Başkanlar Covid-19 Çalıştayı'na katıldı

İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanlığı tarafından düzenlenen A’dan Z’ye Covid-19’un Türkiye’deki Etkileri Çalıştayı'na İYİ Parti lideri Meral Akşener'in yanı sıra İistanbul, Ankara ve Eskişehir'in belediye başkanları Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Yılmaz Büyükerşen de katıldı. Belediye başkanlarının ortak eleştirisi hükümetin kendilerinin her adımını engelleme girişimleri oldu. Mansur Yavaş "Geçtiğimiz Salı Ankara'da 17 vefat var. Ama aynı gün açıklanan rakama bakıyorum, Türkiye çapında 20-21-22 kişi var. Sadece Ankara’da 17 kişi” diyerek Sağlık Bakanlığı'nın gerçekleri sakladığını belirtti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanlığı tarafından, Zoom uygulaması üzerinden gerçekleştirilen 'A’dan Z’ye Covid-19’un Türkiye’deki Etkileri Çalıştayı'nın açılışında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, toplantı akatılan belediye başkanları ve akademisyenlere teşekkür etti. Akşener, Millet İttifakı'nın belediye başkanlarını korona döneminde yaptıkları çalışmalardan ötürü de tebrik etti.

Çalıştaya katılan üç büyük şehir belediye başkanının ortak eleştirisi hükümetin salgın döneminde belediyelerin yardım kampanyalarını engellemesi oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu, yardım kampanyasında toplanan üç milyonluk paranın hala bloke durumda olduğunu söylerken; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, “Devlet bizi yok saydı. Her engellemenin karşısında çare bulduk” dedi.

Çalıştayın “COVİD-19’un Yerel Yönetimler Üzerindeki Etkileri” panelinde, modaratör olan İYİ Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Muğla Milletvekili Metin Ergun, “Son yıllarda pandemilerin görülme sıklığı artmış, bir yüzyıl içinde dört beş tane pandemiyle karşılaştık. Geçmiş dönemlerdeki pandemiler, tarih akışını değiştirmiştir. Kısa sürdükleri için son dönemdeki pandemilerin insanlığı o kadar etkilemediği görülmektedir yalnız bu pandemi son iki yüzyıldaki pandemilerden farklıdır. İnsanlar şehirlerde yaşadığı için yerel yönetimleri etkilemiştir. Ben Muğla’da esnaf ziyareti yaptım ve onlarca kişi gördüm. Büyükşehirlerden gelmiş ve dağ evlerine yerleşmiş. Altyapılar bunlara yetişemeyecek durumdadır. Pandemi faaliyetlerinden tecrübelerini aktarırsa büyük mutluluk duyarız" diye konuştu.

YILMAZ BÜYÜKERŞEN: NAKİT AKIŞIMIZ BOZULDU, BORÇ ALDIK

Daha sonra söz alan Eskişehir Büyükşeir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “Biz tedbirli yakalandık. Mart ayında haritaya baktığınızda, Türkiye çevresinde her yerde olunca burada olmaması mümkün değildi. Belediyenin böyle bir salgın durumunda ne yapacaklarına dair personeli eğittik. Devlet pandemi ilan ettiğinde biz ne yapacağımızı biliyorduk” dedi.

İçişleri Bakanlığı’nın belediyelerin topladığı paralara el konulmasını eleştiren Büyükerşen, “İhtiyaçları olanlar bizlere telefon etsinler diye yeni kanal açtık. Üzüldük. Belediyenin bütçesinde ödenek vardı ama ekonomik sıkıntıların derdine derman olacak miktar da yoktu. Bizdeki sıkıntı ulaştırmada çıktı. Travmay şebekesi olan bir şehir. Hep dolu gidip gelirdi. Pandemiden kaçmak isteyen öğrenciler için sağdan soldan buluşturup memleketlerine gönderdik. Bütçede nakit akışımız bozuldu. Gelirlerimiz vardı. Yasal olarak bize verilmesi gereken ödenekler vardı, büyük kesintiler yapılmaya başlandı. Özgelirlerimiz de azaldı. Travmayları ve otobüsleri tercih eden olmadı. Biz şebekeleri genişletilmesi için dış kredi aldık. Dış kaynaklı iç bankalardan aldığımız borçlar ile karşımıza büyük paralar çıkardı. Hazine’den yardım istedik. Ne yazıkki el vermek isteyen vatandaşlarımızın engellenmesi içimizi acıtan konulardan birisi oldu” diye konuştu.

İMAMOĞLU: SEFERBERLİK OLMADI

İmamoğlu da “Sürecin tam ortasındayız. Çaresinin nasıl bulunacağını bilmediğimiz bir dönemle karşı karşıyayız. Ülke olarak bu süreci yönetmek konusunda çok da başarılı olmadığımızı ifade edebilirim. İyi bir sınav vermiyoruz. Mücadele noktasını daha iyi noktaya getirebilirdik. Sağlık çalışanlarının başarısının altını çizmek gerekir, her şeye rağmen büyük başarıdır. Maalesef pandemi meselesiyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarında dünyada ilk sıradayız. Sağlık çalışanlarının da haklı çağrıları var. Kulak verilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Türkiye’nin planlama, eşgüdümlü çalışma ve şeffaf yönetime ihtiyaç olduğu belirten İmamoğlu, “Yaptıklarımıza çok kısa değineceğim. 11 büyükşehir belediyesi olarak eşgüdümlü çalışabilmek adına çok kez bir araya geldik, birbirimize katkı sunduk. Başarımızın önemli noktasıydı. Bununla da kalmadık, eşgüdümlü çalışma noktasında Belediyeler Birliği’ne çağrı yaptık ama cevap dahi alamadık. İşte bu büyük bir zaafiyet. Seferberlik dediğiniz şey de hep birlikte kilitlenirsiniz ama bu olmadı” dedi.

İstanbul’da 1 milyon 400 bin aileye destek verdiklerini vurgulayan İmamoğlu, “Tüm kısıtlılığa rağmen bütçemizi artırarak dokunduk. Kimi zaman gücümüz yetmedi ama gücümüzün yetmemesinden öte birbirini destekleme modeliyle yardımlaşma kampanyaları düzenledik. Askıda fatura çalışmamızı çok başarılı buluyorum, hala da devam eden bir uygulamadır. Sadece oradan 180 bin ailenin faturası ödendi. Tüm bu kampanyalar kıymetliydi, maalesef kazalar da yaşadık. Sayın Genel Başkan’a da mahcubiyetimiz de var. Üç milyonluk kısmı bloke edilmiş durumda. Bu deneyimler çok acı. Bu bloke ile toplumun vicdanı sızlıyor, yardım yapanların vicdanı sızlıyor. Bu yazık günahtır diye en yetkililerine ifade ettim. Gün sonunda bizim ortaya koyduğumuz dayanışma ruhu, toplumu birbirine bağlayan bir unsura dönüştü. Milletimizin sabrına büyük katkı sunduk” diye konuştu.

AKŞENER: BU ABİLER ATTAYA GİDECEK 

İmamoğlu’nun sözlerine gülerek ek yapan Akşener, “İki belediyeye 45’şer bin verdim. Emekli maaşımdan ödedim ama kocamdan da borç aldım. Ben 28 Şubat sürecinde de 150 bin lira para ödemiştim. Eşim nefret ettiği işle kredi ödedi. Bu iki 45 bin liranın sonucunda da bu abilerin hepsi attaya gidecek” dedi.

MANSUR YAVAŞ: HÜKÜMET BİZİ HİÇ ARAMADI

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, COVİD-19 salgınının başında kriz masasını topladıklarını ve sokağa çıkma yasağını ön gördüklerini söyledi. Yavaş, şöyle konuştu:

“Yapılması gereken ne varsa hazır bekledik. Hükümet başlarda bir şey yaptı ve bizi hiç aramadılar. Sonra umreden gelen vatandaşların karşılanması lazım, belediye otobüsü lazım. Bunu ben açıklamadım: Konteyner koydum, ‘gelen herkesin ısısını ölçelim’ dedik. Kaldırttılar bize. Kavga olmasın diye açıklamadık, sonra polisler ateş ölçmeye başladı. Toplumun önüne Covid tartışması çıkarmak istiyorlar, biz yoksul insanlara bir fazla nasıl yardım yapabiliriz diye düşündük. Çünkü devlet bunu yapmadı, bizi yok saydı. Her engellemenin karşısında biz çare bulduk. Hem de yasal yönden itiraz edilmeyecek şekilde…

Sonuç itibariyle biz de Ankara’da 500 bin aileye ulaştık. Birden bire akşam sokağa çıkma yasağı oluşturuyor. Pazarcılar hazırlamış, sabah 6’da gidecekler. İşte orada biz devreye girdik. Herkesin dar anında belediyeyi yanında görmüş oldu. Bize de tecrübe oldu. Gelirlerimiz azaldı, zaman zaman üçte iki oranında azaldı. Biz bütün fedakarlıkları yaptık. Ankara’nın tümünü dezenfekte ettik. Seçildiğimizden beri il müdürlükleri hayırlı olsun ziyaretine bile gelmedi. Bize yanıt vermediler. Bizi yok sayarlarken İl Sağlık Müdürlüğü’nü de biz dezenfekte ettik. Milletimiz düğünden, cenazeden vazgeçmiyor, bir araya gelmekten vazgeçmiyor. Hala hastalığa inanmayan var. Ben korkutmak gerektiğini de düşünüyorum. Ayrıca hükümet değişikliğinin kara tablo oluşturmayacağını, onlardan daha iyi kadro olduğunu gördüklerini düşünüyorum.”

Açıklanan rakamların gerçekten uzak olduğunu anlatan Yavaş, şunları kaydetti:

"Ankara'da toplam 563 kişi öldü. Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulsun. Adana, İstanbul, İzmir, Ankara belediye başkanlarından bir günlük rakamları istesinler. Sonra açıklanan rakamlara baksınlar. Rakamları az açıklamanın kime ne faydası var. Bence tam tersi olmalı. 30 vefat varsa 100 demeli. Yoksa vatandaşlarımız ne düğünden, ne sünnetten vazgeçer. Biraz ikna ile biraz korkutarak, biraz zorlamayla bu tedbirlere ağırlık vermek zorundayız yoksa gerçekten altından kalkamayacağız.  Geçtiğimiz Salı 17 vefat var. Ama aynı gün açıklanan rakama bakıyorum, Türkiye çapında 20-21-22 kişi var. Sadece Ankara’da 17 kişi.”

" (ANKA)