İran Cumhurbaşkanı Beştepe'de

Hasan Ruhani bugün Ankara'da Astana sürecinin devamı niteliğindeki üçlü zirveye katılacak. Üçlü zirve saat 15.00'te başlıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani dün akşam Ankara Esenboğa Havalimanı'na indi. Ruhani'yi, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli resmi törenle karşıladı. Ruhani bu sabah da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından resmi törenle kabul edildi. Ruhani, Suriye savaşıyla ilgili Astana Barış Süreci'nin devamı kapsamında Ankara'da Rusya'nın da dahil olduğu üçlü zirveye katılacak. Ruhani ve Erdoğan gerçekleştirilecek üçlü zirve öncesinde de görüştü.

Ankara'daki zirve, Suriye'nin başkenti Şam'ın hemen doğusunda yer alan Doğu Guta'nın kontrolünü 2012'den beri elinde tutan cihatçı grupların buradan tahliyelerinin tamamlanmak üzere olduğu bir döneme denk geliyor. Suriye'de özellikle 2015 yılından itibaren başlattığı hava saldırılarıyla bölgede daha aktif hale gelen Rusya, ülkenin batısındaki Hmeymim hava üssünün işletmesini Ağustos 2015'te Suriye rejimiyle imzalanan anlaşmayla devraldı. 24 Kasım 2015'te bir Rus savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesiyle patlak veren kriz, Haziran 2016'da Erdoğan'ın Putin'e yazdığı mektubun ardından kademeli olarak aşıldı. Türkiye'de 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından ABD ile soğuyan ilişkiler, Washington yönetiminin PYD/YPG'ye verdiği destek karşısında krize dönüştü.

ASTANA SÜRECİ BAŞLIYOR

Rusya'yla krizin aşılması ve ABD'yle gerilimin giderek artmasının ardından Türkiye, Rusya ve İran arasında Suriye'de işbirliği için uzun soluklu bir işbirliği yapıldı. Bu işbirliğinin ilk adımı, 2016 yılı Aralık ayı sonunda ilan edilen ateşkes oldu. Askeri hedeflere büyük ölçüde ulaşıldığı gerekçesiyle birliklerinin önemli bir kısmını Suriye'den çekme kararı alan Rusya, siyasi çözüm çabalarına hız verilmesi için düğmeye bastı.

2017 yılına Suriye'nin geniş bölgelerinde kısmi ateşkesle girildi, 23-24 Ocak tarihlerinde de Kazakistan'ın başkentinde ilk Astana toplantısı gerçekleştirildi. ABD'nin gözlemci olarak davet edildiği toplantıya Türk, Rus ve İran temsilcilerinin yanı sıra Suriye rejimi ve silahlı muhalefetin temsilcileri katıldı. Türkiye ile Esad rejimi ve Esad rejimiyle silahlı gruplar arasındaki gerginliklerin gölgesinde geçen toplantı, doğrudan görüşmeseler de Suriye hükümeti ve silahlı muhalefeti ilk kez bir araya getirmesi açısından tarihi önem taşıyordu. İki günlük toplantı sonrasında yayınlanan bildiride Suriye'de ilan edilen ateşkese uyumun gözlenmesi için üçlü mekanizma oluşturulması kararlaştırıldı ve siyasi çözüm vurgusu yapıldı.

İRAN ÜÇÜNCÜ GARANTÖR OLDU

Astana'da Şubat ayında ikinci, Mart ayında da üçüncü tur görüşmeler gerçekleşti. Ana konular ateşkesi izleme mekanizmalarıydı. Rusya ve Türkiye'ye ek olarak Mart ayında İran'ın da ateşkeste üçüncü garantör ülke olması kararlaştırıldı.

Mayıs'taki dördüncü tur görüşmelere çatışmasızlık bölgeleri damga vurdu. Garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran'ın imzaladığı mutabakatta İdlib vilayeti genelinde, Halep, Hama, Humus, Lazkiye, Dera ve Kuneytra'nın bazı kesimlerinde ve başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması kararlaştırıldı.

RUSYA'NIN KÜRTLER ÇIKIŞI

Devlet Başkanı Esad'ın siyasi geleceği konusunda Türkiye ile Rusya ve İran arasındaki görüş ayrılıkları ise sürüyor, Türkiye'nin Suriye topraklarındaki varlığından rahatsız olan Şam yönetimiyle zaman zaman gerilimler yaşandı. Esad Mayıs ayında yaptığı açıklamada Erdoğan'ı "IŞİD ile aynı ideolojide olmakla" suçladı, "Astana sürecinde Rusya ve İran'ın Suriye'deki 'meşru devletin', Türkiye'nin ise 'teröristlerin' garantörü olduğunu" söyledi.

Astana görüşmelerinin beşinci turu Temmuz ayında yapıldı. Bir önceki turda kararlaştırılan çatışmasızlık bölgelerinin sınırlarının kesinleştirilmesi için ortak çalışma grubu oluşturulması kararlaştırıldı. Temmuz sonunda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un "Suriyeli Kürtlerin yeni anayasanın hazırlanması sürecine katılması gerektiği" yönündeki açıklaması Ankara ile Moskova arasında PYD konusunda aylarca sürecek diplomasi trafiğinin habercisiydi.

Eylül'de yapılan altıncı tur görüşmelerde, dördüncü ve son çatışmasızlık bölgesi ilan edilen İdlib ön plana çıktı. Üç garantör ülkenin çatışmasızlık bölgelerinde gözetim için ortak bir koordinasyon merkezi kurması ve bu bölgelerde her ülkeden 500'er olmak üzere toplam bin 500 gözlemci konuşlandırılması kararlaştırıldı. Ekim ayında ilk Türk askeri birliklerinin İdlib'e girdiği bildirildi.

Ekim ayı sonunda Astana toplantılarının yedinci tur görüşmeleri yapıldı. Esirlerin, rehineler ve öldürülen savaşçıların takası ile kayıpların aranması gibi güven artırıcı önlemler üzerinde duruldu. Bu tura damgasını vuran ise sonraki haftalarda özellikle Türkiye ile gerginliğe yol açacak olan Rus önerisi oldu. Rusya Kasım ayı ortasında Suriye'deki tüm etnik grupları içeren bir "halk kongresi" toplanması planını ortaya attı. PYD'nin davet edilip edilmeyeceğiyle ilgili haftalar sürecek bir tartışma başlamış oldu. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Soçi'de 18 Kasım'da yapılması planlanan kongreye davet edilen Kürt gruplar arasında PYD'yi de sayınca Türkiye ile yoğun diplomatik görüşmeler yaşandı, kongre ertelendi.

22 Kasım'da Türkiye, Rusya ve İran liderleri Soçi'de zirve buluşması gerçekleştirdi. Üç liderin ortak basın toplantısında Erdoğan önceliğin "terörist grupların süreçten dışlanması" olduğunu vurgularken Putin "Suriye'deki bütün kesimleri temsil edecek bir toplantı düzenlenmesi" konusunda mutabık kalındığını açıkladı. Putin'in Türkiye'ye PYD dışındaki Kürt temsilcilerin kongreye katılması formülünü önerdiği ve Ankara'nın bu formüle sıcak baktığı medyaya yansıdı. Zirve sonrasında ayrıca yeni bir anayasa hazırlanması ile serbest ve adil seçimlerin düzenlenmesinde anlaşıldığı duyuruldu.

Aralık'ta Astana'da sekizinci tur görüşmeler gerçekleştirildi. Suriye heyeti başkanı Beşar Caferi, Türk ve ABD askerlerinin derhal ülkeden ayrılmasını talep ederek dikkat çekti. PYD'nin Ulusal Diyalog Kongresi'ne katılımı konusu yine gündemdeydi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Astana öncesinde yaptığı bir açıklamada Rusya'ya PYD dışında kongreye katılabilecek Kürt grupların listesini verdiklerini, bu gruplarla temas halinde olunduğunu bildirmişti. Sonuçta Astana'dan bir hafta sonra 30 Ocak 2018'de düzenlenen kongrede PYD temsilcileri yer almadı.

AFRİN VE DOĞU GUTA'YA OPERASYON

2018 yılına girildiğinde temaslar daha da yoğunlaştı. Erdoğan-Putin telefon görüşmesinden bir hafta sonra Türk Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan Moskova'da temaslarda bulundu. 20 Ocak'ta Türk ordusunun Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) savaşçılarıyla Afrin'e harekatı başladı. Suriye ordusu da Şubat ayında Doğu Guta'daki muhaliflere yönelik kapsamlı operasyon başlattı, her iki operasyon da Batı ülkelerinde yoğun tepkiyle karşılaştı.

16 Mart'ta Astana'da bir araya gelen Türkiye, Rusya ve İran dışişleri bakanları, 4 Nisan'daki liderler zirvesi için hazırlıkları ele aldı. Türkiye'nin Afrin operasyonu ve Suriye ordusunun ablukasındaki Doğu Guta'daki insani dramı gündemde öne çıktı.

Astana'da dokuzuncu turun Mayıs ayı ortalarında yapılması öngörülüyor. (Dış Haberler)