Ertuğrul Kürkçü: Meclis'in medyadan farkı kalmayacak

HDP, Doğan Grubu'nun satışının ardından çoğulcu medya koşullarının yaratılması için Meclis araştırması talep etti. Önergeyi Genel Kurul'a taşıyan Kürkçü "Tek yönlü bir haber akışı karşısında Meclis'i göreve çağırıyoruz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Meclis Genel Kurulunda, partisinin medyadaki tekçiliğin, demokrasi açısından yaratacağı sorunların araştırılması amacıyla sunduğu önergesi üzerine söz aldı.

Kürkçü "Şu an Türkiye medyasında ortaya çıkmış bulunan tekel durumunun, halkın bilgi edinme hakkını ve gazetecilerin editöryal bağımsızlıklarını ortadan kaldıran, tek yönlü bir haber akışının ve tek yönlü bir bilgilendirme rejiminin Türkiye'ye egemen olmuş olması karşısında Meclis'i göreve çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

Doğan Grubu'nun Erdoğan Demirören'e satılmasını değerlendiren Kürkçü "Bu durumu içine sindiren bir Meclisin durumu, medyanın durumundan daha farklı olmayacaktır. Yani, bir siyasi merkezin egemenliği altında, onun yönlendirmesi altında kendi kaderini kendi ellerinde tutmayan, sadece ve sadece hakim tepelerden yönlendirilen, yürütmenin bir aparatı haline gelmiş olan bir Meclis, yürütmenin aparatı haline gelmiş olan bir medyayı tamamladığı takdirde, Türkiye faşizmin kapısından geçecek demektir." ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)

 


HDP'den medyadaki tekçiliğe ilişkin Meclis Araştırması

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, 'medyadaki tekçiliğin, demokrasi açısından yaratacağı sorunların tüm boyutlarıyla araştırılması ve çoğulcu medya koşullarının yaratılması için yürütülecek politikaların belirlenmesi' amacıyla Meclis araştırması talep etti.

Beştaş,  medyanın insan haklarına dayalı, çoğulcu demokratik bir toplumun gerçekleşmesi yolunda önemli yapı taşlarından biri olduğunu kaydetti. Özellikle Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli çoğulcu yapısı gözetildiğinde, çok sesliliğin demokratik yaşamın vazgeçilmez bir gerekliliği olduğuna işaret eden Meral, "Türkiye’de çoğulcu medya, çok seslilik, muhalif özgür yayıncılık her zaman tehdit ve tehlike altında olmuştur. İktidara gelen her yönetim ilk icraat olarak ülkedeki medyayı, tüm basın yayın alanını kontrol ve baskı altına alma yoluna gitmiştir. Böylece medya aracılığıyla kendisinden hesap sorulmasını, icraatlarının denetlenmesini engellemeye çalışmıştır" dedi. (Haber Merkezi)