TYS'nin 8 Mart bildirisini Flormar işçisi kadınlar yazdı

TYS, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Bildirisi'ni Flormar işçisi kadınlar kaleme aldı: Flormar değil, direniş güzelleştirir.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye Yazarlar Sendikası'nın her yıl yayımladığı geleneksel "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Bildirisi"ni bu yıl Petrol-İş'e üye oldukları için işten atılan ve 15 Mayıs 2018 tarihinden beri direnişini sürdüren Flormar işçisi kadınlar yazdı. Bildiride, "Yüzde 51'i Fransız kozmetik devi Yves Rocher'e ait Flormar işyerine haklarımızı alarak geri dönmek için 15 Mayıs 2018 tarihinden bugüne coşkumuzu, kararlılığımızı kaybetmeden direnmeye devam ediyoruz. Flormar işvereni, bizi işten atarak yasaları çiğnemiş, hukuku hiçe saymıştır. Sendikalı olarak işyerine geri dönünceye kadar direnişimizi sürdürmekte kararlıyız" ifadeleri yer aldı.

Bildirinin tamamı şu şekilde:

"İnsana yaraşır iş ve ücret için, işyerinde cinsiyet ayrımcılığına, ücret eşitsizliğine, kötü muameleye, sağlıksız ve iş kazalarına açık bir ortamda çalışmamak için anayasal haklarımızı kullanarak Petrol-İş Sendikası'na üye olduk ve işten atıldık.

Yüzde 51'i Fransız kozmetik devi Yves Rocher'e ait Flormar işyerine haklarımızı alarak geri dönmek için 15 Mayıs 2018 tarihinden bugüne coşkumuzu, kararlılığımızı kaybetmeden direnmeye devam ediyoruz. Flormar işvereni, bizi işten atarak yasaları çiğnemiş, hukuku hiçe saymıştır. Sendikalı olarak işyerine geri dönünceye kadar direnişimizi sürdürmekte kararlıyız.

Kadınların uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 8 Mart’ta bütün kadınlara eşitliğin egemen olduğu, şiddet ve ayrımcılıktan arındırılmış bir dünya dileklerimizi dile getirmek istiyoruz.

Bizler eşitsizliğin ve ayrımcılığın her türünü yaşadık, biliyoruz ki pek çok kadın evde, işyerinde ve sokakta aynı zorlukları yaşamakta. Bizler, bu zorlu mücadelede yalnız olmadığımızı biliyoruz, hem sınıf dayanışmasının hem de kadın dayanışmasının en yoğun halini gördük.

Petrol-İş'e üye olduk çünkü ücretlerimiz çok düşüktü. İşe yeni başlayan da, 15 yıllık çalışan da asgari ücret alıyordu. Erkeklere, "ev geçindirme farkı" olarak açıklanan bir ücret farkı veriliyordu. İşveren, kadınların ev geçindirebileceğini kabul etmiyor, bizleri evin yedek işgücü olarak görüyordu.

Petrol-İş'e üye olduk çünkü iş güvenliği önlemleri yetersizdi. Pek çoğumuz defalarda yaralanmamıza, iş kazaları, hatta ölüm tehlikesi geçirmemize rağmen işveren, kendi yükümlülüğünü kabul etmiyor, bütün sorumluluğu bizlere atmayı tercih ediyordu. İş güvenliği uzmanları işverenden farklı davranmıyordu. Flormar'da çalışmak, sağlığımızı ve hayatımızı tehdit etmeye başlamıştı.

Petrol-İş'e üye olduk çünkü kadın olarak ayrımcılığa uğruyorduk. İzin konusunda erkekler kadar şanslı değildik, izin taleplerimiz çoğu zaman geri çevriliyordu, yemek ve çay molalarımızı sonuna kadar kullanmamıza izin verilmiyor, beş on dakika önceden "hadi hadi" sözleriyle adeta kovulurcasına işbaşına gönderiliyorduk. Kadın işçiler olarak saygı beklerken küçümsenip aşağılanıyorduk.

Petrol-İş'e üye olduk çünkü analık haklarımız, doğumla ilgili karar verme hakkımız elimizden alınmaya çalışılıyordu. İşe alınırken evlenip evlenmeyeceğimiz, ne zaman çocuk yapacağımız soruluyor, en az üç sene çocuk yapmama konusunda taahhütte bulunmamız isteniyordu. İşe alındıktan sonra hamile kalan kadın arkadaşlarımız bir odada toplanıyor, işverenin azarlarına ve hakaretlerine maruz kalıyordu.

Üretimi biz yapıyor, mesaiye biz kalıyorduk, işveren sürekli şirketin ne kadar büyüdüğünden söz ediyor ancak büyümeden payımıza hiçbir şey düşmüyordu. Çalışmamızı teşvik etmek için sürekli maaşlarımızda iyileştirme yapacağından söz ediyor, istediği üretimi elde ettikten sonra sözünü unutuyordu. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, mesai bitiminde çantalarımızın, ayakkabılarımızın içine varıncaya kadar hırsızlık aramasından geçmek zorundaydık.

Tüm bu yaşadıklarımız karşı koymaktan başka seçeneğimiz kalmadığını gösteriyordu. Bu mücadelenin yeni olmadığının bilincindeyiz. Kadınlar, üretimde yer almaya başladığı bin sekiz yüzlü yılların başında da aynı sorunları yaşıyordu, iki yüz yıl sonra bizler de aynı eşitsizlik ve ayrımcılıkla karşı karşıyayız. Bu yüzden, biz bütün kadınlar adına da direniyoruz. Direnişimizin başarısı, bütün kadınların başarısı olacak.

Flormar direnişimizin onuncu ayında tüm kadınları dayanışma duygularıyla selamlıyoruz.

Yaşasın Flormar direnişimiz!

Flormar değil, direniş güzelleştirir!

Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması!

FLORMAR İŞÇİSİ KADINLAR."