YAZARLAR

İktidar Kürt seçmene ‘sürprizler’ yapar mı?

O kadar çok ‘sürpriz’ lazım ki, ‘Kürt seçmen’ herhalde ilk kez bu kadar yalnız değil gibi görünüyor. Belki de soru şöyle sorulmalı: Kim ‘sürpriz’ beklemiyor ki…

Tam bir yıl önce, “Kürt oyunu kime verir?” diye sormuş ve muhalefet cephesinden yanıtlar aramıştık. Henüz Altılı Masa, “Millet İttifakı” olmamıştı. Kürt seçmenin sandıktaki en önemli adresi olarak görünen HDP ile Masa arasında çok sayıda cevapsız soru vardı. Bir yıl sonra bugün, muhalefetin ana gövdesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı etrafında birleşmiş durumda. Parlamentoda çoğunluğu elde etmek için de herkes kendi hesabını yapıyor.

Üstelik aradan geçen bir yılda katlanarak büyüyen hayat pahalılığının ve yarası uzun süre açık kalacak Maraş depremlerinin her açıdan yarattığı tahribatın yükü de iktidarın omuzlarına binmiş durumda. Ve şimdi nihayet seçime sayılı gün kala iktidarın “Kürt seçmene sürprizleri” konuşuluyor siyaset koridorlarında.

***

‘Sürpriz’ olarak anılan ne? Fısıltı gazetesinde yazılan Altan Tan ya da Ayhan Bilgen’in AK Parti’den adaylıkları mı? Bu isimlerin adaylıkları ile ilgili iddialar dolaştı evet. Ancak iktidar cenahında bu yönde bir işaret görünmüyor. Aynı şekilde adı geçenlerin böyle bir teklifi kabul edebilecekleri yönünde bir işaret de…

O zaman ne var? Ankara Temsilcimiz Nergis Demirkaya bu ‘sürprizlerin’ neler olabileceğini sorguladığı haberinde, Hüda-Par’la muhafazakar Kürt seçmene ulaşma yönünde bir beklentinin söz konusu olduğunu aktardı. (AK Parti’nin seçim stratejisi: Riskler ve avantajlar) Bu beklentinin sonucu için elde Hüda Par’ın 2018 Genel Seçimlerinde aldığı 150 bin civarındaki oy dışında hangi veri var belli değil. İktidar cephesinde “Erdoğan’ın kampanya sürecinde daha babacan bir dil kullanması” dışında başka bir “sürpriz” emaresi ise görünmüyor.

***

Peki muhatapta, yani ‘Kürt seçmen’de böyle bir beklenti var mı? Aslında henüz ısınmaya başlayan seçim sürecinde bu soruya yanıt arayanlar için de bir ipucu var gibi. Hatırlanacaktır, çözüm sürecinin sona ermesinden sonraki her seçim öncesinde bir ‘yeniden başlayacakmış’ lafı dolaşıyordu. Nasıl dolaştığı/dolaştırıldığı bir yana, böylece oluşması hesap edilen bir beklenti vardıysa da karşılığı özellikle son İstanbul seçiminde alınamadı. Bugünse artık MHP’ye, BBP’ye eklenen Hüda-Par ortaklığı ile böyle bir beklenti yaratabilmek daha da zor görünüyor.

2019 Yerel Seçimlerinde “Öcalan mektubu” ve TRT’de Osman Öcalan röportajı ile gelmişti ‘sürprizler’ ama o da yetmedi. Şimdi yeniden ‘benzer işler’ denenir mi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP ziyareti üzerinden İYİ Parti’ye ‘terörle’ yüklenen bir propaganda dilinin 40 günde yeniden inandırıcı olabilecek kadar ‘babacanlaşması’ mümkün mü?

***

Ayrıca artık kendisi ‘sürpriz’ görünen başka bir büyük seçmen kitlesi de var iktidarın düşünmesi gereken. 7 milyon genç seçmen! Epey zamandır hakkında ‘Z kuşağı’ diye analizler, yorumlar yapılan bu genç seçmen kitlesi karşısında Cumhur İttifakı yeni ortaklarıyla ikna edici olabilecek mi? Deprem olunca yurtlarından çıkarılıp eve yollanan, online eğitime mecbur edilen üniversiteliler için örneğin? Onlar için de mi ‘sürprizler’ gelecek? İktidar cenahında bu sorulara içi rahat ‘evet’ yanıt veremeyenler olduğunu biliyoruz.

Ve ‘sürprize aç’ başka seçmen kitleleri de var:

Zam yapılmış haliyle bile maaşları asgari ücret seviyesini göremeyen emeklilere mi gelecek sürprizler?

Deprem bölgesine hayat kurtarmaya koşup dönüşte işten atıldığını öğrenen işçiye mi?

Patateste 20 liralık, soğanda 25 liralık etiket görünce ya sabır çekenlere mi?

Bir yıldır ha çıktı ha çıkacak EYT ‘sürprizi’ beklerken hâlâ ‘ilk maaş’ı göremeyenlere mi?

Depremin üzerine, sele yağmura, soğuğa, asbeste göğüs gererek yaşamaya çalışanlara mı?

O kadar çok ‘sürpriz’ lazım ki, ‘Kürt seçmen’ herhalde ilk kez bu kadar yalnız değil gibi görünüyor. Belki de soru şöyle sorulmalı: Kim ‘sürpriz’ beklemiyor ki…