Hakim-savcı yardımcılığı: 'Liyakate dayanmazsa yargıya katkı sunmaz'
Barolar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı hakim-savcı yardımcılığı sistemini değerlendirdi. Hukukçulara göre; sistem liyakat esasına dayanırsa mevcut yargıya katkı sunabilir.
ANKARA- Türkiye’de en tartışmalı konulardan biri olan yargı alanına yeni bir düzenleme geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde İdari Yargı Günü ve Danıştay'ın 154. Kuruluş Yıl Dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada “Hâkim ve savcı yardımcılığı sistemini getiriyoruz” açıklamasını yaptı.
Hâkim ve Savcı yardımcılığı sistemini ‘ahilik geleneğinin temelini oluşturan usta-çırak sistemiyle’ ilişkilendiren Erdoğan, “Toplamda üç yıl süreyle yardımcı sıfatıyla görev yapacak hâkim ve savcılarımız böylece sisteme bütünüyle hâkim olacaktır. Bu yeni sistemi çok yakında fiilen başlatıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Henüz Meclis’e sunulmayan düzenlemeyle ilgili açıklamalara göre, teklifle hâkim ve savcı yardımcılığının görevlerinin sınırları çizilecek. Ayrıca hâkim ve savcı adaylığı kaldırılacak. Süresi 2 yıl olan adaylık süreci yerine 3 yıl süreli hâkim ve savcı yardımcılığı getirilecek. Barolara göre bu sistem; liyakat esasına dayanmaması halinde mevcut yargıya katkı sunmayacak.
TBB: LİYAKAT ESASINA DAYANMAMASI HALİNDE MEVCUT SİSTEME KATKI SAĞLAMAZ
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Veli Küçük’e göre bu konuda önemli olan ‘liyakat’ unsurunun sağlanıp sağlanamayacağı. Hakim savcı yardımcılığı sisteminin deneyim kazanma noktasında olumlu olabileceğini; ancak ‘likayakat’ın da burada önemli olduğunu ifade eden Küçük şunları söyledi:
“Profesyonel yargı sistemi anlamında liyakat esasından yola çıkarak yapılabilecek planlamada deneyim kazanma süreçlerini kürsüye çıkmadan yaşayabilme yönüyle katlı sağlayabilecek bir uygulama olur. Bu sistem liyakat esasına dayalı yürümemesi halinde mevcut sisteme hiçbir katkı sağlamayacak. Siyaseten iktidarın ve iktidarın ortağı MHP’nin referansları üzerinden yapılmaya devam edilmesi halinde hiçbir değişiklik getirmeyecek.”
‘BU SİSTEM TEKLİFİ, 2024 YILINDA UYGULANACAK OLAN PROJENİN PARÇASI’
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ise, “Bu sistem teklifi, 2024 yılında uygulanacak olan projenin parçası aslında” dedi, şöyle devam etti:
“2024 yılından itibaren hukuk fakültelerinden mezun olanlar artık hâkim-savcı ya da noter olmak için mesleki yeterlilik sınavına girecekler. Bu sınavı kazananlar bu meslek gruplarına geçiş yapabilecekler. Şimdi tam da bu noktada sınavı kazanamayanlar ya da kazanamayacaklar ve sınava girmeyenler yeni bir tablo oluşturdu. Adalet Bakanlığı da 'bu tablo çerçevesinde kamuda hukuk mezunları için yeni kadrolar ihdas edeceğim' diyor. Bu da hâkim ve savcı yardımcılıkları olacak."
‘ADLİYELERDE YER KALMADI, NEREYE GETİRECEKLER’
Bu sistem teklifinin, geniş bir çerçeve çizdiğini de sözlerine ekleyen Durakoğlu, eleştirilerini şöyle sıraladı:
“Öncelikle adliyelerin çoğu tıka basa dolu vaziyette. Bazı adliyelerde iki hâkim ve iki savcının aynı yerde çalıştığı odalar var. Bunların içinde nereye yardımcılarını getirecekler, bu bir muamma. Diğer bir soru da bu kişilerin ataması. Hâkim ve savcı atamalarında olduğu gibi mülakat sistemi mi uygulayacaklar? Eğer öyle olacaksa bu da ‘liyakat’ açısından sakıncalar doğuracaktır. Kendileri için elverişli olan ancak alamadıkları hâkim ve savcıları da böylesine bir kadrolaşmayla kamu içerisine sokabilme imkânına sahip olmak mı amaçlanıyor, o da önemli. Uygulamada daha iyi görünebilir.”
‘SİSTEMİN NASIL İŞLEYECEĞİ ÖNEM ARZEDİYOR’
Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Mahcemal Seyhan’a göre ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı yeni sistem; henüz çok soyut. Sistemin ayrıntılarına daha vakıf olmadıklarını ifade eden Seyhan, “Mevcut sistemde hakim ve savcıların iki yıllık adaylık süreçleri oluyor ve bu sürecin bir kısmında adliyelerde staj yapıyorlar. Uygulanması planlanan yardımcılık sisteminde doğrudan adliyelerde görev almaları halinde sorunların doğması mümkün olabilir. Sistemin nasıl işleyeceği önem arzetmektedir. Yargıya nasıl hizmet edecek, uygulamada göreceğiz.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında altı ay staj yapan hakimler 23-24 yaşında göreve başladı. Bu hakimlerin yeterliliklerine ilişkin çok fazla eleştiri bulunmaktadır. Bu sebeple yanlarında hakim ve savcı yardımcılığı yapacak hakimlerin ve savcıların mesleki tecrübesi ve yeterliliği önem arzetmektedir. Dolayısıyla sistemin ayrıntılarını görmekte fayda bulunmaktadır. Düzenlemenin ayrıntılarının belirlenmesi ve TBMM’ye sunulması halinde yargının işleyişine nasıl hizmet edeceğine ilişkin daha net bilgi verebiliriz ” dedi.
‘AÇIKLAMA HENÜZ ÇOK SOYUT’
Seyhan, şu an sadece varsayımlar üzerinden değerlendirmede bulunduklarını söyleyerek, “Eğer ki yargının hızını artıracak, hakim ve savcıların iş yükünü bir nebze azaltacaksa faydası bile dokunabilir. Uygulamanın neye hizmet edeceği ancak hayata geçirildiğinde anlaşılabilir. Cumhurbaşkanın açıklaması henüz çok soyut ve ayrıntıları belli değil. Ancak Meclis’e geldiğinde daha net açıklamalar yapabiliriz” ifadelerine yer verdi.