İstanbul'daki yağmurlar iklim değişikliğiyle bağlantılı

Çok sayıda uzman bugünkü sağanak yağışlarla iklim değişikliği arasında güçlü bir bağlantı olduğunu düşünüyor. İklim değişikliği aktivistleri 'hızla harekete geçilmeli 'diyor

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çok sayıda uzmana göre İstanbul'da bugün yaşanan aşırı yağışlarda giderek artan iklim değişikliği krizi de rol oynuyor olabilir. En son yayınlanan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 5. Değerlendirme Raporu'nda “Kentlerde, iklim değişikliği ile ilişkili riskler (artan deniz seviyeleri, fırtınalar, ısıl stres, aşırı yağışlar, iç bölge ve kıyı seller, heyelanlar, kuraklık, susuzluk artışı, su kıtlığı) artıyor ve bu risklerin, insanların (ve onların sağlığı, yaşam alanları ve varlıklarının) ve yerel, ulusal ekonomiler ile ekosistemler üzerinde geniş olumsuz etkileri bulunmaktadır” deniliyor. 2014 yılında çıkan, “2013 Yılının Aşırı Hava Olayları” adlı raporda, Türkiye’nin de bulunduğu Güney Avrupa bölgesindeki yoğun yağışların iklim değişikliği ile ilgili olduğunu gösteren bulgular yayınladı. Bu raporda, anormal yağışların olduğu 2013 kışıyla iklim değişikliği arasında bağlantı kuruluyordu.

Uzun zaman önce yapılmış olan bilimsel araştırmalar iklim değişikliğinin Akdeniz bölgesinde yaz aylarında aşırı yağışların şiddeti ve boyutunda artışa neden olacağını gösteriyor. İklim değişikliğinin aşırı yağışları nasıl etkileyeceğini gösteren çalışmalar, Akdeniz havzasının iklim değişikliğine karşı özellikle savunmasız olduğunu ortaya koyuyor.

19 FARKLI ŞEHİRDE BÜYÜK EKONOMİK KAYIPLAR YAŞANACAK

Türkiye’de iklim değişikliği ve aşırı hava olayları arasındaki bağlantıyı ortaya koymayı hedefleyen araştırma sayısı giderek artıyor. 2017 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Ahmet Öztopal “Aşırı Yağışlar, Türkiye için iklim değişikliği senaryo değerlendirmesi” çalışmasında iklim değişikliğinin Türkiye’deki etkilerini inceledi. Çalışmada, yakın gelecekte (2060 yılına kadar), iklim değişikliği yüzünden, İstanbul’un da bulunduğu bölgede, aşırı yağışların artacağı iddia ediliyor. Benzer bir biçimde, iklim kaynaklı afetlerin İstanbul’un da aralarında bulunduğu 19 şehirde önemli ekonomik kayıplara yol açacağını söyleyen akademik yayınlar da bulunuyor. Bu metinler arasında Mart 2017’de yayınlanan bir çalışmaya göre “İstanbul ve İzmir iklim değişikliği yüzünden en çok mali kayba maruz kalacak ilk üç şehir arasında gösteriliyor. İstanbul, 2030 yılında, yıllık ortalama 201 milyon dolar hasar ile yüz yüze kalacakken, bu rakam, fosil yakıtlardan vazgeçilmez ve dolayısıyla iklim değişikliği durdurulamaz ise, 2100 yılında yıllık 10 milyar dolara kadar çıkıyor.

İsveç Kraliyet Teknoloji Enstitüsü'nden Dr. Ethemcan Turhan, İstanbul gibi mega-şehirlerin artık iklim değişikliğine uyum ve azaltım arasında seçim yapma şansının bulunmadığı uyarısını yaparak  her ikisinin de hemen şimdi hızlı ve dönüştürücü şekilde yapılması gerektiğini ifade etti . Burada al-ver hesabı yapılamayacağını vurgulayan Turhan, "Yaşanan kayıp ve zarar ortada. Uyum çalışmaları statükoyu korumak değil onu aşmak için derhal arttırılmalı. Bu konuda politika yapıcılar hem ayranım dursun hem karnım doysun diyemez. Yani bizim özelimizde hem kömüre yatırımı savunup hem de uyum için uluslararası mekanizmalardan para isteyemezsiniz. Ayrıca, uyumun gerçek olması için sınıf, toplumsal cinsiyet, eğitim ve yaş gibi mevcut hassasiyetlerin gözetilmesi gerekiyor. 2009’da yaşanan selde bir minibüsün arkasında can veren yedi kadın işçiyi hatırlayalım. Adalet uyumun merkezinde olmalı” dedi.

'İSTANBUL'DA HALİHAZIRDAKİ POLİTİKALARIN İFLASI DENEYİMLENDİ'

ODTÜ  Yer Sistem Bilimi'nde doktora öğrencisi olan iklimbilimci Arif Cem Gündoğan, İstanbul’da bugün yaşananların aslında hem afet risk azaltım, hem kalkınma ve şehirleşme, hem de iklim değişikliğine uyum anlamında politikaların eksikliğini, yanlışlığını veya yetersizliğini ortaya koyan çok çarpıcı bir örnek olduğunu belirtti. Bu durumUN yetkililerin ifade ettiği gibi “doğal” bir durum olmadığını belirten Gündoğan  "Tehlike ve risklerin aksine afetler asla 'doğal' değildir; politikaların ve bu politikaların oluşmasına zemin sağlayan sosyo-ekonomik yapının bir sonucudur" dedi.  Bu bağlamda İstanbul kaderden ziyade hâlihazırdaki kalkınma, kentleşme, şehirleşme, afet ve iklim politikaların iflasını deneyimlediğini savunan Arif Cem Gündoğan   bilim insanlarının özellikle 2000’li yılların başından bu yana insan kaynaklı iklim değişikliğinin sel, sıcak hava dalgası, kuraklık, fırtına gibi aşırı hava olaylarını nasıl etkilediğini araştırdığını hatırlatarak, Bilim insanlarının iklim değişikliğinin aşırı hava olaylarında kilit öneme sahip sıcaklık, nem gibi parametreleri değiştirdiği; bu durumun da doğru tedbirler alınmadığı takdirde bugün İstanbul’da yaşananlara benzer vakaların dünyanın her yerinde sayısını ve şiddetini arttıracağı üzerinde hem fikir olduklarını vurguladı . Gündoğan, Kalkınma, şehirleşme, afet yönetimi ve iklim politikalarnını tam da bu sebeple bilim temelli, sosyal adaleti gözeten ve kağıt üzerinde kalmayan politikalar olması gerektiğini ifade etti.

'BUGÜN YAŞANANLAR DAHA BAŞLANGIÇ'

Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye İklim Politikaları Koordinatörü Elif Gündüzyeli, Bugün İstanbul’da ve dünyanın her yerinde yaşanan aşırı hava olayları, küresel sıcaklık artışlarının sanayileşme döneminin yalnızca bir derece kadar üzerine çıkmasının etkileri olduğunu belirterek bu yaşananların henüz daha başlangıç olduğunu iddia ediyor. Elif Gündüzyeli,  Paris Anlaşması doğrultusunda sıcaklık artışları 1.5 derece ile sınırlandırılmazsa çok daha büyük ve geri dönüşü olmayan felaketlerle, tahminimizden çok daha erken karşı karşıya kalacağımızı hatırlatarak  Türkiye gibi henüz anlaşmayı onaylamamış devletler Paris’i onaylayarak 1.5C derece hedefi hizasında ulusal kalkınma planlarını gözden geçirmesi ve şirketler ve bankaların da bir an önce portföylerini fosil yakıtlardan temizlemesi gerektiğini savunuyor.

'BÖYLE GİDERSE KAVURUCU SICAKLAR DA AŞIRI YAĞIŞLAR DA YENİ NORMALİMİZ OLACAK'

350. org'un Türkiye Kampanyacısı cnsın Leylim Ilgaz da fosil yakıt bağımlılığından kurtulmamız gerektiğine vurgu yapıyor. Ilgaz bu konuda adım atıp yıkıcı iklim değişikliğini durdurmak için harekete geçmezsek, İstanbul’da bugünkü aşırı yağışların da bir hafta önce yaşadığımız kavurucu sıcaklıklar da yeni normalimizin olacağını ifade ediyor. Cansın Leylim Ilgaz, "Bugün yaşadıklarımız bir fragman niteliğinde, biz filmi görmek istemiyoruz"  diyerek daha fazla geç kalmadan, adil, özgür, temiz, yenilenebilir enerji üretimine geçmemiz gerektiğini belirtiyor. (HABER MERKEZİ)