İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu mazbatasını aldı

Seçimleri kazanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na mazbatası verildi. İmamoğlu halka seslendiği konuşmasında, "Van'da yaşanan, tam bir garabet" diyerek Abdullah Zeydan'a destek verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yerel seçimlerde yüzde 51 oyla yeniden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan İl Seçim Kurulu’ndan mazbatasını aldı.

Törende konuşan İmamoğlu, "Allah mahcup etmesin, bu şehrin insanlarına ve bu ülkenin vatandaşlarına, doğasına, havasına, yaşam kalitesine, çocuklarına, gençlerine kadınlarına hayata dair bütün unsurlarıyla çok özenli, çok nitelikli bir beş yılı bu şehre yaşatmak en büyük arzumuzdur" dedi.

İmamoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle oldu:

SORUMLULUĞUMUZUN FARKINDAYIZ: Birlikte bugün burada bulunan değerli belediye başkanlarımız, hanımefendiler, beyefendiler, sevgili basın mensupları, benim için elbette çok özel bir an. Bu anı ikinci kez yaşıyoruz ve çok mutluyum, çok onurluyum, gururluyum. Elbette sorumluluğumuzun farkındayız. Bu bağlamda bugün burada İstanbul şehrimize yakışan İstanbul gibi kadim bir kentin seçim sonrası dünyasına değer katan böylesi bir ortamın hazırlanmasından ötürü de ayrıca teşekkür ediyorum. Güzel bir an olmuştur. İstanbul halkına yakışan bir ortam sağlanmıştır. Aynı zamanda 16 milyon insanımızın mazbatası aslında bana verilen mazbata. Değeri çok büyük, sorumluluğu çok büyük.

ÇOK NİTELİKLİ BİR BEŞ YILI BU ŞEHRE YAŞATMAK EN BÜYÜK ARZUMUZDUR: Allah mahcup etmesin, bu şehrin insanlarına ve bu ülkenin vatandaşlarına ben hatta ilave yapıyorum bütün insanlığa, çünkü İstanbul sadece bu şehirde yaşayanlarının ya da ülkemizin insanlarının duyguları değil bütün insanlığın duygularının beslendiği bir kenttir. Bu bağlamda şehrin insanına, doğasına, havasına, yaşam kalitesine, çocuklarına, gençlerine kadınlarına hayata dair bütün unsurlarıyla çok özenli, çok nitelikli bir beş yılı bu şehre yaşatmak en büyük arzumuzdur.

ÖZGÜR ÖZEL'E TEŞEKKÜR: Bunu yaparken yükümüzü hafifletecek tek şey vardır; o da bütün şehrin yetenekli insanlarının dünyanın belki de en kıymetli insan kaynağının bulunduğu böylesi kadim bir şehrin her insanından her bireyinden faydalanmanın yöntemlerinin daha da yukarıya taşımak ki o da zaten çok güçlü bir demokrasi anlayışına denk düşüyor. Bu konuda da çok kararlı, çok istekli ve asla bu işin sahibi olduğunu değil, bu işin emanetçisi olduğunu ve temsilcisi olduğunu bilen bir anlayışla beş yıla talibiz. Bunu başaracağımızı çok değerli bir beş yılı geçirdiğimizi, bundan sonraki beş yılda da bu değeri arttırarak, bu bilinci arttırarak daha da iyi bir beş yılın geçireceğimize eminim. Değerli Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel olmak üzere bütün bireylerine emekçisine herkese tek tek teşekkür ediyorum. Büyük bir emek var bu işin arkasında.

ADLİYE ÖNÜNDE KONUŞTU

İmamoğlu, mazbatasını aldıktan sonra İstanbul Adalet Saray’ı önünde kendisini bekleyen halkla konuştu. 

İmamoğlu özetle şunları söyledi:

BEŞİKTAŞ'TAKİ YANGIN: Bugün bu süreç tamamlandı ve bu eşsiz şehrin bu paha biçilmez emanetin gerçekten hepimizin çok değer verdiği bu güzel şehrin sorumluluğunu bir kez daha üstlenme onuru ve gururunu yaşıyorum. Bu anlamda tabii ki en başta tüm hemşehrilerimizi 16 milyon İstanbulluya yürekten teşekkür ediyorum. Dün ne yazık ki çok talihsiz bir kaza yaşadık ve çok sayıda insanımızı kaybettik. Onun acısını yaşıyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum yakınlarına sabır diliyorum acı bir olay. İnşallah şehrimizde bu tür kazalar, bu tür kötü olayları hiç yaşamayız. Hayatımız hep güzelliklerle dolu olsun. Acılardan uzak aynı zamanda afetlerden uzak ve bizim insanlarımızı üzen olaylardan uzak bir dönemi hep birlikte yaşarız. Ben İstanbulluların 16 milyon İstanbulluların tabii ki 31 Mart'ı bir demokrasi bayramına dönüştürdüğünü de söylemek isterim. Hep birlikte bunu yaptınız. Demokratik tercihlerini bana oy vererek ya da vermeyerek ya da başka türlü tavırlarla, hiç fark etmiyor çok değerli buluyorum bu süreçteki her türlü tavrı. Elbette yanımda olan bu süreci destekleyen herkese teşekkür ediyorum. Ama başta sevgili eşime, çocuklarıma, anneme, babama kardeşime, bütün yakınlarıma teşekkür ediyorum. Çünkü onlar, başta eşim ve çocuklarım olmak üzere en fazla ayrı kaldığımız ve sürecin belki en zor anlarını yaşayan insanlar oldular. Bu manada hem geçtiğimiz beş buçuk yıla yakın zaman dilimi hem bu süreçte hem de inşallah Allah sağlık sıhhat verir ve önümüzdeki beş yılda yine çok değerli bir süreci yaşıyor olacağız.

BU ŞEHİRDE KİMSE KENDİSİNİ YALNIZ VE ÇARESİZ HİSSETMESİN:Yeni dönemde en önemli şey yine 16 milyon insanımızı eşit görerek ve yine halkın parasına, halkın çıkarı için kullanarak bu şehrin çocukları, mutlu olabilsinler diye, eşit koşullarda hayata hazırlanabilsinler diye gençlerimiz gençliklerini doya doya yaşasınlar diye geleceklerini bu şehirde görebilsinler çok çalışacağımı hepinizin huzurunda söz veriyorum. Şimdi daha çok bir araya geleceğiz, konuşacağız. Ama tekrar söyleyeyim. Gerçekten hani az önce dedim ya. Bu şehrin, annelerine, babalarının işlerinin huzurlu olduğu bir dönemi var edeceğiz. Bu şehirde kimse kendisini yalnız ve çaresiz hissetmesin diye çok çalışacağız. İstanbul'un meydanları, buluşma yerleri, parkları, sahillerinde her insanımız kardeşliği hissedecek, özgürlüğü, mutluluğu, huzuru ve gerçekten bu şehirden keyif alacaklar göreceksiniz daha iyilerini yapacağız. Önümüzdeki beş yılda şehrimizin dünyadaki konumunu çok daha yüksek seviyelere hep birlikte taşıyacağız. Aktif ve öncü bir şehir olma niteliğini daha da ön planda tutup dünyaya örnek bir şehir haline getireceğiz. Uluslararası alanda bölgesine liderlik eden, iyi duygularda liderlik eden, demokraside liderlik eden iyi yönetim anlayışında dayanışmada bilimde, teknolojide liderlik eden çok özel bir dünya kenti haline gelmeye ve daha da büyük bir noktaya taşımaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki İstanbul önüne koyduğu her hedefe ulaşabilecek bir potansiyele sahip.

VATANDAŞLA İNATLAŞMANIN ASLA VE ASLA KENDİLERİNE FAYDA VERMEDİĞİNİN FARKINA VARIRLAR: Geçtiğimiz beş yılda İstanbul'un bu Tam Yol İleri sürecini dönem dönem yavaşlatan, engelleyen girişimlere maruz kaldık bunları biliyorsunuz. Umuyorum ve diliyorum ki milletimizin seçimleri milletimizin tercihleri ortaya koyulan sonuçlar, sağduyu aynı şekilde Ankara'da merkezi idarede bulunan yöneticilere Hükümete ve Sayın Cumhurbaşkanına da bir mesaj olur ve bu işin bir masada oturmak zorunda olduğumuzun birlikte düşünmemiz gerektiğimizin, birlikte hareket etmemizin milli bir tavır olduğunu ben burada bütün yöneticilere iletiyorum. Tabii inşallah bu engelleme girişimleri bir daha olmaz inşallah buna son verirler. Hükümet ve belediye ilişkilerine işbirliğine dayalı saygılı ve özenli bir dönemi hep birlikte var ederiz temennim budur. Hem İstanbul hem ülkemiz bundan kazanır. Bu büyük bir kazanım olur. İstanbullular 31 Mart'ta bu talebi çok güçlü bir şekilde buradan bu mesajı verdi mi? Bu kadar net. Bu sesin Ankara'dan duyulacağına ve artık yanlış yaptıklarının, vatandaşla inatlaşmanın asla ve asla kendilerine de fayda vermediğinin farkına varırlar. O bakımdan biz önümüzdeki süreçte de göreceksiniz icraat, hizmet ve yatırımla dolu çok yoğun bir dönemi devam ettireceğiz. Göreceksiniz daha çok metro, daha çok altyapı yatırımları, daha çok yeşil alan, daha çok kültür, sanat ve spor yatırımları, daha çok dayanışma, daha çok sosyal destek, daha çok tarihi yapıların restorasyonu her alanda rekor düzeyde başardığımız işleri önümüzdeki dönemde çok daha fazlasını hepinizin huzurunda mazbatayı aldıktan sonra bir kez daha vadediyoruz.

 

VAN'DA YAŞANAN, TAM BİR GARABET:  Şu anda arzu etmediğimiz ve kaygılandığımız birtakım hususlar, birtakım çifte standart kararlar alınıyor. Bunları ilgiyle ve titizlikle takip ediyorum. İstanbul'un bazı ilçelerindeki bir kısım sayımlar yapılıyor ama bazı ilçelerinde aynı biçimde yapılan itirazlar reddediliyor. Van'da yaşanan, tam bir garabet. Şimdi bütün bu hususları, hassas ve titiz bir şekilde takip ediyorum. Ve bu konuda demokrasiden, haktan, hukuktan ve adaletten yana olmaktan, bu kardeşiniz asla vazgeçmeyecek, onu söyleyeyim, asla vazgeçmeyecek. Haksızlığa karşı durmayan, haksızlığı görüp de susan, dilsiz şeytan olur. Bunu unutmayın. Sevgili dostlar, bana yapılınca haksızlık, başkasına yapılınca uzaktan seyretmek, bu memleketin hiçbir insanına yakışmaz. Ben, Allah şahit, ‘Hak yemem, hakkımı yedirmem’ derken, rakibim de olsa, hakkı yeniyorsa, gidip onun elini ayağa kaldırmayan namerttir. Bu bağlamda; yapılan haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı sonuna kadar mücadelenin de bir neferi olacağını kimse unutmasın. Yani Ekrem İmamoğlu'nun işi, ‘seçim bitti, işim bitti’ değil. Benim işim yeni başlıyor.

BİR SÜRÜ İHBARLAR ALIYORUZ: Buradan bir hatırlatma daha yapacağım. Az önce haber aldım. Mesela Tuzla'da, Beykoz'da süreç uzatıyorlar. Ya bir dünya fark var Tuzla'da. Bir sürü ihbarlar alıyoruz. Bu şehri kendi malı mülkü gibi gören bazı kişiler, devretme erdemini bile gös-te-re-mez. Ne halt yiyeceklerini bilemeyiz. Bakın buradan açık çağrı yapıyorum. Birilerinin kötü niyetlerine, ekmeğine yağ sürmeyin. Tuzla'ya buradan mesaj veriyorum: Derhal arkadaşımın mazbatasını verin. Başka ilçelerde de bazı gecikmeler görüyorum, oy saydırmalar görüyorum, oyalamalar görüyorum. Yarın saat 10.30’da, Saraçhane’de çalışanlarımızla, değerli, yetkili ve katılımcı arkadaşlarımla birlikte bazı açıklamalarım ve geniş mesajlarım olacak. Dolayısıyla umut ederim bu anlamsız, bu çifte standart uygulamaları Türkiye'nin neresinde olursa olsun, Van'dan Hatay'a, Sinop'tan İstanbul'un herhangi bir ilçesine takip edeceğiz. Milletimiz adına, adaletin savunucuları olmaya devam edeceğiz kardeşim.

YARIN SABAHA KADAR BEKLİYORUM: Benim memleketimin her insanının bu anlamdaki sürecini takip etme mecburiyetim var. 16 milyon insanı adına Belediye Başkanlığı yapan bir insan milletinin hak, hukuk, adalet noktasında da takipçisi olmak zorundadır. Dolayısıyla, yarın sabaha kadar bekliyorum. Ama buradan söylüyorum. Tuzla ve diğer ilçelerimiz var. Bekletiliyor. Yok efendim pazar günü. Niye? Daha çok dosya mı gitsin diye. Başka işlemler yapılsın diye mi? Hemen verin adama görevini. Bir an önce verin. Üsküdar; verin kardeşim. Verin, niye bekliyorsunuz? Verin. Bir an önce verin. Hepsini verin. Verin, insanlarımız işine başlasın. Yaşasın demokrasi, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emaneti, bu memleketin değerleri