ve huzurumuz için bir zorunluluktur” dedi.

"Elmalılı’nın, 'Şüphesiz ki Allah size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adalet ile hükmetmenizi emretmedir' şeklinde Türkçeye aktardığı ayette de buyrulduğu üzere devletin dini adalettir. Devlet, işin ehline verildiği, işi ehline verenlerce yönetildiği ve sonuç olarak adalet ile hükmedildiği zaman bir vasfa kavuşmuş olur. Aksi halde ideal bir devlet yönetiminden söz edemeyiz” diyen Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

ELMALILI, KAPISI ÇALINAN İLK İSİM OLMUŞTUR: Ben merhum Yazır’ın yaşamından ziyade kendisinin, başta “Hak Dini Kur’an Dili” eseri olmak üzere tüm eserleri ışığında Türkiye’nin temel problemlerine, ilahiyat penceresinden nasıl bakılabileceğine dair naçizane görüşlerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Osmanlı'nın son devrinde yetişmiş ve Cumhuriyetimizin kuruluşunda önemli görevler üstlenmiş saygın bir din alimi olan Elmalılı, kendini Kur’an’ı anlamaya ve açıklamaya adamıştır. Bu adanmışlığın haklı bir sonucu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 21 Şubat 1925 tarihli oturumunda kabul edilen Türkçe Kur’an-ı Kerim tefsirinin hazırlanması kararının ardından kapısı çalınan ilk isim olmuştur.

SON DERECE ÖZGÜN BİR ÇALIŞMA: Teklifi kabul eden Elmalılı, tefsiri 1926 yılında yazmaya başladı ve “Hak Dini Kur’an Dili” adını verdiği eserini 1938 yılında tamamladı. Yaklaşık 12 yıl süren ve Elmalılı tefsiri olarak bilinen tefsir son derece özgün bir çalışmadır.

KADILARIN HÜR OLMASI ŞARTINA VURGU YAPIYOR: Şüphesiz Elmalılı’nın bu başarısı klasik alim özellikleriyle çağdaş fikir adamı özelliklerini birleştirmeyi başarmış bir şahsiyet olmasından kaynaklanmaktadır. Peki, biz bugün bu tefsirin ışığında Türkiye’nin temel problemlerine nasıl bakmalıyız? Hak diyoruz, hukuk diyoruz, adalet diyoruz. Peki, Elmalılı ne diyor? Elmalılı’nın kadılık makamına tayin edilecek kişinin hür olması şartına ilişkin önemli bir değerlendirmesi vardır. Elmalılı’nın kadıların hür olması şartına yaptığı özel vurgu, sadece köle ve köle sahibi arasındaki ilişkiye dair değildir. Elmalılı’nın vurgusu, kadıların yani yargı makamında oturanların dış etkilere karşı koyacak niteliklere sahip olması şartını da kapsamaktadır. Bu haliyle yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile yargı dağıtanların bağımsızlığı ve tarafsızlığı toplumsal adalet ve huzurumuz için bir zorunluluktur.

DEVLETİN DİNİ ADALETTİR: Çünkü Elmalılı’nın, “Şüphesiz ki Allah size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adalet ile hükmetmenizi emretmedir” şeklinde Türkçeye aktardığı ayette de buyrulduğu üzere devletin dini adalettir. Devlet, işin ehline verildiği, işi ehline verenlerce yönetildiği ve sonuç olarak adalet ile hükmedildiği zaman bir vasfa kavuşmuş olur. Aksi halde ideal bir devlet yönetiminde söz edemeyiz.

DİN AÇISINDAN ÖNEMLİ OLAN ADALETTİR: Eski Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Ali Bardakoğlu’nun da ifade ettiği üzere, “Din açısından önemli olan adalettir, hakkın doğrunun egemenliğidir. Bir ülkede zulmün, haksızlığın, eşitsizliğin, kayırmacılığın, keyfiliğin değil hukukun üstünlüğü, açıklık, eşitlik ve şeffaflığın hâkim olması, vatandaşların onur ve haklarının korunması sadece beşeri değil aynı zamanda dini bir zorunluluktur.”

EN BÜYÜK GÖÇMEN HAREKETLİLİĞİ MÜSLÜMAN ÜLKELERDEN BATI ÜLKELERİNE DOĞRU YAŞANIYOR: Bugün imrenerek bakacağımız, vatandaşlarının huzurunu, hakkını, hukukunu koruyan; adalet ile hükmedilen bir İslam ülkesi görmekte zorlanıyoruz. Örneğin, dünyanın en büyük göçmen hareketliliği, Müslüman ülkelerden batı ülkelerine doğru yaşanıyor. Ege’nin, Akdeniz’in soğuk sularında hayatlarını kaybedenlerin büyük bir bölümü Müslüman kardeşlerimiz. Dünya silah sanayinin en önemli alıcıları arasında Müslüman ülkeler ilk sıralarda yer alıyor. Ne yazık ki çoğu yerde bu silahlar Müslüman kardeşlerimize yönelik kullanılıyor. Bu örnekler çoğaltılabilir, oysa örnekleri çoğaltmak yerine topyekün azaltmanın yollarını bulmalıyız.

DİNİMİZİN DOĞRU ANLAŞILMASI İÇİN ÇABA HARCAYANLARI RAHMETLE ANIYORUM: Büyük İslam bilgini Elmalılı Hamdi Yazır’ın bir diğer önemli mesajı da şudur: “Bir toplumda hurafelerin yayılmasını engellemenin yolu ilahi kelamın her çağda yorumlanmasıdır. Çünkü insan yüce Allah’ın mesajını her döneme hitap eden, evrensel mesajlar olarak ancak yorum gücüyle kavrayabilir.” Bütün zorlukları aşacağımıza duyduğum inançla başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere dinimizin doğru anlaşılması konusunda içtenlikle çaba harcayan Cumhuriyetimizin kurucu kadrolarını rahmetle anıyor, Elmalılı Hamdi Yazır’ın şahsında bu çabaya katkı veren tüm din alimlerimize şükranlarımızı sunuyorum. (ANKA)