Şile'de batan gemi 15 gün önce su almış

İstinye Tersanesi ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nde görev yapmış olan Ali Güney, Şile'de batan geminin 15 gün önce su aldığının söylendiğini aktardı. Güney, "İkinci kaptan geminin 15 gün önce su aldığını ama o kadar önemli olmadığını söylüyor. Gemide sintine valfleri vardır. Bunlar arıza yapmış olabilir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gemlik Limanı’ndan aldığı demir cevherini Karadeniz Ereğlisi'ne götürmekte olan “Bilal Bal” isimli 78 metre uzunluğundaki koster, önceki gün sabaha karşı Şile açıklarında battı. Gemide bulunan 11 mürettebatın tamamının hayatını kaybettiği sanılıyor.

Geminin böyle bir yükü taşımaya elverişli olmadığı eski bir gemi olduğu iddia edildi. Bu kaza ile ilgili olarak İstinye Tersanesi ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nde çalışmış halen Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Merkez Birliği Başkanı olan Ali Güney’le konuştuk. Güney, bu tür facialara nelerin yol açtığını aktardı. Ali Güney, batan geminin kesinlikle böyle bir yükü taşıyacak kapasitesinin olmadığını söyledi.

Ali Bey siz uzun süre tersanelerde de görev yaptınız. Batan geminin yapısını biliyorsunuz. Acaba gemideki bütün mürettebatın hepsinin kaybına yol açacak kadar hızla batmaya ne yol açmış olabilir?

1974 yapımı bayağı yaşlı bir gemi. Öncelikle bu geminin en son hangi tersanede tamir gördüğünü, saçlarının değişip değişmediğini bilmek gerekiyor. Bilmem hatırlıyor musunuz yine aynı rotada Türkiye adlı bir gemi batmıştı. O da demir cevheri taşıyordu. Bu tip gemilerde, saçın kendi kendine erimesi olayı gerçekleşir. Geminin bakımlarının iki yılda bir, en geç dört yılda bir yapılması gerekir. Bu bakımların yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz.

Peki bu bakımların yapılması yasal bir zorunluluk mudur?

Evet zorunludur. İki yıl veya dört yılda bir kontrollerin yapılması gerekiyor. Geminin ikinci kaptanının kızının bize söylediği bir şey var. İkinci kaptan geminin 15 gün önce yine su aldığını ama o kadar önemli olmadığını söylüyor. Gemide sintine valfleri vardır. Bunlar arıza yapmış olabilir. İçeriye su almış olabilir. Kaynaklardan dolayı, yatay ve dikey kaynaklar vardır, bunların röntgeninin çekilmiş olması lazım. Hele saç işlemi yapılmışsa mutlaka röntgeninin çekilmiş olması lazım. Kaçak var mı yok mu diye.

Daha önce de Büyükada açıklarında karaya oturduğu şeklinde iddialar var. Size gelen bir bilgi var mı?

Firma onu inkâr etmişti. Ama marin trafikte bu tespit edildi. Fakat soruşturma yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz.

Peki bu geminin bir anda insanlar filikalara binemeden hızla batması mümkün müdür? Demir yük taşıması bunda etken olabilir mi?

Muhakkak var. Normalde bizim tersanecilikte bir deyim vardır. Çift cidarlı gemiler ancak böyle yükleri taşıyabilirler. Yani iç ve dış kaplaması olan gemiler gerekiyor. Bu tarım ürünü taşıdığı zaman da böyledir. Bu cevherlerin suyu almaması lazım. Geminin taşıdığı yükün cüruf ya da demir tozu ham maddesi olduğu söyleniyor. Eğer bu madde suya değip çekmişse kendi ağırlığından daha fazla ağırlığa ulaşır. Benim tahminim bu gemide (kesin olarak bilemiyoruz) makine dairesi ile yaşam mahalli arasında saç atması gerçekleşmiştir. Çünkü bir gemi ancak bu kadar hızla batabilir.

Çok büyük bir hızla insanlar filikalara binemeden batmış olabileceğini mi düşünüyorsunuz?

Evet. Ama şöyle bir durum var. Bu olay sabaha karşı üç buçuk dört arası olmuş. Bu saatte nöbetçilerin dışında diğer mürettebat uyuyordur. Dümenin başında güverte lostromosu veya ikinci kaptan vardır. Makine dairesinde ise bir eleman vardır. Yani en fazla iki üç kişi ayaktadır. Benim tahminim yaşam mahalli ile makine dairesi arasında bir saç atmasıdır. Ve ufak bir saç atması değildir. Yani altı metre ya da dört metrelik bir saçın atması gerekir ki bu sonuç gerçekleşsin. Bu çıkışı kapatmıştır. Tabi ne olduğunu kesin olarak bilmiyoruz.

Bu tip gemilerin demir cevherini taşıyamayacağını mı düşünüyorsunuz?

Bana göre taşıyamaz. Taşımaması gerekir. Bunların kara ve deniz muayeneleri vardır. Ayrı, ayrı yapılır. Liman başkanlıklarında sorvey kurulu vardır. Onlar da bakar, denize elverişlilik belgesini öyle verirler. Fakat çürümüş bir sistemin içindeyiz. Çantacı diye tabir ettiğimiz kişilere gemi sahibi veya şirket yetki verir. Geminin limandaki bütün işlerini bu adamlar takip ediyor. Bu adamlar da bu işleri para karşılığı yapıyorlar.

Yani ciddi bir muayene verilmeden raporlar veriliyor mu diyorsunuz?

Verilebilir. Kimsenin günahını almak istemem ama veriliyor. Sektörde böyle problemler var.

Bugün yeni gelen bir bilgi de birinci kaptanın gemide olmadığı ara limanda indiği şeklinde. Birinci kaptan olmadan gemi yola çıkabilir mi?

Mümkünü yok. Eğer öyleyse bunun hesabını verirler. Gemi limandan ayrılırken nasıl bir belge düzenlendi bilmiyorum. Ama gemi kaptanı ayrıldıysa yerine birinci kaptan alınmalıydı.