Sağlık çalışanlarının desteğe ihtiyaçları var

Çok sayıda korona virüsü vakasına rastlanan sağlık çalışanları eksikliklerin artık giderilmesini istiyor. En riskli grup yoğun bakım hemşireleri. Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Ayda Kebapçı, "Desteğe çok ihtiyaçları var. Emekleri görünür olmalı. Onları çok iyi korumamız lazım" diyor. SES yöneticisi Aydın Erol da kalacak yer, ekipman eksikliği ve çalışma saatlerinin uzunluğu gibi sorunlara dikkat çekiyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR – Korona virüsü nedeniyle hastanelerde canla başla çalışan sağlık çalışanları yeterli önlemler alınmadığını söylüyor. Özellikle 601 sağlık çalışanın test sonucunun pozitif olarak açıklanmasının ardından birçok sağlık çalışanı hastalığı ailesine bulaştırmamak için konaklama talebinde bulunuyor. Bir diğer sorun ise N-95 maskelerin yetersizliği. SES Aksaray Şube Yöneticisi Aydın Erol, “Enfekte olma tehlikesi yaşıyoruz” derken çalışma saatlerinin 12 saate düşürülmesi için çağrı yaptı. Hastalarla en çok temas halinde olan yoğun bakım hemşireleri de eksikliklerin giderilmesini istiyor.

Korona virüsü tanısı konmuş hastalarla en çok yoğun bakım hemşireleri temas halinde. Durum böyle olunca sağlık çalışanları içerisinde en riskli çalışma grubu içerisinde yoğun bakım hemşireleri yer alıyor. Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Ayda Kebapçı, mevcut durumda sıkıntıların artmış olduğunu söyledi. Kebapçı, kişisel koruyucu ekipmanlara ulaşmakta sorun yaşandığına dikkat çekerken, “Bu ekipmanları yeterli sayıda kullanamayan arkadaşlarımız var” diyor ve ekliyor: “Yoğun bakım çalışanları çok riskli bir durumda. Onlar en ön saflarda yer alıyor. Bunların çok iyi korunması lazım. Malzemelerin yeterli olduğu kurumlarımız var ama bu malzemeleri idareli kullanarak kendini riske atmak zorunda kalan arkadaşlarımız da mevcut. Biz bir an evvel bu eksiklerin tamamlanmasını istiyoruz. Bir maskenin kullanım ömrünü aşarak bu maskeyi kullanmak zorunda kalanlar var. Ya da bir maskeyi nasıl dezenfekte edebiliriz diyenler var. Sağlık çalışanlarının bu sıkıntılarla uğraşmamaları gerekiyor.”

'YOĞUN BAKIM HEMŞİRESİ GÜNDE 10 KEZ ODAYA GİRİYOR'

Kebapçı, yoğun bakım hemşirelerin bu konuda çok önemli işler yaptığını söyleyerek, “Yoğun bakım hemşirelerimizi toplum yeni yeni tanımaya başladı” dedi.

“Bu süreçte yoğun bakım hemşirelerimizin önemi ve değeri anlaşılacaktır” diyen Kebapçı şunları anlattı: “Bir hekim yoğun bakım odasına günde belki bir kez ya da iki kez giriyor ama yoğun bakım hemşiresi yoğun bakım odasına günde en az 10 kez giriyor. Biz moral ve motivasyon desteği açısından meslektaşlarımızın görünür olmasını istiyoruz. Desteğe çok ihtiyaçları var. Emekleri görünür olmalı. Onları çok iyi korumamız lazım. Yoğun bakım hemşireleri çok yoğun eğitimlerden geçiyor. En iyi yoğun bakım hemşiresi en az 5 yılda yetişir. Hiçbir yoğun bakım hemşiresini kaybetmememiz gerekiyor. Onların yerini dolduracak kalifiye hemşiremiz yok. Onlara uygun sağlıklı beslenme şartları, konaklama, dinlenme aralıkları yaratılmalı. Vardiya süreleri çok uzun. 16 saat çalışan yoğun bakım hemşirelerimiz var. Bu da hastalığa maruz kalmak demek. Vardiya saatleri maksimum 12 saat olmalı. Detaylı önerilerimizi bakanlığa ileteceğiz. Çünkü süre uzadıkça hemşirelerin koruyucu elbiselerin içerisinde kalmalarına neden oluyor. Bunların içinde ne kadar uzun süre kalınırsa risk o kadar artıyor. Bu durum aynı zamanda hastalar için de büyük riskler barındırıyor.”

'ENFEKTE OLMA TEHLİKESİ YAŞIYORUZ'

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İstanbul Aksaray Şube Yöneticisi Aydın Erol ise henüz istenildiği düzeyde ekipman sorununun giderilmediğini söylüyor. Erol, bu durum için, “Ekipmanlar rastgele önümüze atıldı. Bunları kullanıyoruz” dedi.

Hastanelere gönderilen maskelerde değişiklikler olduğunu söyleyen Erol merdiven altı üretilen maskelere dikkat ettiklerini belirtti. N-95 maskelere ihtiyaçları olduğunun altını çizen Erol şöyle devam etti: “N-95 maskeler konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Bunların eksikliğinden kaynaklı bu maskeleri 2 gün kullanmamız isteniyor. Böyle olduğu zaman da enfekte olma tehlikesi yaşıyoruz.”

'BİLMEDİĞİMİZ BİR SÜRECE GİRDİK'

Erol, çok sayıda sağlık çalışanın virüs kaynaklı vefat etmesi ve çoğu sağlık çalışanın karantinaya alınmasından dolayı şu an test sonuçları beklenilen arkadaşları olduğunu da söyledi. Erol, bu durumun birçok hekimde ve diğer sağlık çalışanlarında psikolojik etkiler yarattığını ifade ederek şöyle devam etti: “Bu nedenlerle sahadan çekilen sağlık çalışanları da oldu. Sağlık çalışanları çok yoğun çalışıyor. Servislerde çalışan hemşireler hiçbir eğitimden geçirilmeden bir gün sonra Covid - 19 hastalarına bakım için gönderildi. Hem psikolojik durumlarının uygun olmaması hem de bu virüse yakalanmış sağlık çalışanı sayısının fazla olmasından dolayı inanılmaz endişeliler. Bu insanlar kalacak yer sorununu çözemedikleri için ailelerine virüs bulaştırma endişesini de yaşıyor. Bir diğer sorun ise hastalarla birebir temas eden sağlıkçıların çalışma saatlerinin uzun olması. Hastanelerde 24 saat çalışma şekli yaygın olarak devam ediyor. Dikkat eksikliği ve yorgunluk nedeniyle virüs bulaşma riskleri artıyor. Dünya Sağlık Örgütü çalışma saatlerinin 6 saate indirilmesini söylüyor. Çünkü 12 saat çalışmanın ardından bulaş riski katlanıyor. Bu da motivasyonumuzu düşürüyor. Çalışma saatleri 12 saate indirilmeli. Çeşitli hastanelerde sağlık çalışanlarının hayatını kaybetmesi nedeniyle bunun da psikolojik yansıması başladı. Bilmediğimiz bir sürece girdik. Biz bu sürece tam uyum sağlayamadık.”