İzmir'de 'Geçinemiyoruz' mitingi: Asgari ücret yeniden belirlenmeli

İzmir'de birçok parti, sendika ve sivil toplum kuruluşu 'Geçinemiyoruz' dedi. Zamların geri alınması ve vergilerin kaldırılması talep edilirken asgari ücretin gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Dikili Emek ve Demokrasi Platformu, İzmir'de "Geçinemiyoruz" mitingi düzenledi. Dikili ilçesindeki mitinge, Aliağa, Ayvalık ve Bergama Demokrasi platformları da destek verdi. Zamlar protesto edilirken, "Ülkemiz, özellikle son yıllarda bir avuç iktidar yandaşı ve vurguncusu tarafından soyuluyor" denildi. Mitinge destek veren CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise "Karşımızda organize bir kötülük var. Ayrımcılık yapan iktidarın bütün uygulamalarına karşı direneceğiz" dedi.

Mitinge EGEÇEP, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Dikili Kadın Platformu, Ayvalık Kadın İnisiyatifi, Foça Barış Kadınları, Ayvalık Tabiat Platformu, Dikili, Burhaniye, Bergama Çevre Platformları, Dikili Alevi Kültür Derneği ve Gençlik Kolları, Dikili Belediyespor Kulübü, CHP, HDP, TKP, SOL Parti, EMEP ve Yeşiller Partisi temsilcileri, Dikili’nin eski belediye başkanı Osman Özgüven ile Bergama’nın önceki dönem belediye başkanı Mehmet Gönenç de katıldı.

'DOĞA VE YAŞAMA GÜÇ KATAN HER ŞEY TAHRİP EDİLİYOR'

Dikili Bülent Ecevit Meydanı’nda yürüyüş ile başlayan ve Atatürk Meydanı'nda devem eden mitingde Dikili Emek ve Demokrasi Platformu üyesi Serap Acar ve Hüseyin Öğe tarafından basın açıklaması okundu.

Açıklamada, "Saray iktidarı, ekonomiyi zenginlerin, yandaşların ve talancıların çıkarları doğrultusunda yönetiyor. Halkı açlığa, yoksulluğa, karanlığa mahkûm ediyor. Ülkenin bütün kaynakları zenginlere, patronlara, rantiyecilere ve vurgunculara Hazine garantili hayatlar verilerek sunuluyor. Emekçiler başta olmak üzere halkımızın büyük çoğunluğuna ise sadece ve sadece açlık ve yoksulluk reva görülüyor. Ülkemiz, özellikle son yıllarda bir avuç iktidar yandaşı ve vurguncusu tarafından soyuluyor. Emekçiler, işsizler, yoksullar, emekliler, üretici köylüler, esnaf ve öğrenciler ise soluk alamıyor. Elbette yıkıma uğratılan sadece ekonomi değil. Koltuk, para ve çıkar uğruna doğa ve yaşama güç katan her şey tahrip ediliyor. Yasayla değiştirilemeyen Zeytin Yasası yönetmelikle değiştiriliyor, enerji ve maden tekellerine peşkeş çekiliyor. Hayat pahalılığı her geçen gün bir öncekini aratıyor. Hızla yoksullaşıyoruz" denildi.

Başta gıda ürünleri olmak üzere elektrik, doğal gaz, akaryakıt, ulaşım gibi temel ihtiyaç kalemlerine yapılan zamların geri alınması ve vergilerin sıfırlanması talep edilirken, "Yoksulluk sınırının altında yaşayanların temel gereksinimleri ücretsiz karşılanmalıdır. Konutlarda elektrik, doğal gaz ve suya yansıyan KDV, ÖTV sıfırlanmalıdır. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmelidir. Tüm maaş ve ücretler en az asgari ücret artış oranı kadar artırılmalı, yılın daha başında enflasyon karşısında eriyen asgari ücret yeniden belirlenmelidir. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine, insanca yaşanacak bir seviyeye çekilmelidir. EYT’lilere emeklilik hakkı verilmelidir. Esnaf kuryelik, kendi hesabına çalışma, özel istihdam bürosu, taşeron adı altındaki tüm güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli çalışma imkanı sağlanmalıdır" ifadeleri kullanıldı.

'ORGANİZE KÖTÜLÜKTEN KURTULMANIN YOLU BİRLİKTELİK VE DAYANIŞMAKTAN GEÇİYOR'

Mitinge destek veren CHP'li Orhan Sarıbal ise şöyle konuştu:

"Bizi yoksulluk kültürüyle yönetmeye çalışıyorlar. Bu ülkenin bütün kaynaklarını kendilerine ve yandaşlarına peşkeş çekmek istiyorlar. Servetine servet katan, ithalat politikalarını tercih eden iktidar, ne yazık ki bugün ülkemizi Rusya ve Ukrayna’ya muhtaç etti. Rusya ve Ukrayna olmasa ülkemiz ekmeğe muhtaç, soframızda ayçiçeğine muhtaç. Sandıkta halkı ‘din, millet, terör, dış güçler’ diyerek kandırdılar. Bu ülkenin ekonomik sorunlarının temel sorumluluğunu dış güçlere attılar. Karşımızda organize bir kötülük var. Bu organize kötülükten kurtulmanın yolu birliktelik ve dayanışmaktan geçiyor. Bizleri, bu ülkenin renklerini parçalamak istiyorlar. Ancak biz çoğuz, onlar az. Biz kazanacağız, onlar kaybedecek. Çünkü bizim farklılıklarımız zenginliğimizdir. Bizler, faşizme karşı direneceğiz. Ayrımcılık yapan iktidarın bütün uygulamalarına karşı direneceğiz. Çünkü biz çoğuz.”

DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise şunları söyledi:

“Bu büyük ekonomik kriz işçi sınıfını vurdu. 22 yıllık AKP iktidarı bizi yoksullaştırıyor. O yüzden gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek. İnsanca yaşamak, geçinebilmek mümkün değil. Çarşıyı, pazarı işçi sınıfı için yangın yerine çevirdiler. Milletin tenceresi, emekçilerin tenceresi kaynamaz oldu. Gelin görün ki zamların, hayat pahalılığının, faturaların sorumluluğunu alan yok. Zamlar yağarken, enflasyon tırmanırken işçilere, emekçilere, emeklilere ve dar gelirlilere hayat zehir edilirken ortada sorumlu yok. Ancak istediklerini yapsınlar, gözün gördüğü, cebin hissettiği gerçeği, mutfağın gerçeğini gizleyemeyecekler.” (ANKA)