Doğan Satmış: Meslektaşlarım serbest bırakılmalı

Cumhuriyet Gazetesi eski Yayın Danışmanı Doğan Satmış, 26 Aralık'ta görülecek olan Cumhuriyet davasında tanık olarak dinlenecek. Gazeteye verdiği söyleşinin iddianameye girmesi üzerine açıklama yapan Satmış "Meslektaşlarımın serbest bırakılması gerektiğini anlatacağım" açıklaması yaptı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhuriyet Gazetesi eski Yayın Danışmanı Doğan Satmış,  eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve MİT TIR'ları haberine ilişkin verdiği söyleşinin, ek delil olarak dava dosyasına girmesi üzerine açıklama yaptı.

Satmış yazılı açıklamasında "Gazetecilerin, gazetecilik faaliyetlerinden tutuklanmalarını kabul etmem mümkün değildir. Tutuklanan arkadaşlarımın bir an önce serbest bırakılmalarını istiyorum ve bunun için mücadeleye devam edeceğim" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının yargılandığı davanın 4'üncü duruşması dün görüldü. Mahkeme Başkanı duruşmanın başında, gazetenin eski yayın danışmanı Doğan Satmış'ın verdiği röportajın dava dosyasına girdiğini söyledi.

Satmış kendisine yönelen eleştirilere 6 maddeyle cevap verdi;

Röportajın yayımlanmasından sonra bazı kesimlerin “Saldırı Kampanyası"na muhatap olduğumu üzüntüyle izliyorum. Bazı açıklamaları yapmak zorunlu hale geldi:

1- Öncelikle şunu ifade edeyim: Demokratik toplumlarda gazeteciler, yazdıkları haberler nedeniyle asla tutuklanmazlar. Türkiye'deki tüm tutuklu gazetecilerin de serbest bırakılması şarttır. Ben de yıllardır bunun gerçekleşmesi için çaba harcıyorum.

2- Cumhuriyet gazetesi, Türkiye için olmazsa olmaz bir kurumdur. Buna hep inandım. Orada bulunduğum 16 aylık sürede de bu bilinç içinde özveriyle çalıştım.

3- Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklu oldukları dönemde, serbest bırakılmaları için yapılan kampanyaya aktif olarak katılmış, bazıları kaçınırken Umut Nöbeti'ni rahmetli Mete Akyol'dan sonra ikinci gün ben tutmuştum.

Cumhuriyet davasında tahliye talepleri reddedildiCumhuriyet davasında tahliye talepleri reddedildi

4- Yargılanan gazetecilerle “Husumet" içinde olduğum söyleniyor. Oysa yapı olarak herhangi bir husumet içinde olmam mümkün değildir. Bir önceki Cumhuriyet Davası’na da gitmiş, meslektaşlarımın serbest kalması için ve meslektaş dayanışması içinde izlemiştim. Sadece evrensel gazetecilik ilkelerinden yanayım.

5- Beni en çok güldüren ise, bir zamanlar yönetiminde bulunduğum Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden gelen açıklama oldu. Yıllar önce Cemiyet yönetim kurulundan niye istifa ettiğim gazete arşivlerinde var, merak eden bakabilir. Bana saldırının temelinde hâlâ bu olayın acısının olduğunu düşünmekten kendimi alamadım.

6- Kimseye husumet beslemem  ve  "etik gazetecilik"ten taviz vermeyi düşünmem. 26 Aralık'ta tanıklık ederken, meslektaşlarımın serbest bırakılması gerektiğini de anlatacağım.