Gündem Çocuk Merkezi Koordinatörü: Çocuk istismarında başvuracağımız mekanizma yok

8 yaşındaki Eylül ile 3 yaşındaki Leyla'nın hunharca öldürülmesi infial yaratırken sosyal medyada bazı kullanıcılar çocuk hakları konusunda çalışan Gündem Çocuk Derneği'nin OHAL KHK’sıyla kapatılmasını hatırlattı. Derneğin Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Ezgi Koman çocukları hedef alan şiddeti ve tepkileri değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA -  Ankara ve Ağrı’da kaybolan 8 yaşındaki Eylül ile 3 yaşındaki Leyla’nın uzun süren arama faaliyetleri sonucu cansız bedenlerine ulaşıldı. Kaybolan çocukların haberlerinin arttığı son günlerde özellikle sosyal medyada çocuklara yönelik şiddet ve istismara karşı çok sayıda paylaşım yapıldı. İdam ve kimyasal kastrasyon (hadım) taleplerinin dillendirildiği sosyal medyada bir kesim de çocuk hakları alanında raporlar ve politikalar üreten Gündem Çocuk Derneği’nin kapatılmasını hatırlattı.

‘EN KÖTÜSÜ DE BİR SÜRE SONRA SÖNÜYOR’

Olağanüstü hal (OHAL) kapsamında çıkarılan 677 sayılı KHK ile aralarında Gündem Çocuk Derneği’nin de bulunduğu 375 dernek kapatılmıştı. Derneğin Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörlüğünü yapan çocuk gelişim uzmanı Ezgi Koman’a göre insanların özellikle sosyal medyadaki tepkilerinin nedeni iki cinayetin toplumda infial, büyük öfke yaratmış olması. Dönem dönem çocuklara yönelik şiddet ve istismarın benzer şekilde yoğun olarak gündeme geldiğini hatırlatan Koman, “Çocuklara yönelik şiddet ve istismar olayları üst üste olunca toplumda bir infial yaratıyor, büyük öfke, tepki doğuruyor. Ancak bu tepki ne yazık ki bir süre sonra sönüyor. Uzun süredir sistematik olarak çocuk ölümleri görünür değil. Eylül ve Leyla’nın önce kaybolması sonra ölü olarak bulunması gibi çok can yakan olaylarda toplumda infial, büyük tepki yaratıyor. Bu bir yandan olumlu bir şey.. Ancak bu öfke ile insanlar vicdanını sosyal medyada verdikleri tepkilerle, “idam” talepleriyle rahatlatıyor. Gündem Çocuk Derneği kapatılmadan önce Türkye’de yaşanan bu çocuk ölümlerini yani çocuğun yaşam hakkı ihlallerini izleyerek sistematik olarak göstermeye çalışıyordu, raporlar hazırlıyor ve bu ölümleri görünür kılarak politikalar öneriyordu” ded

'ÇOCUĞUN BAŞVURABİLECEĞİ MEKANİZMA YOK'

Özellikle sosyal medyada birçok kullanıcı çocuklara yönelik şiddet ve istismara karşı idam cezasını ve kimyasal kastrasyonu istediklerine dair paylaşımlar yapıyor. Her hunharca işlenen hunharca cinayetin ardından ölüm cezasının gündeme geldiğini söyleyen Ezgi Koman, Gündem Çocuk ilk günden itibaren ölüm cezasına ve kimyasal hadıma karşı oldu. Koman şunları söyledi:

“Tüm dünyadaki örneklerine bakınca görüyoruz ki cezalar yükseldikçe çocuğa yönelik cinsel şiddet azalmıyor. Toplumda yaratılan bu tepkiyi karşılık vermek için karar vericiler popüler şekilde, hatta bahane olarak ölüm cezasını ve kimyasal kastrasyonu gündeme getiriyor. Ölüm cezası yaşam hakkı ihlalidir. Dernek olarak hiçbir politikamızda ölüm cezasını önermedik. Neden çocuklar şiddete maruz kalıyor, yaşamlarını kaybediyorlar? Bu soruya yanıt vermek önemli.. Politikaların temelini bu oluşturmalı. Şiddet gücün kötüye kullanılmasıdır ve ortaya çıkmak için hiyerarşik ilişkiler ister. Çocuk tüm toplumda her zaman en güçsüz durumda konumlanıyor. Her zaman şiddetin de mağduru oluyor. Bu güç ilişkisi, çocuklar üzerinde kurulan tahakküm ilişkisi, çocukları nesneleştiren ilişki bicimi kırılmadağı sürece çocuğa yönelik şiddet yeniden yeniden yaşanacaktır, tıpkı kadına yönelik şiddette olduğu gibi. LGBTİ’leraçısından da aynı örüntüler işliyor. Bu güç ilişkilerini değiştirmedikçe şiddet meselesini ortadan kaldırmak mümkün görünmüyor. Algı değişine kadar yapılması gereken ve yapılabilecek pek çok şey de var. Ceza politikaları ile yaklaşmak yeterli de değil doğru da değil... ‘İnsanlar ne kadar ceza verirsek o kadar iyi’ gibi görüyorlar. Ama kimse önleyici politikalara kafa yormuyor. Kafa yoranları da kapatıyorlar. Önleyici politikalarla çocukların bu tür ihlallere maruz kalması engellenmeli. Bunun da çocuklar için başvuru mekanizmasından, çocuğa yönelik suçların cezasız kalmamasından, erken uyarı izleme sistemlerine, çocuk dostu güvenli kentlerin oluşturulmasına kadar pek çok yöntemi var…Bugün çocuğun başına gelen herhangi bir olayda güvenli, başvurabileceği mekanizma yok.”

‘ÇOCUKLAR FOTOĞRAFLARLA NESNELEŞTİRİLİYOR’

Sosyal medyada bir kesimin de duyarlılık gösterilmesini istediği konu, hayatını kaybeden çocukların fotoğraflarının paylaşılmaması içindi. Paylaşanların çoğu, acılarını öfkelerini yansıtma aracı olarak sosyal medyayı kullanıyordur diye Koman, “Fotoğraf paylaşıp paylaşmama konusunda vereceğimiz kararda düşüneceğimiz şey kendi öfkemiz değil, yaşamını kaybeden çocukların yakınları, sevdikleri olmalı. Paylaşılan her fotoğraf şiddeti yeniden üretiyor. Yalnızca öldürülmüş çocukların değil aslında çocuk fotoğraflarının gündelik hayatta paylaşılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Çocuklar aslında yetişkinlerin paylaştıkları fotoğraflarla nesneleştiriliyor. Anne ve babalar çocuklarını fotolarını rahatlıkla paylaşıyor… Çünkü çocuklar ebeveynlere aittir gibi bir algı var. Bunlar da bu algının sonucu… Ancak zaten bu yaklaşım yani çocuğu hak sahibi, bağımsız birey olarak göremeyen bu yaklaşım çocukları şiddete açık ediyor…

Öte yandan çocuklar yalnızca yabancılardan değil aile içerisinde de şiddete maruz kalıyorlar.  Bunların hepsi ayni güç örüntüleri içerisinde ilerliyor” diye konuştu.