Kadın avukatın ölümü: 'Bazı deliller cinayet şüphesinin ağırlıklı olduğunu gösteriyor'

TBB Başkanı Sağkan, Ankara'da silahla vurularak hayatını kaybeden avukat Belen Nesil Coşğun'un ölümüne ilişkin "Dosyadaki bazı deliller bir cinayet şüphesinin ağırlıklı olduğunu gösteriyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Ankara'da silahla vurularak hayatını kaybeden genç avukat Belen Nesil Coşğun'un cenaze töreni memleketi Aksaray'da yapıldı. Tören sonrasında Aksaray Barosu’nda konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, "Dosyadaki bazı deliller konuya ilişkin olarak bir cinayet şüphesinin ağırlıklı olduğunu bizlere gösteriyor. Ancak net sonucun tabii ki Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ve Ankara Baromuz tarafından açıklanmasını beklemek durumundayız" dedi.

Avukat Belen Nesil Coşğun için bugün memleketi Aksaray’da cenaze töreni düzenlendi ve toprağa verildi. Cenazeye baro başkanları ile birlikte Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da katıldı. Avukatlar tören sonrasında Aksaray Barosu’na geçti ve burada basın açıklaması yaptı.

DOĞAÇ: 'KADES UYGULAMASINA YAPILAN ÇAĞRI CİNAYET ŞÜPHESİNİ GÜÇLENDİRME'

ANKA'nın haberine göre Aksaray Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Elif Seyra Doğaç, genç avukatın KADES üzerinden çağrı yaptığını belirterek şunları söyledi:

"Meslektaşımızdan Kadın Destek Uygulamasına (KADES) gelen çağrı üzerine güvenlik güçleri olay yerine intikal etmiş, sonrasında söz konusu adresten 112'yi telefonla arayan bir kişi arkadaşının silahla intihar ettiğini bildirmiştir. Olay yerine sevk edilen polis ekibi, meslektaşımız Belen Nesil Coşğun'u asansör kapısı önünde yerde yatar halde bulmuş, meslektaşımız Coşğun'un göğüs bölgesinin sol altından silahla vurulduğu belirlenmiş ve meslektaşımız hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştır. Soruşturma süreci devam etmekte olup, olayın ardından Muhammet isimli şahıs gözaltına alınmıştır. Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen zanlı ifadesinde, olayın intihar olduğunu öne sürmüştür. Ancak meslektaşımız tarafından KADES uygulamasına yapılan çağrı cinayet şüphesini kuvvetlendirmekte olup soruşturma süreci yakından takip edilmektedir. Her geçen gün katlanarak artan kadın cinayetlerinde etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini, cezalarda indirim uygulanmamasını, infazın eksiksiz tamamlanmasını sağlayacak yasal değişikliklerin ivedilikle gündeme alınması zorunluluğu bugün bir kez daha acı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Kadınların insan hakları ve yaşam hakkı için mücadele eden biz avukatlar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi vurguluyoruz."

KÖROĞLU: 'O MESLEKTAŞIMA BİR BORCUM OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'

Avukatlık ruhsatını 17 Ocak 2023 tarihinde avukat Coşğun'a kendisinin verdiğini belirten Ankara Baro Başkanı Mustafa Köroğlu ise şunları söyledi:

"Hatıra bir fotoğrafımız var geride bana bıraktığı, ama ondan da öte hep bir son görevimizi yaptık klişelerinden ayrı olarak hayır bugün son görevimizi yapmadık. Daha onun için yapacağımız çok şey var. O yüzden en başta dünden itibaren saat 6'da haber aldığımızdan itibaren, sürece ilişkin Ankara Barosu’ndaki tüm meslektaşlarıma söz verdiğim gibi, her şeyi açık ve şeffaf paylaşma düsturunu bozmadan konuşacağım. Dün 6'dan itibaren Ankara Barosu CMK birimimiz, avukat hakları merkezimiz ve kadın hakları merkezimiz de tüm sürecin içerisinde yer aldık. Olay yerine avukat hakları merkezinden meslektaşlarım giderek olaya ilişkin bazı tutanakları düzenledi. Daha sonra Adli Tıp’ta aslında bugüne kadar çok da rutin olmayan otopsilerde avukat bulunmamasına rağmen meslektaşımızın otopsisinde bizzat avukat meslektaşlarımız yer aldı. Bu konuda savcıların gösterdiği hassasiyet gerçekten önemliydi. Bundan sonraki süreçte ailesi ile temasa geçerek meslektaşlarım şu an Ankara’da adliyede, ben başsavcılarla sürekli görüşerek sürecin meslektaşımızın hatırasına uygun ve gerçeğin ortaya çıkması için sonuna kadar mücadele edeceğimizi göstereceğimiz bir kararlılıkla sürdüğünü bilmek ve hissetmek istiyorum. Çünkü o meslektaşıma bir borcum olduğunu düşünüyorum ve o yüzden bugün Aksaray’da sizlere kalbimizden büyük bir emanet bıraktık. Lütfen siz de ona sahip çıkın ve meslektaşlarımızın özellikle de kadınların, 'Bu ülkede kadın cinayetleri politiktir' dediğinde o 'politiktir' kelimesinin ne anlama geldiğini lütfen artık anlayın ve anlatın. Çünkü kadın cinayetlerinin politik olması demek sadece kadınların biz sadece yaşamak istiyoruz' demesidir aynı anda. O yüzden sadece kalbimden gelen duygularla meslektaşımdan onun hatırasına sadık kalarak ve bu sürece dair Ankara Barosu’nun sık sık yapacağı açıklamaları beklemelerini ve onun dışındaki açıklamalara çok fazla itibar etmemelerini diliyorum."

'DELİLLER CİNAYET ŞÜPHESİNİN AĞIRLIKLI OLDUĞUNU GÖSTERİYOR'

Erinç Sağkan da soruşturmanın sekteye uğramaması için yalnızca resmi açıklamalara riayet edilmesinin önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Bugün 24 yaşında gencecik pırıl pırıl bir meslektaşımızı sonsuzluğa uğurladık. Önünde çok güzel günleri olan aslında hak savunucusu bir mesleği yürüterek belki meslek yaşantısında yüzlerce kadının, çocuğun şiddete uğramasını, istismara uğraması engelleyecek, onlar için mücadele edecek, insan hakları mücadelesi verecekti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü etkin bir soruşturma olduğunu ve Ankara Barosu’nun aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği’nin de soruşturma sürecini son derece etkin bir şekilde takip edeceğini de paylaşmak istiyorum. Dosyadaki bazı deliller konuya ilişkin olarak bir cinayet şüphesinin ağırlıklı olduğunu bizlere gösteriyor. Ancak net sonucun tabii ki Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ve Ankara Baro’muz tarafından açıklanmasını beklemek durumundayız."

'YENİ BİR POLİTİKAYI HAYATA GEÇİRME ZORUNLULUĞUMUZ VAR'

Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında kadına yönelik şiddet geldiğini söyleyen Sağkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Fiziki şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet, psikolojik şiddet ne olursa olsun Türkiye’nin cumhurbaşkanıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle, basınıyla, kamu kurumlarındaki meslek komiteleriyle birlikte topyekûn bir mücadeleye girmesi gerekiyor. Hem de yeni bir sayfa açmamız gerekiyor. Maalesef bizim mevzuatımızdaki ne koruma tedbirlerinin ne de kadına destek sisteminin kadına yönelik şiddeti önlemede yeterli kalamadığını görüyoruz. Bu sebeple başta cinsiyet eşitliği noktasında kullandığımız ortak dil olmak üzere ilköğretimden itibaren eğitim planlaması olmak üzere, toplumun bütün bileşenleri ile birlikte artık kadına şiddetin son bulması için yeni bir politikayı etkin bir şekilde hayata geçirmeye zorunluluğumuz var."

Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye'deki 180 bin avukatın bu konuda oluşturulacak politikaya hukuken yardımcı olmaya hazır olduklarını belirten Sağkan, "Bu anlamda Belen kızımızın soruşturma dosyası da hem Ankara Barosu hem tüm il barolarımız hem de Türkiye Barolar Birliği tarafından sonuna kadar en etkin şekilde takip edilecektir" dedi. (HABER MERKEZİ)