Varlık Fonu denetimi: 'Paralel devlete gidiliyor'

Türkiye Varlık Fonu’nun 2018 yılı denetim raporu görüşüldü. Kamuya ait kurumların değerlerini artırmak amacıyla kurulan fonda başta Çay-Kur olmak üzere varlıkların zarar ettiği iddialarının gündeme geldiği komisyonda şirketin CEO’su Zafer Sönmez, “80 milyona, Varlık Fonu’nda içilen suyun, çayın eğer hesabını biz veremiyorsak gece yatarken önce kendi vicdanımıza sorarız” dedi. Varlık Fonu yöneticileri Erdoğan ve Albayrak’ın katılmamasının eleştirildiği toplantıda CHP’li Mehmet Bekaroğlu, “Bu gerçekten paralel bir devlet yapısına, paralel bir maliyeye doğru gidiyor. Buradan ne memlekete ne size bir hayır çıkar” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye Varlık Fonu’nun 2018 yılı malî tabloları ve faaliyetleriyle ilgili denetim raporları TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Şirketin yönetiminin en üst kademesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın olduğunu hatırlatan komisyon üyeleri siyasi temsilcilerin denetim toplantılarına gelmesini talep etti.

Varlık Fonu bünyesinde yer alan bazı şirketlerin denetim raporları için gerekli bilgileri açıklamadığını belirten komisyon üyeleri, merkezi denetim elemanlarının Çaykur, THY, TCDD gibi şirketlere ait zarar ve borçlarına ilişkin neden hiçbir tespitinin olmadığını sordu. Denetim raporuna ilişkin eleştirilerini dile getiren CHP’li Mehmet Bekaroğlu, “Cumhurbaşkanı da bu denetimi yaptıranlar da Varlık Fonu da görevini yapmamıştır. Bu gerçekten paralel bir devlete, paralel bir devlet yapısına, paralel bir maliyeye doğru gidiyor. Bunlar doğru değil. Buradan ne memlekete bir hayır çıkar ne size” dedi.

ALBAYRAK’IN TOPLANTIYA ÇAĞIRILMASI TALEP EDİLDİ

Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Zafer Sönmez’in komisyon toplantısında bulunmasının yeterli olmadığını beliren HDP’li Garo Paylan, siyasi muhatapların da toplantılara katılması gerektiğini ifade etti. TVF’nin yönetiminin en üst kademesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bulunduğunu hatırlatan Paylan, TVF Yönetim Kurulu Başkanvekili, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın da toplantıya çağırılmasını talep etti.

İYİ Parti Milletvekili İsmail Tatlıoğlu da, Denetleme Kurulu Başkanı’nın da Türkiye Varlık Fonu Başkanı’nın da Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatarak bu durumun “denetlemenin ruhuna aykırı olduğunu” belirtti.

Komisyon Başkanı Lütfi Elvan ise Sönmez’in yetkin bir bürokrat olduğunu ifade ederek yöneltilen sorulara cevap vereceğini belirtti. Sönmez’in yetkinliğine dair “laf etmedik” diyen Paylan, “Siyasetçiler siyasi tercihleri sorgularlar. ‘Niye bunu aldınız? Niye bunu yaptınız?’ diye. Siyasi tercihtir, siyasi tercihi biz sorgulayamamış olacağız” dedi.

VARLIK FONU’NA MALEZYA ÖRNEĞİ: BAŞINDA DEVLET BAŞKANI VAR

Yaşanan tartışmaların ardından sunum yapan TVF CEO’su Zafer Sönmez, Malezya’daki varlık fonunun da başında devlet başkanının olduğunu söyledi. Türkiye Varlık Fonu’nu uluslararası benzerleriyle rekabet edecek hâle getirme, uluslararası anlamda finansal kuruluşlarla da uzun vadeli ilişkiler kurma amaçlarının olduğunu söyleyen Sönmez, “Bunun ötesindeki ana amacımız Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomisindeki yapısal sorunların çözümüne dönük yatırım stratejileri geliştirmektir” dedi.

‘SERMAYENİN KAÇTIĞI ÜLKE FİNANS MERKEZİ OLAMAZ’

Sönmez’in sunumunun ardından söz alan HDP Milletvekili Garo Paylan, sunumda geçen “İstanbul Finans Merkezi çok önemli merkez olacak” ifadelerine karşı çıktı. Paylan, “Türkiye hukuk devleti olma iddiasından geriye düştü ve nasıl ki insanların burada can güvenliği, mal güvenliği yoksa sermaye de kendisini güvende hissetmiyor ve bu anlamda sermaye Türkiye’ye gelmiyor. Tam tersine kaçıyor. Yani son bir yılda on milyarlarca doların Türkiye’den çıktığını çok iyi biliyoruz. Sermaye gelmiyor, kaçıyor. Sermayenin kaçtığı bir ülke finans merkezi olamaz” dedi.

‘CUMHURBAŞKANI DA DENETİMİ YAPTIRANLAR DA GÖREVİNİ YAPMAMIŞTIR’

TVF CEO’su Sönmez’in sunumunu eleştiren CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, “Sayın Genel Müdür, öyle bir şey ortaya koydunuz ki Varlık Fonu olmadan evvel devlet yokmuş, çürümüş, gitmiş, dökülmüş, bitmiş” dedi.

Fonun bütçe tezkeresinin Meclis’e Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla geldiğini hatırlatan Bekaroğlu, “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde Meclis acayip bir prestij kazanacaktı. Yok, Meclis yok yani formalite icabı, genel müdür gönderiliyor Meclise ve sunuluyor, hızlı bir şekilde konuşun geçsin deniliyor” diye konuştu.

Denetim raporuna ilişkin de eleştirilerini sıralayan Bekaroğlu, “Cumhurbaşkanı da bu denetimi yaptıranlar da Varlık Fonu da görevini yapmamıştır. Bu gerçekten paralel bir devlete, paralel bir devlet yapısına, paralel bir maliyeye doğru gidiyor. Bunlar doğru değil arkadaşlarım. Buradan ne memlekete bir hayır çıkar ne size” dedi.

‘BOTAŞ BİRÇOK BİLGİYİ BAĞIMSIZ DENETÇİLERE VERMEMİŞ’

CHP Milletvekili Süleyman Girgin, “Cumhurbaşkanlığına bağlı çalışan merkezî denetim elemanlarının Varlık Fonunu denetlemeleri sağlıklı ve tarafsız bir şekilde sağlanamaz. Kendi idari amirlerinin yönetim kurulunda olduğu bir şirketi hakkaniyetle nasıl denetleyebileceklerdir?” diye sordu, şirketin kuruluşundan bu yana geçen yaklaşık üç buçuk yılda genel kurul yapmama sebebine yanıt istedi.

VARLIK FONU, YOKLUK ÇEKMİŞ!

Bağımsız denetim yapan özel firmanın Halkbank, BOTAŞ, Eti Maden ve PTT’yle ilgili çeşitli aykırılık tespitleri, muhasebe kayıtlarında mutabakatsızlık ya da bilgi temin edememe sorunları tespit etiğini hatırlatan Girgin, “Merkezi denetim elemanları bu konuda neden detaylı bir açıklama almamışlardır” diye sordu. 2015’te 22 milyon TL, 2016’da 82 milyon TL kâr eden Çaykur İşletmeleri’nin, 2017 yılında Varlık Fonu'na geçmesinin ardından 2017’de 267 milyon TL, 2018’de 657 milyon TL, 2019’da ise 635 milyon TL zarar ettiğini ifade eden Girgin, “Yani Varlık Fonu âdeta yokluk çekmiş” dedi ve şu sorunun yanıtını istedi:

“Çaykur’un 1,5 milyar lira zararına ek olarak, banka borcu 1,4 milyar TL'den 3,4 milyar TL'ye çıktı. Aynı dönemde Türk Hava Yolları'nın borcu yüzde 107 artarken, TCDD borcu son 1 yılda yüzde 349, Kayseri Şeker'in borcu ise yüzde 292,8 yükseldi. Söz konusu dikkat çekici borç ve zarar kalemleri hakkında merkezi denetim elemanlarının neden hiçbir tespitleri yoktur?”

TVF CEO’SU SÖNMEZ: KÖY ÇOCUĞUYUM

Milletvekillerinin sorularına yanıt veren TVF CEO’su Sönmez, yapılması planlanan projelere ilişkin toplumun nabzının ölçülüp ölçülmediği sorularına, “Ben on beş yıl tarlada çalışmış bir köy çocuğuyum, annesi babası öğretmen olan bir memur çocuğuyum. Onun için çevre, kamu faydası…” yanıtı verdi.

Bakış açılarını, “Burada, 80 milyona, Varlık Fonu’nda içilen suyun, çayın eğer hesabını biz veremiyorsak bir şekilde gece yatarken öncelikle kendi vicdanımıza sorarız” diyen Sönmez, “Göreve başlayalı yaklaşık yirmi ay oldu, Eylül 2018, bugün itibarıyla Haziran 2020’deyiz. Bizim amacımız Varlık Fonu’nu bu ülkenin gurur duyacağı, uluslararası standartlarda bir kurum hâline getirmek” dedi.

‘BU COĞRAFYA PARANIN BULUNDUĞU COĞRAFYA’

Komisyon üyelerinin İstanbul Finans Merkezi Projesi yatırımına dair eleştirilerine de yanıt veren Sönmez, projenin faaliyette olmadığını, 2022 yılının birinci yarısında bitirileceğini belirterek şunları söyledi:

“Biz konuya hiçbir zaman inşaat olarak bakmadık. Ben şahsen inşaat işinden de çok anlamam. Bizim için önemli olan ekosistem. Mevzuata gelmeden önce inşaat konusunu hemen çözmemiz gerekiyordu ve orası rayına girdi. Bunun üzerine bir katman daha koyacağız -ekosistemden önce- mevzuat regülasyonu. Yani buranın rekabetçi özelliği ne olacak? Bu coğrafya, paranın bulunduğu coğrafya. Bizans’tan bu yana bankacılık sisteminin olduğu ve bir şekilde finansal sistemin oluştuğu bir coğrafya. Biz o tarihi tekrardan Türkiye’nin en büyük şehrine, İstanbul’a getirip bu ülkeyi rekabetçi noktaya getirmeye çalışıyoruz. Hatalarımız olabilir ama bu işin tamamen amacı budur.”

‘MİLLİ PİYANGO'YU SATMADIK AT YARIŞINI DA SATMAYACAĞIZ’

Komisyon üyesi Garo Paylan, at yarışlarıyla ilgili Varlık Fonu’nun hedefleri arasında “Sektördeki yasa dışı bahisleri kontrol altına almak” ve “Sektörü büyütmek” olduğunu söyledi. “At yarışlarını vatandaşımız daha çok oynasın, sektörü büyütsün” ifadesinde kamu yararı olmadığını savunan Paylan, “Tamam, at yarışı oynamak isteyen insanlarımız da olabilir ama bir kamu şirketi kumarı büyütmeyi hedefleyemez” ifadelerini kullandı.

“At yarışlarında kaç kişi çalışıyor biliyor musunuz?” diyen Sönmez şöyle yanıt verdi:

“Bugün, haralarda 75 bin kişi çalışıyor. Bakın, bunlar da genelde doğu kökenli vatandaşlarımız, aileleriyle beraber en az 500 bin kişilik bir nüfustan bahsediyoruz. Bizim burada iki tane amacımız var. Birincisi, bu lisanslar kuruluşunda Varlık Fonu’na devredilmiş. Devredilmesinin sebebi, buradan bir değer yaratılması ama sizin anladığınız şekilde değil. At yetiştiriciliği kültürel olarak bu toplumun içinde olan ve at yetiştiriciliği ile at bahsi yan yana yürüyen işler. Yani bunu öldürürseniz bu ölüyor. İkincisi, 40-50 milyar TL’nin üzerinde kayıt dışı bahis var bu ülkede. İddaa’da olan modelin aynısını biz yapıyoruz. Yani Millî Piyango'yu satmadık at yarışını da satmayacağız. Bunun sahibi Türkiye Varlık Fonu'dur."