İHD Diyarbakır Şubesi 795. haftada sordu: 'Mehmetcan Ayşin nerede?'

İHD Diyarbakır Şubesi, 795. haftada gerçekleştirdiği eylemde Mehmetcan Ayşin'in akıbetini sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 795. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi.

Eyleme kayıp yakınları, DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı.

Çok sayıda çevik kuvvet ve sivil kolluk görevlilerinin gölgesi altında gerçekleşen eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı.

Bu hafta, Diyarbakır’da 7 Mayıs 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen Mehmetcan Ayşin'in akıbeti soruldu.

'GEÇMİŞLE YÜZLEŞİN'

Eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, şunları söyledi:

“Kayıplarımızın bulunması ve faili meçhul cinayetlerle hesaplaşılması talebimizi yeniliyoruz. İnsanlığa karşı işlenen suçların bir devlet politikası olarak, devletin birimleri tarafından organize edildi. Geçtiğimiz hafta basına yansıyan bir belgede milli güvenlik kurulu kararlarıyla Kürt iş insanlarına yönelik bazı tedbirler alınması şeklinde bilgi notları ortaya çıktı. Bu tedbirlerin akabinde gelişen olaylar tüm kamuoyunun malumu. Özelde Ankara’da 19 iş insanının yaşamını yitirmesi, genel olarak bölgede ise yaşanan kayıp ve faili meçhul cinayetler bu kararlardan bağımsız değil.  

Bugün 4 Mayıs. Dersim Katliamı’nın yıl dönümü. Devletin, Dersim Katliamı ile ilgili elinde bulunan arşivleri kamuoyuyla paylaşmaması gerçek anlamda bir yüzleşme sağlamaması, 90’lı yıllardaki kayıp ve faili meçhul cinayetleriyle, oradan bugüne kadar cezasızlık politikalarını gösteriyor. Buradan bir kez daha sesleniyoruz: geçmişle yüzleşin.”

'TÜRKİYE İŞLEDİĞİ HİÇBİR SUÇLA YÜZLEŞMEMİŞ, HESAP VERMEMİŞ VE ONARICI ADALETİ SAĞLAMAMIŞTIR'

Yılmaz'ın ardından söz alan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya ise şu ifadeleri kullandı:

“Devletler demokratikleşme sürecinde bir takım mekanizmalar işletmek zorunda. Ulus-devletler bütün inşası boyunca tekçilik anlayışından dolayı bir takım suçlar işlerler. Devletlerin demokratikleşmesinin en önemli adımları, yüzleşme, hesap verme ve onarıcı adaleti sağlamaktır. Türkiye yüzyıllık tarihi boyunca işlediği hiçbir suçla yüzleşmemiş, hesap vermemiş ve onarıcı adaleti sağlamamıştır. 

1937 yılının 4 Mayıs’ında bakanlar kurulu kararıyla Dersim’de işlenen suçların başladığı gün. '37 ve '38 yılları boyunca kaybedilen ve katledilen birçok insan oldu. Hepsini Seyit Rıza ve arkadaşları şahsında saygıyla anıyorum. Devlet, Dersim’de işlediği suçlarla ne zaman yüzleşecek, hakikatleri kamuoyuyla ne zaman paylaşacak?

90’lı yıllar boyunca devlet tekçi ideolojinin yarattığı atakla pek çok insanımızı gözaltında kaybetmiş, işkenceyle yok etmiştir. Bu insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan. Bugün geldiğimiz noktada devlet hala işlediği suçlarla yüzleşmemiş, hesap vermemiş ve bu insanların yarasını iyileştirmemiştir. Cumartesi İnsanları ve hak savunucularının verdiği mücadele olmazsa belki bugün hala gözaltında kaybetmeleri yaşayabilirdik. Eğer bugün demokrasi biraz gelişmişse bu insanların verdiği mücadele sayesindedir. Hakikat arayışını büyütmek bizim görevimizdir. Bu coğrafyada arşivler açılmadan, insanların akıbeti açıklanmadan kayıp yakınlarının acısı dinmez. Bu asla vazgeçmeyeceğimiz bir mücadeledir” diye konuştu.

Kaya'nın konuşmasının ardından söz kendisine bırakılan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz, kayıp Mehmetcan Ayşin’in hikayesini okudu. Akdeniz, şöyle konuştu:

“Mehmetcan Ayşin, Lice’nin Kılıçlı Köyünde çiftçilikle yaşamını idame etmekteydi. 5 Mayıs 1994 tarihinde köye askerler tarafından baskın düzenlenir. Yapılan baskında köyde bulunan genç/yaşlı 53 erkek gözaltına alınır. Gözaltına alınanlardan biri de Mehmetcan Ayşin’di. Baskının ertesi günü 49 kişi serbest bırakılır. Aradan geçen 6 günün sonunda Mehmetcan Ayşin dışındaki 3 kişi daha serbest bırakılır. Bunun üzerine karakola giden aileye kolluk görevlileri tarafından Mehmetcan Ayşin’in savcılığa çıkarılacağı ve oradan serbest bırakılacağı söylenir. Ancak Mehmetcan Ayşin ne savcılığa sevk edilir ne de serbest bırakılır. 

Mehmetcan Ayşin hakkında bir türlü bilgi alamayan ailesi devlet dairelerinde çeşitli girişimlerde bulunur. Aile önce DGM’ye başvuruda bulunur ancak ailenin dilekçesi işleme konulmadan geri çevrilir. Bunun üzerine OHAL Valiliği'ne başvuran aile, Lice Asayiş Komutanlığı’na yönlendirilir. Lice Asayiş Komutanlığı’na başvuruda bulunan aileye komutanlık 'söz konusu tarihte operasyon düzenlenmediğini ve adı geçen kişileri gözaltına almadıklarını' bildirir.

Tanık beyanlarına göre ise Mehmetcan Ayşin, gözaltına alındıktan sonra önce Lice Tugay Komutanlığı'nda 5 gün tutulmuş, Mehmetcan Ayşin ile birlikte gözaltına alınanların tümü işkenceye maruz kalmıştı. Mehmetcan Ayşin’in, gözaltında bulunduğu sırada, Lice Yatılı Bölge Okulu'na Bolu Tugay Komutanlığı'na bağlı birliklerin yerleştirildiği, Mehmetcan Ayşin’in de Lice Yatılı Bölge Okulu'na götürüldüğüne gözaltında bulunan diğer kişiler de tanık olur. 

Aile birçok kurum ve kuruluşa müracaatta bulunur. Ancak bu girişimlerin hiçbirinden hiçbir sonuç alınamaz. Mehmetcan Ayşin’in ailesi Mehmetcan Ayşin’in gözaltına alındığı 7 Mayıs 1994 tarihinden bugüne bir daha kendisinden haber alamaz. 

Şimdi de gözaltında kaybedilen Mehmetcan Ayşin ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”