Altıntaş'ın ev arkadaşı: Olayın doğru olduğunu öğrenince ağlamaya başladım

Rus büyükelçi Karlov'u öldüren Mevlüt Mert Altıntaş'ın ev arkadaşı Sercan Başar savunma yaptı. Başar, "Olayın doğru olduğunu öğrenince ağlamaya başladım" şeklinde konuştu. Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilirken tutuksuz sanık Abdulsamet Kekeç hakkında tutuklanmaya yönelik yakalama emri çıkarıldı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Rus büyükelçi Andrey Karlov suikastıyla ilgili 13'ü tutuklu 28 sanığın yargılanmasına devam edildi. Karlov’un öldürüldüğü serginin organizatörü olan tutuklu sanık Mustafa Timur Özkan savunmasında, ABD'deki bir şirket hesabına 100 bin dolar göndermesinin nedenini, "Bu şirket, uzaya adam götüren bir şirketti. Ben de uzaya giden ilk Türk olmak için bu parayı gönderdim" dedi.

Suikastı öğrenince şaşırdığını söyleyen Altıntaş'ın eski ev arkadaşı Sercan Başar, "Ne yapacağımı şaşırdım ve ağlamaya başladım. İşyerine gitmeye karar verdim. Burada beklerken terör şubeden olduklarını söyleyen iki polis geldi ve bana, 'Emniyete konuyla ilgili toplantı var, senin bilgine başvuracaklar' dediler. Daha sonra yapılan sorgulamadan gözaltına alındığımı öğrendim ve iki yıldır cezaevindeyim" ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkemeye gelmeyene tutuksuz sanık Abdulsamet Kekeç hakkında ise tutuklanmaya yönelik yakalama emri çıkarıldı.

Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov'un, Ankara'da 19 Aralık 2016 tarihinde katıldığı sergide, polis memuru Mevlüt Mert Altıntaş tarafından öldürülmesiyle ilgili Ankara 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü celsesi, sanık savunmalarıyla devam etti.

'MEVLÜT ÖRGÜTE KÜFÜR EDİYORDU'

Duruşmada ilk olarak suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş ile aynı çevik kuvvet birliğinde çalışan eski polis tutuklu sanık Hasan Tunç dinlendi.

Savunmasında suçlamaları kabul etmeyen Tunç, "Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne atandığımda FETÖ ile ilgili soruşturmalar başladı. O dönem kimse 'FETÖ’cüyüm' demiyordu. Herkes örgüte küfür ediyordu. Hatta Mevlüt Mert Altıntaş da konu açılınca küfür ederdi" diye konuştu.

Mevlüt Mert Altıntaş ile çevik kuvvette üçüncü birliğe atandığı zaman tanıştığını anlatan Tunç, "O ve Sercan Başar da üçüncü birlikteydi. Ayrıca ben onlarla aynı mahallede oturuyordum. Mevlüt ve Sercan’ın namaz kıldığını gördüğümden kendilerine güvenim olmuştu” dedi.

'SERGİ PROJESİ BENİM, YAPILMASI TALEBİ RUSLARDAN GELDİ'

Daha sonra suikastın işlendiği "Kaliningrad’dan Kamçatka’ya" sergisinin organizasyonunu yapan tutuklu sanık Mustafa Timur Özkan savunma yaptı. "FETÖ ile irtibatlı olduğu, Karlov’a suikast kararı alındıktan sonra Rusya Ankara Büyükelçiliği yetkililerine, Karlov’un da katılacağı bir fotoğraf sergisi düzenleme önerisinde bulunduğu" iddia edilen Özkan, suçlamaları reddetti.

Özkan, "Sergiyi FETÖ’nün talimatıyla organize etmekle suçlanıyorum. Bu iddia doğru değil. Bu sergi için hiç kimseden talimat almadım. Sergi ve suikast birbirinden bağımsız iki süreçtir. Sergi projesi benimdir, yapılması talebi Ruslardan gelmiştir. Suikastı kimin yaptırdığını bilemem. Benim bildiğim sergiyi FETÖ’nün yaptırmadığıdır. Sergiyi ben yaptım. Bunu yaparken de hiçbir yerden talimat almadım" şeklinde konuştu.

Sergi tarihinin 20 Aralık'ta Rusya'da düzenlen Rusya, Türkiye ve İran arasında düzenlenecek olan zirvenin bir gün öncesine alınması için Rus yetkililere yazdığı mailler hatırlatılan Özkan, daha önce 16'sında planlanan açılışın 17'sine alındığını, bu tarihin Cumartesi gününe denk gelmesi nedeniyle Rus yetkililere bilgi vermek için mail attığını söyledi.

'TAKİP OLAYI TAMAMEN BENİM DIŞIMDADIR'

Saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş’ın, "tarafgiradam" adlı Twitter hesabını takip ettiği ve saldırganla bu hesap üzerinde haberleştikleri iddiasına Mustafa Timur Özkan, "Bu takip olayı tamamen benim iradem dışındadır. Kendisiyle Twitter’da haberleşmedik. Serginin ilk açılış tarihinin ertelendiğini Mevlüt Mert Altıntaş bizzat ÇSM’ye gelerek öğrenmiştir. Benim söylemem mümkün değildir" yanıtını verdi.

'UZAYA GİDEN İLK TÜRK OLMAK İSTEDİM'

Hesap hareketlerinde 2 milyon 400 bin lira tespit edildiği, ABD’li bir şirkete 100 bin dolar para gönderdiğinin belirlendiği hatırlatılan Özkan'a, bu paranın kaynağı soruldu.

"İfademde de bahsettiğim gibi gayrimenkul yatırımları yaptım" diyen Özkan, "Bu paraları mesleğim dışında bu işlerden kazandım. ABD'ye gönderdiğim 100 bin dolar; bu şirket, uzaya adam götüren bir şirketti. Ben de uzaya giden ilk Türk olmak için bu parayı gönderdim. O dönem Türkiye’den üç kişi başvuru yapmış ve para göndermişti. Benim çocuğum yok. Dünya malı dünyada kalır mantığı ile hareket edip gözümü karartıp gönderdim" yanıtını verdi.

'TELEFONKOLİK BİR KİŞİYDİ'

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş'ı "FETÖ'ye kazandırdığı, radikalleşmesini sağladığı" iddia edilen ev arkadaşı eski polis Sercan Başar savunma yaptı. İzmir Rüştü Ünsal Polis Meslek Yüksek Okulu'nda iken "öğrencileri FETÖ evlerine götürdüğü" iddiasını reddeden tutuklu sanık Başar, kendisinin de bir arkadaşının davetiyle bu eve iki kez gittiğini ileri sürdü.

Altıntaş'la 2 yıl ev arkadaşlığı yaptığını söyleyen Başar, "Bu süre zarfından 3 kez seçim, birkaç defa da Ankara'da terör saldırıları oldu. Bu olayların hepsinde görev yaptık. Neredeyse eve uğramıyorduk. Mevlüt Mert Altıntaş tabir yerindeyse 'telefonkolik' bir kişiydi. Hiç sohbet etmez sürekli telefon ve laptopla uğraşırdı. Evde namaz kılan, sigara dahi içmeyen biriydi. Sigara içtiğini ilk kez olaydan iki ay önce şubede çardakta gördüm" dedi.

'EV ARKADAŞI SÖYLEMİ YANLIŞ'

Haberlerde ve iddianamede kendisi "saldırganın ev arkadaşı" ifadesinin yanlış olduğunu savunan Sercan Başar, "2016 Mayıs ayında ev arkadaşlığımı bitirdim. Bu süreçte eşimle tanışıp evlendim. Yani olaydan aylar önce ben bu kişiyle ayrıldım. Radikalleşmesinde benim hiçbir etkimin olmadığı açıktır. Bu süreçte kendisiyle neredeyse hiç görüşmedim. Altıntaş'ın örgütsel anlamda maneviyatını yükselttiğim yönündeki suçlamalarda bu nedenle yersiz" ifadelerini kullandı.

'OLAY GÜNÜ HASTAYIM DİYEREK İŞE GELMEDİ'

Olay günü Mevlüt Mert Altıntaş'la çalıştıkları şubede görüştüklerini anlatan Başar, "O gün trafik kontrol görevlisi olarak şubede nöbetim vardı. Altıntaş'ın da aynı yerde kimlik kontrol görevi vardı, ancak gelmedi. Altıntaş, yine aynı yerde görevli olan Muhammet Sait Kara'yı arayarak, hasta olduğunu, rapor aldığını, yerine nöbetçi ayarlamasını söylemiş. Saat 10.00 sıralarında Altıntaş elinde raporla şubeye geldi. Onu görünce, 'Neden rapor alıyorsun, hallederdik' şeklinde şeyler söyledik. 'Çok hastayım' dedi. Bu şekilde bir görüşmemiz oldu" şeklinde konuştu.

'BİRİLERİ ŞAKA YAPIYOR DİYE DÜŞÜNDÜM'

Mesai bittikten sonra, eşinin Polatlı'da ailesinin yanında olduğu için Altıntaş'ı aradığını, istiyorsa eve gelebileceğini söylediğini aktaran sanık Başar, şöyle devam etti:

"Ancak gelemeyeceğini söyledi. Ben de mahalledeki camiye gidip sohbet dinlemeye karar verdim. Metroya bindim ve bu sırada cep telefonumda haber sitelerinde Rus Büyükelçiliğine yönelik saldırı haberini gördüm. Telefon çekmediği için detayını okuyamadım. Metrodan inip cami bahçesine girdiğimde, haberle ilgili detayları ve Mevlüt Mert Altıntaş'ın fotoğraflarını gördüm. Şok oldum. Birileri şaka yapıyor diye düşündüm. Bu sırada telefonun şarjı bitince eve gittim. İbrahim isimli bir arkadaşımı aradım, olayın doğru olduğunu söyledi. Şok halindeydim hala. Ne yapacağımı şaşırdım ve ağlamaya başladım. İşyerine gitmeye karar verdim. Burada beklerken terör şubeden olduklarını söyleyen iki polis geldi ve bana, 'Emniyete konuyla ilgili toplantı var, senin bilgine başvuracaklar' dediler. Ancak daha sonra yapılan sorgulamadan gözaltına alındığımı öğrendim ve iki yıldır cezaevindeyim."

Suçlamaları kabul etmediğini belirten Başar, tahliyesini ve yargılama sonunda beraatini istedi.

KEKEÇ HAKKINDA YAKALAMA KARARI

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Heyet, dava sürecinde mahkeme huzurunda hazır bulunmayan tutuksuz sanık Abdulsamet Kekeç hakkında tutuklanmaya yönelik yakalama emri çıkarılmasını kararlaştırdı.

Duruşma, 11 Şubat'a ertelendi. (ANKARA/DHA)