İranlı eylemci: Benim jenerasyonumu kandırdılar ama gençler kanmıyor

Mahsa Jîna Amini'nin öldürülmesi sonrası başlayan eylemler, devam ediyor. Tahran’da yaşayan Azra, eylemlerin sönümlenmesinden endişelenerek “Gençler boşuna ölmüş olmasın” diyor.

Kadınlar, İran'daki eylemlere saçlarını keserek destek veriyor.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İran’da, Mahsa Jîna Amini'nin öldürülmesinin ardından başlayan eylemler, iki haftayı geride bıraktı. Hemen hemen her gün sosyal medyada İran’daki eylemlere dair videolar paylaşılıyor. Son olarak eylemler üniversitelere sıçradı. Tahran Üniversitesi ve Isfahan Üniversitesi öğrencilerinin eylemlere katılmak için okul kapılarından topluca çıkış görüntüleri sosyal medyada en çok izlenen videolar arasında yer aldı.

Son gelişmelerden biri de sanatçı Şervin Hacıpur’un eylemlere destek niteliği taşıyan ‘Beraye’ isimli şarkısını yayınlaması sonrası gözaltına alınması oldu. Sunucu ve yönetmen Mehran Mudiri de geçtiğimiz günlerde ülkeye giriş yaptığı sırada pasaportuna el konularak gözaltına alındı. Mudiri de eylemcilere destek veren video yayınlamakla suçlanıyor.

Eylemler sırasında Al-Monitor, İran İnsan Hakları Örgütü verilerine dayandırdığı haberinde şimdiye kadar 92 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı. Gözaltına alınan kişi sayısı ise binlerle ifade ediliyor. Ülkede eylemcilerin haberleşmesinin önüne geçmek için internet kısıtlamaları devreye sokuldu. Gerek birbirleri gerekse de dış dünya ile iletişim kurmakta zorlanan İranlılar, tüm bunlara rağmen sokaklarda olmaya devam ediyor.

Onlardan biri olan 42 yaşındaki Azra, Tahran’da yaşıyor. İnternet kısıtlamaları altında, zor şartlarda iletişim kurduğumuz Azra ile konuştuk.  Azra, her akşam saat yedi gibi sokağa çıktığını ve gece yarısı döndüğünü belirterek, “Her şey çocuklarımızın geleceği için” diyor.

‘HER AKŞAM EYLEMLERE KATILMAK İÇİN SOKAĞA ÇIKIYORUM’

Azra, internet kısıtlamaları nedeniyle çok zor iletişim kurduklarını bu nedenle her akşam eylemlere katılmak için sokağa çıktığını belirtiyor. Nerede eylem varsa ona katıldığını söyleyerek eylemcilere su, ilaç, maske dağıtarak destek olmaya çalıştığını ifade ediyor. Mahsa Jîna Amini'nin öldürülmesinin ülkede büyük bir öfkeye yol açtığını ve Amini’nin artık bir sembol haline geldiğini anlatırken aslında bunun ilk örnek olmadığından dem vuruyor.

İki çocuğu olan Azra, Amini için 'benim kızım sayılır' ifadesini kullanıyor. Çocuklarının geleceği için endişeli. Zira Amini’nin yaşadıklarını pek çok kadın da yaşıyor. Ona göre bu ne ilk ne de son olacak: “İran’da pek çok kadın Mahsa gibi muamele görüyor. Sadece o değil. Evet, o sembol oldu. Onun başına gelenleri herkes duydu. Ancak o kadar çok kadına baskı yapıyorlar ki, çoğundan haberiniz bile olmuyor. Aileleri tehdit ediliyor ve başına gelenleri anlatamıyorlar bile.”

‘GENÇLER TALEPLERİNDE DAHA NET, BU REJİMİ İSTEMİYORLAR’

Eylemlerde kadınların başörtüsünü çıkarıp yakmaları, saçlarını kesmeleri, ön sıralarda yer almaları dikkat çekiyor. Azra, bunu çok önemli bulsa da İran’daki tek sorunun başörtüsü olmadığını dile getiriyor. Ahlak polisinin tavrının çok sorunlu olduğunu belirten Azra, “Sadece başörtüsüne değil, ne giydiğinize bile karışıyorlar. Bu başınıza çok büyük bela açabiliyor. Büyük bir baskı var kadınların üzerinde” diyor.

Şu an sokaklarda daha çok gençlerin olduğunu söyleyerek onların çok daha net talepleri olduğunu anlatıyor: “Belli bir yaşın üstündeki grubun hedefi yok. Sokağa çıkıp ne yapacaklarını bilmiyorlar ancak gençler öyle değil. Her şeyin farkındalar. Gençleri kandırmak da kolay değil. Benim jenerasyonumu kandırdılar ve sistemi bir şekilde buraya kadar getirdiler ama gençler öyle değil. Tabi ki insanlar korkuyor. Sonuçta silah kullanılıyor. Ölen oluyor, yaralanan oluyor. Ama gençler taleplerinde daha net, bu rejimi istemiyorlar.”

‘GENÇLER BOŞA ÖLMÜŞ OLSUN İSTEMİYORUM’

Ancak Azra, eylemlerin kazanım olmaksızın sönümlenmesinden çok korkuyor. İran’da daha önce yaşanan kitlesel eylemleri hatırlatıyor ve bu eylemlerin nasıl rejim tarafından bastırıldığını, sonrasındaki gözaltı dalgalarını düşündükçe karamsarlaşıyor. Rejimin kazanması halinde benzer bir sürecin yaşanacağını dile getiren Azra, “Böyle bir şey olursa, geride kalanlar için çok daha baskıcı ve zorbalık dolu günler başlayacak. Eylemler başlayalı nerdeyse iki hafta oldu ve hala devam ediyor. Bunun sonucunda ‘ne kazanım olacak ya da olacak mı’ belli değil ama gençler bir umut yine de sokağa çıkıyor. Benim en büyük korkum, bunun da daha önceki eylemler gibi rejim tarafından bastırılması. Gençler boşa ölmüş olsun istemiyorum” diye konuşuyor.

Azra bir de çağrı yapıyor: “Her yerde bizim için destek eylemleri yapılıyor. Bunlar devam etsin, bizi yalnız bırakmayın.”  

Editörün Notu: Haberde geçen isim, güvenlik gerekçesiyle değiştirilmiştir.