İHD, Sabahattin Ali'nin akıbetini sordu: Kendisi gibi mezarı da kaybedildi

74 yıldır kendisinden haber alınamayan şair ve yazar Sabahattin Ali'nin hikayesini kamuoyuyla paylaşan İHD, “Sabahattin Ali’nin kaybedilme süreci tüm açıklığıyla gözler önüne serilmelidir” dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, gözaltında kayıpların akıbetini sormak için basın açıklaması düzenledi. Konak Eski Sümerbank önünde düzenlenen açıklamaya çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri de katıldı. Açıklamada, üzerinde gözaltında kaybedilen kişilerin fotoğrafları bulunan “Kayıplar belli failler nerede?” ve “Kayıplar vicdanındır sahip çık” yazılı pankartlar taşındı. Dernek adına açıklama yapan İHD Yöneticisi Caner Canlı, 31 Mart 1948 sabahından bu yana kendisinden haber alınamayan yazar Sabahattin Ali'nin hikayesini kamuoyuyla paylaştı.

Birçok şiiri bestelenen ve edebiyatın en önemli isimlerinden biri olan Sabahattin Ali'den, 31 Mart 1948 sabahı yurt dışına çıkmak üzere İstanbul’dan ayrıldıktan sonra bir daha haber alamadığını söyleyen Canlı, Sabahattin Ali’nin akıbetinin bugüne kadar karanlıkta bırakıldığını belirtti. Canlı, “Devletin resmi açıklaması 'Sabahattin Ali Bulgaristan’a kaçarken, milli hisleri galeyana gelen kaçakçı tarafından öldürüldü' şeklinde olsa da Albay Talat Turhan, bir üst düzey emniyet görevlisinin 'Sabahattin Ali sınırdan Kırklareli’ne getirildiğinde sorguya çekildi. Fakat konuşmadığı için sıkıştırıldı ve bu sıkıştırılma sırasında öldü. Hem de inleyerek kollarımda can verdi' dediğine tanık olduğunu söyledi” dedi.

'POLİS TARAFINDAN İZLENİYOR, YIKICI PROPAGANDA YAPMAK İLE SUÇLANIYORDU'

Sabahattin Ali'nin polis tarafından sürekli izlendiğini, “Özgür ve eşit biçimde ‘insan gibi’ yaşamak mümkündür” diyen yazıları gerekçe gösterilerek yıkıcı propaganda yapmakla suçlandığını belirten Canlı, şöyle devam etti:

“Çalışamaz, üretemez duruma getirilmişti. Yurt dışına çıkmak istiyor ama pasaport alamıyordu. Sonunda bir kaçakçıyla anlaşarak yurt dışına çıkmaya karar verdi. Ancak anlaştığı kaçakçı Ali Ertekin’in dönemin haber alma teşkilatı için çalışan bir ajan olduğundan habersizdi. Ertekin, O'nu sınırı geçeceğiz diye Kırklareli’ne götürdü. Sonrası ise bilinmezliğe terk edildi. Sabahattin Ali’nin aylar önce gömülen cansız bedeni, bir çoban tarafından 16 Haziran 1948 tarihinde Sazara Köyü ormanlık alanında bulundu. Sabahattin Ali’nin cenazesi ailesine teslim edilmedi. Yeniden defnedildiği yer açıklanmadı. Kendisi gibi mezarı da kaybedildi.”

'KIRKLARELİ'DE İŞKENCE SONUCU ÖLDÜ'

Devletin resmi açıklaması Sabahattin Ali’nin kaçakçı Ali Ertekin tarafından öldürüldüğü yönünde olsa da yakın çevresinin Sabahattin Ali’nin Kırklareli'de işkence ile sorgulanırken öldürüldüğünü bildiğini aktaran Canlı, “Sabahattin Ali'nin başına gelenler 74 yıldır tüm açıklığı ile bilinmese de onun bir devlet komplosu sonucunda öldürüldüğü ve bedeninin kaybedildiği herkesin bildiği bir sır olmaya devam etti. Eşi, kızı ve sevenleri tarafından; cansız bedeninin bulunduğu Istranca Dağları'nda 1993'de bir taş dikildi. Üzerinde 74 yıldır süren bu inkâr ve adaletsizlik artık son bulmalı; zaman aşımı zırhının arkasına gizlenmeden Sabahattin Ali’nin mezar yeri açıklanmalı ve kaybedilme süreci tüm açıklığıyla gözler önüne serilmelidir. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nde bulunan gizli dosyalardaki Sabahattin Ali ile ilgili bilgiler kamuoyuna açıklanmalıdır” diye konuştu. (DUVAR)